Galatasaray'ın yıldız oyuncusu Victor Osimhen, taraftarlar kadar Galatasaraylı Şahan Gökbakar'ın da gözdelerinden biri oldu.

Sevilen komedyenin sık sık paylaşımlarına konu olan Osimhen'le bu kez bir araya gelen Gökbakar, buluşmayı esprili bir film sohbetiyle taçlandırdı.

Geçtiğimiz sezon transferin son gününde gelerek şampiyonluğa direkt etki eden isimlerden biri olan Osimhen, bu sezon da Galatasaray'ın kadrosunda kalıcı olmayı başardı. Taraftarı bir kez daha sevindirdi.

Osimhen'i yakından takip edenlerden biri olan Şahan Gökbakar, bu özel buluşmada Osimhen'e ilginç bir soru yöneltti: "Filmlerinde bana da rol verecek misin?" Osimhen ise gülümseyerek "Tabii ki" yanıtını verdi.

Daha sonra Şahan Gökbakar, bu anları Instagram'da paylaşarak takipçilerine, "Osi baba filmlerde rol istedi. 😂 Recep 8 de bir sürpriz yapalım mı?" sorusunu yöneltti.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o7e9bba0a-b144-4ea9-917e-db87dc9b6c68.webp

Osimhen-Şahan Buluşması

Galatasaray'ın Yıldızı Victor Osimhen, Şahan Gökbakar'la Buluştu Rol İstedi

Bazen öfke öyle yüksek bir noktaya çıkıyor ki duvarlara yumruk atmak yerine ekran ışığında boşalmak daha iyi geliyor. İşte tam da bu yüzden, stresinizi hızlıca hafifleten ve adrenalin dozunuzu artıran 15 aksiyon filmi bir araya getirildi. Dövüş sahneleri, silah sesleri ve kilit anlar sizi ekran başında kilitleyecek. Hangisi sizin favoriniz olacak?

1) Diablo — Karanlık suç dünyasında geçen bu öykü, Scott Adkins’in canlandırdığı adamın hayatta kalma mücadelesini ve Marko Zaror’un sertleşen karşılaşmalarını konu alıyor. Sokak kavgaları, mafya hesaplaşmaları ve ihanetin gölgesinde giderek büyüyen bir gerilim.

2) Red Sonja — Kılıç, savaş ve intikam temalarını bir araya getiren bu film, Sonja’nın korkusuz yolculuğunu anlatıyor. Büyülü eleştirler, yüz yüze kapışmalar ve dimdik duruşla dolu bir kahramanlık hikâyesi.

3) The Smashing Machine — Eski MMA dövüşçüsü Mark Kerr’in gerçek hayatından uyarlanan bu biyografi türündeki yapım, Dwayne Johnson’ı (The Rock) farklı bir rolde izletiyor. Bildiğimiz kas gösterisinden çok, insanın kırılgan yanını ve dayanıklılığını konu alıyor.

4) Karate Kid evrenini tazeleyen bağımsız yapım — Jackie Chan ve Ralph Macchio yeniden sahnede. Usta-çırak dinamiğini güncel bir dille işleyen bu filmde, genç bir kahramanın hayatta kalma ve kendini savunma mücadelesi öne çıkıyor.

5) Vietnam Savaşı ve dinozorlar — Ormanların derinliklerinde geçen bu iki katmanlı aksiyon, savaşın kaosu ile fantastik yaratıkların tehlikesini bir araya getiriyor. İnsanlık ve doğa arasındaki kırılgan denge buradan dile geliyor.

6) Toxic Avenger — Normal bir insanın toksik atıklar yüzünden grotesk ve gücüyle öne çıkan bir anti-kahramana dönüşümü. Aşırı kan, kara mizah ve abartılı dövüşler eşliğinde bir aksiyon şöleni.

7) Gece vardiyasında iki polis — Basit bir çağrıdan başlayan olaylar, şehrin en karanlık hesaplaşmalarına dönüşüyor. Çete, yozlaşma ve hayatta kalma temalarıyla, her kavga daha gerçek ve çarpıcı bir hale geliyor.

8) Gökyüzüne meydan okuyan bir bina — Büyük bir şirketin kontrolünü ele geçirmek isteyenlerin çatışması, koridorlarda ve ofislerde geçen yoğun bir düello sunuyor. İhanetler, çıkar çatışmaları ve masaların devrilişiyle dolu bir tempo.

9) Güney Amerika ormanlarında dev anakonda — Keşif ekibi, doğanın acımasız gerçeğiyle karşı karşıya kalır. İhanetler, güç hesapları ve hayatta kalma içgüdüsü, bu macerayı sadece yaratık korkusundan çıkartıp gerilimli bir aksiyona dönüştürüyor.

10) Striking Rescue — Tony Jaa’nın kan ve nefes kesen intikam yolculuğu; her hamlede bir adım daha ileri giden, düşmanlarını tek tek indiren bir mücadele.

11) Soderbergh yapımı CIA ajanı ve gizemli black bag — Gizemli bir öğeyi peşinde koşan, takipler ve ihanetlerle dolu bir casusluk yolculuğu. Yakın dövüşler bu filmde de ön planda.

12) Monte Cristo Kontu — Edmond Dantès’in intikam serüveni: kılıçlar uçuşur, dar sokaklar koşuşturur ve finale kadar zekâ dolu hesaplaşmalar sürer.

13) Nefes kesen bir kaçış — Kapana kıstırılmış eski bir ajan özgürlüğünü almak için ölümüne savaşır; her köşede yeni bir tehlike ve sürükleyici bir kaçış planı.

14) Kurt lakaplı dövüşçü — Yeraltı dünyasında herkesin korktuğu bir figürün peşine düşen bir savaşın hikâyesi; saklanmak zor, hayatta kalmak daha zor.

15) Hint aksiyonu — Mafya ve güç oyunlarının ortasında, yönetmenin bakış açısıyla kurmaca gerçek arasında sürükleyen sert bir aksiyon filmi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o23b9d066-b3e7-4490-8af7-de0da7161c82.webp

Dövüşle Stres Atın: 15 Aksiyon

Sinirini Dövüşle Boşalt: 15 Aksiyon Filmi

Ufuk Bayraktar, Ezel dizisinde Ramiz Dayı’nın gençliğini canlandırmasıyla hafızalara kazındı. Genç Ramiz’in portresini ekrana taşıyan bu performans, onun kariyeri boyunca dikkat çekti.

İstanbul’da 12 Eylül 1981’de doğan Ufuk Bayraktar, Gürsoy Koleji’nde lise eğitimini tamamladı. Lise sonrası üniversiteye gitmeme kararının ardından babasının yanında çalışmaya başladı. Babası Cevahir Bayraktar, o dönem Cihangir’de Firuzağa Kahvesi’ni işletiyordu. Ufuk, bu dönemde sahne ve kamera önünde kendini geliştirerek Zeki Demirkubuz’un Bekleme Odası ve Kader gibi projelerde yer aldı. Ardından Nuri Bilge Ceylan’ın İklimler ve Semih Kaplanoğlu’nun Yumurta gibi yapımlarda rol aldı. Cemal Şan’ın Ali’nin Sekiz Günü ve Feo Aladağ’ın Ayrılık gibi filmleriyle de adından söz ettirdi.

Dizi dünyasında da adını sıkça duyuran Ufuk Bayraktar, uzun yıllardır sektörde dikkat çeken isimlerden biri oldu. 2025 itibarıyla 43 yaşında olan sanatçı, özel hayatında Merve Bayraktar ile evli ve bu birlikten Efe adında bir oğlu bulunuyor.

Geçmişte yaşanan bazı olaylar da adını zaman zaman tartışmalara taşıdı. 2018 yılında ruhsatsız silahla kavgaya karışması nedeniyle 6 ay hapis cezası aldı. 2020’de ise bir kadını şişe ile yaralama ve bir gence pala ile saldırı suçlarından toplamda 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezalarına çarptırıldı.

