Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği konserlerde kamu zararı oluştuğu iddiasıyla 13 kişi gözaltına alınmıştı. ABB’ye yapılan operasyonun genişleyeceği de iddia ediliyordu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Evrensel Gazetesi’nden Dilan Temiz’e verdiği röportajda ABB operasyonuyla ilgili olarak, “Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’nun aday olamaması durumunda Cumhurbaşkanlığı için en güçlü aday” ifadesini kullandı.
Özel, Evrensel Gazetesi’yle yaptığı röportajda şu ifadeleri de dile getirdi: “Ankara Büyükşehir Belediyesine yönelik bir operasyon gerçekleştirildi. Şöyle bir yorum da var biliyorsunuz: Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu gibi, cumhurbaşkanı adaylığı için adı geçenlerden biri… Bir tür ‘rakip tasfiyesi’ gibi de görülüyor. Melih Gökçek’in operasyonu 8 saat önce sosyal medyadan duyurması da var.” Bu açıklamaların ardından “Bu operasyonun bütün amacı Mansur Yavaş’a ve CHP’ye zarar vermek. Ama Melih Gökçek’in duyurduğu bir operasyon olduktan sonra, bunun bir hukuki operasyon olmadığı ortada.” diye devam etti. Ayrıca “Mansur Yavaş’ın kimliği açısından baktığınızda, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmaması, olamaması durumunda en kuvvetli aday olarak görülüyor; anketlerde Erdoğan’ı geçiyor. Onu yenebilecek isim.” ifadesini paylaştı. Ve “E şimdi Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’ı yenme suçunu üç kez üst üste işledi diye ve bir kez daha niyeti var diye içeri atıldığına göre; Mansur Yavaş’ın da aynı gayeyle hedefe konmaya çalışıldığı ortada.” ayrıca “o kadar zayıflar ki, soruşturma konusu olanların hepsi Mansur Yavaş’tan önceki dönemde memuriyete girmiş kişiler. Bu konuda defalarca denetim geçirmişler ve hiçbir suçları olmadığı hem Sayıştay tarafından hem iç denetçiler tarafından tespit edilmiş.” “Yine İstanbul’da olduğu gibi, suçu bulup da suçluyu aramak yerine kimi suçlayacaklarını bulmuşlar, suç arıyorlar! Milletin gönlünde asla karşılık bulmayan İstanbul’daki çabaların Ankara ayağıyla karşı karşıyayız.” “Ama insanlar İstanbul’da da Ankara’da da yargının siyasete alet edilmesini doğru bulmuyor. Önümüzde bir araştırma var: Dört kişiden sadece biri bu süreçlerin hukuki olduğuna inanıyor. Yüzde 25. AKP ile MHP’nin kendi seçmenleri bile inanmıyor yani.”

Ankara’daki ABB soruşturması kapsamında 13 kişi gözaltına alındı; operasyona ilişkin tartışmalar ve Özgür Özel’in açıklamaları öne çıktı. Özel, operasyonun amacı olarak Mansur Yavaş ve CHP’ye zarar vermeyi gösterdi ve Melih Gökçek’in duyurusunun hukuki niteliğini sorguladı. Yargının siyasete alet edilmesine dair eleştiriler sürerken, operasyonun siyasi boyutları ve adaylık tartışmaları gündemde kaldı.

ABB operasyonunda 13 gözaltı: Özgür Özel'den Mansur Yavaş ve CHP’ye zarar verme iddiası

Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul İl Başkanlığı'na Gürsel Tekin kayyum olarak atanmasıyla başlayan süreçte, CHP İstanbul İl Başkanlığı için YSK'nın onayıyla kongre kararı alınmış ve bugün Özgür Çelik'in tek aday olduğu kongrenin toplanması planlanmıştı.Ancak kongrenin başlamasına dakikalar kala İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kongrenin durdurulmasına karar verdi. Davacılar icra memurları ile birlikte kongrenin yapılacağı salona gelirken, Yüksek Seçim Kurulu acil olarak toplantı yapma kararı aldı.Mahkeme tarafından Gürsel Tekin'in il başkanlığına kayyum olarak atanması sonrasında YSK onayıyla kongre kararı alınmıştı. Bugün düzenlenecek kongrede Özgür Çelik tek aday olarak yarışacaktı ancak mahkeme kongreyi durdurma kararı verdi. Mahkemenin kararı sonrasında YSK, Sarıyer Seçim Kurulu'nun başvurusu üzerine acil toplantı kararı aldı. YSK yapacağı toplantı sonrasında kongrenin yapılıp yapılmayacağına karar verecek.

İstanbul CHP İl Başkanlığı için Gürsel Tekin kayyum atamasının ardından YSK onayıyla kongre kararı alınmıştı; bugün Özgür Çelik'in tek aday olduğu kongre başlamadan İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından durduruldu. Davacıların salona gelmesiyle birlikte YSK acil toplantı kararı aldı ve kongrenin yapılıp yapılmayacağına karar verecek.

İstanbul CHP İl Başkanlığı Kongresi Mahkeme Durdurdu, YSK Acil Toplantı Kararı Aldı

İstanbul 45'inci Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin 21 ve 22'nci Olağanüstü ile 38'inci Olağan Kurultaylarının iptaliyle ilgili davanın İstanbul İl Kongresi için açılan dava dosyasıyla birleştirilmesini reddetti. İstanbul 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi ise dosyayı yetkisizlik gerekçesiyle Ankara'ya gönderdi.
CHP'nin 38'inci Olağan Kurultayı ile 21 ve 22'nci Olağanüstü Kurultaylarının iptali ve 39'uncu Olağan Kurultay sürecinin tedbiren durdurulması talebiyle İstanbul 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yeni bir dava açılmıştı. Mahkemeye başvuran eski İstanbul il delegesi Özlem Erkan daha önce, 8 Ekim 2023 tarihli İstanbul 38'inci İl Olağan Kongresi'nin iptali için başvurmuş ve İstanbul 45'inci Asliye Hukuk Mahkemesi il yönetimi hakkında tedbir kararı vererek yönetimi görevden uzaklaştırmıştı.
Erkan, 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın 45'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde süren dosyayla birleştirilmesini talep etti ancak 45'inci Asliye Hukuk Mahkemesi bu talebi reddetti. Bunun üzerine dosya, İstanbul 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi'ne geri döndü. Parti genel merkezlerinin Ankara'da olması ve tüzel kişilere yönelik davalarda muhatapların Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri olması gerekçesiyle İstanbul 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi, dosya hakkında yetkisizlik kararı verdi. Buna göre, mahkemenin 22 Eylül tarihli kararıyla İstanbul'da açılan kurultay iptali davaları, yetkisizlik nedenleriyle Ankara'ya gönderildi.
<h3>Çağlar Çağlayan: Meseleyi hukuka döndüren bir gelişme</h3>
Çağlar Çağlayan, Halk TV'ye konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Geçen hafta içinde daha önce yaptığımız Olağan Kurultayımız ve Olağanüstü Kurultayımızın iptali ve Kurultayımızın yapılmaması için yeni bir dava açılmıştı. İstanbul'da tedbir kararı veren bir mahkeme var biliyorsunuz. Davanın o mahkemeyle birleştirilmesi istenmiş. Ancak İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, kendi elindeki davanın İstanbul İl Kongresi'yle ilgili olduğunu, önüne yeni gelen dosyanın ise Ankara'daki kurultaylarla ilgili olduğunu söyleyip bu birleştirmeyi reddetti. Bunun üzerine dosya tekrar İstanbul'daki 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne geri dönmüş. Durumu dün öğrendik, mahkemeyle iletişim kurduk, başvurularımızı yaptık. İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın kurultayla ilgili olması ve genel merkezin Ankara'da olması nedeniyle dosyayı Ankara'ya gönderdi. Bu normal bir gelişme. İşini rayına oturtan, meseleyi hukuka döndüren bir gelişme.

İstanbul 45'inci Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin kurultay iptali davalarını İstanbul İl Kongresi davasıyla birleştirme talebini reddetti; İstanbul 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi ise dosyayı yetkisizlik nedeniyle Ankara'ya yönlendirdi. 22 Eylül kararında İstanbul'daki kurultay iptali davaları Ankara'ya gönderildi. Halk TV'ye konuşan Çağlar Çağlayan, bu gelişmeyi 'Meseleyi hukuka döndüren bir gelişme' olarak değerlendirdi.

CHP Kurultay İptali Davaları Yetkisizlik Nedeniyle Ankara'ya Gönderildi

CHP MYK, 6 Nisan'da yapılan olağanüstü kurultayda adaylık için gerekli şartları sağlayamadığı için seçime giremeyen eski CHP Milletvekili Berhan Şimşek'i, parti disiplinini zedeleyen eylemler gerekçesiyle tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle YDK'ya sevk etti.CHP'nin 6 Nisan'da yapılan 21'inci Olağanüstü Kurultayı'nda genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan Şimşek, başvuru saatini kaçırdığı için aday olamamıştı. Kurultay esnasında konuya ilişkin tepkisini CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yanına giderek gösterdi. Daha sonra yaptığı açıklamada, Kurultayda imzalarımız ve müracaatımızı beş dakika geç kaldığımız için divan kabul etmedi. Sayın Özgür Özel ile, Sayın Murat Emir ile, Sayın Ali Mahir Başarır ile konuşmama rağmen Hayır, vakit geçmiştir dediler.CHP'nin 15 Eylül'de toplanan MYK'sında Berhan Şimşek'in parti disiplinini zedeleyen davranışlar nedeniyle tüzüğün 63/5, 64 ve 68/1-b maddeleri uyarınca tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle disipline sevkine oybirliğiyle karar verildi. Dilekçenin sonuna Cumhuriyet'te yer alan Özgür Özel ile tartışan Berhan Şimşek'ten açıklama: Divan, müracaatımızı beş dakika geç kaldığımız için kabul etmedi başlıklı haber eklendi.Şimşek, disipline sevk dilekçesini sosyal medya hesabından paylaştı ve 45 yıllık üyesi olduğu parti yöneticilerinin kendisine verdikleri onur madalyasını paylaştığını söyledi.

CHP MYK, Berhan Şimşek’i disipline sevk ederek tedbirli olarak kesin ihraç talebi kararı aldı. Şimşek, 6 Nisan’daki olağanüstü kurultayda başvuru saatini geçirdiği için aday olamadığını belirtti ve kurultay sırasındaki tepkisini dile getirdi. 15 Eylül MYK toplantısında disipline sevkine oybirliğiyle karar verildi; disiplin dilekçesi ve Şimşek’in onur madalyası paylaşımı gündeme geldi.

