Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, Türkiye'de deizm önlenirse limonun tanesinin 5 TL'ye düşeceğini savunuyor. Yazısında gıda enflasyonunun yıllara göre değişimini işaret ederken CHP'yi de deizmin destekçisi olarak gösteriyor.

'Deizmi önlersek limonun tanesi 5 TL olur' başlıklı yazısında, bir önceki yazısına gelen 'Dikkat dikkat, bir adet limon 25 TL olmuş' yorumunu hatırlatıyor.

Boş ver deizmi diyen yaklaşımın, limonun 25 TL olmasının toplumu deizme yönlendirmekle çok yakından ilişkili olduğunu ileri sürdüğü iddia ediliyor.

Dört yıl önce patatesi 25 TL'den alırken bugün kilosunun ne kadar olduğuna bakıyoruz. İnternet haberlerinde patatesin kamyon dolusu olarak sokakta döküldüğüne dair görüntüler yer alıyor; üreticilerin 'patatesi bizden 3 TL'ye aldık' dediği iddiaları da aktarılıyor. Karahasanoğlu'na göre işte deizm bu.

'Allah insanları yarattı ve artık onlara hiç karışmıyor' diyen görüşün, patates 4 yıl önce 25 TL iken gübre, sulama ve tohum maliyetlerini öne sürerek normal olduğunu savunduğu iddia ediliyor; ama gerçekler farklı çıktı. Bu tür tartışmalar, helal-haram meselesinin siyasete alet edildiğini gösteriyor mu? Hutbelerde 'haram ve helal' bildirimleri üzerinden siyaset yapmak eleştiriliyor.

İsterseniz, CHP'nin desteklediğini iddia ettiği deizmin bu tartışmada nasıl bir araç olarak görüldüğünü tartışmaya devam edelim. Sonuç şu: 'Dikkat dikkat, limonun tanesi 25 TL' diyen okura hatırlatıyorum; deizm önlenirse limonun tanesi kendiliğinden 5 TL olur.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o871c8867-c258-48df-a558-77760f00d563.webp

Deizm Olursa Limon 5 TL

Yeni Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu'nun İddiası: "Deizmi Önlersek Limonun Tanesi 5 Lira Olur"

Geçtiğimiz günlerde AKP’ye katılan belediye başkanları arasında sürpriz bir isim daha katıldı: İYİ Parti’den Mustafa Kodal. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile aynı törende rozetini alan Kodal, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması sırasında öne çıkan bir an olarak dikkat çekti.

Erdoğan, Kodal’a rozetini takdim ederken kilo vermesi ve daha çok çalışması yönünde tavsiyelerde bulundu. Bu sözler, törendeki ilginç anlardan biri olarak kayda geçti.

Geçtiğimiz günlerde Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçişinin gündem yarattığı bir dönemde, Kodal’ın da rozet takanlar arasına katılması törendeki sürprizleri artırdı.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o3a30d664-e165-47f3-a0ab-9f3b66833731.webp

Mustafa Kodal'a Kilo Önerildi

Erdoğan’ın Partisine Katılan Yalvaç Belediye Başkanı Mustafa Kodal’a Kilo Vermesi Tavsiye Edildi

CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu sürpriz bir karar ile AKP saflarına katıldı.
Bu hamleye paralel olarak Söke, Sultanhisar ve Yenipazar Belediye Başkanları da AKP rozeti taktı.
Gaziantep Şehitkamil Belediyesi Başkanı Umut Yılmaz (CHP) ile Yalova Altınova Belediyesi de AKP’ye katıldı.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa edip AKP’ye geçişini eleştirenlere üstü kapalı yanıt verdi. İsmi anılmadan Çerçioğlu’nu savunan Erdoğan, "AK Parti ailesinin yeni üyelerine saldıranlara 'hadi oradan' diyoruz" diye konuştu.

Çerçioğlu kürsüde şu açıklamayı yaptı: “Aydın'a bundan sonra Cumhurbaşkanımın himayelerinde AK Parti çatısı altında hizmet etmeye devam edeceğim. Hakkımda bir takım iddiaları olan varsa buyursun açıklasınlar. Yargıdan ya da yargılanmaktan hiçbir zaman korkmadım. Yaşadığım sorunları gerekirse tek tek açıklarım.”

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o5f23b5e1-6c36-4b69-8252-01e8c12e5be0.webp

Özlem Çerçioğlu AKP'de

Özlem Çerçioğlu AKP’ye Geçti! Cumhurbaşkanı Erdoğan'la İlk Görüntü

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu CHP'den istifa etti. Kendi sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda, "Sonuç itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapma imkanı kalmadığından ve gördüğüm lüzum üzerine parti üyeliğinden istifa ediyorum." diye yazdı.