Ekrandaki başarısının yanı sıra Ufuk Bayraktar’ın kariyeri pek çok projeyle genişledi: Bekleme Odası, Kader, İklimler, Kartallar Yüksek Uçar, Ali’nin Sekiz Günü, Ezel, Yeni Baştan, Memleket Meselesi, Ayrılık, Dağ, Çanakkale 1915 ve Vatanım Sensin gibi yapımlar onunla özdeşleşti. Ayrıca Dağ Çanakkale 1915, Milat ve daha birçok projede rol aldı.

2025 yılına gelindiğinde, Beyoğlu’ndaki bir restoranda haraç talep ettiği iddiasıyla gözaltına alındığı ileri sürüldü. Restoran sahibi tarafından yapılan şikâyet üzerine soruşturma başlatıldı.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o6c0a63e7-1150-4cbc-b4f5-d5778c656b70.webp

Ufuk Bayraktar Neden Gözaltında

Ufuk Bayraktar Kimdir, Nereli? Ezel'in Genç Ramiz Dayısı Ufuk Bayraktar Neden Gözaltına Alındı?

Sinemaseverler için 15 Ağustos Cuma günü vizyona giren filmleri derledik. Bu hafta, nostalji ve yeni hikâyeler bir arada; sevilen yapımlar yeniden sinema salonlarını sallarken, yepyeni yapımlar da perdeyi aydınlatacak. İşte bu haftanın öne çıkan filmleri:

Cevahir ile Ulvi: aşk mı, para mı? sorusunun peşinde, beklenmedik bir telefon çığlığı onları maceraya sürükler. Cevahir’in eski sevgilisi Sonat, ünlü silah kaçakçısı Sırrı’nın hiç tanımadığı oğlu Uras’ı bulmaları karşılığında yardım ister. İkili Uras’ı tam intihara kalkışacağı anda kurtarır ve yola koyulur. Cevahir hem maddi kazanç hem de Sonat ile eski bağları yeniden canlandırma umudundadır. Ancak Ulvi’nin yol boyunca yaptığı büyük hata, tüm planlarını altüst eder. Artık başlarını beladan en az zararla atmanın yollarını aramak zorundadırlar.

Karadeniz’in terk edilmiş bir dağ köyünde geçen bu film, küçük kızlarını ani bir trafik kazasında kaybeden bir ailenin yıkıcı yas sürecine odaklanır. Anne Canan, kızının hâlâ hayatta olduğuna inanırken, baba Levent kendi acısıyla başa çıkmaya çalışır. Fakat evde geceleri esrarengiz sesler, ıslıklar ve kendi kendine hareket eden eşyalar baş göstermeye başlar. Evin içinde, kızlarının bedeni biçiminde ruhani bir figür belirirken gerçek ile kâbus arasındaki çizgi tamamen silikleşir. Aile, bu doğaüstü kabusun tam ortasında kendi acısıyla yüzleşmek zorunda kalır. Film karanlık atmosferiyle izleyiciyi içine çekiyor; psikolojik korku deneyimini derinleştiriyor.

Aşk Sokakta: İdil’in evleneceği gün aldatıldığını öğrenen genç kadının hikâyesi, şok içinde gelin arabasına atlayıp uzaklaşmasıyla başlar. Ardından yaşanan bir kaza hafızasını siler ve kendine geldiğinde yolunun gizemli bir yabancı olan Rüzgar ile kesiştiğini görür. İkili sokak sokak dolaşarak İdil’in kim olduğunu ve geçmişine dair gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır. Hafıza kaybı, geçmişin izleri ve yeni tanışılan Rüzgar arasındaki duygusal bağ, film boyunca çözülecek bir bilmece gibi ilerler. Romantik komedi dinamikleriyle umut ve duygu dolu anlar vaat eder.

Arabeskin unutulmayan kadın seslerinden biri olarak tanınan Bergen’in hayatını anlatan bu biyografik drama, Belgin’in çocukluk yıllarından başlayıp konservatuarda yükselişe uzanan bir yolculuğu aktarır. Adana’ya taşınan ve sahnelerde yükselen bir kariyerin arka planında, evlilikteki zorluklar, kezzap saldırısı nedeniyle bir gözü kaybetmesi ve sahnelere dönmesiyle gelen başarısı; ardından trajik bir silahlı saldırı ile hayatının son bulması… 30 yaşında hem bir kurban hem de arabesk kraliçesi olarak anılan Bergen’in öyküsü, toplumsal cinsiyet dinamiklerini ve müzikle yoğrulmuş acılı bir sanatçı portresini derinlemesine inceler.

Yaz Işığı, sanatla uğraşan genç bir ressam olan Erdem’in içsel yolculuğunu anlatır. İstanbul’dan memleketi Çanakkale’ye dönmeye karar veren Erdem, Bozcaada’daki eski arkadaşı Arda’nın sergisine tanık olur ve bu karşılaşma, geçmişte bıraktığı hayat ve hayallerle yüzleşmesini sağlar. Doğal güzelliklerle bezeli bu atmosfer, bireyin kendini bulma sürecini nazik ve duygusal bir dille işler. Geçmişle barışmak, sanatla yeniden bağ kurmak ve doğanın şifalı etkisi bu yolculuğun temel taşlarını oluşturur.

Hutch Mansell, Rus mafyasıyla girdiği kanlı hesaplaşmanın üzerinden dört yıl geçtikten sonra hâlâ 30 milyon dolarlık borcunu kapatmak için uluslararası suç örgütlerine yönelik suikastlar yürütmektedir. Bu yaşam tarzı ona fiziksel olarak diriltiyor ama eşi Becca ile ilişkisini zedeliyor. Ailesini korumak için kardeşi Harry ile birlikte çocukluğunun tek tatil durağı olan eski lunapark kasabasına giderler. Burada ufak bir tartışma, yozlaşmış lunapark yöneticisi ve karanlık emelleri olan bir şerifi de işin içine çeker. Aile hedef haline gelince Hutch, geçmişte bıraktığını sandığı ölümcül becerileri yeniden sahaya sürmek zorunda kalır. Aksiyon, mizah ve aile teması bir arada yükselir.

Işık, Berlin’de yaşayan Engels ailesinin evine hizmetçi olarak giren Suriyeli Farrah’ın gelişiyle başlayan drama-komedi karışımı bir yapımdır. Farrah’ın varlığı, önce aileyi yeniden bir araya getirir gibi görünse de, karanlık geçmişi ve kendi sorunlu kaderi gün yüzüne çıktıkça her şey altüst olur. Ailenin Farrah’ın gerçekte kim olduğuna hükmetmesiyle yaşananlar, eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmeyi gerektirir. Hizmetçilikle başlayan bir dokunuşun hayatları nasıl dönüştürebileceğini etkileyici bir şekilde betimler. Bu film, kültürel çatışmaları ve aidiyet arayışını derinlemesine irdeler.

The Godfather: Part II, Francis Ford Coppola’nın yönettiği ünlü Godfather serisinin ikinci halkasıdır; ilk filmin epik devamı olarak unutulmaz bir sinema deneyimi sunar. Film, Michael Corleone’nin suç dünyasındaki yükselişini ve geçmişte Vito Corleone’nin Amerika’ya gelişini paralel şekilde anlatır. Derin karakter analizleri, aile dramı ve güç çatışmalarının iç içe geçtiği bu eser, altı Oscar ödülü kazanmıştır ve sinema tarihinin kalıcı yapıtaşlarından biri olarak kabul edilir. 15 Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de yeniden sinemalarda gösterime girerek, yeni izleyicilerle buluşma imkanı sunuyor.

Eşsiz çeşitlilikteki bu vizyon takvimi, her türden izleyiciye hitap eden zengin bir deneyim vaat ediyor. Etkileyici görseller, güçlü performanslar ve sürükleyici hikâyelerle sinema salonlarına akın etmek için daha nice neden var.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o662ea964-cfb5-476f-b3bc-bf839cb88e29.webp

Bergen ve Yeni Filmler

Bergen, Aşk Sokakta, Geniş Aile 5: 15 Ağustos Cuma Günü Hangi Filmler Vizyona Giriyor?

Usta aktris Adile Naşit'in hayatını konu alan 'Adile' filminin çekimleri sürüyor.

Münir Özkul'u canlandıran Levent Can'dan set fotoğrafı geldi.

Levent Can'ın Münir Özkul'a benzerliği görenleri şaşırttı; bu benzerlik sosyal medyada da gündem oldu.