CHP MYK Berhan Şimşek’i disipline sevk etti: tedbirli olarak kesin ihraç talebi

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Bayrampaşa Belediye Meclisi'nde gerçekleştirilen Başkan Vekilliği seçiminde, halkın seçtiği meclis üyelerimizin iradesini yok sayan ve gasp eden anlayışa karşı hukuki süreci başlattık. Milletimizin emaneti olan iradenin hiçe sayıldığı bu sürecin iptali için yürütmeyi durdurma talepli dava açtık.
Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun görevden uzaklaştırılmasının ardından yapılan Başkanvekilliği seçimi dört tur sürdü; bu süreçte başkanvekili belirlenemeyince kuraya gidildi. Yapılan kura sonucunda CHP'nin adayı İbrahim Kahraman Bayrampaşa Belediye Başkanvekili olarak belirlendi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamayla kura sonucunun mahkemeye taşınacağı bildirildi ve şu ifadeler paylaşıldı: Bayrampaşa Belediye Meclisi'nde gerçekleştirilen Başkan Vekilliği seçiminde, halkın seçtiği meclis üyelerimizin iradesini yok sayan ve gasp eden anlayışa karşı hukuki süreci başlattık. Milletimizin emaneti olan iradenin hiçe sayıldığı bu sürecin iptali için yürütmeyi durdurma talepli dava açtık. Kamuoyuna saygılarımızla.
İstanbul'un Bayrampaşa ilçesinde Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun tutuklanıp görevden alınmasından sonra başkanvekilliği seçimi dört tur süren oylamanın sonunda sonuçlanamamış, kura ile CHP adayı İbrahim Kahraman başkanvekili olarak belirlenmişti.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, Bayrampaşa Belediye Meclisi'nde Başkan Vekilliği seçiminde iradenin gasp edildiğini iddia ederek yürütmeyi durdurma talebiyle dava açıldığını açıkladı. Dört tur süren oylama sonunda başkanvekili belirlenemeyince kura çekimine gidildi ve CHP adayı İbrahim Kahraman başkanvekili olarak seçildi; kura sonucunun mahkemeye taşınacağı ifade edildi. Hasan Mutlu'nun görevi nedeniyle başlayan süreç, yargısal adımlar ve kura sonucu üzerinden devam ediyor.

Bayrampaşa'da Başkanvekilliği Seçiminde İrade Gaspına Karşı Hukuki Süreç Başlatıldı

Silivri'de tutuklu bulunan CHP Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, 31 Ocak'ta İstanbul Adliyesi önünde yaşanan gerginlikle ilgili olarak CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve 25 CHP'li hakkında dava açıldı.Davanın gerekçesi, CHP'lilerin gerginliği tetikleyen olaylarla bağlantılı olarak yürütülen kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama ve kamu malına zarar verme suçlarını içermektedir. Sanıklar için 3 yıl 11 ay'dan 17 yıla kadar hapis cezası istenmektedir.Davanın ilk duruşması bugün İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftci, Gökan Zeybek, Aylin Nazlıaka, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı ve İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu gibi pek çok isim izledi.Duruşmada yaklaşık 10 sanığın savunması alınırken, dinlenmesi ve eksik evrakların giderilmesi için duruşma 23 Şubat saat 10:00'a ertelendi.

Silivri'de tutuklu bulunan CHP Cumhurbaşkanı adayı ile CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve 25 CHP'linin, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Adliyesi önündeki gerginlikle ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Yaklaşık 10 sanığın savunması alındı; eksik evraklar ve kalan savunmalar için duruşma 23 Şubat saat 10:00'a ertelendi. Duruşmayı CHP liderleri ve pek çok parti yetkilisi ile İstanbul Barosu Başkanı da izledi.

İmamoğlu'nun Adliye önündeki gerginliğe ilişkin CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve 25 CHP'li hakkında dava ertelendi

<h2>Olayın Özeti</h2>Bayrampaşa Belediyesi Başkanı Hasan Mutlu'nun tutuklanmasının ardından ilçe meclisinde başkanvekili seçimi için olağanüstü bir süreç başlatıldı. Seçim için gerçekleştirilen toplantıya CHP Düzce Milletvekili Yaşar Tüzün, Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve AKP İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ile bazı meclis üyeleri katıldı. Mecliste CHP'nin 18 üyesi, AKP'nin 13 üyesi, MHP'nin 2 üyesi ve bağımsızların 4 üyesi bulunduğu hesapla CHP adayı İbrahim Kahraman ile AKP adayı İbrahim Akın yarıştı. AKP lı üyeler, Kahraman'ın aynı zamanda meclisi de yöneteceğini iddia eden ikinci başkanvekilinin başkanlığı yürütmesi gerektiğini savundu. Bunun üzerine Kahraman da ikinci başkanvekilinin Silivri'deki cezaevinde olduğunu söyledi ve CHP sıralarından alkış yükseldi. Birinci turda Akın 19 oy, Kahraman 18 oy alırken üçte iki çoğunluğu sağlanamadı. İkinci turda da sonuç değişmedi ve her iki aday da 18 oy aldı; 1 oy geçersiz sayıldı. Geçersiz sayılma gerekçesi olarak oy pusulasının önceden mühürlenmiş olduğu tespit edildi. Üçüncü turda da 18-18 sonuçlandı ve 20 oy alan adayın seçileceği bu turda yine geçersiz bir oyun çıktı. Dördüncü turda da durum değişmedi ve 18-18 olarak sonuçlandı; pusulaya İbrahim Akın yazıp yanına bir çizgi koyan bir oy geçersiz sayıldı. Bu oy nedeniyle AKP'li Ali Cengiz, "İrade gaspı" sözleriyle tepki gösterdi; tutanaklar kayda geçirildi. Bir süre toplantıya ara verilmesinin ardından kuraya geçildi. Kuradan CHP'li üye İbrahim Kahraman'ın adı çıktı ve başkanvekili olarak seçildi. Seçimin sonucu CHP'liler tarafından kutlandı; AKP sıralarından tepki yükseldi ve salon kısa süreli gerginlikle boşaltıldı.

Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun tutuklanmasının ardından yapılan olağanüstü meclis toplantısında başkanvekili için dört tur süren oylamalarda üçte iki çoğunluğu sağlanamayınca kura yöntemi uygulanarak CHP adayı İbrahim Kahraman başkanvekili olarak belirlendi. Toplantı sırasında geçersiz oylar nedeniyle tartışmalar yaşandı ve sonuçların açıklanmasının ardından salon gerginleşti, kısa süreli boşaltma gerçekleşti.

Bayrampaşa'da Başkanvekili Seçimi Kurayla Belli Oldu: CHP Adayı İbrahim Kahraman Başkanvekili Seçildi

CHP'de 22. Olağanüstü Kurultay bugün düzenlendi. Kurultay saat 10.00'da başladı. Bin 127 delegenin oy kullandığı kurultayda, Özgür Özel 835 geçerli oy alarak yeniden CHP Genel Başkanı seçildi.
Kurultay salonunda Özgür Özel eski genel başkanlar Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın ile geldi.
Kemal Kılıçdaroğlu ise kurultaya katılmadı; Özgür Özel'in telefonla aradığı Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya katılmama kararını sürdürdü ve kurultayda Kılıçdaroğlu için koltuk ayrılmadı.
Silivri Zindanı köşesi dikkat çekti. Silivri Zindanı bölümüne cezaevinde tutuklu bulunan belediye başkanlarının fotoğrafları asıldı ve zincir vuruldu. En önde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yer aldı.

Özgür Özel, 835 geçerli oy alarak CHP Genel Başkanı olarak yeniden seçildi. Kılıçdaroğlu kurultaya katılmadı ve salonda kendisi için ayrılan koltuk olmadı. Kurultayda Silivri Zindanı köşesi oluşturuldu; tutuklu belediye başkanlarının fotoğrafları asıldı ve zincir vuruldu; en önde Ekrem İmamoğlu bulundu.

CHP 22. Olağanüstü Kurultayında Özgür Özel yeniden Genel Başkan seçildi; Kılıçdaroğlu kurultaya katılmadı

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen 22’nci Olağanüstü Kurultayı’nın açılış konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek olmasını kastederek, “Trump’ın yanına gidilecekse karşısına geçilecekse, karşısına dikilinecek. Filistin meselesi konusunda ağız dolusu açık açık konuşulacak.” dedi ve “Filistin’in bu ülkenin milli meselesi olduğu ve kırmızı çizgisi olduğu Trump’a haykırılacak.” sözlerini sarf etti. Perşembe günü Amerika'da yapılacak görüşmeden önce çarşamba günü akşam yapacağımız 56’ncı mitingimizde parti bayrakları yerine hep taşıdığımız Türk bayraklarının yanına Filistin bayraklarımızı alarak, tüm partimizi, tüm partilileri Filistin ile dayanışan herkesi, tüm siyasi partileri Eyüpsultan'da Filistin Büyükelçiliği’nin önünde dayanışmaya davet ediyoruz.

Kurultayın açılış konuşmasını yapan Özel, “AK Partili bir bakan yardımcısını Yargı Kolları Başkanı olarak İstanbul’a atadı. Bu yapı marifetiyle karanlık bir süreci 9 Ekim 2024’ten itibaren hep birlikte yaşamaya başladık. 30 Ekim'de Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'in tutuklanmasıyla başlayan süreçte bu saldırılara karşı ya teslim olacaktık ya da direnecektik. Biz teslim olmadık. Sizlerle beraber ayağa kalktık ve mücadeleye başladık. Meydan okuduk. Bu bir savaş ilanıdır dedik. Savaş ilan edilmiş bir yapı. “Ne yaparsa biz de onu yapacağız, mücadele edeceğiz, boyun eğmeyeceğiz, teslim olmayacağız” dedik. Erken seçim istedik. Cumhurbaşkanı adayımızı 23 Mart'ta ön seçimle belirleyeceğimizi, partimizin yetkili kurullarındaki görüşmeler ve kararlar sonucunda ilan ettik. Karşımızdaki karanlık yapı planladığı, tasarladığı darbe girişiminin takvimini öne aldı. Ekrem Başkanımızın ön seçim adaylığını açıkladığı gün diplomasını iptal etmek için mahkemeye başvudular. Günler sonra 19 Mart günü, yani 23 Mart'taki ön seçimimize dört gün kala Ekrem Başkan’ımızın diplomasını iftar sofrasında iptal edip, sahur vakti harekete geçererek, evine saldırarak Türkiye siyasi tarihinde görülmemiş şekilde kendisine gözaltı yaptılar. 4 günlük gözaltı süresinden sonra milletin oy kullanacağı, Cumhuriyet Halk Partililerin oy kullanacağı sandıklara partiye kayyım atama niyetiyle engel olmaya çalışırken kendisinin gözaltında olduğu için ve tutuklanma tehdidiyle 23’ündeki ön seçimimizi fiilen, siyaseten ve hukuken olanaksız kılmaya çalıştılar. Her şey düşündükleri gibi gitti. Tasarladıkları gibiydi. Ama bir tek şeyi hesap edemediler: Cumhuriyet Halk Partisi’nin geri adım atmayacağını, yılmayacağını ve 2 milyon üyesinin yanında esas bu ülkeye sandığı getiren parti olarak millete, onun kararına sığınacağını hesap edemediler ve bu çağrıdan sonra 96 yaşındaki teyzemin iki bastonla ilçe binasına gidip oy kullanacağını, 3 aylık karnındaki bebekle annelerin sandık başlarına koşacağını hesap etmediler. Ve 15,5 milyon vatandaşın Cumhuriyet Halk Partisi’nin dayanışma sandıklarına gideceğini, dünya siyaset tarihinin rekorunu kıracağını, Türkiye siyasetinin akışını değiştireceğini hesap etmediler. O gün bu çağrıya uyanlara, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten emaneth sandık ile bir darbeyi püskürtenlere, Türkiye'nin önünü açanlara selam olsun. Her birine ayrı ayrı helal olsun.”

