<h2>Uluslararası tanıma ve amaç</h2>
Kanada, Avustralya ve Birleşik Krallık Filistin Devleti'ni resmen tanıdıklarını açıkladı. Kanada bu adımı, iki devletli çözümün korunması ve uluslararası koordineli çabanın parçası olarak gördüğünü belirtirken; İsrail'in yerleşim politikaları ve Gazze'deki saldırılar nedeniyle Filistin Devleti'nin tanınmasının bölgedeki barış sürecine katkı sağlayacağını ifade etti. Avustralya, Filistin'in kendi devletine sahip olma hakkını tanıdığını ve Hamas'ın hiçbir rolde olmaması gerektiğini bir kez daha vurguladı. İngiltere ise barış umudunu canlandırmak ve iki devletli çözümü ilerletmek amacıyla Filistin'i tanıdığını duyurdu.
<h2>Gelişmeler ve açıklamalar</h2>
Üç ülke de bu adımı uluslararası koordineli çabalar ve Filistin Yönetimi'nin reform taahhütleriyle desteklenen bir barış sürecinin parçası olarak değerlendirdi. Kanada Başbakanı Carney, mevcut İsrail hükümetinin Filistin Devleti'nin kurulmasına engel olma yönündeki tutumunu eleştirdi; Batı Şeria'da yerleşim genişletme politikalarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Gazze'ye yönelik saldırılar sonucu sivillerin öldüğünü, milyonlarca kişinin yerinden edildiğini ve süregelen insani krizleri hatırlattı. Kanada, bu tanımanın iki devletli çözüm olasılığını korumaya yönelik uluslararası çabanın bir parçası olduğunu kaydetti ve bu adımı kendi kaderini tayin ve insan hakları ilkeleriyle uyumlu olarak değerlendirdi.
Avustralya, bu tanınımla Filistin'in devlet olarak tanındığını açıkladı; 21 Eylül 2025 itibarıyla yürürlüğe girdiğini belirtti ve Hamas'ın Filistin'de hiçbir rol olmaması gerektiğini yineledi. Avustralya'nın tanıması, iki devletli çözüme uzun süredir devam eden bağlılığını yansıtırken; Gazze'de ateşkesin sağlanması ve 7 Ekim 2023'teki rehine krizinin çözümüne yönelik uluslararası çabaların bir parçası olarak görüldü. Ayrıca Filistin Yönetimi Başkanı'nın reform taahhütlerinde ilerleme beklenmektedir.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer ise Filistin Devleti'ni resmen tanıdıklarını belirtti ve bu adımı barış umudunu canlı tutmak amacıyla attıklarını ifade etti. Starmer, Hamas'ın hükümette ya da güvenlik güçlerinde rolü olmaması gerektiğini vurguladı; rehinelerin serbest bırakılması, Gazze'deki insani krizin hafifletilmesi ve iki devletli çözüm çerçevesinde ilerlenmesi konularına odaklanılacağını söyledi. Ayrıca bu kararın güvenlik ve barışçıl gelecek için uluslararası işbirliğini güçlendireceğini belirtti.

Kanada, Avustralya ve Birleşik Krallık, Filistin Devleti'ni resmen tanıdı. Açıklamalar, iki devletli çözümün korunması ve Filistin Yönetimi'nin reform taahhütleriyle desteklenen bir barış sürecinin amaçlandığını vurguladı. Kararın ardından Kanada Başbakanı Carney, Avustralya Başbakanlığı ve İngiltere Başbakanı Starmer, Hamas'ın rolu olmaması gerektiğini ve insan hakları ile insani yardımların önemini tekrar değerlendirdi.

Kanada, Avustralya ve Birleşik Krallık Filistin Devleti'ni resmen tanıdı ve iki devletli çözüm hedefini güçlendirdi

İngiltere'ye düzenlediği resmi ziyaretinin son gününde ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile ortak basın toplantısı düzenledi ve Filistin'in tanınması konusundaki bir değerlendirmesini paylaştı. Bu konuda Başbakan Starmer ile aynı fikirde değilim; bu, az sayıdaki fikir ayrılıklarımızdan biridir.
Hamas'ın elindeki esirlerin tamamının derhal serbest bırakılmasını istediğini belirtti.
İsrail'in Gazze'deki soykırımı konusunda ise herhangi bir değerlendirme yapmadı.
ABD Başkanı, konuyla ilgili daha önceki açıklamalarında da Filistin devletini tanıma kararı alan İngiltere, Fransa ve Kanada gibi ülkelerin kararlarına katılmadığını ifade etmişti.