Çağan Irmak'ın yönettiği filmin setinde Meltem Kaptan'ın Adile Naşit'i canlandırdığı sahneler daha önce ilk görüntüler olarak paylaşıldı.

Filmde Münir Özkul rolünü üstlenen oyuncunun performansı merakla beklenirken, Levent Can'ın benzerliğinin ilgi çekmesi dikkat çekti.

'Adile' filmine karşı beklentiler artarken, setten gelen bu kareler heyecanı daha da artırdı.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o434f020f-36a6-46cb-8c67-58670df88329.webp

Levent Can Münir Özkul Benzedi

"Adile" Filminde Münir Özkul'u Canlandıran Levent Can'dan Set Fotoğrafı Geldi

2025 yılı sinema sahnesi adeta altın çağını yaşıyor. Bağımsız yapımlardan dev gişe filmlerine, animasyondan korkuya kadar uzanan geniş bir yelpazede çıkan filmler eleştirmenlerden yüksek notlar topluyor.

Tomatometer, yılın en etkileyici filmlerini ilan etti. Zirvedeki film, On Becoming a Guinea Fowl ile %100 Certified Fresh derecesini elde ediyor. Bu film, gece yarısı ıssız bir yolda dayısının cesedini bulan Shula’nın etrafında şekilleniyor. Keşif, aile ritüellerinin altında yatan sırları yavaşça yüzeye çıkarıyor; trajikomik tonuyla aile, gelenek ve nesiller arası sessizliği işliyor. Başrolde Susan Chardy, Roy Chisha, Blessings Bhamjee ve Chungu Bwalya yer alıyor.

Bir diğer %100 puanlı yapım Eephus ise 1990’ların Massachusetts’inde geçiyor; Adler’s Paint ve Riverdogs adlı amatör beyzbol takımları son oyunları için bir araya geliyor, fakat bu oyun sadece bir maç değil; yakında okul yapılacak olan sahaya veda niteliğinde.

Listenin ilk üçünde ise yine %100 ile öne çıkan bir kozmos var: Paris sokaklarında yemek dağıtarak yaşamını sürdüren genç bir göçmen Souleymane’in göçmenlik başvuru sürecini işleyen bir yolculuk; kimlik karmaşası, umut ve kaçış temalarını derinlemesine ele alıyor.

İlk 10’da öne çıkan diğer yapımlar arasında Jia Zhangke’nin Caught by the Tides (99), Joel Potrykus’un Vulcanizadora (98), Sarah Friedland’ın Familiar Touch (98), Çin yapımı Black Dog (98), Ryan Coogler imzalı Sinners (97), Brezilya yapımı I’m Still Here (97) ve James Griffiths’in The Ballad of Wallis Island (97) yer alıyor. Bu filmler yüksek puanlarıyla eleştirmenlerin kaçırılmaması gerekenler listesine giriyor.

Bu yıl süper kahramanlar da sinema sahnesine damga vurdu: Marvel’ın Fantastic Four: First Steps filmi %86 ile listeye girdi, DC’nin yeni evreni Superman ise %83 ile Certified Fresh onayı aldı.

Animasyon tarafında Netflix’in KPop Demon Hunters (%97) öne çıkarken Pixar’ın Elio (%83) ve The Bad Guys 2 (%87) da dikkat çekti. Gişe filmleri ise popüler kitleyi yeniden yakaladı: Fantastic Four, Superman, Bridget Jones: Mad About the Boy, 28 Years Later ve F1 The Movie.

Hollywood’un dev isimleri de sahnede: Brad Pitt, Formula 1 dünyasının hızını ve gerilimini ekrana taşıdığı F1 The Movie ile %82 Tomatometer puanı alırken; Renée Zellweger yıllar sonra Bridget Jones: Mad About the Boy’da romantik komedi tutkusunu %89’la bir kez daha kanıtladı. Liam Neeson aksiyon ve mizahı bir araya getiren The Naked Gun performansıyla %88, Nicolas Cage başrolünde olduğu The Surfer ile %84 değerinde dikkat çekti. Yıldız isimler bir kez daha öne çıktı.

Diğer dikkat çekici yapımlar: Black Bag – Steven Soderbergh’ten casusluk gerilimi %96; Weapons – Zach Cregger’ın yeni korku filmi %94; Presence – Soderbergh’in paranoyak psikolojik gerilimi %88; Paddington in Peru – sevimli ayıcık Paddington’un yeni macerası %93; The Bad Guys 2 – animasyon devamı %87; Elio (Pixar) – uzaya yanlışlıkla insanlığın temsilcisi olarak gönderilen bir çocuğun hikayesi %83; The Surfer – Nicolas Cage’in başrolünde psikolojik gerilim %84; Friendship – Tim Robinson ve Paul Rudd’ın dostluğu üzerine eğlenceli bir film %88; Drop / The Friend / The Assessment – bağımsız yapımlar %83 puanla listeye giriyor; Unicorns – LGBTİ+ temalı aşk hikayesi %80; Dog Man – çocuk kitabından uyarlanan eğlenceli animasyon %81.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o2a666434-e4f2-45ef-bafa-53c30e592ab4.webp

2025’in En İyi Filmleri

Patlamış Mısırları Hazırlayın: Tomatometer Listesi 2025’in En İyi Filmlerini Açıkladı!

Arkadaşlık, hayatın sade ama en güçlü bağlarından biridir. Zamanla değişen şehirler, iş yoğunluğu ya da farklı rotalar bile gerçek dostluğu zayıflatamaz. Bu yüzden sinema, bu özel bağı bazen çocukluk coşkularında, bazen yetişkinlikteki dayanışmada, bazen de hayata tutunan küçük jestlerle anlatır. Dostluğun kahkaha dolu yüzünü olduğu kadar, gözyaşıyla yoğrulmuş yanını da izlerken keşfederiz. Ve en çok da, birinin bir başkasına “yanındayım” diyebilmesinin büyüsünü hissederiz.

İşte dostluğun gücünü en çok hissettiren 15 film:

1) Dört çocuk, kasabalarının dışına kaybolmuş bir cesedi bulmak için yola çıkar. Bu yolculuk, kendi korkularıyla yüzleşmelerinin simgesi olur; aile baskıları ve çocukluk travmaları adım adım ortaya çıkar. Dostlukları onları her engelden geçirir ve hayatın acımasız yüzünü ilk kez görürler. Ama birlikte olduklarında korkunun bile küçüldüğünü fark ederler.

2) Felçli bir zengin adam ile ona bakıcı olan genç, farklı dünyalardan gelseler de güçlü bir bağ kurar. Başta birbirlerinden rahatsız olsalar da kısa sürede yaşam sevincini paylaşmayı öğrenirler. Dostluk ikisini de daha insancıl hale getirir; kültür, yaş ve sınıf farklarının ötesinde bir bağ kurulur.

3) Üniversitede temizlikçi olarak çalışan genç, olağanüstü matematik zekâsıyla fark edilir. Öfkesini ve yaralarını saklamak için hayata sırtını döner; yanında duran tek kişi en yakın arkadaşıdır. Dostluk, bir insanın değerini görmesini sağlayan kilit anahtardır ve potansiyeli ortaya çıkarır.

4) Katı kurallarla yaşayan gençler, sıra dışı bir öğretmenin rehberliğinde özgürlüğü keşfederler. Şiir ve edebiyat sayesinde kendilerini ifade etmeye başlarlar; birbirlerinin en yakın destekçisi olur, korkularını ve umutlarını paylaşarak bağlarını güçlendirirler. Birlikte yaşadıkları deneyimler, ömür boyu sürecek bir etki bırakır; dostluk, özgürlüğün ilk adımı olur.

5) Oyuncaklar, sahiplerine duydukları sevgiyi paylaşırken birbirleriyle bağ kurar. Başta kıskançlık ve rekabet onları ayıracak gibi görünse de zor zamanlarda birlikte hareket etmeyi öğrenirler. Her bir oyuncak, diğerinin eksikliğini tamamlar; dostlukları onları yeniden güçlü kılar ve gerçek kahramanlığın dayanışmada olduğunu gösterirler.