“Trump yönetiminden icazet almış bir darbedir.” Darbeler her zaman tank ile tüfek ile yapılmaz. Bu darbe selefi niyetleri olanların ve ailelerinden halef arayanların demokratik yollarla gelebilecek haleflerine yaptığı bir darbedir. Tüm darbeler doğası gereği iktidara yapılır. Bu darbe bugünün iktidarı tarafından bir sonraki iktidara yapılan darbedir. Trump yönetiminden icazet almış bir darbedir. Ne diyorlardı? “İmamoğlu dış güçlerin adamıdır.” Soruyorum bugün, Trump kimin yanındadır? Trump kimin gelmesini istemektedir? Kim Trump'ın oğlu ile gizli gizli iş tutmaktadır? Buradan milletimize ilan ederim ki Cumhuriyet Halk Partililer milletin adamı, milletin evladı, milletin çocuklarıdır. Tayyip Erdoğan Trump'ın adamıdır, Trump'ın ekibidir.”

“Ahlaki üstünlük bizdedir, psikolojik üstünlük bizdedir, çoğunluk enerjisi bizdedir.”

“Ekrem Başkanımız 186 gündür, belediye başkanlarımızın kimi 326 gündür kimi daha az sürelerde tutuklu. Ortada iddianame yok. Delil yok. İddialar var, aksi söylendiğinde arkasında durabilen yok. İlk gün belki Türkiye basın tarihinin en büyük kampanyasıyla, ‘560 milyarlık bir yolsuzluk operasyonu’ diye sabahleyin bülten yayınlayanlar, İBB’nin altı yıllık bütçesinin yüzde 72’si personel gideri olarak görüldüğünde çabalarıyla ilgili bütün çabalarıyla 490 milyar lira olduğunu duyunca bir daha bu lafı ağzına alamadılar. Bu salondaki insanlara İBB'den bin 301 cep telefonu dağıtıldığını söylediler. “Bir tanesini ispat edin istifa ederiz” dedik. Arkasında duramadılar. Ekrem İmamoğlu’nun lüks araçlarını görüntülediler, MHP’li milletvekilinin çıkınca tekzip bile yayınlamadılar. Küçücük özür bile dilemediler. Her gün bir başka iftirayı, biz çürütmekten onlar atmaktan geri durmadılar. Bundan 186 gün önce Tayyip Erdoğan ‘Göreceksiniz, bir ay olmadan birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar.’ demişti. Buradan Erdoğan’a soruyorum: 186 gün geçti, biz buradayız. Beraberiz. Yüz yüzeyiz. Göz göze… Peki, dananın kuyruğu nerede? Turpun büyüğü nerede? Ahtapotun kolları nerede? Buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum: İnsan içine çıkamayacaktık. 186 gündür Türkiye'nin dört bir yanında ve İstanbul'un dört bir yanında 55 eylem yaptık. 55 eyleme fiilen katılanların sayısı 10 milyonu aştı. Biz milletin içindeyiz, milletin arasındayız. Siz neredesiniz? Tarih önünde kayda geçiririm ki, bu süreçte kim haklıysa, kim ahlaklıysa millet onun arkasında durur, duruyor, duracaktır. Ahlaki üstünlük bizdedir, psikolojik üstünlük bizdedir, çoğunluk enerjisi bizdedir. Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir.”

“En düşük emekli maaşı sekiz çeyrek altın alıyordu, bugün sadece iki çeyrek altın alabilmektedir.”

“İl Başkanlığımıza kayyım atandığında borsa yüzde 6 düştü.”

“Tüm siyasi partileri Eyüpsultan’da Filistin Büyükelçiliği’nin önünde dayanışmaya davet ediyoruz.”

(SÜRECEK)

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen 22’nci Olağanüstü Kurultayı’nda Erdoğan’ın Trump ile görüşmesi üzerinden eleştirel bir duruş sergiledi ve Filistin meselesinin Türkiye’nin milli meselesi olduğunu vurgulayarak, Trump’a karşı net konuşulması çağrısında bulundu; çarşamba akşamı Eyüpsultan’da Filistin Büyükelçiliği önünde dayanışmaya tüm partileri davet etti. Konuşmada 19 Mart darbe girişimi olarak gördükleri süreç, yolsuzluk iddiaları ve belediyelere yönelik kayyım atamalarıyla ilgili sert ifadeler kullanıldı ve CHP’nin milletin kararına dayanacağı vurgulandı. Ayrıca Erdoğan-Trump ilişkisinin ülke politikalarını etkileyeceği iddia edilerek, Türkiye’nin merkezi siyaseti milletten aldığı güçle sürdüreceği belirtildi.

Özgür Özel: Filistin için net duruş ve Eyüpsultan’da dayanışma çağrısı; Trump-Erdoğan ilişkilerine eleştirel duruş

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılan CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı'nda ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu.Yavaş, "Şu aşamada bizim üzerinde durduğumuz şey partinin birliği ve bütünlüğüdür. Yargı eliyle olsun, başka saiklerle olsun partinin bölünmesine yol açacak müdahalelerin hepsine karşıyız. Bugün olağanüstü bir kurultay yapılıyor. Güzel bir cevap olacak burada" dedi.

Mansur Yavaş, CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı'nda partinin birliği ve bütünlüğünü korumanın önemine vurgu yaptı. Yargı veya başka saiklerle partinin bölünmesine yol açacak müdahalelere karşı olduklarını belirtti.

Mansur Yavaş: CHP'nin Birliği ve Bütünlüğü Önceliğimiz, Kurultaydaki Müdahalelere Karşıyız

<h2>Kurultayın Başlangıcı</h2>
 CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı, 'Darbeye ve Kayyıma Hayır' temasıyla Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde başladı ve 1.127 kayıtlı delegenin bulunduğu salonda CHP Genel Başkanı Özgür Özel saat 10.00 sıralarında geldi.
 Kurultay salonunda temaya ilişkin görseller yer alırken "Silivri Zindanı" yazılı bölümde tutuklu belediye başkanları ve siyasetçilerin fotoğrafları bulundu; Özgür Özel'in yanına eski genel başkanlar Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın oturdu, yanında ise kısa süre önce CHP'ye dönen Muharrem İnce yer aldı. Kemal Kılıçdaroğlu, Kurultaya katılmadı.
<h2>Açılış ve Divan Başkanlığı</h2>
Özel, "Hepiniz hoş geldiniz. Sayın Genel Başkanlarım değerli yol arkadaşlarım, Türkiye'nin dört bir yanından buraya gelmiş CHP'nin değerli delegeleri hepinizi saygıyla selamlıyorum. 22. Olağanüstü Kurultayımız 21 Eylül 2025 sabah saat 10'a çağrılıdır. Bugün saat 09.40 itibarıyla toplantıyı açmak gerek imza hazirun sayımız gerekenin çok üzerinde bir şekilde toplanmıştır. Kurultayımızı açıyorum" dedi. Daha sonra İstiklal Marşı okundu ve saygı duruşunda bulunuldu.
 İstiklal Marşı'nın ardından Divan Başkanlığı için önerilen Grup Başkanvekili Murat Emir için oylama yapıldı ve Emir oy birliğiyle Divan Başkanı seçildi. Murat Emir konuşma yaptı.

CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı, 'Darbeye ve Kayyıma Hayır' temasıyla Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde başladı ve 1.127 kayıtlı delegenin bulunduğu salonda Özgür Özel saat 10:00'da geldi. Özel'in yanına eski başkanlar Çetin ve Karayalçın ile Muharrem İnce oturdu; Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya katılmadı. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Divan Başkanlığı için Murat Emir için oylama yapıldı ve Emir oy birliğiyle seçildi; Emir'in konuşmasıyla kurultay devam etti.

CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı 'Darbeye ve Kayyıma Hayır' temasıyla başladı; Murat Emir Divan Başkanı seçildi

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP’nin 22’nci Olağanüstü Kurultayı öncesinde ANKA Haber Ajansı’na değerlendirme yaptı. Olağanüstü bir dönemde kurultayı yapmanın zorunlu olduğunu ifade eden Başarır, Türkiye’nin hukuk ve adaletinin bu durumdan etkilenmiş olduğunu söyledi ve yargının üzerimize oynadığı oyunlar bulunduğunu belirtti.
Başarır, yargının görevinin bu ülkede suç örgütleriyle, mafya ve uyuşturucu kaçakçılarıyla, katillerle mücadele etmek olduğunu, siyasete yön vermek olmadığını kaydetti; siyasete elinizi çekin sözünü tekrarladı. Artık siyaset kurumundan elinizi çekin.
Bakın Ekrem Bey’in davası, “ahmak davası” olarak görüldü; bugün Yargıtay’a geliyor ve önemli dosyalar Anayasa Mahkemesi’nden Yüksek Mahkeme’ye gelecek. Yüksek Mahkeme’nin önünde bir seçenek olduğunu belirten Başarır, Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın diploma davasında ya bu hukuksuzluğa ya da bu adaletsizliğe bu çirkinliklere dur diyeceğini ya da ülkeyi daha karanlığa götüreceğini ifade etti.
Siyaset kurumu olarak işimizi yapmak, görevimizi ifa etmek istediklerini vurgulayan Başarır, rakiplerle meydanlarda, olması gereken yerde tartışmayı sürdürmek istediklerini kaydetti. “Benim muhatabım cübbe giyen bir hakim değil, bir savcı değildir” sözlerini yineleyen Başarır, tarihte darbe ve tehditleri gördüklerini hatırlattı. 1980’de iki genel başkanın hapse atıldığını belirten Başarır, bir hukukçu olarak rakibinin yargıç olduğunu görmekten utanacağını ifade etti. Bu nedenle Olağanüstü Kurultay’da delege iradesini ortaya koyacaklarını ve ardından kurultayın yapılacağını belirtti; partinin iradesinin üzerinden elinizi çekin, mertçe ve ahlaklı şekilde halkın karşısına çıkıp siyaset yapalım dedi.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, olağanüstü dönemde kurultayın zorunlu olduğunu vurguladı ve Türkiye’nin hukuk ve adaletinin bu durumdan etkilendiğini söyledi. Yargının suç örgütleriyle mücadele etmesi gerektiğini, siyasete yön vermemesi gerektiğini belirtti ve halkı siyaset kurumu üzerinden konuşmaya çağırdı. Ayrıca yargının tarafsızlığına dikkat çekti ve kurultay sonrası delege iradesinin ortaya konulmasını istedi.