ABD Başkanı Trump, Starmer ile ortak basın toplantısında Filistin'in tanınması konusundaki görüş ayrılıklarını dile getirdi. Hamas'ın esirlerin derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı; İsrail'in Gazze'deki operasyonları hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadı. Önceki açıklamalarda da İngiltere, Fransa ve Kanada'nın Filistin devleti tanıma kararlarına katılmadığını belirtmişti.

Trump, Starmer ile Ortak Basın Toplantısında Filistin'in Tanınması Konusunda Fikir Ayrılığını Açıkladı

Londra Polis Teşkilatı tarafından yapılan açıklamada, aşırı sağcı Tommy Robinson'ın çağrısıyla düzenlenen Konuşma Özgürlüğü Festivali'nde yaklaşık 110 bin ile 150 bin arasında eylemci yürüdüğü belirtildi. Asıl adı Stephen Yaxley-Lennon olan Robinson'ın çağrısıyla toplanan binlerce İngiliz milliyetçisinin bazı noktada yürüyüş güzergahı dışına çıkmak istemesi ve polisle tartışması nedeniyle olaylar yaşandığı kaydedildi; eylemcilerin belirlenen alana sığmadığı ifade edildi.
Açıklamada, eylem güzergahı dışına çıkanların polis uyarılarını dinlemediği ve karşı eylem yapan Irkçılığa Karşı Dur grubunun bulunduğu bölüme gitmeye çalıştığı vurgulandı. Bu grubun yaptığı Faşizme karşı yürüyüş adlı eylem alanına aşırı sağcıların girişini engellemeye çalışan polislerin saldırıya uğradığı belirtilen açıklamada, polise yabancı maddeler atıldığı, bazı polislerin ise tekme ve yumrukların hedefi olduğu kaydedildi.
Atlı ve köpekli polislerin düzeni sağlamaya çalıştığına işaret edilen açıklamada, bazı eylemcilerin çevredeki binaların parmaklıklarına ve inşaat iskelelerine tırmanarak kendilerini ve çevrelerindekini riske attığı aktarıldı. Londra Polisi, Krallığı Birleştir sloganıyla yürüyen protestoculardan 25'inin polise saldırılar ve düzeni bozma suçlarından gözaltına alındığını açıkladı.
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Londra Metropolitan Polisi Teşkilatı Müdür Yardımcısı Matt Twist, bazı protestocuların eyleme kavga etmeye geldiğini belirterek, 'Bunlar polisle karşı karşıya geldi ve herkesi güvende tutmak için kurulan bariyerleri aşmaya, fiziki ve sözlü saldırı yapmaya çalıştılar' ifadelerini kullandı. Twist, olaylarda yaralanan polisler olduğunu da belirterek, '4'ü ağır 26 polis yaralandı. Bu yaralanmaların arasında diş kırılması, burun kırığı, beyin sarsıntısı ve baştan yaralanmalar bulunuyor' dedi.
Gelecek günlerde de gözaltıların artacağını kaydeden Twist, eylemde görev yapan 1600 polisten 500'ünün İngiltere ve Galler'deki başka güçlerden Londra'ya kaydırıldığını bildirdi.

Tommy Robinson'ın çağrısıyla Londra'da düzenlenen Konuşma Özgürlüğü Festivali'nde yaklaşık 110 bin ile 150 bin arasında eylemci yürüdü. Eylem sırasında bazı katılımcılar güzergah dışına çıkmaya çalıştı ve polisle çatıştı; Irkçılığa Karşı Dur grubunun bulunduğu bölgeye yönelimler izlendi ve Faşizme karşı yürüyüş alanının güvenliği için polislerle karşı karşıya gelindi. Olaylarda 26 polis yaralandı ve 25 kişi gözaltına alındı; görev yapan 1600 polisten 500'ü Londra'ya kaydırıldı.

“Birleşik Krallık” ile ilgili sonuçlar

Kanada, Avustralya ve Birleşik Krallık Filistin Devleti'ni resmen tanıdı ve iki devletli çözüm hedefini güçlendirdi

Trump, Starmer ile Ortak Basın Toplantısında Filistin'in Tanınması Konusunda Fikir Ayrılığını Açıkladı

Londra'da Tommy Robinson'ın Çağrısıyla Düzenlenen Konuşma Özgürlüğü Festivali'nde Büyük Protesto ve Polisler Yaralandı