6) Sıradan hayatlardan sıkılan iki kadın, özgürlük arayışıyla yola çıkar. Yol boyunca karşılaştıkları tehlikeler, aralarındaki bağı güçlendirir. Birlikte hareket ederler, birbirlerine olan sadakatleri onları yenilmez kılar; dostlukları özgürlüğü göze alır.

7) Küçük bir kız güzellik yarışmasına katılmak ister ve tüm aile bu maceraya katılır. Yol boyunca yaşanan aksilikler, aile üyeleri arasındaki gizli bağları ortaya çıkarır. Kardeşler ve kuzenler arasındaki dayanışma hikâyeyi sıcacık kılar; kaybolan umutlar yeniden canlanır. Kız sahneye çıktığında, kimse yalnız değildir.

8) Büyücülük okuluna adım atan üç genç, hayatlarının en zorlu sınavlarına birlikte göğüs gerer. Karanlık güçlere karşı duran bu üç arkadaş, birbirlerine yaslanmayı öğrenir; bazen kırılırlar, bazen kavga ederler ama asla birbirlerini terk etmezler. Dostlukları, en güçlü büyüden bile değerlidir ve dünyayı değiştirecek kadar kuvvetlidir.

9) Siyahi bir piyanist ve ona eşlik eden şoför, Amerika’nın güneyinde turneye çıkar. Irkçılığın ve önyargıların gölgesinde yol alırlar; başlangıçta mesafeli durumlar kısa sürede yerini anlayışa bırakır. Şoför, sanatçının cesaretinden etkilenir; sanatçı ise dostluğun değerini öğrenir. Yolculuk, onları dostluğun dönüştürücü gücüne taşır.

10) Utangaç bir genç kız, sosyal medyanın gölgesinde gerçek arkadaşlıklar kurmaya çalışır. Küçük adımlarla açılan kapılar, yanındaki birkaç arkadaşla dünyasını genişletir. Dostluğun büyüsü, yalnızlığı hafifletir ve kendi hikayesini yazacak cesareti bulmasını sağlar.

11) Bir genç kız, annesiyle çatışırken arkadaşlarının desteğiyle büyür. Yalnız hissettiğinde dostları ona güven verir; yanlış kararlar alsa da asla yalnız kalmaz. Dostluk, kim olduğunu keşfetmenin anahtarıdır ve gençliğin karmaşasını daha dayanılır kılar.

12) İçe kapanık bir genç, yeni okulunda iki arkadaş sayesinde kendini bulur. Onların yanında sessizliği konuşmaya, utangaçlığı cesarete dönüştürürler. Dostluk, onun için yeniden doğuş gibidir ve hayatın acılarını da güzelliklerini paylaşmayı öğretir.

13) Küçük bir çocuk, kaykay yapan bir grupla tanışır ve yeni bir dünyanın kapısını aralar. Büyüklerin sertliği, küçüklerin dostluğuyla yumuşar; oyunlar, düşüşler ve kavgalar onların bağını güçlendirir. Dostluk, çocuğun kendini ait hissettiği ilk yer olur.

14) Müzik tutkusu olan küçük bir çocuk, ölüler diyarında ailesinin geçmişini keşfeder. Yolda edindiği dost, ona hem rehber hem sırdaş olur; dostlukları sayesinde gizli gerçekler ortaya çıkar. Hayallere ulaşmada sevgi ve dayanışmanın önemi büyür; gerçek aile bağı dostlukla tamamlanır.

15) Bir çocuk, okulda yalnız hissettiği sırada yeni arkadaşını keşfeder ve birlikte hayal dünyası kurarlar. Bu dünyada gerçek hayatın sorunlarıyla yüzleşirler; dostlukları, korkularla başa çıkmalarını ve hayal güçlerini kullanarak güç bulmalarını sağlar. Her an, dostluğun kalplerde yaşamanın en değerli yanını hatırlatır.

Bu 15 öykü, dostluğun her yüzünü onlara özgü tonda ve sıcak bir dille anlatıyor. Her hikaye, yanınızda birinin olduğunu bilmenin ne kadar güç verici olduğunu hatırlatıyor.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o88a03261-2a60-419b-b45c-744a223916a2.webp

Bu Biz: 15 Dostluk Filmi

İzlerken 'Bu Biz' Diyeceğiniz Arkadaşlığı Konu Alan 15 Film Önerisi

Quentin Tarantino, uzun süredir merakla beklenen son filmi The Movie Critic’i iptal ettiğini açıkladı.

Usta yönetmen, projeyi yazarken keyif aldığını ancak filme dönüştürme aşamasında aynı heyecanı hissetmediğini söyledi.

İşte detaylar:

- Tarantino, kararının ardındaki sebepleri The Church of Tarantino adlı podcast’te paylaştı.

- Hikâyeyi önce sekiz bölümlük bir dizi olarak yazdığını, sonra da uzun metrajlı filme dönüştürdüğünü belirtti. Ancak pre-prodüksiyon sürecinde heyecanın azaldığını ifade etti: 'Aslında yazdığım şeyi çok beğeniyordum ama dramatize ederken aynı tatmini bulamadım. Yazarken çok keyif aldım fakat filme dönüştürme aşamasında beklediğim gibi olmadı. Bu yüzden fişi çektim.'

- Senaryodaki karakter, ünlü olmayan fakat bir dergi için film eleştirileri yazan biri olarak tasvir ediliyordu. Tarantino, bu hikâyeyi kendine meydan okuma olarak gördüğünü söyledi ancak 'bir film eleştirmenini ilgi çekici kılmanın sınırlı bir cazibesi olduğuna' dikkat çekti.

- The Movie Critic, dönemi ve atmosferiyle Once Upon a Time… in Hollywood’un ruhani bir devamı olarak tasarlanmıştı; ancak Tarantino, iki film arasında herhangi bir karakter bağlantısı olmadığını vurguladı ve 'Cliff Booth’un orada olduğu falan tamamen uydurma' dedi, söylentileri net şekilde yalanladı.

- Şu anda yönetmen yeniden çizim tahtasına dönüyor. Bu arada Brad Pitt, Once Upon a Time… in Hollywood’daki Cliff Booth rolünü David Fincher’ın Netflix yapımı The Adventures of Cliff Booth filminde yeniden canlandırmaya hazırlanıyor.

- Tarantino’nun sinemaya vereceği nihai veda için hangi projeyi seçeceği ise şimdilik gizemini koruyor.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/odbd0a244-c796-411d-8967-9d69d587dcdb.webp

Quentin Tarantino İptal Kararı

Quentin Tarantino 10. Filmi The Movie Critic’i Neden İptal Ettiğini Açıkladı

Sinemaseverler için 22 Ağustos Cuma günü vizyona girecek filmleri derledik. Bu hafta, hem yeniler hem de eski favoriler bir arada; vizyonda kahkaha, aksiyon ve duygu dolu anlar yaşatacak yapımlar var.

Kadıköy Boğası – Mustafa Başaran’ın yaşamı perdeye taşınıyor. Nişanlısı Rabia ve sadık köpeği Çomar’la Kadıköy’ün canlı dokusunu yansıtan bu biyografi, mizah ve samimiyetle hayatı anlatıyor.

Arif v 216 – İnsanı dönüştürmeyi hayal eden robot 216 ile Arif’in sıcak dostluğunu ve aşkı keşfetme serüveni, mizah ve duyguyla buluşuyor.

Whiplash – Yetenek, hırs ve fedakarlık arasındaki ince çizgi; Andrew Neiman ile öğretmeni Fletcher arasındaki psikolojik gerilim, müzikle güçlenen bir drama olarak yeniden hatırlanıyor.

Johnny Puff ve ekibi – Taigasville’in donmasını önlemek için başlayan nefes kesen bir macera. Animasyonun renkli dünyası, aile sıcaklığı ve takım ruhunu öne çıkarıyor.

Gülizar – İçsel çatışmalar ve karar anlarıyla dolu dramatik bir yolculuk. Sercan Muhammet’in yönetmenliğinde sade ama etkileyici bir duygu yoğunluğu sunuyor.

Heidi – Köy ve şehir arasında gidip gelen bir hikâye; doğayla beslenen temiz kalpli bir yolculuk, sevgi dolu bir atmosfer sunuyor.