Ali Mahir Başarır: Yargının Görevi Suç Örgütleriyle Mücadele Olmalı; Siyasete Yön Vermek Değil

CHP İstanbul Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, KYK Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdu önünde bir açıklama yaptı. Bazı öğrencilerin üniversite sezonu başlarken odalarına döndüklerinde valizlerinin karıştırıldığı, eşyalarının çalındığı ve odalarda zarar görüldüğünün iddia edildiği bildirildi.Açıklamada, İstanbul'daki 60'tan fazla üniversitede okuyan yaklaşık 800 bin öğrencinin yalnızca yüzde 7’sinin KYK yurtlarında kalabildiği ve kalanların barınma ile maliyet sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ilgili tüm kurumların bu krizin doğrudan sorumluluğunu üstlenmesi ve hesap vermesi gerektiği ifade edildi.Açıklamayı CHP İstanbul Gençlik Kolları İl Sekreteri Büşra Çakır okudu. Metinde, uzun süredir derinleşen ekonomik krizin gençlerin yaşamını etkilediği ve kadınlar olarak KYK Cevizlibağ Kız Öğrenci Yurdu’nda yaşanan sorunları kamuoyuna duyurmak için bir araya geldikleri belirtildi. Yurtlarda öğrencilerin barınma hakkına erişememesi nedeniyle eğitimlerini sürdürmekte zorlandıkları, konut maliyetlerinin artması nedeniyle birçok öğrencinin eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldığı kaydedildi. İstanbul’da 60’tan fazla üniversitede okuyan yaklaşık 800 bin öğrencinin yalnızca yüzde 7’sinin KYK yurtlarında kalabildiği vurgulandı.Yurtların yetersizliği ve özellikle barınma hakkının ihlali, kadın öğrenciler açısından daha ağır olduğuna dikkat çekildi. Güvenli olmayan yaşam koşulları, hijyenik olmayan odalar, uygunsuz beslenme ve yurtlara ulaşımın zorluğu gibi sorunlar sıralandı. Cevizlibağ’daki olaylarda kadının kişisel eşyalarının ve alanlarının ihlal edildiği, tadilat için yurda giren kişilerin odaları talan ettiği ve eşyaların etrafa saçıldığı belirtildi. Hatta bu süreçte tacize varabilecek iletişimlerin de görüldüğü aktarıldı.Açıklamada siyasi değerlendirmeler de yer aldı. Düzene karşı mücadeleye vurgu yapılarak, bazı siyasi aktörlerin bu düzene karşı adım atması gerektiği ifade edildi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesi eğitim ve öğrenim hakkını güvence altına alırken, 57. maddesi devletin yoksul ve dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli tedbirleri alacağını hatırlatıldı. Gençler barınma hakkının güvence altına alınması için mücadeleye devam edeceğini belirtti; barınma, eğitim ve eşitlik hakları için dayanışma çağrısı yapıldı.Sonuç olarak yurtlar yalnızca barınma değil, insanca yaşam hakkını güvence altına almak zorundadır. KYK yurtları ve tüm yurtlarda eşit, özgür, güvenli ve insanca yaşam koşulları sağlanana kadar mücadele sürecektir. Barınma haktır; eğitim haktır; eşitlik haktır.

CHP İstanbul Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, KYK Cevizlibağ Kız Öğrenci Yurdu önünde barınma ve güvenlik sorunlarını gündeme getirdi. İstanbul’daki öğrencilerin yalnızca yüzde 7’sinin KYK yurtlarında kalabildiği, kalanların ise yüksek kira ve konut maliyetleri nedeniyle sorun yaşadığı vurgulandı. Kadın öğrencilerin hakları için insanca yaşam, eğitim ve eşitlik talepleriyle devletin sorumluluğu ve hesap verebilirlik çağrısı yapıldı.

CHP İstanbul'dan KYK Cevizlibağ Kız Öğrenci Yurdu önünde barınma ve güvenlik krizi açıklaması

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yenerler kurulun CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayının iptal talebinin tam kanunsuzluk nedeniyle reddine karar verdiğini açıkladı. Kurulun bugün yapılan toplantısında, CHP'nin 21 Eylül Pazar günü yapılacak olan 22'nci Olağanüstü Kurultayı'nın iptali talebinin reddine karar verildi ve kurultay planı buna göre sürdürülecek.
İlçe ve İl Seçim Kurulları arasındaki süreçte, CHP delegesi Şahin Kurt'un Çankaya 4. İlçe Seçim Kurulu'nun kurultay kararını iptal etmek için yaptığı itiraz reddedildi. Ankara İl Seçim Kurulu, Çankaya 4. İlçe Seçim Kurulu Başkanı'nın aldığı kararın kesin olması nedeniyle itiraz hakkında oy birliğiyle "karar verilmesine yer olmadığına" hükmetti ve bu süreç YSK'ya taşındı.

YSK Başkanı Ahmet Yenerler, CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı için iptal talebinin reddedildiğini ve kurultayın 21 Eylül'de yapılacağını açıkladı. İlçe ve İl Seçim Kurulları arasındaki itiraz süreci Ankara İl Seçim Kurulu'nun kararıyla sonuçlandı; konu YSK'ya taşındı. Süreç, CHP'nin kurultayıyla ilgili ilerleyen adımların YSK tarafından belirleneceğini gösteriyor.

YSK, CHP'nin 22'nci Olağanüstü Kurultayı İçin İptal Talebini Reddetti; Kurultay 21 Eylül'de

CHP, 21 Temmuz 2025 tarihli ve 7557 sayılı “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) dava açtı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, konuyla ilgili açıklamasını sosyal medya hesabından paylaştı. İfadesinde şu sözler yer aldı:
“CHP Grubu olarak, özel hastane açma ve işletme dahil özel sektöre gördürülecek işlerde açık artırma ile lisans verme esası getiren, buna ilişkin kural koyma yetkisini Sağlık Bakanlığı'na devreden, buradan elde edilecek gelirin yüzde 75'ini Sağlık Hizmetleri AŞ'ne aktaran, yeterli kontrol ve denetim önlemleri oluşturmadan kenevir ekimini kolaylaştıran, aile hekimlerinin çalışma koşullarını daha da zorlaştıran, eşdeğer alan ayrılmaksızın ve imar değişikliği yapılmaksızın belediye parklarında Şehircilik Bakanlığı'nca sağlık tesisleri için yer tahsisi yapan... 7557 sayılı sağlıkla ilgili kanunlarda değişiklik yapan düzenlemenin öncelikle yürürlüğünün durdurulması ve her halükarda iptali için AYM'ye başvurduk.”
Başvuru, 7557 sayılı Kanun'un yürürlüğünün durdurulması ve iptali talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne iletildi.

CHP, 21 Temmuz 2025 tarihli 7557 sayılı Kanun'un yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Başvurunun gerekçesinde, özel sektöre yönelik lisanslama, yetki devri, gelir paylaşımı ve kenevir ekimini kolaylaştıran düzenlemeler eleştirildi. AYM incelemesiyle yürürlüğün durdurulması ve iptali talep ediliyor.

