Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos'ta 6.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem İstanbul başta olmak üzere yaklaşık 10 kentte hissedildi ve akıllarda İstanbul'da beklenen büyük deprem sorusu yeniden yükseldi.

Depremler sonrası uzman açıklamaları sıklaşırken, son depremde görüşler yine farklı yönlere kaydı. Habertürk yayınına katılan Şener Üşümezsoy, İstanbul'da kırılacak fay olmadığını savundu ve şu ifadeyi kullandı: 'İstanbul’da kırılacak fay olmadığını belirterek deprem korkusu olmadan en rahat uyuyacağım şehir İstanbul. 100 yıl kırılmaz görünüyor.'

Balıkesir depremi sonrası Habertürk'te konuşan Prof. Dr. Naci Görür ise Üşümezsoy’a adeta cevap niteliğinde açıklamalar yaptı. Görür, İstanbul'da yakın zamanda olan 6.2 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak şunları söyledi:

“İstanbul'da yakın zamanda olan 6.2 büyüklüğündeki deprem Kumburgaz fayının batı ucunun ancak cüzi bir kısmının kırılması, büyük bir kısmının kırılmadığı ve normal olarak körfezin içerisine giren adalar fayını da göz önüne alırsan halka yanlış bir şey pompalandı.”

Görür ardından şu eleştiriyi sürdürdü: 'Böyle gereksiz, bilime dayanmayan, bilim dünyasına sunulmayan verilere göre söylemler halka iletildi. Bıraktılar bu işi. Bir tavsama oldu diye düşünüyorum, dolayısıyla İstanbul daha tehlikeli hale geldi.'

“Kumburgaz Fay’ın toplam uzunluğu 65-70 kilometre olsa da gerçekte en fazla 15 kilometres kırıldı; geri kalanı duruyor. Adalar Fayı da duruyor. Bu kırılmalardan sonra 7’nin üzerinde bir deprem ihtimalinin varlığını söylemek mümkün. 7+ bir deprem ile 6.1–6.2 arasındaki deprem arasındaki zarar farklıdır ve İstanbul’daki yapı stoğunu düşünürsek bu çok daha ağır sonuçlar doğurur.”

Kaynak: Habertürk

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o6d534efc-14c8-47de-8581-b91f6037c5c9.webp

Görür-Üşümezsoy Tartışması

Görür'den Üşümezsoy’a Net Deprem Yanıtı

Türkiye, 1999 yılının 17 Ağustos'una felaketi yaşayarak başladı.

Kocaeli / Gölcük'te meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki deprem, Marmara Bölgesi'nden Ankara ve İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Gece 03.02'de yaşanan depremde resmi kayıtlara göre 17.480 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Yaşadığımız bu acıyı unutmamız ise mümkün değil. Aklımızda hep tek bir soru var: Neden?

1999 Gölcük Depremi, 17 Ağustos gecesi saat 03.02'de Kocaeli/Gölcük'te meydana geldi. Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünü 7.4 olarak açıkladı. Bu deprem, Türkiye tarihinde en büyük kayıplara neden olan deprem olarak tarihe geçti. Tüm Marmara Bölgesi'ni etkileyen deprem, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. 285 bini aşkın evin yıkıldığı depremde resmi kayıtlara göre 17.480 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Ülkemizin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara'da yaşanan bu deprem, gelişmiş bir coğrafyayı etkilediği için büyük bir sıkıntıya neden oldu. Pek çok insan yakınını kaybetti, işini, evini kaybetti. Yaşanan artçı depremler büyük korkulara neden oldu. Hayat, uzun bir süre 'normal' akışına dönmedi.

Yaşananları unutmamız ise mümkün değil. 'Unutmadık' sözü sürekli dilimizde. Elbette hayatını kaybeden vatandaşlarımızı, yaşanan acıları unutacağız. Bu, boynumuzun borcu. Fakat bir insan nasıl olur da 26 yıl önceki acıyı unutmaz? Hatta bu acıyı birinci derecede yaşamadığı halde takvim 17 Ağustos'u gösterdiğinde içi nasıl cız eder?

'Unutamadığımız' ya da 'unutturmadıkları' için. Gölcük Depremi'nin ardından Türkiye, dört bir yanında benzer acıları yaşadı:
12 Kasım 1999 Düzce: 7.2 büyüklüğündeki depremde 763 kişi hayatını kaybetti.
1 Mayıs 2003 Bingöl: 6.4 büyüklüğündeki depremde 176 kişi hayatını kaybetti.
23 Ekim 2011 Van: 7,2 büyüklüğündeki depremde 644 kişi hayatını kaybetti.
24 Ocak 2020 Elazığ: 6.8 büyüklüğündeki depremde 41 kişi hayatını kaybetti.
20 Ekim 2020 İzmir: 6.6 büyüklüğündeki depremde 116 kişi hayatını kaybetti.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş: 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde 46.104 kişi hayatını kaybetti.