Andrew Neiman’ın müzikle olan bağı ve Fletcher’ın baskısı, Whiplash’in psikolojik derinliğini bir kez daha hatırlatıyor. Nicolas Cage’in başrolünde olduğu bir gerilim, dalgaların ve sürprizlerle dolu bir yolculuğa davet ediyor.

Tema parkında tatil yapan arkadaşlar, eğlenceden hayatta kalmaya uzanan adrenalin dolu bir maceraya atılıyor. Korku ve aksiyon, ekip çalışmasıyla birleşiyor.

Nacaroğulları soyu Anadolu’da bebeklerin talihsiz macerasını mizah ile harmanlayan neşeli bir yolculukla ekrana geliyor. Parodi tadında bir anlatım, dönemi hicveden esprilerle izleyiciyi güldürüyor.

Anadolu köyünde seri katil hikayesi, sade fakat rahatsız edici bir atmosferde geçmişin lanetinin bugünümüze uzanışını anlatıyor.


https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oa7e2b682-ec4c-4bc9-b1d8-86877462e8ad.webp

22 Ağustos Vizyonda Filmler

Kadıköy Boğası, Arif v 216, Whiplash: 22 Ağustos'ta Hangi Filmler Vizyonda?

Buz Devri serisi, yalnızca bir animasyon serisi olmaktan çıkıp, çocukluğumuzun ve gençliğimizin unutulmaz bir parçası hâline geldi.

Manny, Sid, Diego ve Scrat gibi karakterler, maceralarıyla hem güldürdü hem de dostluğun, dayanışmanın ve aile olmanın önemini öğretti.

Her yeni filmi çıktığında sinema salonlarında yaşadığımız heyecan, büyürken bize eşlik eden bir gelenek haline geldi. Elbette bunda serinin Türkçe dublajının başarısının da önemli bir payı var.

Sid’i seslendiren Yekta Kopan, efsaneleşen "Hanım hanım bunlar benim yavrularım" repliğinin nasıl ortaya çıktığını anlatıyor. Kopan’ın bu anlatımı, repliğin arkasındaki yaratım sürecini ve sahnenin nasıl hayat bulduğunu aydınlatıyor.

Manny’ye Ali Poyrazoğlu'nun sesi hayat verirken, Diego'yu Haluk Bilginer'in güçlü sesi canlandırdı. Bu güçlü kadro, her karakteri daha bir canlı ve unutulmaz kıldı.

Türkiye’de Buz Devri, bu seslerle gönüllerde ayrı bir yer edinmeyi başardı ve her yaştan izleyici için unutulmaz anılar bıraktı.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oae2d2ba4-90fa-47f5-945e-20e43e91d873.webp

Yekta Kopan'ın Buz Devri

Bakın Aslı Neymiş: Yekta Kopan Buz Devri Filmindeki O Efsane Repliğin Nasıl Ortaya Çıktığını Anlattı

Game of Thrones dünyasında tanıdığımız Sophie Turner ile Kit Harington'ın yolları yıllar sonra aynı projede yeniden kesişiyor. Sansa Stark ve Jon Snow olarak hafızalarımıza kazınan ikili, bu kez farklı bir hikaye için bir araya geliyor.

The Dreadful adlı gotik bir dönem filminde Turner başrolü üstlenip yapımcı koltuğunda da oturuyor. Harington ise onunla birlikte hikayesinin merkezindeki diğer karakteri canlandırıyor. Projeyi özel kılan nokta ise, Game of Thrones'ta kardeş olarak gördüğümüz bu ikilinin şimdi romantik bir çift olarak ekrana gelmesi.

Bir röportajda senaryoyu ilk kez okuduğunda şaşırdığını söyleyen Turner, Öpüşme, sevişme derken bir anda fark ettim ki bunların hepsi Kit'le olacak. Ve benim için o hep kardeşimdi dedi. Sahnelerin çekimi her iki taraf için de zorluydu; ilk öpüşme sahnelerinden sonra ikisi de neredeyse kusacak gibi hissetti. Turner bu deneyimi kariyerimdeki en kötü anlardan biriydi olarak nitelendirdi; ancak senaryonun gücü onları projeden vazgeçirmedi.

Kaynak: Reality Tea

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/of82b4089-d34a-438d-b47f-5ca45b2a28c0.webp

Sophie Turner ve Kit Harington

Kardeşlikten Aşka: Turner ve Harington The Dreadful'da

Türkiye'nin efsanevi fotoğrafçısı Ara Güler'in kareleri yapay zekâ ile yeniden canlandırıldı. Cem Talu'nun yönetmenliğini yaptığı görüntülerde seslendirme ve müzik Zülfü Livaneli'ye ait. Talu, yapay zekâ dokunuşunu Instagram'da şu notla paylaştı: 'Ara Güler'i 97. doğum gününde saygı ve hasretle anıyoruz...' 

Görüntüler, 1950'li yıllarda çekilmiş fotoğrafların yapay zekâ ile canlandırılması ile oluşturuldu. Talu, paylaştığı notta bu saygı duruşunu ifade ediyor.

Görüntülerin seslendirmesi ve müziği ise Zülfü Livaneli'ye ait.

Ara Güler, 1928 yılında İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde doğdu. Asıl adı Mıgırdiç Ara Derderyan'dır. İsmini 'Yakışıklı Ara' olarak bilinen Ararat Kralı Ara Geghetsik'ten, göbek adını ise dedesi Mıgırdiç'ten aldı. Çocukken sinemadan oldukça etkilendi. Lise döneminde babası, ona 35 mm'lik film makinesi ve bir fotoğraf makinesi alarak fotomuhabir olmaya teşvik etti. 1951 yılında Getronagan Ermeni Lisesi'nden mezun oldu. 1961'de Birleşik Krallık'ta yayımlanan Photography Annual dergisi, onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak ilan etti. 1979'da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin foto muhabirliği dalındaki birincilik ödülünü aldı. İlk evliliğini 1975 yılında Perihan Sarıöz ile yaptı; bu evlilik dört yıl sürdü. 1980 yılında tanıştığı Suna Taşkıran ile 1984 yılında evlendi. Ara Güler'in çocuğu yoktu. 90 yaşında kronik böbrek yetmezliği ve periferik arter hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o309d244c-ca58-4082-a118-540257ea1017.webp

Ara Güler Yapay Zeka Canlandı

Ara Güler’in Fotoğrafları Yapay Zeka ile Canlandırıldı: İzlemeye Doyulmaz Görüntüler

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda bu yıl beş şehirde hayata geçireceği “Bir Anadolu Şenliği” serüveni 22 Ağustos'ta Hakkari'den başlıyor.

Bakan Mehmet Nuri Ersoy, şenliğin bölge için taşıdığı önemi vurgulayarak şunları söyledi: “Terörsüz Türkiye sürecine kültür-sanat üzerinden destek sunmak adına Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğümüz koordinesinde 5 şehrimizde şenlik düzenleme kararı aldık. Şimdi terörün izlerini kardeşliğimizle ayaklar altına alarak silmenin ve Doğu ile Güneydoğu Anadolu’da yeni bir dönemi başlatmanın vakti.”

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun huzur ve güven ortamında yeniden kültürle, sanatla ve neşeyle buluştuğu bu özel şenlik; 4 Eylül’e kadar Merkez’den Yüksekova’ya, Çukurca’dan Şemdinli ve Derecik’e uzanarak şehri baştan sona bir kültür sahnesine çevirecek.

Beş şehrimizde düzenleyeceğimiz “Bir Anadolu Şenliği” ile kültürel ve sanatsal etkinliklerin çıtasını en üst seviyeye taşıyacağız. Eski Belediye Alanı’ndaki ana sahnede Murat Dalkılıç, Bengü, Ferat Üngür ve Yudum; Yüksekova Stadyumu’nda ise Merve Özbey, Oğuzhan Koç, Delil Dilanar, Rojin ve Nevzat Çiftçi sevenleriyle buluşacak.

Grup Tillo, Colemerg Collective, Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği Topluluğu ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin özel konserleriyle müzik şöleni zirveye çıkacak. Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun “Yeşilçam”, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun ise “Eyvah Nadir” oyunu tiyatro tutkunlarına keyifli anlar yaşatacak.