Çerçioğlu, açıklamasında CHP'li hesapları takipten çıktığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı takip etmeye başladığını da belirtti: CHP'den kopuş kararını birlikte paylaştığı 3 ilçe başkanıyla birlikte açıkladı ve anti-demokratik uygulamalara vurgu yaptı.

AKP binasına giden Çerçioğlu'nun ilk görüntüleri geldi. AKP Genel Merkezi'nde bugün kutlanan 24. yıl törenine katıldı; salonda AKP'li isimlerle tokalaştı.

Çerçioğlu'nun sosyal medya hamlesi CHP'liler arasında tepkiyle karşılandı. CHP Grup Başkanvekili, Çerçioğlu'nun takip ettiklerinin ekran görüntüsünü paylaşarak, "Utanç verici bir durum! Allah kimseyi bu duruma düşürmesin" mesajını düştü.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/od56ff3c8-1d57-4893-a6f7-7adc6ac9ac4e.webp

Çerçioğlu AKP'de İlk Görüntüler

CHP'den İstifa Eden Özlem Çerçioğlu'nun AKP Genel Merkezi'nden İlk Görüntüleri

Türkiye'de bir sofraya oturduğumuzda ya da arkadaş grubuyla bir araya geldiğimizde, sohbetin gidişatını önceden kestirmek pek zor değildir. Çünkü bazı konular vardır ki hangi ortamda olursan ol mutlaka açılır, tartışma doğar, hatta bazen sesler yükselir. 'Ne olacak bu Türkiye'nin hali?' diye başlayan sohbetler, siyasetten ekonomiye; ekonomiden din ve ilişkiler gibi farklı meseleleri saatlerce sürükler.

İşte bir araya geldiğimizde konuşmaktan geri durmadığımız 5 Türkiye konusu:

1. Siyaset
Siyaset, bu ülkenin gündeminin nabzıdır. Türkiye'de yaşayan herkesin 'Neden siyaset?' sorusunu sorması beklenmez. Çünkü siyaset gündemi hızla değişir, son dakikalarıyla etkiler ve ağızları açık bırakarak konuşmayı tetikler. Aile buluşmalarında, kahvehanelerde hatta düğünlerde bile 'Ne olacak Türkiye'nin hali?' sorusunu sormadan duramayanlar vardır. 7'den 77'ye herkesin siyaset ve ekonomi uzmanı kesildiği bu ülkede sohbetler çoğunlukla bu konuyla başlar, derinleşir ve bazen hararetli tartışmalara dönüşür. Çünkü siyaset yalnızca politikacıların meselesi değildir; her bireyin hayatına dokunan bir gündemdir.

2. Ekonomi
Ekonomiyi siyasetten ayrı düşünemeyiz. Asgari ücret, emekli maaşı, fatura zamları, market zamları... Ülkece en çok duyduğumuz kelime hiç şüphesiz zamdır. Ekonomiyi anmadan geçen bir sohbet neredeyse imkânsızdır. Dolar kuru, altın fiyatları, kiralar ve market alışverişinin maliyeti—bunlar doğrudan cebimize dokunan konular. Sohbetin kendini otomatik olarak bu noktaya döndürmesi ise an meselesidir.

3. Futbol
Futbol Türkiye'de sadece bir oyun değildir; adeta bir kimlik göstergesidir. Hangi takım şampiyon olur, hakem hataları, transfer dedikoduları... Dostane bir buluşma bile aniden 'kim daha iyi oynuyor' tartışmasına dönüşebilir.

4. Din
Din de gündemin ağır toplarındandır. Bayram gelenekleri, ibadetler ya da yaşam tarzına dair hassasiyetler üzerinden başlayan sohbetler çoğu zaman samimi paylaşımlara dönüşür. Farklı bakış açıları devreye girdiğinde bu konu da tartışmaların merkezine yerleşebilir.

5. İlişkiler
Evlilikler, boşanmalar, sosyal medyada yürüyen aşk hayatları ya da kadın-erkek rolleri... Sohbetin en renkli kısmı çoğu zaman ilişkiler olur. Kimi zaman esprili bir dille, kimi zaman da ciddi bir şekilde konuşulur; ama mutlaka gündeme gelir.

Bu beş konu, Türkiye'deki sohbetlerin ana ritmini oluşturur; sizce hangi konular sizin çevrenizde en çok konuşulur?

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o63cd354b-587a-4705-ac45-21e73056389d.webp

Birlikte Konuştuğumuz 5 Konu

Bir Araya Gelince Konuşmaktan Geri Durmadığımız 5 Türkiye Konusu

ABD Başkanı Donald Trump, Putin ile yakın geçmişteki görüşmenin ardından Zelenskiy ve Avrupalı liderleri Beyaz Saray’da ağırladı. Ortak basın toplantısında, Ukrayna ile Rusya arasında barış ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi.