CHP, 7557 Sayılı Sağlıkla İlgili Kanun Değişikliklerinin Yürürlüğünün Durdurulması ve İptali İçin AYM'ye Başvurdu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel kantinler ateş pahası, simit 20 lira, ayran 20 lira, kaşarlı tost 80 lira. Çocuğun cebinde metelik yok. O yüzden söz veriyoruz, ant içiyoruz ki bu memlekette hiçbir çocuk babasından yoksulluk miras almayacak. Hiçbir çocuk okula giderken boş bir beslenme çantasıyla gitmeyecek. Hiçbir çocuk kantinin önünde başkasının aldığı tosta bakmayacak. Bu memlekete mutlaka ve mutlaka adaleti getireceğiz. Gelir adaletini getireceğiz, vergi adaleti getireceğiz, sosyal adaleti getireceğiz.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin Bahçelievler ilçesi Haznedar Meydanı nda düzenlediği Millet İradesine Sahip Çıkıyor mitinginde yaptığı konuşmada yolun bir tarafında yıllardır yönettiğimiz Bakırköy, yolun diğer tarafında kurulduğundan beri 6 dönemdir alamadığımız Bahçelievler var. Bakırköy de kişi başına 9,5 metrekare yeşil alan. Bahçelievler de 1 metrekare yeşil alan. Bir tarafta rantçı AKP belediyeciliği, bir tarafta halkçı CHP belediyeciliği. 6 dönemdir kazanamadık ama Bahçelievler e hiç suç bulmadık. Kusuru kendimizde aradık. Çok çalıştık, çok yaklaştık ama bu sefer bir fark var. İlçe belediyesini kazanamadık ama Ekrem İmamoğlu nu birinci yaptık Bahçelievler de. Ekrem Başkan ın aldığı oya, çıkış trendimize bakınca, bir de Haznedar Meydanı na bakınca görünüyor ki bir daha kaybetmeyeceğiz Bahçelievler i. Bahçelievler i de alacağız, İstanbul u da alacağız, Türkiye yi de alacağız.
Özel, kalabalıkla gurur deyduğunu belirterek devam etti: Bu olaylar içinde Bahçelievler Belediyesi nin başkanı nın elli kere müebbet alması lazım demişti. Aziz İhsan Aktaş adında bir iftiracı, Adalet ve Kalkınma Partisi nin Yargı Kolları Başkanı tarafından kullanılıyor ve bir iftira kampanyasının içine oturtuldu. AK Parti nin Yargı Kolları Başkanı nı biliyor musunuz Akın Gürlek. Yargı Kolları Başkanı nın aparatı olmuş, herkese iftira atan, daha doğrusu Türkiye de 388 yerde ihale almış, bunların 80 i CHP li belediyeler, 300 ü AKP li belediyeler veya bakanlıklar, kamu kurumları. O taraftan bir kişiye soru yok. Bu tarafta kapısından girdiği belediye başkanını içeriye atıyor. Zeydan Karalar. Bugün Adana dan buraya bin 500 kilometre yürüyen aslanlar var... Zeydan Başkan 12 yıl önce Seyhan ı AK Parti den almış. Aldığı sırada bir ihale varmış normal ödemeler yapılmış. Günü gelince bitmiş, bir daha iş verilmemiş. Kendine sorarsan, ortak değiliz diyor. Savcı, onlar ortak. Ben biliyorum diyor. Güya Aziz İhsan Aktaş ın ortağı 12 yıl önce Zeydan Karalar dan ödeme almış. Onun için Zeydan Karalar içeride yatıyor. Ama Bahçelievler in Belediye Başkanı daha geçen sene iki parça halinde önce kamyonları, sonra şoförleri için ihale yapmış. Toplam 843 milyonluk ihale vermiş. Hakan Efendi ye dönüp soran yok. Yazıklar olsun böyle ikiyüzlülüğe. Eğer Zeydan Karalar, ya da Avcılar Belediye Başkanım Utku Caner Çaykara, ya da Gaziosmanpaşa'da Hakan Bahçetepe bunların ifadesiyle hapiste yatıyorsa Bahçelievler Belediye Başkanı nın elli kere müebbet alması lazım.
Hepimizin cebinden alıp zenginlerin cebine koydu AK Parti öyle bir kara düzen getirdi ki artık kimsenin dayanacak gücü kalmadı. Erdoğan 88 bin liradan az alanı ya da 22 bin lira asgari ücret alanı ya da 16 bin 200 lira emekli maaşı alanı sevmiyor ama 700 milyar lira zenginlerin vergisini sildi bu sene. 700 milyar lira kesinleşmiş vergi yani alacak cebine koyacak parayı almam diyor. Senin cebinde kalsın hazineye girmesin diyor. Kur Korumalı Mevduat ta 2,5 trilyon lira para aktardı. Hepimizin cebinden alıp zenginlerin cebine koydu. Bu yılın ilk 7 ayında 1,5 trilyon lira sadece faizi ödedi.
En düşük emekli maaşı 2002 de 8 çeyrek altın alırmış şimdi sadece 2 çeyrek altın alıyor. Asgari ücretliye zam verirken bir seferde 3 kazık birden atıyor. Normal enflasyon değil TÜİK i takip ediyor. TÜİK in gerçekleşen enflasyonunu değil hedeflenen enflasyonu veriyor. Ülke büyüdü diyor büyümeden pay vermiyor ve asgari ücretliyi 22 bin lirada, emekliyi 16 bin lirada tutuyor. Ben onu çıldırtmak için Türkiye nin neresindeysem Trabzon, Rize, Artvin, Urfa, Manisa, Edirne, nerede olursam bir kuyumcu dükkanı görünce giriyorum. Hesap makinesini çeviriyorum diyorum ki her hesap şaşar altın hesabı şaşmaz. Bakın Erdoğan geldiğinde 2002 de en düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altın alıyormuş. Bugün 5,5 çeyrek altın alıyor. Arada 9 çeyrek altın kayıp. Erdoğan geldiğinde asgari ücret 7 çeyrek altın alıyormuş. Şimdi 2,5 çeyrek altın alıyor. Asgari ücretlinin cebinden 4,5 çeyrek altın kayıp. En düşük emekli maaşı 2002 de 8 çeyrek altın alırmış, şimdi sadece 2 çeyrek altın alıyor. En büyük hasar emeklide. Bugün 2 çeyrek altın alan maaş, Erdoğan ın önce 8 çeyrek altın alıyormuş. Basit hesap 16 bin lira yerine Erdoğan olmasaydı 65 bin lira maaş alıyor olacaktı emekliler. Bir şey düştüğü yerde kaybedildiği yerde bulunmaz mı Nerede kaybettik bunu 3 Kasım 2002 de seçim sandığında Nerede bulacağız Önümüze gelecek ilk seçim sandığında.
Türkiye de tek başına 13,5 milyon işsiz var Memleketin anasını ağlattılar. Avrupa da enflasyon yüzde 2 Türkiye de yüzde 33. 27 AB ülkesinde toplam 13 milyon işsiz var Türkiye de tek başına 13,5 milyon işsiz var Bu iktidardan kurtulmadan belini doğrultması mümkün değil Çare hiç şüphe yok Demokrasi, adalet. 19 Mart darbesi yapıldı borsa yüzde 9 düştü Rezervler eridi yabancı sermaye kaçtı Cumhuriyet Halk Partisi ne saldırı var Dava nın 30 Haziran dan 15 Eylül e ertelendiği gün borsa yüzde 5.5 değer kazandı 2 Eylül günü İstanbul İl Başkanlığı na kayyum atadılar yüzde 6,5 düştü Ardından Ankara da kurultay davası Ekim in sonuna ertelendi borsa yüzde 6 değer kazandı Yani memlekette CHP ye kötülük yapıldığı için değil demokrasiden sapıldığı için bir siyasi parti bastırılmaya, susturulmaya uğraşıldığı için sandık yerine kayyumlardan medet umulduğu için dünyanın gözü önünde ülke otoriterleştiği için para kaybediyor En ufak demokratikleşme umudunda ülke toparlanıyor. İlk seçimi kazanacağız memleketi şaha kaldıracağız.
Ama bunu bilmek için demokrasiyle ekonominin ilişkisini bilmek için ortalama bir genel kültür yeter de bunu iyi bilmek için bunu tahsil etmek lazım. Tahsil etmek için bir üniversite bitirip bir diploma almak lazım. Bunu Ekrem Başkan çok iyi biliyor da birisi bilmiyor. Bir diplomasız var o bilmiyor bunu. Bugün sadece diplomasız değil milletin halinden anlamayan bir vicdansızın elinde memleket perişan oldu. Kantinler ateş pahası, simit 20 lira, ayran 20 lira, kaşarlı tost 80 lira. Çocuğun cebinde metelik yok. O yüzden söz veriyoruz ant içiyoruz ki bu memlekette hiçbir çocuk babasından yoksulluk miras almayacak. Hiçbir çocuk okula giderken boş bir beslenme çantasıyla gitmeyecek. Hiçbir çocuk kantinin önünde başkasının aldığı tosta bakmayacak. Bunun sağı yok, solu yok.
AK Parti MHP DEM in yok Kürt ün de Türk ün de çocuğu aç babası işsiz O yüzden bu memlekete mutlaka ve mutlaka adaleti getireceğiz Gelir adaletini getireceğiz vergi adaleti getireceğiz sosyal adaleti getireceğiz
(SÜRECEK)

Özgür Özel, Bahçelievler mitinginde gelir adaletini, vergi adaletini ve sosyal adaleti hayata geçireceklerini söyledi; kantin fiyatlarının yüksekliğine vurgu yaparak her çocuğun yeterli beslenme olanaklarına sahip olması için söz verdi. Erdoğan ve AK Parti yi eleştirdi; Bahçelievler, İstanbul ve Türkiye de CHP nin halkçı belediyecilik vizyonunu savundu ve demokrasiye vurgu yaptı. Çocukların beslenme çantasının boş kalmaması, kantinlerin maliyetleri ve emekli- asgari ücret konularında adalet talepleri öne çıktı.

Özgür Özel: Adaletli Gelir Dağıtımı ve Sosyal Adalet İçin Söz Veriyoruz

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP'nin Bahçelievler'deki “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi öncesinde ANKA Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “Baskıya, zulme, hukuksuzluğa inat meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Onlar tehditle, şantajla belediye başkanlarımızı partilerine kazandırmak istiyor. Ama bilsinler ki direnenler kazanacak.”
CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun salıverilmesi ve erken seçim talebini yinelemek amacıyla CHP tarafından düzenlenen mitingin bu hafta ki adresi İstanbul'un Bahçelievler İlçesi oldu. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, miting öncesi ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. Başarır, şunları kaydetti: “Baskıya, zulme, hukuksuzluğa inat meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Onlar tehditle, şantajla belediye başkanlarımızı partilerine kazandırmak istiyor. Ama bilsinler ki direnenler kazanacak. Tehdit edenler kaybedecek. Yani bu zulmü yapanlar, bu ülkenin iradesini gasp edenler, er yada geç sandıkta hesap verecek.”

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Bahçelievler'de düzenlenen miting öncesinde ANKA'ya konuştu. Baskıya, zulme ve hukuksuzluğa karşı meydanlarda olmaya devam edeceklerini söyledi. Tehdit ve şantajla belediyelerden partiye geçişleri hedefleyenlere karşı direnenlerin kazanacağını belirtti.

Direnenler kazanacak: Başarır'dan Bahçelievler mitingine ilişkin açıklama

İleyda ÖZMEN / Kameraman: Dursun ALKAYA (ANKARA) - Cumhur İttifakı dışındaki partiler ile bağımsız milletvekillerinin de bulunduğu 260 milletvekilinin imzasıyla, zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan 7554 sayılı kanunun yürürlüğünü durdurma ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açıldı.
Başvuruya destek için farklı illerden sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri de AYM önüne geldi. Doğa ve Yaşam Platformu’ndan Ebru Oktay, Türkiye’nin hiçbir yerinde bir karış toprağımızı, bir ağacımızı bu yağmacı düzene vermeyeceğiz diye konuştu ve “Sonuna kadar mücadele edeceğiz. AKP elini toprağımızdan çek” diye ifade etti.
Başvuruyu yapmak üzere CHP, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, DEVA Partisi, Emek Partisi, Gelecek Partisi, DEM Parti, İYİ Parti, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşil Sol Parti ile beş bağımsız milletvekili toplam 260 imza ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruya destek amacıyla farklı illerden STK temsilcileri de AYM önünde bulundu.
Eskişehir’den Doğa ve Yaşam Platformu üyesi Ebru Oktay, ANKA Haber Ajansı’na verdiği demeçte şu ifadeyi kullandı: “Maden çöplüğüne dönüştürmeye çalışan ülkemiz, tıpkı ikiz köylüler gibi, Samandağ’da kendi tapulu arazilerini çadır kurarak savunan yurttaşlarımız gibi biz de Eskişehir’de ve Türkiye’nin hiçbir yerinde bir karış toprağımızı, bir ağacımızı bu yağmacı düzene vermeyeceğiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. AKP elini toprağımızdan çek.”
Sağlık açısından önemli bir konuya dikkat çeken Salih Usta ise şöyle konuştu: “24 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanan yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyoruz; bu yasa çok kısa ifadesiyle yağma, talan ve işgal yasasıdır. Türkiye işgal ediliyor. Bir avuç zenginin ve yabancı sermayenin çıkarı için ülkenin toprakları, ormanları, zeytinlikleri, meraları talan ediliyor. Bu yasa karşısında elimizden geldiğince mücadele edeceğiz.”
Ali Şükrü Kibar da şu değerlendirmeyi paylaştı: “Artvin dağlarından ses getirdik ve Reşit Kibar’ın sözünü, ‘Hiç kimseye bir ağaç dahi vermeye niyetimiz yok’ sözünü hatırlattık. Bu yasa asla kabul edilemez ve bugün de bu yasaya karşı birliğimizi göstermek için buradayız.”
Çorum Sungurlu’dan Servet Demirkaya ise, “Şüpheli kararlar veren ÇED raporlarını yok sayanlar, köyümüze taşocağı yapılmak istenmesini gördüğümüz için bu süreçte ÇED’e gerek yoktur diye imza verenleri esefle kınıyorum. Bu süreçte de yasa değişmedikçe mücadelemiz sürecek” dedi.
Ordu Çevre Derneği Başkanı Ertuğrul Gönül, “Bu yasa ülkeye ihanet yasasıdır. Zaten önceki dönemde bilimsel verilere dayanmayan kararlar alınmıştı; şimdi bu kararlar dahi değiştiriliyor” ifadelerini kullandı ve iptalin gerçekleşmesini umduğunu belirtti.
Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu (GEÇTAP) Koordinatörü Mehmet Emin Aslan, “Ülkenin taşını, toprağını korumak için bu davayı destekliyoruz. Zeytinlikler ve tarım alanları için mücadele veriyoruz. Muhalefet partilerinin desteğiyle Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda adalet ve hukuku tesis etmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Karadere Vadisi ve Yerlilerini Koruma Derneği’nden Kasım Güven, “Amacımız tüm çevre severlerle yaşam alanlarımızı, akarsularımızı ve köylerimizi korumak. Anayasa Mahkemesi’nin adalet ve hukuku tescil etmesini bekliyoruz” dedi.
 Tekirdağ Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Özgür Aksun, “Trakya’daki tarım ve su kaynaklarını korumak için buradayız. Hak, hukuk, adalet diyoruz ve Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı olumlu yönde vereceğini umuyoruz” ifadelerini kullandı.
Yatağan Çevre ve Kültür Derneği’nden Muammer Bahçeli ise, “Bu yasa doğa ve tarih düşmanı. Davalar neticesinde yeraltına girmek zorunda kaldılar; şimdi mezarlıklarımız dahi tehlikeye girdi. Bu nedenle iptal bekliyoruz.” dedi.
Rize İkizdere ve Doğu Karadeniz bölgesinden temsilcilerle gelen Karınca Kararınca Derneği ise, “Karadeniz coğrafyasını etkileyen bu yasa, Karadeniz’deki 8 şehir için maden ruhsatlandırması anlamına geliyor. Topraksız vatan olmaz; toprak, su ve dağlar için mücadele çağrısı yapıyoruz. Karadenizli olarak dört ayrı bölgede Meclis önüne geldik; bu yasaya karşı mücadelemiz sürüyor.” ifadelerini paylaştı.