Sinema Tırı, Gezici Kütüphane ve Çanakkale Savaşları Mobil Müzesi; Hakkari’nin dört bir yanında sanat, tarih ve kitap sevgisini yayacak. Merzan Şehir Stadyumu ve Mevlana Parkı’nda kurulacak Çocuk Köyü; sahne gösterileri, tiyatro oyunları, atölyeler ve oyun alanlarıyla miniklerin dünyasına renk katacak. Bursa Devlet Tiyatrosu’nun “Harikalar Mutfağı” ve İzmir Devlet Tiyatrosu’nun “Orfin’in Müzik Kutusu” oyunları ise çocukları tiyatronun büyülü dünyasına taşıyacak. Çanakkale Savaşları Mobil Müzesi ile tarih bilinci pekişirken; Sinema Tırı ve Gezici Kütüphane, miniklere hem eğlenceli hem öğretici anlar yaşatacak.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/ocd0d9ddb-2505-44fb-9677-a8a5adf9e919.webp

Bir Anadolu Şenliği Başlıyor

Beş Farklı Şehirde Hayata Geçiriliyor: Bakan Mehmet Nuri Ersoy ‘Bir Anadolu Şenliği’ni Duyurdu

Bu gece Kadıköy'de Fenerbahçe ile Benfica arasında kritik bir karşılaşma var.

Şampiyonlar Ligi Play-Off turunda tarihe geçecek bir an için sahaya çıkacak olan Fenerbahçe kapalı gişe mücadele edecek ve tribünler dolup taşacak.

Sarı lacivertli taraftarlar bu maçı yalnız bırakmayacak; stadyum adeta bir şölen havasına girecek.

Televizyon ve sinema dünyasının ünlü isimleri de takımını desteklemek için bu özel maça akın etti. Barış Arduç, Doğukan Güngör, Kubilay Aka, Ferit Kaya ve Atakan Özkaya maç öncesi bir mekanda buluşup birbirinden heyecanlı bir video paylaştılar; bu anlar sosyal medyada hızla yayıldı.

Fenerbahçe, Benfica ile iki maçlık bu eşleşmede ilk maçı Kadıköy’de oynayacak. Uzun süredir Şampiyonlar Ligi hasreti çeken taraftarlar için umut dolu bir buluşma.

Atmosferin zirve yapması beklenen maçta, özellikle ünlü oyuncuların stadyumdaki varlığı da tribünleri daha da coşturacak.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oeba4e743-ba9e-4f1e-b72b-6a4074d6552f.webp

Kadıköy'de Fenerbahçe-Benfica

Televizyon Dünyasının Ünlü İsimleri Kadıköy'de Fenerbahçe-Benfica İçin Buluştu

Son beş yıl, sinemanın kahkaha tufanına sahne oldu. Absürt mizah, zekice yazılan diyaloglar ve unutulmaz karakterlerle dolu bu yapımlar, izleyicilere adeta kahkaha garantisi sundu. IMDb üzerinden puanları yüksek olan, eleştirmenlerden tam not almış ve geniş kitlelerce en çok konuşulan komediler arasında yer alan bazı yapımları bir araya getiriyoruz.

- Palm Springs — Nyles ve Sarah, aynı günü tekrar tekrar yaşama macerasına atılır; absürt mizah ve romantizmi bilim kurgu dokunuşuyla harmanlayan bu film, IMDb Puanı 7.4/10’a sahip. Yönetmen Max Barbakow, modern Groundhog Day formülünü enerjik bir şekilde yeniden işliyor.

- Barb and Star Go to Vista Del Mar — Nebraska’da yaşayan iki arkadaştan, Vista Del Mar’ın renkli dünyasına yolculuk; dostluğu ve absürtlüğü içten bir üslupla işleyen komedi, IMDb puanı 6.3/10.

- The Mitchells vs. the Machines — Aile odaklı bir animasyon komedisi olan bu yapım, teknolojiyi mizahın ana eksenine taşıyor ve IMDb puanı 7.6/10.

- Don’t Look Up — İki astronomun kıyameti dünyaya duyurma çabası ve medya-siyasi oyunlarının kara mizahla hicivli bir portresi; IMDb puanı 7.2/10.

- Free Guy — Bir NPC’nin oyun dünyasında özgürleşmesi üzerine kurulu bu film, eğlence, yenilikçi fikirler ve duygusal dokunuşlar bir arada; IMDb puanı 7.1/10.

- The Banshees of Inisherin — İki eski arkadaş arasındaki rekabetin kara mizah ve içtenlikle işlenen öyküsü; IMDb puanı 7.7/10.

- Weird: The Al Yankovic Story — Ünlü parodi sanatçısını mizahi bir dille anlatan biyografik komedi; IMDb puanı 6.8/10.

- Knives Out — Rian Johnson’ın zekice yazdığı bir cinayet-et-kimlik oyunu; sürprizlerle dolu, sürükleyici bir komedi-detektif deneyimi; IMDb puanı 7.1/10.

- Everything Everywhere All at Once — Çoklu evrenler arasında akan, aksiyon, komedi ve duyguları ustaca harmanlayan bir başyapıt; IMDb puanı 7.4/10.

Bu liste, kahkaha ihtiyacınızı karşılayacak farklı tonlarda komedileri bir araya getiriyor: romantik dokunuşlar, absürt mizah, kara mizah, animasyon neşesi ve zekice yazılmış diyaloglar. Hangi tarz sizi en çok güldürüyor? O filmi açın ve kahkahanın tadını çıkarın!

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o85643743-aac2-41e1-b25d-94e5b2812e54.webp

IMDb’nin 5 Yıldaki En Komikler

IMDb’nin Son Beş Yılda En Komik Filmleri

Geçtiğimiz günlerde set fotoğrafçılarına yöneltilen iddialar, önce sette yankı buldu; ardından medya ve oyunculuk dünyasına yayılarak pek çok çalışan için yeni sorular doğurdu.

Susma hareketiyle başlayan itiraflar zinciri, birbirini takip eden paylaşımlar ve açıklamalarla devam etti.

Birçok kadın kendi deneyimlerini cesurca açıklarken, sanat dünyasının önde gelen isimleri destek mesajları yayımladı; destek vermeyenlerle ilgili tartışmalar da alevlendi.

Ünlü oyuncu Aslıhan Gürbüz ise sessiz kalan hemcinslerine sert bir çağrı yaptı. 'Susma' ruhunu hatırlatan sözlerle şöyle dedi:

"Setlerde kimse farketmesin diye sete uzakta durduk, 'seti terk etti ya da bekletti' kaygısını yazdık; ama zorda kaldığımız anlarda içimizdeki gazı bile 'sette osurdu' başlığı ile yazan ablaların taciz ifşalarına sessiz kalmalarına bakıyorum. Mahallenin dirseği yastıklı dedikoducuları, siz bunları duymadınız mı kızım? İyice yansın mı mahalle? Tamam abla."

Set çalışanları için itiraflar ve destek mesajları sürerken, pek çok kadının sesinin daha da güçlendiği görüldü.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o8268a577-a2eb-44da-b966-9b422cf5b1c0.webp

Aslıhan Gürbuz Taciz İddialarına Sessiz Kalan Hemcinslerini Hedef Aldı: 'Mahallenin Dirseği Yastıklı Dedikoducuları'

Warner Bros, NBA efsanelerinden Kobe Bryant’ın yolculuğunu sinemaya taşıyor.

With the 8th Pick adıyla çekilecek film, 1996 NBA Draft gecesindeki kritik görüşmeleri ve dönüm noktası kararlarını merkezine alıyor.

Hikaye, o dönemin New Jersey Nets genel menajeri John Nash ve baş antrenörü John Calipari’nin bakış açısından izleyiciye aktarılacak.

Bryant’ın 8. sıradan seçilmemesi ve ardından Hornets üzerinden Los Angeles Lakers’a takas edilmesi, hem NBA tarihinde hem de basketbol tarihinin kırılma anlarından biri olarak öne çıkacak.

Efsane proje duyurulduğunda X (Twitter) dünyasında tepkiler de hızla yükseldi. Gülünç yorumlar ve oyuncu önerileri, kimin rol alacağı konusunda hayal gücünü zorladı. Söz konusu tartışmalar, filmin heyecanını daha da büyütüyor.