İki lider, bugün de Beyaz Saray’da yeniden bir araya geldi. Trump, “Bugün bir görüşme yapacağız. Her şey yolunda giderse, ABD-Rusya-Ukrayna üçlü bir toplantısı yapacağız ve bu toplantı savaşı sona erdirme şansımızı oldukça yükseltecek.” sözleriyle süreci özetledi.

Savaşın biteceğine olan inancını yineleyen Trump, bunun ne zaman başlayacağını ise net olarak söyleyemedi. Görüşmelerin ardından Putin’i telefonla arayacağını ve süreci birlikte değerlendirip ortak bir yol haritası çıkaracaklarını belirtti.

Bir soru üzerine Zelenskiy’nin “Evet düşünürüm” yanıtı üzerine Trump’ın esprili karşılığı Oval Ofis’te ilgiyle karşılandı: “Seçimlere açığız.” Zelenskiy, “Seçimlere açığız. Güvenlik önlemleri almalı ve biraz hazırlık yapmalıyız; savaş sırasında seçim yapamazsınız, ama biz yapabiliriz” dedi. Trump, “Yani savaş sırasında seçim yapılamaz diyorsunuz. O zaman diyelim, bundan 3,5 yıl sonra biriyle savaş halinde olursak seçim yapılamaz diyorsunuz.” karşılığını verdi.

Görüşmede Zelenskiy’nin siyah ceketi ve gömlek tercih etmesi, kravat takmaması da dikkat çekti; daha önceki toplantıda giydiği askeri üniformaya atıfta bulunan gazeteci Brian Glenn, bu kez “Öncelikle, Başkan Zelenskiy, o takım elbise ile muhteşem görünüyorsunuz” dedi. Trump ise araya girip önceki görüşmeye atıfta bulunarak Zelenskiy’e “(Söz konusu görüşmede) Sana saldıran oydu” dedi. Zelenskiy de gülümseyerek “Hatırlıyorum” yanıtını verdi. Glenn’e yanıt veren Zelenskiy, “Sen Aynı takım elbiseyi giyiyorsun. Ben değiştim, sen değişmedin” diye espri yaptı; odadakiler kahkahaya boğuldu.

Zelenskiy, bu savaşı durdurmamız ve Rusya’yı durdurmamız gerektiğini vurgulayarak, Amerika ve Avrupa’daki ortaklarımızın desteğine ihtiyaç duyduklarını belirtti. “Bu savaşı durdurmamız için elimizden geleni yapacağız ve güçlü bir halk olduğumuzu gösterdiğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/ofa69ec95-9191-427c-965b-7391f44162eb.webp

Trump ve Zelenskiy: Barış Umudu

Trump ile Zelenskiy Beyaz Saray’da Görüştü: “Rusya ile Barış İhtimali Yüksek”

Geçen ay X’te katıldığı bir sohbet odasında dile getirildiği iddia edilen sözlerle gündeme gelen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç için yeni bir tartışma iddiası gündeme geldi.

Oruç’un, Güran'ın kendisine hakaret ettiği ileri sürülen sözleri şu ifadelerle aktarılıyor:

"Benim sınırım var, bana kimse k...cık diyemez. Mehmet Şerif Güran’ı yarın ters kelepçe ile aldırttmazsam ben de Saadet değilim. Mehmet Şerif Güran bir o... çocuğu."

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/od5850fa5-b9fe-4ef7-8824-611a424551e9.webp

Saadet Oruç Tehdit

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç'tan Tehdit: “Seni Ters Kelepçe ile Aldırtmazsam…”

AA muhabirinin parti kaynaklarından edindiği bilgilere göre, 4-9 Eylül 2024'te yapılan olağanüstü tüzük kurultayında alınan karar doğrultusunda başlatılan parti programı değişikliği çalışmaları sona yaklaşmış durumda.

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke'nin başkanlığında yürütülen hazırlıklar kapsamında, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerince toplumun genelini ilgilendiren eğitim, sağlık, adalet, ekonomi, iç ve dış politika ile gençlik gibi alanlarda çalışmalar sürdürülüyor.

Bu doğrultuda yeni parti programıyla ilgili görüş ve önerileri ele almak amacıyla 4-9 Eylül tarihleri arasında "Program Çalıştayı" düzenlenecek. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katılımı planlanan çalıştaya, MYK üyeleri, Parti Meclisi üyeleri, 81 il teşkilatı ve partililer katılacak.