260 milletvekilinin imzasıyla 7554 sayılı yasanın yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi'nde dava açıldı. Yasanın zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açması muhalefet partileri ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu tarafından eleştirildi; destekçileri, toprak, su ve doğal yaşamın korunması gerektiğini vurguladı. Yapılan açıklamalarda, karşıt görüşler ve bölgelerden gelen temsilciler, adaletin tesisi ve çevre güvenliği çağrısını yinelerken, muhalefet ile STK’ların bir araya gelerek mücadeleyi sürdürmesi gerektiğini belirtti.

260 Milletvekilinin Başvurusuyla 7554 Sayılı Yasanın Yürürlüğünün Durdurulması ve İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Dava

<h2>260 milletvekilinin başvurusu: 7554 sayılı kanunun yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru</h2>

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Anayasa Mahkemesi’nin iki önemli görevini hatırlattı: öncelikle derhal yürütmeyi durdurma kararı verilsin ve ardından gecikmeksizin iptal kararı çıkarılsın. Günaydın, “Bu memleket hepimizin. Toprağımıza, suyumuza, meramıza, ormanımıza, zeytinimize sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

CHP, Demokrat Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, DEVA Partisi, Emek Partisi, Gelecek Partisi, DEM Parti, İYİ Parti, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşil Sol Parti ile 5 bağımsız milletvekilinin imzasıyla 260 milletvekilinin yer aldığı başvuru, zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan 7554 sayılı yasa için yürürlüğün durdurulması ve iptali talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne sunuldu. Başvurunun ardından SOL Parti, KESK ve birçok sivil toplum örgütü destek verdi.

Başvuru sonrasında CHP Grup Başkanvekili Günaydın ile diğer parti temsilcileri açıklama yaptı. Günaydın şunları söyledi: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, zeytinlik alanlarımıza, meralarımıza, ormanlarımıza, tarım alanlarımıza ve tüm ekosistemimize büyük bir saldırı niteliğindeki bir yasayı geçirdiler. Bu yasa için gece 3’te dahi yoklama istemekle bile Meclis’te akışın nasıl sağlandığı görüldü. Bu durum, sermayenin Cumhur İttifakı’na ne ölçüde egemen olduğunun en açık göstergesidir. Bugün demokrasi için önemli bir gün, çünkü Cumhur İttifakı dışında bulunan tüm siyasi partiler, Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partiler birlikte Anayasa Mahkemesi önündeyiz ve bu iptal davasına birlikte imza attık” ifadelerini kullandı.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Koçyiğit ise açıklamasında, “Anayasa Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma ve iptal kararını birlikte alıyoruz. Adrese teslim firmalara yasa çıkaran bir AKP iktidarıyla karşı karşıyayız; birkaç şirketin kârı için zeytin ağaçlarını kökünden söküp götürmeye çalışıyorlar.”

Selçuk Özdağ (Yeni Yol Grubu) ise bu yasa için “sermayeye Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını peşkeş çekme yasası” diyerek, AKP’nin Anayasa’ya uymasını ve hudutları korumasını talep etti. Özdağ, Anayasa Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı vereceğine inandığını belirtti.

Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş ise, muhalefetin uzun süren çalışması sonrası çıkan kanunun millet vicdanında karşılık bulmadığını söyledi ve “Millet vicdanında karşılık bulmayan kanunların uygulaması ancak zorbalıkla olur” dedi. Altıntaş, hukuka başvurduklarını ve bu itirazın Anayasa Mahkemesi’nde ele alınacağını belirtti.

Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, “Bu konunun yürütmeyi durdurması ve iptali için en hızlı karar önemlidir; geç verilecek bir karar Türkiye’de büyük cerahatlere yol açacaktır” diye konuştu ve muhalefet olarak birlikte hareket edeceklerini ifade etti.

EMEK Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “yerli ve milli” propagandasına karşı gerçek çıkarların korunması gerektiğini vurguladı ve yasa nedeniyle adaletsiz bir sömürü düzeninin kurulduğunu söyledi. Bayhan, “YK Enerji ve İçtaş başta olmak üzere bazı AKP tüccar siyasetiyle adrese teslim bir yasa çıktı” dedi ve yasağın hukuksuzluklarının kaldırılmasını talep etti.

Sol Parti Sözcüsü İlknur Başar, “emperyalist tekellere, sermaye ve şirketlere verecek bir karış toprağımız yok” diyerek Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldığını belirtti ve hukukun tek adam rejiminin aracı haline getirildiğini ifade etti. Başar, mahkemenin halk lehine karar vereceğini umduğunu söyledi.

Halime Şaman (Toprağı Vermiyoruz İnsiyatifi) ise “toprağına sahip çıkan yurttaşlar olarak Anayasa Mahkemesi önündeyiz” dedi. Şaman, 7554 sayılı düzenlemenin maden ve enerji şirketlerine süper talan yetkisi verdiğini ve bir yasa değil, mülksüzleştirme planı niteliğinde olduğunu belirtti. Şaman, toplu imzaların bir dilekçe olarak bırakılmayacağını, her haneye ulaşacak şekilde yayılacağını ifade etti ve “Toprağımızı Vermiyoruz” mesajını yineledi.

260 milletvekili ve bağımsızlar, 7554 sayılı kanunun yürürlüğünü durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruda zeytinlikler, meralar ve ormanlar başta olmak üzere ekosistemi tehdit eden yasa değişiklikleri eleştirilirken, yürütmenin durdurulması ile iptal kararının ivedilikle verilmesi talep edildi. Parti temsilcileri ve sivil toplum örgütleri eşgüdümlü şekilde ortak hareket ederek halkın doğa ve tarım alanlarını koruma çağrısı yaptı.

260 Milletvekilinin Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu ile 7554 sayılı yasa zeytinlikleri madenciliğe açmaya karşı yürütmenin durdurulması ve iptali talep edildi

CHP üyesi 27 yaşındaki Meltem Gökhanoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik ifadeleri nedeniyle avukatının şikayeti üzerine İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Gökhanoğlu, X üzerinden yaptığı paylaşımda CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya'nın Bahçeli ile görüşmesini eleştirmiş ve Bahçeli için iblis ifadesini kullanmıştı.
Gökhanoğlu savcılıktaki ifadesinde CHP üyesi olduğunu, Asu Kaya'ya yönelik eleştirilerde bulunduğunu, ancak hiçbir kamu görevlisine hakaret kasdı taşımadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla ilgili olarak kastının Cumhurbaşkanı olmadığını belirterek, suçlamayı kabul etmedi ve serbest bırakılmayı talep etti.
Savcılık, Gökhanoğlu'nu "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan değil, genel "hakaret" suçundan adli kontrol talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti. İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği ise Gökhanoğlu hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve haftada bir gün imza verme yükümlülüğü getirilmesine karar verdi.
Gökhanoğlu'nun avukatı Atahan Öztürk, baskılar, gözaltılar ve hukuksuz adli kontrol kararlarının kendilerini yıldırmayacağını belirtti: Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz.

CHP üyesi Meltem Gökhanoğlu, Bahçeli'ye yönelik paylaşımları nedeniyle gözaltına alınıp adliyeye sevk edildi. Savcılık, onu Cumhurbaşkanına hakaret suçundan değil, genel hakaret suçundan adli kontrol talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne yönlendirdi; hakimlik ise yurt dışına çıkış yasağı ve haftada bir gün imza yükümlülüğü verdi. Avukat, baskılara karşı direneceklerini belirtti.

CHP Üyesi Meltem Gökhanoğlu'na Hakaret Suçundan Adli Kontrol: Yurt Dışına Çıkış Yasağı ve Haftalık İmza

<h2>Gelişmeler</h2>
İstanbul’da CHP'li belediyelere yönelik son operasyonda, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu’nun da aralarında bulunduğu 39 kişinin tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildiği, 6 kişinin ise adli kontrol talebiyle hakimliğe sevk edildiği bildirildi. Operasyon, 30 Ekim 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasıyla başlayan ve o günden bu yana CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve çok sayıda ilçe belediye başkanının tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonlara yeni bir halkayı ekledi.
Bayrampaşa Belediyesi’ndeki gözaltılar, Mutlu ile birlikte 38 kişi hakkında tutuklama, 6 kişi hakkında adli kontrol talebiyle sonuçlandı. Ayrıca operasyon kapsamında MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Yasin Sönmez ile Bayrampaşa ilçe üyesi Emin Sönmez’in de gözaltına alındığı belirtildi ve bu iki ismin gözaltına alındıkları gerekçesiyle disiplin süreci başlatıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Bu operasyon Bayrampaşa Belediyesi'ne çökme operasyonudur. Günlerdir, haftalardır yaşadığımız şey bize şunu gösteriyor: 31 Mart'ta sandıkta kaybettikleri Bayrampaşa Belediyesi'ni yargı eliyle, tehditle, şantajla geri almaya çalışıyorlar.” sözleriyle tepki gösterdi.
Çelik, savcılık sevk kararından yaklaşık iki saat önce yaptığı açıklamada “Yolsuzluk namına tek bir delil ortada yok” dedi ve belediyedeki meclis üyelerinin ölümle tehdit edildiğini aktardı. İddialara göre meclis üyelerine WhatsApp üzerinden kelepçeli fotoğraflar ve “Kurtlar Vadisi” repliğiyle “ölüler görür” ifadelerinin iletildiği öne sürüldü. Ayrıca, meclis çoğunluğunu değiştirme amacıyla uzun süredir tehdit ve şantaj girişimlerinin yürütüldüğü iddia edildi.
Hasan Mutlu’nun gözaltına alınmasının ardından savcılık ifadelerinin tamamlandığı ve bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevkin gerçekleştirildiği belirtildi. Olaylar kapsamında Bayrampaşa Belediyesi’nde toplam 48 kişinin emniyetten adliyeye sevk edildiği ve CHP'li meclis üyelerinin tehdit edildiği iddialarının savcılık kayıtlarına geçtiği aktarıldı.
Bu süreçte iki MHP yöneticisi hakkında disiplin süreci başlatıldı ve yasal işlemlerin devam edeceği ifade edildi.

Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu da dahil 39 kişinin tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildiği operasyon CHP'li belediyelere yönelik geniş kapsamlı bir soruşturmanın parçası oldu. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, operasyonu Bayrampaşa’ya yönelik bir çökme girişimi olarak nitelendirdi ve meclis üyelerinin tehdit edildiğini belirtti. Disiplin süreçlerinin başlatıldığı ve iki MHP yöneticisinin gözaltına alındığı bildirilirken, durum savcılık ve adli süreçlerle devam ediyor.

Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu da Dahil 39 Kişiye Tutuklama Talebiyle Hakimliğe Sevk Edildi

Aydın Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin bugün yapılacak eylül ayı toplantısı öncesinde belediye binasının çevresi güvenlik bariyerleriyle kapatıldı.Özlem Çerçioğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa ederek AK Parti'ye katılmasının ardından gerçekleşen ilk meclis toplantısına, önceki oturumda Başkanlığını üstlenen Özlem Çerçioğlu katılmamış ve toplantı Belediye Başkan Vekili Polat Bora Mersin tarafından yönetilmişti.Oturum öncesinde meclis salonu girişinde ve oturum sırasında yaşanan arbede ve gerginlik nedeniyle toplantı ertelenmişti.Bugün saat 18.00'de yapılacak meclis toplantısı için belediye binasının çevresi yeniden bariyerlerle kapatıldı.

Aydın Büyükşehir Belediyesi meclisi için bugün saat 18.00'da başlayacak eylül ayı toplantısı öncesinde belediye binasının çevresi bariyerlerle kapatıldı. Önceki oturumu Özlem Çerçioğlu'nun katılmaması nedeniyle ertelenmişti; toplantıyı Belediye Başkan Vekili Polat Bora Mersin yönetmişti.

Aydın Büyükşehir Meclisi için güvenlik önlemleri artırıldı; Özlem Çerçioğlu'nun AK Parti'ye geçişinin ardından bugün eylül ayı toplantısı için hazırlıklar sürüyor

CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyım olarak atanan Gürsel Tekin'in İstanbul İl Kongresi düzenlemek için Sarıyer İlçe Seçim Kurulu'na yaptığı başvuru reddedildi. İlçe Seçim Kurulu'nun ret gerekçesinde seçim organize etmede tek yetkilinin genel merkez olduğu değerlendirmesine yer verildi.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, 8 Ekim 2023'te yapılan CHP İstanbul İl Kongresi'ni iptal ederek, il başkanlığına geçici olarak eski CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'i görevlendirmişti.
CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyım olarak atanan Gürsel Tekin, avukatı aracılığıyla geçtiğimiz hafta Sarıyer İlçe Seçim Kurulu'na başvuruda bulunarak CHP Olağanüstü İstanbul İl Kongresi'nin düzenlenebilmesi için gerekli evrak ve belgelerin İstanbul İl Başkanlığı, il yönetim ve disiplin kurulları adına çağrı heyeti üyesi olarak kendisine verilmesini istedi.
Sarıyer İlçe Seçim Kurulu ise Tekin'in taleplerini reddetti. Kurul tarafından yapılan değerlendirmede, 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 21. Maddesi, YSK'nın 2020/505 ve 2017/353 sayılı kararları gerekçe gösterilerek seçim işlemlerinde tek yetkilinin CHP Genel Merkezi olduğu belirtildi.

Gürsel Tekin'in CHP İstanbul İl Kongresi için gerekli evrak ve belgelerin kendisine verilmesi talebi Sarıyer İlçe Seçim Kurulu tarafından reddedildi. Ret gerekçesi olarak seçim işlemlerinde tek yetkilinin CHP Genel Merkezi olduğu ifade edildi. Karar, 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu ve YSK kararlarıyla desteklendi.

Sarıyer İlçe Seçim Kurulu, Gürsel Tekin'in CHP Olağanüstü İstanbul İl Kongresi talebini reddetti

<h2>Gündem ve çağrılar</h2>
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin gerçek gündemine bugün itibaren dönmesi gerektiğini ifade eden Başarır, uzun süredir sürmekte olan bazı davaların gündemi meşgul ettiğini söyledi. "Mahkeme bir erteleme kararı verdi. Türkiye'nin gerçek gündemi Cumhuriyet Halk Partisi hakkında açılan hukuksuz sipariş davaları değildir" dedi ve yoksulluk, yoksunluk, işsizlik, dış politika ve adalet konularının çözüme muhtaç olduğunu vurguladı.
Başarır, ayrıca açlık sınırının yükseldiğini belirterek, milyonlarca asgari ücretlinin ve emeklinin bu sınırın altında maaş aldığına dikkat çekti. "Ama bunları konuşmak istiyoruz" diye ekledi ve Türkiye'nin gerçek sorunlarına odaklanılması gerektiğini belirtti.
İktidarın tarımsal politikasına ilişkin olarak Başarır, Akbelen'den, zeytinden ve çiftçilerden söz ederek; "Çiftçinin geleceğe karartılıyor. Akbelen'den, zeytinden, çiftçiden, kirli ellerinizi çekin" diye konuştu.
İsrail-Gazze konusundaki gelişmelere de değinen Başarır, Cumhurbaşkanı'nın uçakta yaptıkları açıklamalara eleştiri yöneltti ve "uçakta ahkam kesme" çağrısında bulundu. Ayrıca kral metaforunu kullanarak, ülkenin gündeminin başka işlerle meşgul edildiğini söyledi ve Kral çıplak ifadesini kullandı.
Başarır, Türkiye'yi kurtaracak tek şeyin seçim olduğuna dikkat çekerek erken seçim çağrısını yineledi. Sandıkta hesaplaşılması gerektiğini vurguladı ve anketlerin de ışığında topluma güven mesajı verdi. Cumhurbaşkanı için başlatılan tartışmalar karşısında, demokrasiden, hukuktan ve partimizin savunusundan elini çek çağrısını tekrarladı.
CHP kurultayına ilişkin gelişmeleri değerlendiren Başarır, delegelerin iradesinin ortaya konduğunu ve olağanüstü kurultay için imzaların çoğunlukla atıldığını söyledi. Genel başkan ve yönetimin belirlendiğini belirten Başarır, bu genç ve başarılı kadroların parti içinde güç kazandığını ifade etti. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun Özgür Özel’in arkasında olup davaların bittiğini söylemesi gerektiğini düşündüğünü aktardı.

Başarır, CHP'ye açılan hukuksuz davaların gündemi belirlemesini eleştirdi ve gerçek gündemin yoksulluk, işsizlik ve adalet sorunları olması gerektiğini vurguladı. Erken seçim çağrısını yineledi, Akbelen ve tarımsal konulara değindi ve İsrail-Gazze gelişmeleriyle ilgili eleştirilerini paylaştı. Kurultay süreciyle ilgili delegelerin iradesini işaret eden Başarır, Kılıçdaroğlu’nun Özgür Özel’in arkasında durması gerektiğini söyledi.

Başarır: Davaların biteceğini söylemenin önemi ve erken seçim çağrısı; Özgür Özel'in liderliğine vurgu

<h2>Giriş</h2>
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nin ardından gazetecilerle yaptığı söyleşide CHP nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptal davasının 24 Ekim e ertelenmesine ilişkin olarak yarginin kararını bekleyeceklerini ifade etti. Şu anda yargının tek irade olduğunu vurgulayan Erdoğan, ara karardan sonra mahkemenin yeniden nasıl bir karar çıkaracağını hep birlikte göreceklerini söyledi. Erdoğan, AK Parti nin bu davada yer almadığını belirtti; şikayet edenler ile yargılananların CHP koridorlarında dolaştığını söyleyerek tartışmaların bu süreçte netleşeceğini kaydetti.

<h2>İsrail in bölgedeki tutumu ve Gazze ye yönelik gelişmeler</h2>
İsrail in bölgedeki haydutluklarını pervasızca sürdürdüğünü ifade eden Erdoğan, Gazze ile birlikte Suriye, Lübnan, Yemen ve İran a yönelik saldırıların da dikkat çektiğini belirtti. Bu saldırıların Gazze de barış müzakerelerini yürüten heyeti hedef almasının uluslararası sisteme ve hukuka meydan okuma olarak görüldüğünü söyledi. Türkiye nin Katar ve Filistin halkının yanında olduğunu vurguladı ve Gazze de yaşamını yitirenler için Allah tan rahmet, yaralılara ise acil şifa dilediğini ifade etti.

<h2>Zirve bildirisi ve Filistin davasının uluslararası duruşu</h2>
Zirvede birçok devletin devlet başkanlarının katılımını anlamlı bulan Erdoğan, kabul edilen bildirinin İsrail in saldırısının tüm İslam devletlerine yönelik olduğu vurgusunu taşıdığını söyledi. Filistinli kardeşlerin haklarının savunulması yönündeki gayreti sürdürdüklerini, gereken tüm yasal ve etkili tedbirlerin alınması çağrısını yaptıklarını belirtti. Türkiye nin öncülüğünde İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerin gözden geçirilmesi de dahil ilave tedbirlerin değerlendirildiğini söyledi. Zirve vesilesiyle Katar Emiri başta olmak üzere pek çok liderle görüşmelerinin gerçekleştiğini kaydetti.

<h2>İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi ve BM süreci</h2>
İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı olarak Filistin in haklarının savunulması için gerekli adımların atılmasına yönelik çabaların sürdüğünü belirtti. 25 Ağustos ta yapılan olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında soykırımcı İsrail in işgal ve ilhak politikalarına karşı ortak tavır konulduğunu hatırlattı. Önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında da insanlık cephesi ile dayanışmanın genişlemesini temenni etti. Türkiye nin Filistin davasının bayraktarlığını sürdürmeye devam edeceğini ve nihai hedefin barış, adalet ve insanlık onurunu hakim kılmak olduğunu ifade etti.