Fakat bu acıların yaşanma sebebi büyük depremlerin olması değil. Eğer öyle olsaydı bugün Türkiye'den değil Japonya'dan, Rusya'dan örnekleri konuşuyor olurduk. Bizlerin içini yakan, hâlâ bir önlem alınmadığını bilmek. Gece yastığa başımızı rahat koyamamak. Yakınlarımızı telefonla arayınca ulaşamamak. Deprem olma ihtimalinden haberdar olduğumuz halde o bölgelerde yaşamak zorunda olmak. Depremin değil, binanın yıkıcı olduğunu bilmek.

Tekrarının yaşanmayacağından emin olduğumuz acıları hatırlamak belki bir nebze kolay olabilir. Fakat bugün geldiğimiz noktada 1999 depremi de diğer depremler de yaşanabilecek diğer felaketlerin bir habercisi. İşte bu nedenle unutmadık, unutmayacağız. Unutamayacağız. 'Unutamayacağımız' kötü anıların yaşanmasına ise daha fazla tahammülümüz yok.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o7edad9ea-79c6-4e8a-9c05-9c9372e90ba7.webp

Unutmamız Mümkün Mü?

17 Ağustos Gölcük Depremi'nin Üzerinden 26 Yıl Geçti: Unutmamız Sahiden Mümkün mü?

Balıkesir'i sarsan 6,1 büyüklüğündeki deprem sadece şehri değil, ünlü isimleri de derinden vurdu. Oyuncu Eylül Tumbar, amcasını kaybettiği acıyı ilk kez sessizce paylaşırken yürek burkan anları sosyal medyada da yankılandı.

Depremin ardından yaptığı paylaşımda, yaşadığı korkuyu ve kaybını takipçileriyle samimi bir dille dile getirdi. Olayın ardından ilk kez 2. Sayfa ekibi Akif Yaman'ın kameralarına yakalanan Tumbar, duygularını ve süreci anlattı.

Balıkesir’i sarsan bu deprem, Eylül Tumbar için tarifsiz bir acıya dönüştü. 'Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?' ve 'Kendi Düşen Ağlamaz' dizilerinin sevilen ismi, deprem sırasında enkaz altında kalan akrabaları için yardım çağrısında bulunmuştu. Ne yazık ki amcası Nihat Önbaş, bu felakette hayatını kaybetti.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın açıklamasının ardından Tumbar da X hesabından şu mesajı paylaştı: 'Amcamı kurtaramamışlar, başımız sağ olsun. yine de yardımcı olmaya çalışan herkese teşekkür ederim.'

Reklam çekiminde görüntülenen oyuncu, 'Yaz nasıl geçti?' sorusunu yanıtladı. Ancak Tumbar’ın açıklaması X kullanıcılarını ikiye böldü.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/ob9e1338f-a82e-43e2-8b2a-39ce84078bac.webp

Eylül Tumbar Amcasını Kaybetti

Balıkesir'deki 6,1 Depremde Amcasını Kaybeden Eylül Tumbar'ın Açıklaması X'te Tartışma Yarattı

Güney Amerika’nın güney ucundaki Şili kıyılarına yakın Drake Geçidi açıklarında 7.5 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.

ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), depremin merkez üssünün Drake Geçidi olduğunu açıkladı. Depremin odak derinliği yaklaşık 10,8 kilometre olarak belirlendi.

Deprem, Arjantin ve Şili’nin pek çok kentinde hissedildi.

Şili Donanması Hidrografi ve Oşinografi Servisi (SHOA), depremin ardından tsunami alarmı verdi.

SHOA, sahil bölgeleri, kayalık kıyılar, sulak alanlar, haliçler, nehir ağızları, kıyı şeritleri, yaya yolları, marinalar, kıyı yolları, balıkçı barınakları, limanlar ve iskelelerin boşaltılması talimatı verdi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/ocb84f8a0-bfec-45a1-8397-0131c1cf6b41.webp

Tsunami Alarmı Verildi

Tsunami Alarmı Verildi: Güney Amerika’da 7.5 Büyüklüğünde Deprem

Balıkesir adeta dalga dalga sallanıyor.