CHP tüzüğüne göre parti programında değişiklik yapma yetkisi kurultaya aittir. Çalıştaydan elde edilecek çıktılar sayesinde son hali verilecek olan yeni parti programı, kasımda yapılması beklenen 39. Olağan Kurultay'da 1323 kurultay delegesinin oyuna sunulacak. Program değişikliğinde karar yeter sayısı için kurultay üye tam sayısının salt çoğunluğu aranacak.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oee43a9db-29b0-4929-bfd9-2b38085abfcd.webp

CHP Parti Programı Çalıştayı: 4-9 Eylül'de Ankara'da

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve AK Parti ile Cumhur İttifakı’na yönelik sözlerinin artık siyaset sahnesinin konusu olmaktan çıktığını, bu sözlerin hezeyandan öteye geçemediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sürekli yüksek düzeyde destekleyen milletin gayet iyi farkında olduğuna vurgu yapan Çelik, şu ifadeleri paylaştı:

"Cumhurbaşkanımızın siyasi liderliğinin ne anlama geldiği en iyi dünya siyaset sahnesinde bilinmektedir. Özgür Özel’in yürüttüğü üçüncü sınıf siyasetin bunları kavraması mümkün değildir. Özgür Özel’in Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelttiği çirkin ifadelerin, siyasi mücadelemiz karşısında tuz buz olmaktan başka bir akıbeti yoktur. Siyasi acziyet" ifadesi, Özgür Özel’in kendi partisinde olanları anlama konusunda içine düştüğü duruma denir. "Siyasi kapkaççılık" ise yıllarca milli irade düşmanlığı yapıp, bugün ortaya çıkan utanç verici tablolarla yüzleşemeyen CHP yönetiminin yaptıklarına denir. Özgür Özel, eğer kendi partisinin içinden fışkıran bu siyasi skandallarla yüzleşebilirse, siyasi hayatımıza bir tane katkı yapmış olacaktır. Onun dışında söyledikleri gerçekleri örtbas etmek çabasından başka bir şey değildir."

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/ob6470b6d-3944-47bf-ab21-a9c214bde5d8.webp

Çelik'ten Özel'in açıklamalarına sert tepki: CHP yönetiminin yüzleşmesi gereken gerçekler

TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştirilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun 7. toplantısı, önemli bir buluşmaya sahne oldu.

Toplantı, iki oturum halinde düzenlendi. İlk bölümde eski TBMM başkanları Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan ve Mehmet Ali Şahin söz alacaklar.

İkinci oturumda ise Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop değerlendirmelerini paylaşacaklar.

Komisyonun açılışında konuşan TBMM Başkanı Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Her biri hem yasama faaliyetleri bakımından hem de siyasi çalışmalar açısından engin tecrübelere sahip olan, Türkiye'nin demokrasi tecrübesini ve temel meselelerini hayatları boyunca yakından takip etmiş ve çözüm üretmek için gayret sarf etmiş olan bütün Meclis başkanlarımıza, komisyonumuzun bu davetini kabul ettikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.”

Kurtulmuş, bugün 10 eski Meclis başkanının komisyona katılacağını, 3 eski Meclis başkanının da sağlık sorunları nedeniyle davet edilemediğini belirtti.

Komisyonun açılışında, Kurtulmuş'un konuşmasının ardından ilk sözü alan eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin değerlendirmede bulunacak.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o32719138-253e-46bf-9a55-ff6e3d45b048.webp

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu TBMM'de toplandı

Eskişehir’in Beylikova ilçesinde, asayiş uygulaması yapan jandarma ekipleri, AKP Beylikova İlçe Başkanı Hasan Özilgin’in ailesiyle birlikte bulunduğu aracı durdurdu.

Bu müdahaleye tepki gösteren Özilgin, jandarma ekipleriyle sözlü bir tartışmaya girdi. Cumhuriyet’in haberine göre olay sırasında Özilgin, jandarma komutanına 'sen tam bir pisliksin' diye ağır hakaretler savurdu.

Savcılığa suç duyurusu yapıldı. Olayla ilgili olarak, yaklaşık iki ay önce ilçeye atanan Astsubay H. ve diğer personele yönelik sözlü saldırıda bulunduğu iddia edilen AKP’li başkanın ifadeleri de gündeme geldi: 'Sen benim kim olduğumu biliyor musun, pislik yapıyorsun, pisliksin, artistlik yapıyorsun, gerizekâlı, edepsiz, terbiyesiz'.

Kaynak: Cumhuriyet.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o80cdc55d-8d55-4fce-9958-0e18130eb0dc.webp

Beylikova’da Jandarma Uygulaması Sırasında AKP İlçe Başkanı Hakaret Etti: 'Sen Tam Bir Pisliksin'

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Lviv'de yaşanan trajik olayda eski Parlamento Başkanı Andriy Parubiy'nin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Zelenski, X hesabından yaptığı paylaşımda İçişleri Bakanı Ihor Klimenko ile Başsavcı Ruslan Kravçenko'nun olayın ilk ayrıntılarını kendisine aktardığını belirterek, şu mesajı paylaştı: "Andriy Parubiy öldürüldü. Ailesine ve sevdiklerine başsağlığı diliyorum."