Gelin birlikte detaya bakalım ve bu ikonik hikayeyi hangi oyuncuların canlandıracağını hayal edelim!

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oba322e02-13f6-4047-945a-2d9f560530d4.webp

Kobe Bryant’ın Hayatı Film Oluyor: X’te Güldüren Tepkiler ve Oyuncu Önerileri

Bazen içimizden aniden bir hücumla duygular yükselir. Bunu tek başımıza başaramazsak, filmler devreye girer. İşte izlerken gözyaşlarınızı tutamayacağınız 14 dokunaklı film önerisi.

1) Almut ve Tobias: Tesadüfen tanışıp evlenen, çok tatlı bir aile kuran çift. Ancak Almut'un ciddi hastalığı ortaya çıkınca duygusal anlar ve empatiyle dolu sahneler başlar; izleyici gözyaşlarını tutmakta zorlanır.

2) Elli: Maisy Stella'nın canlandırdığı Elli, 18 yaşına geldiği festivalde mantar yer ve aniden yaşlı halini görür. Bu yaşlanmanın ortaya çıkışı ve sonrasında yaşanan aşk, izleyenleri üzebilir.

3) Harriet: Lucy Boynton'in canlandırdığı Harriet, çok sevdiğini kaybettikten sonra hayatı altüst olur. Ancak belirli şarkılar geçmişe dönme şansı bulur ve bu ikilem izleyiciyi derinden etkiler.

4) Eunice Paiva: Brezilya'da askeri diktatörlük döneminde kaybolan eşi için mücadele eden Eunice'in gerçek olaylardan esinlenen hikayesi; devlet baskısı ve yasla baş etmek zorunda kalır.

5) Odysseia: Homeros’un destanından uyarlanan bu film, Odysseus’un eve dönüşünü anlatır; ancak dönüş zafer dolu değildir; yorgunluk, pişmanlık ve ailesine kavuşma arzusuyla doludur. Odysseus’un içsel çatışması Penelope ile duygusal bir bağ kurar.

6) Tatil ve kıskançlık: Françoise Sagan’ın ünlü romanından uyarlanan bu film, genç bir kızın yaz tatilinde babası ve onun sevgilisiyle yaşadıklarını anlatır; özgürlük, kıskançlıklar ve hüzün yumağı ilerler.

7) Ölümcül Yarış: Stephen King’in romanından uyarlanan bu film, ölümcül bir yarış üzerinde kuruludur. Gençler kilometrelerce yürürken dostluklar gelişir ve hayatta kalma dürtüsü duygusal ağır sahnelerle birleşir.

8) Baba ve Kız: Yıllardır görüşmeyen bir baba ile kızı, bir sanat projesi sayesinde yeniden bir araya gelirler; aralarındaki mesafe zamanla erir ve geçmişin pişmanlıkları, söylenmemiş sözler ve özlem sahnelere yansır.

9) Oxford’da Aşk: Oxford’a giden Amerikalı bir genç kadın, karizmatik bir profesörle tanışır; başlangıçta masalsı bir aşk görünse de profesörün hastalığı gerçekleri ortaya çıkarır.

10) Dünya Turu ve Aşk: Dünya turuna çıkan bir kadının yolculuğu sırasında hayatının aşkıyla karşılaşması; heyecan, macera ve tutku dolu anlar yaşanır, fakat adamın ölümcül hastalığı izleyiciyi hüzne boğar.

11) Bağlı Sevgi: Bir kız çocuğu, ona gerçek bir anne gibi sevgi veren ama biyolojik bağı olmayan bir kadınla büyür; aralarındaki bağ her sahnede güç kazanır ve finaldeki ayrılık çok dokunaklıdır.

12) Sessiz Annenin Dünyası: İşitme engelli bir anne, bebeğini büyütürken iletişim zorluklarıyla mücadele eder. Annelik sorumluluğu ve anlaşılmamanın yalnızlığı, izleyiciyi yakından etkiler.

13) Göçmen Ailesi ve ADHD: Göçmen bir ailenin çocukları üzerinden anlatılan hikaye; en küçük çocuk ADHD ile mücadele ediyor. Okul ve evde çatışmalar, ebeveynlerin geçim derdi ve çocuklara destek çabası öne çıkar.

14) Boşanmanın Gölgesinde: Boşanma sürecindeki bir ailenin hikayesi; anne ve babanın ayrılığı yaklaşırken çocukların bakış açısından aktarılan sahneler daha da hüzünlüdür.


https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oc1cf2bb5-9f61-4e5e-ac52-32b8c1acd7d9.webp

Gözyaşlarına Hazır Olun: İzlerken Ağlatan 14 Film

2026, çok heyecanlı geçecek bir sinema yılı olarak karşımızda duruyor.

Uzun zamandır beklediğimiz yapımlarla nihayet buluşuyoruz. Hem nostaljiyi hissedeceğiz hem de yeni hikayelerle karşılaşacağız.

Bakalım 2026 yılında bizi hangi yapımlar bekliyor?

Tom Holland’ı düşünmeden edemiyoruz. Nolan imzalı bu film, Troya Savaşı’nın ardından yurduna dönmeye çalışan Odysseus’un destansı serüvenini anlatıyor.

Resmen bu filmle büyüdük. Tam 16 yılın ardından Shrek, Far Far Away krallığında yepyeni maceralarla yeniden sahnede. Dev yeşil Shrek, eski dostlarla nostaljik anlar yaşatacak ve yeni karakterlerle bambaşka bir serüvene sürükleyecek. Sürpriz bir isim de var: Zendaya. Orijinal ekip geri dönüyor ve bu, serinin devamını görmek için daha da heyecan verici.

Film, günümüzün popüler korku yapımlarını tiye alarak seyirciye bol kahkahalı bir parodi şöleni sunacak.

Birlikte büyüdüğümüz bir başka film daha: Toy Story’nin yeni filmi. Bu kez teknoloji devreye giriyor.
Woody’nin ayrılışının ardından Jessie, Bonnie’nin oyuncaklarının lideri haline gelmiştir. Ancak Bonnie’nin yeni favourisi olan akıllı tablet oyuncağı “Lilypad” sahneye çıkınca düzen sarsılıyor. Geleneksel oyuncakların yerini teknolojiye bırakma tehlikesi, Jessie ve arkadaşlarını hem eğlenceli hem de duygusal bir maceraya sürüklüyor.

No Way Home’daki büyü yüzünden artık kimse Peter’ı tanımıyor. Dostları, sevdikleri, hatta en yakınları bile onu unutmuş durumda. Peter bir yandan yepyeni bir hayata uyum sağlamaya çalışırken, diğer yandan da Spider-Man olarak şehri korumaya devam ediyor. Tom Holland’ı tekrardan Örümcek Adam olarak izlemek ise bizler için büyük bir heyecan kaynağı.

Suzanne Collins’in yeni romanından uyarlanan film, Panem’in karanlık geçmişine götürüyor. Hikâye, ilk oyunlardan 24 yıl sonrası, yani 50. Açlık Oyunları’na odaklanıyor. Bu kez arenada sadece hayatta kalmak değil, Capitol’un oyunlarının daha acımasız ve gösterişli hale geldiğini de gözler önüne seriyor.

Manny ve arkadaşları, 10 yıl aradan sonra yeniden bizimle buluşuyor. Filmin dublajlı halini izleyebilmek için sabırsızlanıyoruz.

Denis Villeneuve’ün üçlemeyi tamamlayan final filmi, Paul Atreides’in kaderini belirleyecek epik bir savaşı konu alıyor. Paul, bu filmde Arrakis halkının lideri olmakla birlikte içindeki kehanetlerin taşıyıcısı olarak en büyük sınavıyla yüzleşiyor.

Marvel evreninin en büyük buluşmalarından birine sahne olacak bu filmde, Avengers, Wakanda halkı, Fantastic Four, New Avengers ve orijinal X‑Men takımı güçlerini birleştiriyor. Karşılarında ise evreni tehdit eden en güçlü düşmanlardan biri, Doctor Doom var.


https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o27b42707-496e-4d8c-b8ff-f12588ca7541.webp

2026 Çok Heyecanlı Geçecek: 2026 Yılında Vizyona Girecek, Beklemekten Ağaç Olduğumuz Filmler!