24 Ağustos akşamı saatler 21:58’i gösterdiğinde Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 4.8 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Dakikalar içinde sırasıyla 22:00’da 4.2 ve 22:14’te 4.3 büyüklüğünde artçı sarsıntılar yaşandı.

AFAD’ın açıklamasına göre depremin odak derinliği yaklaşık 7 kilometre olarak belirlendi ve sarsıntı çevre illerden de hissedildi.

Depremler üzerine Habertürk canlı yayınında konuşan Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, vatandaşlara paniğe kapılmamaları konusunda uyarıda bulundu.

Üşümezsoy, Sındırgı’daki son depremde yaklaşık 20 kilometrelik bir fayın kırıldığını belirterek “artçılar devam edecek” dedi. Simav Fayı’na dikkat çeken uzman, 'Sındırgı’daki depremden sonra artçılar sürse de bu doğal ve yeni bir büyük deprem anlamına gelmez. Ancak Simav fay zonu jeolojik yapısı gereği uzun vadede büyük deprem potansiyeli taşımaktadır.'

Kaynak: AFAD

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oe4dd6936-323c-4632-8c67-7325caf80c3f.webp

Balıkesir Depremini Değerlendiren Şener Üşümezsoy'dan Kritik Simav Fayı Açıklaması

Bir kapı kapanıyor, başka bir kapı aralanıyor.

Antalya’nın kalbinde yüz yıllık izler taşıyan Antalya Müzesi artık sessiz.
Sebep: Depreme dayanıklı olmaması.
Ancak yerini çağdaş, interaktif ve dijital bir müze alacak.

Son günlerde Türkiye’nin en çok konuşulan kültür haberlerinden biri bu karar oldu.

Bir Direnişin ve Hafızanın Hikâyesi

Antalya Müzesi’nin temeli 1919’da işgal günlerinde atıldı. Öğretmen Süleyman Fikri Erten, eserlerin yağmalanmasını önlemek için ilk adımı attı. Bu müze, sadece bir bina değil, aynı zamanda bir direnişin ve hafızanın simgesi oldu.

1937’de Yivli Minare Camii’ne, 1972’de bugünkü binaya taşındı. 1964’te açılan yarışmayı kazanan Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler imzalı proje, Türkiye’nin ulusal yarışmayla inşa edilen ilk müze binası olarak kayda geçti. 1988’de Avrupa Konseyi tarafından “Yılın Müzesi” seçildi ve Antalya’nın simgesi haline geldi.

Antalya Müzesi, sadece Antalya’nın değil, tüm Akdeniz’in en zengin koleksiyonlarından birini barındırıyordu: Perge heykelleri (Zeus, Artemis, Hermes...), efsanevi lahitler Herakles ve Dionysos, mozaikler, sikkeler, ikonalar, çocuklar için özel bölümü ve Anadolu’nun binlerce yıllık öyküsünü fısıldayan her salon.

2020’de deprem analizlerinde bina riskli bulundu. 16 Temmuz 2025 itibarıyla müze kapılarını kapattı.

Pek çok soru gündemdeydi: “Binayı güçlendirmek mümkün değildi mi?”, “Neden yeni bir müze?” Bakanlık ise “güçlendirme tek başına yeterli değil” dedi ve daha fazlasını hak eden bir müzecilik vizyonu sunacağını belirtti.

Bütçe: 2–2,5 milyar TL. Mimari: yarı açık / yarı kapalı modern bir kompleks. Güvenlik: deprem dayanıklı, çağdaş standartlarda. Teknoloji: dijital canlandırmalar, VR deneyimleri, hologramlı rehberler. Çocuklar için: oyunlaştırılmış interaktif alanlar, dokunmatik ekranlarla mitoloji anlatımı. Açık alanlar: bahçelerde konserler, antik mutfaktan esinlenen gastronomi deneyimleri.

Kısacası, yeni müze sadece bir sergileme alanı değil; yaşayan bir kültür kompleksi olacak. Antalya, artık sadece güneşiyle değil, kültürüyle de dünya sahnesinde öne çıkacak mı? Ben inanıyorum ki bu yeni yapı, bu belleği geleceğe taşıyacak.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oa23d3c9b-80ad-4dee-b624-e346c63aa629.webp

100 Yıllık Antalya Müzesi Kapandı: Yeni Müze Yolda

Günlerdir Balıkesir'i beşik gibi sallayan sarsıntılar kesilmedi. Bu sabah ise yeni bir deprem daha meydana geldi. AFAD'ın açıkladığına göre saat 05.46’da 4.4 büyüklüğünde ve 10,12 kilometre derinliğinde bir deprem kaydedildi. Balıkesir ve çevre illerde hissedildi.