Cumhurbaşkanı, katili bulmak için tüm gerekli güç ve imkânların soruşturma ve arama çalışmalarına dahil edildiğini ifade etti.

Lviv'de düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Parubiy, Ukrayna'nın önde gelen siyasi figürlerinden biriydi. Kariyerinin erken döneminde aşırı sağcı partilerle ilişkilendirilen Parubiy, 2016 ile 2019 yılları arasında Ukrayna Parlamentosu (Rada) Başkanı olarak görev yapmıştı.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o87449ecd-53cc-4aac-8d95-085c2fffbe1b.webp

Ukrayna'nın eski Parlamento Başkanı Andriy Parubiy Lviv'de hayatını kaybetti

Vestfalya'daki yerel seçimlerin yaklaşmasıyla Almanya'da siyasi gerilim yeniden yüksekti.

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif Parti (AfD), NRW eyaletindeki yerel seçimler öncesi yeniden gündeme çıktı.

Dünyanın en zenginlerinden Tesla CEO'su Elon Musk, sosyal medya üzerinden AfD'ye açık bir destek mesajı yayımladı. 4 Eylül'de yapılacak olan Kuzey Ren-Vestfalya (NRW) yerel seçimleri öncesinde, göç ve İslam karşıtı politikalarıyla bilinen AfD'yi işaret etti.

Musk, Köln'de imzalanan “Fairness Anlaşması”na atıfta bulunarak, "Ya Almanya AfD'yi seçer ya da Almanya'nın sonu gelir" ifadelerini kullandı. Bu anlaşmaya göre yedi parti, seçim kampanyalarında göçmenler üzerinden olumsuz söylem kullanmama konusunda uzlaşmıştı; AfD ise bu süreçte yer almamıştı.

Şubat ayında yapılan erken genel seçimler öncesinde de benzer bir paylaşım yapan Musk, "Almanya'yı ancak AfD kurtarabilir" şeklinde konuşmuş ve Alman kamuoyunda yoğun eleştirilere yol açmıştı.

Öte yandan AfD, önceki NRW seçimlerinde özellikle Gelsenkirchen ve Duisburg gibi kentlerde oylarını yüzde 24,6 oranında artırarak SPD'nin önüne geçmişti.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o2100e570-5f60-4489-9092-8b6c94f11fc9.webp

Elon Musk'tan yeniden AfD desteği: Almanya'da seçimler ve tartışmalar

(İSTANBUL) CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın hakkında 19 Ocak'ta CHP'nin sosyal medya hesabından paylaşılan bir videoyu yeniden paylaşması nedeniyle başlatılan soruşturma, şimdi 100 bin liralık manevi tazminat davasına dönüşmüş durumda.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in de şikayetçi olduğu dilekçeye göre, 'kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret' ve 'terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçlamaları yöneltilmişti. Aydın, 20 Ocak'ta Ankara'dan İstanbul'a getirildi; ifadesi alındı ve savcılık tarafından iddianame düzenlendi. Aydın, bu suçlamayla 2 yıl 2 aydan 5 yıl 4 aya kadar hapis ve siyasi yasak talebiyle yargılanıyor.

Davanın seyrine göre, 'SEYYAR GİYOTİN'in Anatomisi: Akın Gürlek' başlıklı videonun CHP'nin sosyal medya hesabından yeniden paylaşılmasının, daha geniş kitlelere ulaşmasını hedeflediği belirtiliyor. Bu değişken süreçte, Cumhuriyet Başsavcısı Gürlek'in şikayetiyle açılan manevi tazminat davası, davacı sıfatıyla şu gerekçelerle ileri sürülmüş: 'Müvekkil iç dünyasında elem ve üzüntü yaşamış, manen yıpranmıştır. Müvekkilin yaşadığı sıkıntıların bir nebze olsun telafisi amacıyla iş bu manevi davası açılması zorunla hale gelmiştir.'

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o823bdf9a-1c43-473e-8a0f-8caabfcbce9f.webp

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, Cem Aydın’a 100 Bin Liralık Manevi Tazminat Davası Açtı

TBMM Başkanlığı’na iletilen dosya, Özgür Özel ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın da aralarında bulunduğu toplam 6 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik 11 fezlekeyi kapsıyor.

İçerikte, Cumhurbaşkanlığı tezkereleri kapsamında yasa yapmanın önündeki dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin başvurular şu isimleri içeriyor: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Tuncay Özkan, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Günban.

Toplam 11 fezlekenin 4’ü Özgür Özel, 2’si Cemal Enginyurt, 2’si Ahmet Şık için hazırlandı; kalan 3 fezlekenin ise diğer ilgili milletvekilleriyle ilişkili olduğu belirtiliyor.

Dosyalar TBMM Başkanlığı tarafından Anayasa ve Adalet Komisyonlarından oluşan Karma Komisyonu’na havale edildi.