Gülmeyi sadece bir ihtiyaç olarak görüyorsanız, bu liste tam size göre. Kahkaha ile beraber sürükleyici hikâyeler de sunan 15 komedi filmiyle eğlenceye hazır olun.

1) Palm Springs
Palm Springs’te bir düğüne davetli iki misafir, aynı günü defalarca yaşamaya başlar. Başta kaçış yollarını arayan ikili, zamanla döngüyü kırmanın yollarını keşfeder. Absürt anılar ve neşeli kahkahalar birbirini kovalar; her gün yeniden başlayan bu macera, dostluğunu güçlendirdikçe hayatı da anlamlandırır.

2) Eurovision Şarkı Yarışması: The Story of Fire Saga
Küçük bir kasabadan gelen iki amatör müzisyen, hayallerinin peşinden Eurovision sahnesine çıkar. Çevreleri onları inanmıyorken bile büyük sahne, onların eksikliklerini ve cesaretlerini ortaya çıkarır. Rakipler sürprizlerle dolu yarışmada dostluk ve müziğin gücüyle ayakta kalırlar.

3) Amacın Ötesinde
Hayatı boyunca amaçsız yaşayan genç bir adam, ailesiyle yaşamaya devam eder. Annesinin yeni ilişkisi, dünyasını sarsar ve sorumluluk almaya zorlar. Kendi kimliğini ve geleceğini sorgulayarak dramatik ve mizahın iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkar.

4) Oyun İçinde Yaşamak
Bir banka memuru, yaşadığı dünyanın aslında bir video oyunu olduğunu fark eder. Günlük hayatı tamamen programlanmış bir rutin içindeyken, kendi seçimlerini yapmaya başlar. Oyun içindeki varlığı değiştikçe diğer karakterler de etkilenir; gerçek ile sanal arasındaki çizgi bulanıklaşır ve eğlence dolu sürprizler artar.

5) Florida Tatili
İki yakın arkadaş, Florida’nın güneşli sahil kasabasına tatile gider. Burada renkli karşılaşmalar ve beklenmedik olaylar onları yeni insanlarla tanıştırır. Hem romantik hem de tuhaf anılar birikir; bu tatil hayatlarını değiştiren bir dönüm noktasına dönüşür.

6) Moda Dünyasında Ateş
Genç bir tasarımcı, moda dünyasında kendine yer edinmeye çalışır. İçindeki asi ruhu bastıramaz, güçlü bir rakip ile karşı karşıya gelir ve sanatı ile zekâsını kullanarak öne çıkmaya çalışır. Hırsı giderek karanlık bir yola evrilir; renkli ve esprili bir dünyada kimliğini bulmaya çalışır.

7) Kayıp Göktaşı
İki bilim insanı, yaklaşan büyük bir tehlikeyi fark eder: Dünya’ya çarpacak devasa bir göktaşı. İnsanlar haberleri küçümser; medya ve siyaset bu gerçeği görmezden gelmeye çalışır. Onlar pes etmeden anlatmayı sürdürür ve absürt ile ironik bir mücadele başlar.

8) Roman ve Gerçeklik
Başarılı bir yazar, macera romanlarıyla tanınır. Bir gün gerçek bir maceranın içine sürüklenir ve yanındaki beklenmedik bir yol arkadaşıyla birlikte romanlarının ipuçlarını kullanarak yolunu bulmaya çalışır. Edebiyat ile gerçeklik iç içe geçer ve kahkahalar eşliğinde yol alınır.

9) Yıldızlı Teklif
Dünyaca ünlü bir şarkıcı sahnede evlilik teklifi almayı planlar; ancak son anda ihanete uğradığını öğrenir. Seyirciler arasından rastgele birine evlenme teklifi eder ve bu karar iki yabancı arasında sıra dışı bir bağı ortaya çıkarır. Işıkların altında başlayan hikâye sürprizlerle doludur.

10) Bali’de Yeni Başlangıç
Boşanmış bir çift, kızlarının evliliğini engellemek için Bali’ye gider. Eski defterler yeniden açılır; kızlarını kararından vazgeçirmeye çalışırlar. Aynı anda kendi geçmişleriyle yüzleşirler ve tatil adasında planlar beklenmedik biçimde ilerler.

11) Adalı Sürprizler
Zengin bir iş insanı dostlarını özel adasına davet eder. Misafirler renkli ve farklı karakterlerden oluşur; eğlence başlarda hafif görünse de saklanan sırlar kısa sürede gün yüzüne çıkar. Ünlü bir dedektif olaya dahil olur ve komik ile gerilimli bir çözüm arayışı başlar.

12) Asya’nın İzinde
Bir grup arkadaş Asya’ya seyahate çıkar. Yolculuk neşe ile başlasa da planlar bozulur; beklenmedik olaylar birbirini kovalar. Macera, dostlukları sınar ve her adımda komik ile absürt anlar çoğalır.

13) Aşık Olana Kadar
Hayatı pek yolunda gitmeyen genç bir kadın para ihtiyacı duyunca zengin bir ailenin teklifini kabul eder. Tek görev, içine kapanık oğullarını hayata hazırlamaktır; bu görev beklenenden çok daha zor çıkar ve iki taraf da birbirinden çok şey öğrenir.

14) Dostluk Yolculuğu
Bir köpek sahibi tarafından terk edilen kahraman, sokaklarda yalnız hisseder. Diğer köpeklerle tanışınca yeni bir aile bulur; maceracı ruhlarıyla yollara düşerler. Sadakat ve dostluk iç içe geçer; abartılı ve eğlenceli bir yolculuk yaşanır.

15) İki Yaşam
Sıradan bir adam, gizli bir görevle kiralık katil rolüne bürünür. Aslında suç dünyasına ait değildir; rolüne gittikçe işin içine karışır. Komik yanlış anlamılar büyür, çifte yaşam giderek zorlaşır ve kendi kimliğiyle yüzleşmesi kaçınılmaz olur.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o53d50579-3d8a-493e-8da1-c2181f8e1530.webp

Gülerken Gözünüzden Yaş Getirecek 15 Komedi Filmi Önerisi

Taciz ve ifşa gündemi hız kesmiyor; her gün yeni isimler gündeme geliyor. Son olarak Fazilet Onat'ın iddiasıyla ünlü oyuncu Cezmi Baskın hakkında bir taciz ifşası gündeme geldi. Baskın, konuyla ilgili ilk açıklamasını sosyal medya üzerinden paylaştı.

Birçok ünlünün kadınları taciz ettiği iddiaları gündeme gelirken, Tayanç Ayaydın, Mehmet Yılmaz Ak, İlhan Şen, şarkıcı Anıl Emre Daldal ve komedyen Mesut Süre gibi isimlerin de bu tartışmanın içinde olduğu öne sürüldü. Bazı mesajlar ve fotoğrafların ifşa edildiği iddiaları konuşuluyor.

Fazilet Onat, 76 yaşındaki Cezmi Baskın'ın kendisini taciz ettiğini öne sürdüğü iddiayı kamuoyuna taşıdı. Baskın ise geçtiğimiz saatlerde sessizliğini bozdu ve iddiayı yalanladığını açıkladı. İddianın 2014 yılında çekilen Bizum Hoca filmiyle ilgili Ankara galasında yaşandığına dair iddia bulunduğunu söyleyen Baskın, o galaya ilişkin yapılan değerlendirmelerin de kendisinin o sırada o yerde olmadığını gösterdiğini belirtti. Böylece iddianın Ankara galasında gerçekleştiğini savunan taraflar ile Baskın arasında bir çelişki ortaya çıktı.

Yıllar boyunca birçok projede birlikte çalıştığı meslektaşlarının onun kişiliğine güven duyduğunu söyleyen Baskın, bu tür haberlerin kendisi ve sevenleri için büyük bir yıkım ve üzüntü kaynağı olduğunu ifade etti. Hakkını adli merciler nezdinde arayacağını ve en kısa süre içinde hukuki süreci başlatacağını da sözlerine ekledi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oc73a8556-e2e1-49d6-959e-b91507cb5140.webp

“sinema” ile ilgili sonuçlar