Bir önceki depremin üzerinden günler geçerken, Balıkesir'in Sındırgı ilçesi 10 Ağustos'ta 6.1 büyüklüğünde deprem yaşamıştı. Ardından artçı sarsıntılar sürüyor.

Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, X hesabından 'Sındırgı'da ne oluyor?' başlıklı bir paylaşım yayımladı. Ercan, artçı depremlerin devam edeceğini belirtirken bölgedeki gerginliğin 6.1 büyüklüğündeki ana depremle tamamen boşalmadığını ifade etti.

Özetle Ercan’ın değerlendirmesi şu şekilde: 'Sındırgı’da ana depremden sonra artçı depremler ardı ardına gelirken, çoğunlukla M4,5–5 büyüklüğünde sarsıntılar görüldü. Bu artçılar Demirci, Gölmarmara, Akhisar, Kırkağaç, Gelenbe, Balıkesir ve Dursunbey çevrelerinde, Doğu–Batı ile Kuzeybatı–Güneydoğu yönlerinde yoğunlaşıyor. Odak derinlikleri yaklaşık 12–15 km civarında toplandığı için depremcik sanki sağa doğru bir hareket izliyor. Bu, gerginliğin tamamen boşalmadığına işaret ediyor; artçılar 1–2 ay sürebilir ve sonrasında sönümlenecektir.'

Halk bu süreçte çok tedirgin olsa da bilim insanları bölgenin yeni, yıkıcı bir deprem için geçmişte olduğu gibi bir toplanma sürecinde olduğunu düşünüyorlar. Ancak şu anda beklenen büyük bir deprem ihtimali için olumlu bir işaret yok.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o3a7f1560-090c-4175-b6c2-0d73042f190f.webp

Balıkesir’de Neler Oluyor? Ahmet Ercan'dan Deprem Açıklaması

Ria haber ajansına göre, Avrupa Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) verilerine göre Rusya'da Hazar Denizi bölgesinde yerel saatle 23:33'te 6.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Açıklamada, depremin merkez üssünün Dağıstan Cumhuriyeti'nde Derbent şehrinin 41 kilometre kuzeybatısında bulunduğu ve deprem derinliğinin 12 kilometre kaydedildiği belirtildi.

Deprem, Dağıstan ile çevre bölgeler ve Azerbaycan'da hissedildi. İlk bilgilere göre herhangi bir can kaybı veya hasar meydana gelmedi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/obf842e06-d013-44a9-b43a-81cc3f94c482.webp

Rusya'da Hazar Denizi kıyısında 6.0 büyüklüğünde deprem

Japonya Meteoroloji Ajansı (JMA) verilerine göre, yerel saatle 01.29’da Miyagi eyaletinin doğusunda enerjiyi serbest bırakan bir deprem kaydedildi.

Depremin derinliği yaklaşık 40 kilometre olarak ölçüldü ve büyüklüğü 5,7 olarak belirlendi.

Olay anında can kaybı veya hasar bildirilmezken, yetkililer şu ana kadar tsunami uyarısı yapmadı. Bölgede artçı sarsıntı olasılığına karşı vatandaşlar ve yetkililer durumu yakından takip ediyor.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o15ffa108-b4b7-4ecf-9589-dc2050f04a8b.webp

Japonya'nın Doğusunda 5,7 Büyüklüğünde Deprem: Can Kaybı Bildirilmedi

Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu, kentin yakınında pek çok fay bulunduğunu ve özellikle Eldivan-Elmadağ Tektonik Kaması'nın hareket etmesi durumunda 6,5-7 büyüklüğünde bir deprem ihtimalinin gündeme gelebileceğini söyledi.

“Derhal akla Demetevler geliyor,” diyen Seyitoğlu, oradaki yapı stoğunun çok zayıf olduğunu bildiğini belirterek, kentsel dönüşümün öncelikle Demetevler'den başlaması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca son yıllarda Ankara’da moda olan cam kaplı gökdelenlerin, yıkılmasa bile belirli bir salınım yapabileceğini ve bu salınımın cam yüzeylerden aşağıda bulunan insanlar için büyük hayati tehlikesi yaratacağını ifade ediyor.

Prof. Dr. Seyitoğlu, özellikle Ankara’nın deprem açısından güvenli sanıldığı yönündeki yaygın görüşün doğru olmayabileceğini belirterek, şehir merkezine yakın bölgelerde Eldivan-Elmadağ Tektonik Kaması, Abdüsselam Tektonik Kaması ve Beypazarı Kör Bindirme Zonu olarak tanımlanan üç diri fay bulunduğunu hatırlattı. Bunların Kuzey Anadolu Fayı, Eskişehir Fayı ve Kırıkkale-Erbaa faylarına da çok yakın konumda olduğuna dikkat çekti.