CHP Grubu, Özgür Özel hakkında hazırlanan fezlekelerin incelenmesi için Karma Komisyonu’na başvurarak fezlekelerin talep edildiğini bildirdi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/ob42cc8f9-117b-4d69-b31c-49b975f8a830.webp

TBMM’YE 11 FEZLEKE SUNULDU: ÖZGÜR ÖZEL VE DİĞER MİLLETVEKİLLER İÇİN DOKUNULMAZLIK KALDIRMA TEZKERELERİ

Eskişehir'in Beylikova ilçesinde, AKP Beylikova İlçe Başkanı Hasan Özılgın'ın jandarma kontrol noktasında yaşadığı gerginlik gündemi sarstı.
Olayda Başkan, jandarma komutanına 'pisliksin' diye ağır bir hakarette bulundu.
Tepkilerin yükselmesi üzerine Özılgın, sosyal medyadan yaptığı bir açıklamada görevinden istifa ettiğini duyurdu.
'Birkaç gün önce kamuoyuna da yansıyan şekilde jandarma kontrol noktasında jandarma personeli ile yaşadığımız bir tartışma olmuştu. Bu konuyla ilgili ilçe başkanlığı yapıyor olmam sebebiyle kamuoyuna bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Öncelikle orada yaşanan tartışma devletimizin güvenlik güçlerini zan altında bırakacak hiçbir itham içermemektedir. Oradaki kişinin keyfi tutumu ile ilgili bir sorundur. Yaşanılan tartışmada hiçbir şekilde siyasi kimliğimden bahsetmedim. Buna rağmen orada kullandığım dili ve üslubu ben de tasvip etmiyorum. Davama ve liderime duyduğum hürmet nedeniyle bugün itibarıyla ilçe başkanlığı görevimden ayrılıyorum. Bundan sonra da her platformda AK Parti davasının hizmetkarı olmaya devam edeceğim.'

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o1182ff6b-9d3e-4eef-8606-6e5e01660885.webp

Jandarma Komutanına 'Pisliksin' Dedi: AKP Beylikova İlçe Başkanı Hasan Özılgın İstifa Etti

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, Zafer Bayramı dolayısıyla Anıtkabir'de düzenlenen resmi törende askeri personele uygulan üst arama uygulamasını Meclis gündemine taşıdı. Yaşar Güler'in yazılı yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Ertuğrul şu görüşleri dile getirdi: 'Bu tür uygulamalar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurumsal disiplini ve saygınlığı açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.'\n\nÖnergede, törene girişte subay ve astsubayların dört güvenlik noktasından geçirildiği, polis tarafından üst araması yapıldığı ve yalnızca önceden hazırlanan listelerde adı bulunan askerlerin törene alınabildiği belirtildi. Ertuğrul, bu uygulamaların yasal dayanağını ve olağanüstü güvenlik tedbirlerinin gerekçelerini sordu. Ayrıca, aranmalarda yetkili kolluğun Merkez Komutanlığı olduğunu hatırlatarak, polis tarafından yapılan aramaların mevzuata uygunluğunu sorguladı.\n\nResmi törenlerde güvenliğin önemine vurgu yapan milletvekili, hukuki sınırların ihlal edilmemesinin altını çizdi ve şu soruları yöneltti: Güvenlik listeleri hangi yasal düzenlemeye dayanılarak hazırlanmıştır? Polis tarafından yapılan üst araması hangi mevzuata uygundur? Bu uygulamalar geçmiş yıllara göre neden farklılık göstermektedir? TSK personeline yönelik bu uygulamaların kurumsal itibar üzerindeki etkisi nedir? Güvenlik ile protokol dengesi hangi birimlerce koordine edilmiştir?

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o8a1c424a-249d-457e-b483-6696b99d9f84.webp

Ertuğrul TBMM gündeminde: Anıtkabir'de askeri personelin üst aramaları sorgulanıyor

Sevgili İstanbullular,

İBB yönetiminin toplu ulaşımında öğrencilerin indirim haklarını gasbetmesine karşı yürüttüğümüz hukuk mücadelesi zaferle sonuçlandı.

Bugünden itibaren 30 yaşını aşan öğrenciler de artık indirimli ulaşımdan faydalanabilecek.

AK Parti Meclis üyelerimizin kararlı çalışmaları sayesinde milletimizin refahı daima önceliğimiz oldu. Bu mücadele, hak için verilen bir kararın somut meyvesidir.

Tavrımız, düşüncemiz, ufkumuz ve mesaimiz her zaman İstanbul’un refahı için olacak. AK Parti var oldukça, milletimizin önüne konan hiçbir engel kalıcı olamayacaktır.

Bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederim.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/oedb9dd2f-0e2a-4d69-b2d4-d3a84260daf5.webp

İstanbul'da 30 Yaşını Aşan Öğrenciler İçin İndirimli Ulaşım Müjdesi

Wall Street Journal (WSJ) ile NORC Halkla İlişkiler Araştırma Merkezi'nin ortak yürüttüğü bir ankette, 1527 Amerikalıya ekonomiyle gelecek hakkında sorular yöneltildi.

Son 15 yılın en yüksek oranında sonuçlar, katılımcıların neredeyse %70’inin 'Çalışanın mutlaka başarılı olacağı' mesajını veren Amerikan Rüyası’na artık inanmadığını gösterdi.

Gelecek neslin yaşam standardını iyileştirme şansına dair olumlu görüşler, %25’e kadar geriledi; bu, 1987’den bu yana yapılan anketlerde görülen en düşük rakam oldu.

Ankete göre katılımcıların dörtte üçünden fazlası, gelecek neslin kendilerinden daha iyi bir yaşam süreceğine güven duymadı.

Ankette ekonomiye yönelik 'kötümserlik', siyasi ayrımın ötesinde bir tabloya işaret ediyor: Demokratların yaklaşık %90’ı ve Cumhuriyetçilerin yaklaşık %55’i kendi ve çocukları için olumsuz bakış açısına sahip.

Cinsiyetler arasında da olumsuz eğilim hâkim; kadın ve erkeklerin çoğu bu yönde düşünürken, gelir düzeyi farkı da bu tabloyu değiştirmedi.

Öte yandan, geçen yıla göre %38 artışla mevcut ekonomiyle ilgili olumlu görüşler %44 olarak kaydedildi.

Stanford Üniversitesi ekonomi profesörü Neale Mahoney, bu durumu 'üzücü' olarak nitelendiriyor ve ekliyor: 'Ülke olarak en büyük güçlerimizden biri sonu gelmeyen iyimserliğimiz.'

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o24b43d87-0305-439c-b67f-e32bd50a4730.webp

Anket: ABD’lilerin neredeyse %70’i 'Amerikan Rüyası'na inanmıyor

Fransa’da son yıllarda görülen kısa ömürlü hükümetler, yüksek kamu borcu sorunuyla birleşince siyasi krizin derinleşmesine yol açtı. Bayrou’nun kurduğu azınlık koalisyonu, düşüş tehdidiyle karşı karşıya. Macron’un 2022’de yeniden cumhurbaşkanı seçilmesiyle başlayan yeni hükümet serüveni, Elisabeth Borne, Gabriel Attal ve Michel Barnier’nin dönemlerinin sırasıyla 1 yıl 7 ay, 8 ay ve 3 ay sürmesiyle simgeleşti.

AA muhabiri, ülkede 2024’te yapılan seçimlerden sonra yaşanan süreci ve hükümet krizlerini derledi.

Macron, aşırı sağın oylarını yükselttiği 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından parlamentoyu feshedip erken genel seçime gitti. Haziran ve Temmuz 2024’te yapılan iki turlu seçimlerde Macron’un partisi oy kaybetti; muhalefetteki aşırı sağcı Ulusal Birlik RN ile Sosyalist Parti PS oylarını artırdı, ancak hiçbir parti ya da ittifak mecliste salt çoğunluğu elde edemedi.

Solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakının en çok sandalye elde ettiği seçimler, Fransız tarihinin en parçalı meclis tablosunu çıkardı ve mecliste 3 ana blok oluştu: aşırı sağ, sol ve merkez sağ. Ayrıca Macron, parlementoda sahip olduğu nispi çoğunluğu kaybetti.

Anayasa gereği dilediği kişiyi başbakan atama yetkisi olan Macron, geleneklere uygun olarak en çok milletvekili olan parti ya da gruptan başbakan atamak yerine meclisin en küçük partisi olan Cumhuriyetçilerden ılımlı bir isim olan Michel Barnier’yi 5 Eylül 2024’te başbakan olarak atadı. Barnier’nin kurduğu azınlık hükümetinde seçim galiplerinden kimse yer almadı; Barnier, “seçimin kaybedenlerinden” oluşan bir koalisyon hükümetine başkanlık etti.

Bu durum, Fransa’nın yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor olması ve güçlü yürütmenin inşa edildiği 5. Cumhuriyet düzeninde azınlık hükümetinin göreve gelmesi anlamına geliyordu. Barnier hükümetine muhalefet büyük tepki gösterdi; Macron’u “mağlup” çıktığı sandık sonuçlarını yok saymakla ve ülkeyi siyasi istikrarsızlığa sürüklemekle suçladılar. Ancak seçimlerden yaklaşık iki ay sonra Barnier hükümetine karşı gelen sol ittifak baştan itibaren karşı çıkarken, aşırı sağcılar gensoru önergesi sunmayarak hükümete örtülü destek verdi.