“Özellikle Eldivan-Elmadağ kamasında olası bir kırılmanın 6,5-7 büyüklüğünde deprem yaratacağına dikkat çekiyorum. Bu nedenle kentsel dönüşümün öncelikli olarak Demetevler’den başlanması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca cam binalar son yıllarda çok moda olsa da büyük tehlike arz ediyor; yıkılmasa bile ciddi salınımlar yaratabilir. Bu konudaki mühendislik önlemlerinin acil olarak düşünülmesi gerekir.”

Elmadağ bölgesinin sürekli yükseldiğini gözlemlediklerini belirten Seyitoğlu şöyle devam etti:

“Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalar, Ankara’nın büyük ana faylarının kesişim noktasında bulunduğunu gösteriyor. En önemli kırıklar Kırıkkale-Erbaa Fayı, Eskişehir Fayı ve Tuzgölü Fayının birleşim yerlerinde toplanıyor. Bu üç fayın ortasında kalan alan kuzeybatı-güneydoğu yönünde sıkışıyor. Bu sıkışmadan kaynaklanan üç temel yapı mevcut: Eldivan-Elmadağ Tektonik Kaması, Abdüsselam Tektonik Kaması ve Beypazarı Kör Bindirme Zonu.

GPS verilerine göre, bu bölgedeki daralmanın en fazla olduğu kısım Eldivan-Elmadağ Kaması olarak görünüyor. Ankara çevresinde büyük bir deprem bekleniyorsa, bunun üzerinde olabileceğini düşünüyoruz; çünkü bu bölgedeki daralma yıllık yaklaşık 12,5 mm’a kadar çıkıyor. Morfolojik veriler de derelerin derinleşmesiyle Elmadağ’ın yükselişini işaret ediyor. Yükselimin ne kadar olduğunun netleşmediğini ancak daralmanın büyük bölümünün bu kamada toplandığını söyleyebiliriz. Bu yapı üzerinde paleosismolojik çalışmalarla deprem tekrarlanma periyodunun da incelenmesi gerekiyor.”

“Bağlıca fayının karakteri hakkında gözlemlerimiz var” diyen Seyitoğlu, Ankara şehir merkezine yakın bazı depremlerin de bu bölgeyle ilişkili olduğuna işaret ediyor. 30 Nisan 2010’da meydana gelen 3,5 büyüklüğündeki Etimesgut depremi ile 11 Ağustos 2025’teki son depremin Eldivan-Elmadağ Kaması ile Abdüsselam Kaması arasındaki alanda gerçekleştiğini, bu depremlerin Melikşah-İkipınar Yükselimiyle bağlantılı olduğuna inanıldığını söyledi. Bağlıca fayının rolünün ise hala netleşmediğini ve bu konu üzerinde çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Eldivan-Elmadağ Tektonik kaması hareket ederse bunun 6,5-7 büyüklüğünde bir deprem yaratabileceğini öngören Seyitoğlu, hemen akla Demetevler geliyor çünkü oradaki yapı stoğunun çok zayıf olduğunu bildiklerini, dolayısıyla bir kentsel dönüşümün oradan başlaması gerektiğini tekrarladı. Ayrıca cam kaplı gökdelenlerin salgınsal bir risk oluşturduğunu ve mühendislerin bu konudaki önlemleri acil olarak düşünmesi gerektiğini ifade etti.

“Bilimsel çalışmalara fon ayrılması gerekiyor” diyen Seyitoğlu, bilim insanlarının kendi kendine fon bulması yerine devletin vergilerden TÜBİTAK’a araştırma fonu oluşturup bu projeleri objektif değerlendirme ile desteklemesini istedi. Bilimsel çalışmaların bu şekilde sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/ob8ce0fa8-a5bc-4e9c-9672-75c27ccb603e.webp

Prof. Dr. Seyitoğlu: Eldivan-Elmadağ Tektonik Kaması Ankara'da 6,5-7 Büyüklüğünde Deprem Potansiyeline Sahip

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS), 6,0 büyüklüğündeki depremin merkez üssünün Pakistan sınırı yakınındaki Celalabad'ın yaklaşık 27 kilometre kuzeydoğusunda olduğunu duyurdu.

Depremin yaklaşık 8 kilometre derinlikte gerçekleştiği bildiriliyor. Şu ana kadar can kaybı veya mal kaybı bildirilmedi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o212e09f2-2268-47c1-bf26-928f21c3a0e8.webp

Afganistan'da 6,0 büyüklüğünde deprem

Kunar: Afganistan'ın doğusunda, Pakistan sınırına yakın dağlık bir bölge, bugün 6 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Bölge, özellikle halihazırda zorlu hava koşulları ve geçim kaynaklarıyla mücadele eden halk için ağır bir sınav yaşıyor.

Depremin merkezi, Celalabad'ın yaklaşık 27 kilometre kuzeydoğusunda ve yer yüzeyinin 8 kilometre derininde meydana geldi. Yetkililer, depremden en çok etkilenen alanların Kunar vilayeti olduğunu ve yolların toprak kaymaları nedeniyle birçok noktada ulaşıma kapandığını bildirdi. Arama kurtarma çalışmaları ise helikopterlerle sürdürülüyor.

Afganistan Enformasyon Bakanlığı, gecenin ilerleyen saatlerinde yaptığı açıklamada, ilk bulgulara göre ölü sayısının 250'i aştığını ve 500'den fazla kişinin de yaralandığını duyurdu. Ölü sayısının artması ihtimali üzerinde duran yetkililer, kurtarma çalışmalarıyla birlikte durumu yakından izliyor.

Gece boyunca bölgede artçı sarsıntılar kaydedildi; en büyüğü 5,2 büyüklüğünde olan bu artçıların da meydana geldiği kaydedildi.

Geçici hükümet Sözcüsü Zabihullah Mücahid, X (Twitter benzeri) üzerinden yaptığı açıklamada, depremde hayatını kaybedenlerin olduğunu doğruladı ve hayat kurtarmak için tüm kaynakların kullanılacağını belirtti. Bölgede yerel yetkililer ve bölge sakinleri, yardımların hızla ulaştırılması için çaba gösteriyor. Mücahid, merkezi yönetim ile çevre vilayetlerden ekiplerin bölgeye yöneldiğini ifade etti.

Yetkililer, bu sarsıntıyı Afganistan’da son yılların en şiddetli depremlerinden biri olarak nitelendiriyor. Bölge, halihazırda acil yardım ekiplerince desteklenirken, arama-kurtarma çalışmalarının sürmesiyle birlikte zayiat sayısının netleşmesi bekleniyor.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/od3e47121-2b0a-4dd5-9203-6d67b43ec406.webp

Afganistan’da Büyük Deprem: Kunar’da 250’den Fazla Ölü, 500’den Fazla Yaralı Var

Afganistan’ın doğusunu sarsan deprem gece yarısı 6,0 büyüklüğünde kaydedildi. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu’na göre olay yerinde hissedilen deprem bölgede büyük hasara yol açtı.

Afganistan İçişleri Bakanlığı, depremde en az 622 kişinin yaşamını yitirdiğini, 1.555 kişinin yaralandığını ve çok sayıda evin yıkıldığını açıkladı.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Müftü Abdul Mateen Kane, Pajhwok Afgan Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Kunar’da ölü sayısının 610’a yükseldiğini, 1.300 kişinin yaralandığını; Nangarhar’da ise 12 kişinin hayatını kaybettiğini ve 255 kişinin yaralandığını belirtti. Ayrıca bazı köylerin ağır hasar gördüğünü ifade etti.

Kane, İçişleri Bakanı Halife Sirajuddin Hakkani’nin il valilerine, emniyet müdürlerine ve güvenlik ile hizmet güçlerine etkilenen bölgelere derhal ulaşmaları ve depremzedelere yardım sağlamaları talimatını verdiğini kaydetti.

Devlet haber ajansı Bakhtar, Nurgal ilçesindeki Wodir, Şomaş, Mesud ve Areet köylerinin tamamen yıkıldığını bildirdi. Kunar’ın Nurgal ilçesinde üç köyün yerle bir olduğu; Şolat, Areet, Mamagul, Wodir ve diğer köylerin ise ağır hasar gördüğü aktarıldı.

Afganistan İslam Emirliği Baş Sözcüsü Zabihullah Mücahid de kurtarma operasyonları için tüm mevcut kaynakların seferber edileceğini söyledi.

Bölgedeki kurtarma çalışmaları sürüyor; yetkililer, acil yardım ve arama-kurtarma çabalarını koordineli biçimde yürütmeye çalışıyorlar.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/od0b6bc70-8a43-464d-bd4c-9dc27540e2f7.webp

Afganistan’da deprem: 622 ölü, 1.555 yaralı

Afganistan'ın doğusunda meydana gelen depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 812'ye ulaştı, yaralı sayısı 2.800'ü geçti.