Kamu borçlarıyla darda olan ve 2025 bütçesinin onaylanması seçimler nedeniyle geciken ülkede Barnier’nin ilk zorlu sınavı bütçe tasarısına ilişkin görüşmelerdi. Barnier’nin 40 milyar avro tasarruf ve 20 milyar avro vergi artışı öngören bütçe tasarısında solcular ve aşırı solcularla uzlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine solcular ve 3 aydır hükümete örtülü destek veren aşırı sağcılar Barnier’ye karşı gensoru önergesi sundu. Mecliste 4 Aralık’ta yapılan güven oylaması 311 milletvekilinin oyuyla Barnier hükümetinin sonunu getirdi; Fransa’da 1962’den sonra ilk kez bir hükümet muhalefetin gensoru önergesiyle düşürülmüştü.

Barnier hükümetinin düşmesi Fransa’da bir süre hükümetsiz kalacağı endişesini artırdı; Macron’a yönelik istifa çağrıları da yükseldi. Ancak Macron, görev süresinin dolacağı 2027 yılına kadar istifa etmeyeceğini yineledi. Yeni bir ismin başbakanlık koltuğuna getirilmesi için yaklaşık iki hafta süren siyasi parti liderleriyle görüşmeler sürerken, mecliste en fazla sandalye sahibi olan solcu NFP ittifakı hükümet kurmaya hazır mesajı verse de Macron’un tercihi yine aşırı sağın “hayır” demeyeceği merkez sağcı bir isimden yana oldu.

MoDem üyesi François Bayrou, 13 Aralık 2024’te başbakanlık koltuğuna getirildi. 23 Aralık’ta Bayrou’nun kurduğu yeni hükümetin de aşırı sağcıların onayını aldığı iddia edildi. Son haftalarda sosyal medya kullanıcılarının ve muhalefetin 2026 bütçesiyle ilgili talepleri yükselirken Bayrou’nun bütçe çıkmazı nedeniyle düşürülen selefi Michel Barnier ile aynı kaderi paylaşabileceği söylentileri yayıldı. Bayrou da bazı resmi tatillerin kaldırılması ve yaklaşık 43 milyar avro tasarruf yapılmasını içeren 2026 bütçesinin görüşülmesi öncesi hükümeti güven oylamasına götüreceğini açıkladı. Meclis 8 Eylül’de yapılacak güven oylamasında aşırı sağcılar ve solcuların oluşturduğu muhalefet, hükümeti düşürmek için oy kullanacağını bildirdi.

AB üyesi ülkeler arasındaki 2024 yılında Fransa, kamu borcunun GSYH’ya oranı açısından en yüksek üçüncü ülke konumunda bulundu; yüzde 113 ile. Aynı dönemde bütçe açığı yüzde 5,8 ile AB içinde en yükseklerden biri. Hükümet, kamu borcunu çevirmek için tasarruf tedbirleri uygulamaya çalışıyor fakat hazırlanan bütçe taslağı muhalefet tarafından “kemer sıkma politikaları” olarak eleştiriliyor. 2025 bütçesi Ulusal Meclis’te onaylanamadı; görüşmeler hâlâ uzlaşıya varmıyor. Hükümet düşmesi olasılığıyla karşı karşıya kalan Bayrou’nun muhalefetin desteğini almak için ikna çalışmaları sürüyor; 8 Eylül oylamasına yaklaşıldıkça 3 seçenek netleşiyor: yeni bir başbakan atamak, erken genel seçimlere gitmek veya istifa etmek.

Macron’un istifa etmesi beklenmiyor; görev süresinin dolacağı 2027 yılı yakın. Ancak iktidar kanadı daha kolay bir Meclis tablosu ve daha hızlı uzlaşmayı umuyor. Bayrou hükümetinin düşmesi halinde en güçlü seçenek, Macron’un yeni bir başbakan ataması olarak öne çıkıyor. Kulislerde üçüncü kez merkez sağ bir isimle ilerleme ihtimali tartışılıyor; Savunma Bakanı Sébastien Lecornu’nin adı sıklıkla masada. Merkez solun koalisyon desteğini almak da ihtimaller arasında bulunuyor.

Kamuoyu yoklamaları da tansiyonu yansıtıyor. Birçok ankete göre meclisin feshedilerek erken seçime gidilmesi yönünde görüşler ağır basıyor. Elabe’nin BFMTV ve La Tribune Dimanche için yaptığı 30 Ağustos anketi, olası erken seçimleri öngörüyor: RN yaklaşık %31 ile birinci, solcu NFP ittifakı %23,5 ile ikinci çıkıyor; Macron’un iktidar ortakları ise 2024’e kıyasla yaklaşık 7 puan gerileyerek %14’e iniyor.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/od041f33a-20db-4847-bcf6-5e3af64415f1.webp

“siyaset” ile ilgili sonuçlar