Afganistan İslam Emirliği Baş Sözcüsü Zabihullah Mucahid, gazetecilere yaptığı açıklamada, merkez üssü Kabil'in doğusunda olan depremde toplam 812 kişinin öldüğünü, 2.800'den fazla kişinin de yaralandığını bildirdi.

Mucahid, depremin ardından acil yardım olarak 100 milyon Afgani bütçe ayrıldığını, ihtiyaç halinde ek fon sağlanacağını belirtti.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o6c5829cc-17de-452d-a709-10a701d60b0b.webp

Afganistan'daki depremde can kaybı 812'ye yükseldi; yaralılar 2.800'ü aştı

Afganistan'da pazar günü Kunar vilayetinde meydana gelen 6 büyüklüğündeki deprem, pek çok hayatı değiştirdi.
Afganistan Ulusal Afet Yönetimi Kurumu Sözcüsü Yusuf Hammad, olayın detaylarını paylaştı.
Resmi kayıtlara göre depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 900'e yükseldi; yaralı sayısı ise yaklaşık 3 bine çıktı. Yaralıların bölgeden tahliyesi sürüyor ve bu yüzden ölü-yaralı sayılarında değişiklikler olabileceğini söyledi.
Toprak kaymaları bazı yollarda ulaşıma engel oldu. Ancak ekipler, kapalı yolları yeniden açmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Arama-kurtarma ekipleri, enkazlar altında yüzlerce kişinin olabileceği bölgelerde çalışmaya devam ediyor.
Dağlık arazi ve kötü hava koşulları bazı köylere ulaşmayı güçleştiriyor. Buna rağmen halk da dâhil arama-kurtarma çalışmaları sürüyor; enkazdan kurtarılan yaralılar hastanelere helikopterlerle sevk ediliyor.
Uluslararası yardıma yönelik çağrıya yanıt olarak Hindistan, İsviçre, Çin ve İngiltere’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin bölgeye yardım göndereceği açıklandı.
UNICEF'in ABD merkezli X hesabından yapılan açıklamada, depremde evlerini kaybeden aileler için hijyen malzemeleri, sıcak giysiler, battaniye ve mutfak gereçleri içeren 2 bin yardım kitinin bölgeye ulaştırıldığı belirtildi.
USGS ise depremi Afganistan'ın Pakistan sınırına yakın Celalabad'ın 27 kilometre kuzeydoğusunda, 8 kilometre derinlikte meydana geldiğini duyurdu; 6.0 büyüklüğündeki bu deprem, ülkede kaydedilen en şiddetli depremmlerden biri olarak kayda geçti.
Yerel yetkililer, depremin bu yönlü etkileriyle mücadele ederken BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), depremin ilk olarak 12 bin kişinin doğrudan etkilendiğini bildirdi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o44131ed7-80bb-4dab-9d4b-b5e55e1d14e1.webp

Afganistan'da 6 büyüklüğündeki depremde can kaybı 900'e yükseldi

Gaziantep'te 6 Şubat depremlerinde yıkılan Emre Apartmanı ile ilgili ek bilirkişi raporu dosyaya sunuldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden (KTÜ) beş akademisyen tarafından hazırlanan rapor, binanın beton dayanımının yetersiz olduğunu ve zeminin taşıma kapasitesinin dört kat fazla yük altında kaldığını ortaya koyuyor.

11 katlı Emre Apartmanı'nın yıkılmasıyla 49 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi yaralandı. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, binanın yıkılmasına ilişkin müteahhitler Ali Emre ve Ahmet Yıldız, mühendis Nazmi Tosun ve mimar Erol Özuslu hakkında, “taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan dava açtı.

KTÜ ek bilirkişi heyeti, dosyaya sundukları raporda, binadan alınan beton karot örneklerinin basınç dayanımının projelerde öngörülen değeri karşılamadığını belirledi. Ancak karot numunelerinin hangi katlardaki kolon, kiriş ve perdelerden alındığı net olmadığından, beton dayanımındaki yetersizliğin hangi müteahhidi veya işçinin sorumlu olduğunun kesin olarak belirlenemediğini vurguladı. Rapor; betonarme uygulama projesi ile sahada yapılan uygulama arasında temel sistemi, kolon sayısı, yerleşimi ve boyutları bakımından farklar tespit edildiğini belirterek, tekil temel olarak kurulan sistemin boyutlarının yetersiz olduğuna ve zeminin taşıyabileceği değerin dört katından fazla yüke maruz kaldığına dikkat çekti.

Rapora göre, bina kaçak ve betonarme projesi olmadan başladığı için 1999 yılında uydu görüntülerinde A blok inşaatının 3 Temmuz 1999'dan önce başladığı, ruhsat onayının ise 1 Kasım 1999 olarak kaydedildi. Uzmanlar, bu tabloya göre yapının kaçak olarak inşa edildiğini ve betonarme projesi olmadan başlandığını net biçimde ortaya koyuyor.

Rapor, ruhsat öncesi inşaattan sorumlu olarak Ahmet Yıldız ve mimar Erol Özuslu’yu gösteriyor. Ancak Özuslu’nun 14 Mayıs 1999 tarihli istifa yazısının ardından 3 Temmuz 1999’a kadar olan sürede inşaatın ne kadar ilerlediğinin belirlenemediğini belirtiyor. Ali Emre’nin Ocak 2000’de devraldığı dönemde, projenin aykırı olarak inşa edilen kolon boyutlarını tespit etmesi ve gerekli önlemleri alması gerektiği; bu çalışmaların yapılmaması hâlinde güvenlik açısından ciddi riskler oluştuğu ifade ediliyor.

Rapora göre, yapı kullanma serbestisi için imza atan Erol Özuslu’nun aynı anda şantiye şefi ve fenni mesul olarak görev yapması da kusur olarak değerlendiriliyor. Belediyenin ilgili birimlerinin de Özuslu’nun bu çifte görevi onaylayarak yapı kullanma belgesi vermesinde sorumluluk taşıdığına vurgu yapılıyor.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/od1667729-0996-4870-b1dc-18b5a1bcd455.webp

Emre Apartmanı davasında ek bilirkişi raporu: Zemin taşıma kapasitesi dört kat yük altında kaldı

İSTANBUL'da yaklaşık 2 milyon 900 bin öğrenci ve 170 bin öğretmen var.
Depreme karşı dayanıklı olmayan 100 okul ihale sürecinde; 12 okul güçlendirme çalışmaları tamamlandı, 61 okulda çalışmalar sürüyor.
İstanbul Valisi Davut Gül, 34 yeni okulun yapımının tamamlandığını açıkladı. Gül, 'Çocuklarımızın güven içinde eğitim görmesi bizim en öncelikli sorumluluğumuz' dedi.

İstanbul, 2025-2026 eğitim-öğretim yılına 23 ilçede 34 yeni okul ile başladı. Bu okullardan 17'si ilkokul, 8'i ortaokul, 16'sı lise, 3'ü anaokulu ve 2'si halk eğitim merkezi olarak planlandı. Gül, 'İstanbul'un her yaş grubundan öğrencisine dokunuyoruz, her kesime hitap eden yatırımları hayata geçiriyoruz' sözleriyle yatırımları değerlendirdi.

İstanbul Proje Koordinasyon Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında 1999 depreminden önce inşa edilmiş 1.530 okul incelendi. Riskli bulunan 1.336 okuldan 359'u yıkılıp yeniden yapıldı; 816'sı güçlendirilerek depreme dayanıklı hale getirildi. 61 okulda yapım ve güçlendirme çalışmaları sürüyor; 100 okulun ihale süreci halen devam ediyor.

Bir sabah basın toplantısı Zeytinburnu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde yapıldı. Vali Gül, 'İstanbul'daki tüm okul binaları güvenli hale getirildi. Çocuklarımızın güven içinde eğitim görmesi bizim en önemli önceliğimiz' ifadelerini kullandı.

'150 yeni okulun inşası sürüyor'
39 ilçede kamu kaynakları ve hayırseverlerin katkılarıyla toplam 150 okulun inşaatı sürüyor. Bu yatırımlar kentin geleceğini güvenle inşa etmek için kritik bir adım olarak görülüyor. İstanbul'da şu anda 2.371 okul tam gün eğitim veriyor; 677 okulda ise ikili eğitim devam ediyor.

Zeytinburnu'ndaki Eğitim Kampüsü tanıtıldı
42 bin metrekarelik Zeytinburnu kampüsünde üç yeni okul açıldı:
- Zeytinburnu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: 24 derslik, 36 atölye, 1.370 öğrenci kapasitesi
- Şehit Büyükelçi Galip Balkar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: 24 derslik, 39 atölye, 289 öğrenci
- Zeytinburnu Mehmet İhsan Mermerci Turizm Meslek Lisesi: 24 derslik, 39 atölye, 475 öğrenci kapasitesi, 40 oda ve 118 yataklı uygulama oteli

Vali Gül, bu yatırımların hayata geçirilmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o400daf38-f583-4a8c-96d6-0d7e0d0eaacf.webp

“deprem” ile ilgili sonuçlar