<h2>BM oylamaları ve iki devletli çözüm</h2>
Erdoğan, BM Genel Kurulu na gidecek olan Türkiye için 142 ülkenin evet oyu ile kabul edilen New York Bildirgesi nin Filistin meselesinde diploması dengeleri kökten değiştirdiğini belirtti. İsrail in giderek yalnızlaşan konumunun görüldüğünü söyleyen Erdoğan, Türkiye nin yıllardır savunduğu iki devletli çözüm tezinin küresel çoğunluğun iradesi haline geldiğini ifade etti. Filistin meselesinde devlet olarak tanınmanın önünü açabilecek gelişmelerin İsrail i daha da köşeye sıkıştıracağını düşündüğünü söyledi.

<h2>Terörle mücadele ve güvenlik politikaları</h2>
Terörsüz Türkiye sürecinin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu nun bu hedefin yalnız güvenlik boyutuyla değil demokratik meşruiyet temelinde yürütüldüğünün net göstergesi olduğunu belirtti. Sahadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve süreçteki her adımı dikkatle yönettiklerini ifade etti.

<h2>Suriye ve bölgesel politika</h2>
Suriye konusunda Türkiye nin Suriye nin yanında durduğunu ifade eden Erdoğan, SDG ile Şam yönetimi arasındaki entegrasyon sürecinin ilerlediğini; zaman zaman kışkırtmalarla karşılaşılmasına rağmen barışın kazançlı olduğuna inandıklarını söyledi.

<h2>CHP ile ilgili iç ve dış değerlendirme</h2>
CHP den ayrılanların AK Parti ye katılımı konusundaki değerlendirmede Erdoğan, bu kişilerin iyi niyetle CHP den ayrıldıklarını, ancak yaşanan rüşvet, yolsuzluk ve irtikap gibi iddiaların bu kişileri partiden uzaklaştırdığını söyledi. Parti içi tartışmaların CHP nin meselesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, AK Parti nin içindeki duruşun temiz siyaset ve millete hizmet odaklı olduğunu ifade etti. 24 yıllık tecrübe ve istikrar ile AK Parti nin yoluna devam edeceğini dile getirdi.

<h2>Alevi-Sünni ayrımı ve provokasyonlar</h2>
Alevi ve Sünni ayrımı yapmanın kabul edilemez olduğunu belirten Erdoğan, tüm vatandaşların din, mezhep, etnik köken ve kimlik ayrımı gözetmeksizin eşit olduğunun Anayasa ile güvence altına alındığını vurguladı. Provokasyonlar ile sokak çağrıları konusundaki kararlı duruşunu yineledi ve bu tür hareketlerin hukukun ve güvenlik güçlerinin konusu olduğunu söyledi. Kimsenin ülkenin birliğini bozmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

<h2>Sonuç ve ileriye dönük vurgu</h2>
Erdoğan, CHP ile ilgili iç tartışmaların ve kurultay süreçlerinin önümüzdeki günlerde yargı kararına bağlandığını söyledi. Halkın güven ve istikrarla yoluna devam edeceğini belirterek, AK Parti ve Cumhur İttifakı ile birlikte milli hedefler doğrultusunda güçlü bir şekilde ilerleyeceklerini ifade etti.

Erdoğan Katar Zirvesi sonrası CHP Kurultaylarına ilişkin iptal davasının ertelenmesini yargının kararına bağladı ve süreçten sonra verilecek kararı bekleyeceklerini söyledi. İsrail in Gazze ve çevresindeki saldırılarını eleştirerek Türkiye nin Katar ve Filistin ile dayanışmasını vurguladı; iki devletli çözüm vizyonunun küresel çoğunluğun iradesine dönüştüğünü belirtti. Terörsüz Türkiye hedefini sürdürdüklerini, Suriye politikasını ve CHP içindeki tartışmaları da dile getirerek provokasyonlara karşı kararlı duruşunu yineledi.

Erdoğan: CHP Kurultaylarına ilişkin ertelenen dava yargının kararına bağlı; Katar zirvesi sonrası İsrail saldırıları ve Filistin dayanışması

İzmir 3. Asliye Mahkemesi'nde görülen duruşmada, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu ile avukatı Ümit Ercan hazır bulundu. Dava, Askeri Ceza Kanunu'na muhalefet suçlamasıyla açıldı ve Bağcıoğlu'nun Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganını attıkları gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen beş teğmen için protesto çağrısında bulunduğu iddiasını kapsıyordu. Mahkeme, bu suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi talebini görüştü.
İlk olarak savcının mütalaası okundu. Savcı, İzmir ve Ankara Valiliklerinden gelen yazılara dikkati çekerek, sanığın üzerine atılı suçun oluşmadığını belirterek beraatını istedi.
Avukat Ümit Ercan, müzekkerelerden hareketle müvekkilinin İzmir ve Ankara’daki basın açıklamalarında açıklama yapmadığını, tertip komitesinde bulunmadığını, özellikle İzmir Valiliği yazısında muvazzaf askerlerin katılmadığının bildirildiğini kaydetti. Ayrıca, dava dışı benzer davalarda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturmaya yer olmadığı kararı verdiğini belirterek bu hususun gözetilmesini talep etti.
Bağcıoğlu, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirtti ve avukatının beyanlarını aynen tekrarladığını söyledi. Savunmasında da "Ben muvazzaf askerleri toplanmaya çağırmadım. Ancak teğmenleri yalnız bırakmaya da el vermez. Suç kastım yoktur. Beraatimi istiyorum." ifadelerini kullandı.
Savunmaların alınması ve mütalaanın okunmasının ardından mahkeme kararını açıkladı. Sanığa yöneltilen suçun unsurlarının oluşmadığına hükmeden mahkeme, Yankı Bağcıoğlu’nun beraatine karar verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Askeri Ceza Kanunu'na muhalefet suçlamasıyla açılan davadan beraat etti. Duruşmada, İzmir ve Ankara Valiliklerinden gelen yazılar ışığında toplantı ve gösterilere muvazzaf asker katılımı konusunda net bulgu bulunmadığı kaydedildi. Mahkeme, suç unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle kararını açıkladı.

Bağcıoğlu beraat etti: Askeri Ceza Kanunu'na muhalefet suçunun unsurları oluşmadı

CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, zirai don nedeniyle üreticilere duyurulan destek ödemelerinin maliyeti bile karşılamadığını söyleyerek hükümete çağrıda bulundu.
Durmaz, yazılı açıklamasında zirai don nedeniyle zarar gören üreticilere ödenecek desteklerin gerçek kayıpları karşılamaktan uzak olduğunu belirtti ve şunları kaydetti: 'Çiftçinin borçları en az bir yıl süreyle faizsiz ertelenmeli. Tarım sigortasında don teminatı yaygınlaştırılmalı. Yapılacak ödemeler gerçek maliyetler esas alınarak güncellenmeli ve vakit kaybetmeden yapılmalı. Ayrıca tarım sigortası kapsamı dışında kalan üreticilere yapılacak ödemelerde yeniden değerlendirilmelidir.'
Tokat'ın durumu da dikkat çekicidir. Tokat her yıl yaklaşık 950 bin ton meyve üretir. Bu yıl ürünlerin hepsi don nedeniyle yandı. 190 bin dönüm meyvelik alan zarar gördü. Üzümde 250 bin ton, elmada 120 bin ton üretim kapasitesine sahip olan Tokat bu yıl meyvesiz bir sezon yaşadı. Çiftçi diğer ektiği patates, soğan, karpuz, biber ve domates gibi ürünlerden de zarar gördü. Çiftçimizi yalnız bırakmamalı ve sahip çıkmalıyız.

CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, zirai don nedeniyle açıklanan desteklerin maliyeti karşılamadığını söyledi; borçların faizsiz en az bir yıl ertelenmesi, tarım sigortası kapsamının genişletilmesi ve ödemelerin gerçek maliyetler üzerinden güncellenmesi talep edildi. Ayrıca tarım sigortası kapsamı dışında kalan üreticilere yönelik ödemelerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Tokat'ta bu yıl meyve üretimi don nedeniyle zarar gördü ve üreticiler ağır kayıplar yaşadı.

Kadim Durmaz: Zirai Don Desteği Yetersiz; Borçlar Faizsiz Ertelenmeli ve Sigorta Kapsamı Genişletilmeli

<h2>Olayın başlangıcı</h2>
19 Mart operasyonuyla tutuklanan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na karşı Serkan Şahin’in Bakırköy’de açtığı şikayetle ilgili olarak iddianame Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İddianamenin iadesine karar verilmesi talebiyle avukat Kemal Polat başvurdu. Başvuruda, İmamoğlu aleyhine çok sayıda hakaret iddiası ve "kovuşturmaya gerek yok" kararları bulunduğu, Anayasa’nın eşitlik ilkesi hatırlatıldı.

<h2>İddianamenin içeriği</h2>
İddianamede, 26 Ekim 2024’te SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı alanında gezdiği sırada Serkan Şahin’in İmamoğlu’nu tesadüfen görmesi ve olayın gelişmesi anlatıldı. Şahin’in 3-5 metre mesafede bulunan İmamoğlu’na, “Burada geziyor da şehit oldu askerimiz. Ne olacak şimdi? Dün makamında ağırladı Zeydan’ı” dediği belirtilirken, İmamoğlu’nun da “Sakinleş konuşuruz seninle zamanı gelince. Sen siyaset yapmaya devam et aslanım. Çirkin siyasetine devam et, sen bayağı çirkinsin” şeklinde karşılık verdiği iddia edildi. İddianamede, İmamoğlu’nun sözüne ilişkin olarak sözlerin nezaket dışı ve kaba nitelikte olduğu, şahsiyete değil eyleme yönelik olduğu kaydedildi ve hakaret suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının inceleneceği belirtildi. Tutuklu bulunan İmamoğlu hakkında hakaret suçundan 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası talep edildi. Ayrıca İmamoğlu hakkında TCK 53. maddesi kapsamında siyasi yasak da istenirken, iddianamenin Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildiği belirtildi.

<h2>Avukat Kemal Polat’ın itirazı ve KYOK kararları</h2>
Gelişmeler üzerine İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, iddianamenin iadesine karar verilmesi talebiyle başvuru yaptı. Başvuruda, İmamoğlu aleyhine pek çok hakaret iddiası ve “kovuşturmaya gerek yok” (KYOK) kararlarının yer aldığı belirtildi. Polat, Anayasa’nın eşitlik ilkesi hatırlatılarak şu itirazları dile getirdi: “TCK m.125/1 hükmünde bir ifadenin hakaret oluşturabilmesi için onur, şeref ve saygınlığı rencide edici nitelikte bir olumsuz değer yargısı veya isnat içermesi gerekir. Ancak müvekkil şüphelinin ‘sen bayağı çirkinsin’ ifadesi bu kapsamda değildir; nezaket dışı ve kaba bir söz niteliğindedir ve hakaret unsurunun oluşmasına engeldir. Ayrıca bu sözlerin şahsına yönelik olmadığını, eyleme yönelik olduğunu ve bağlamdan koparılmış şekilde aleyhe delil yaratılmak istendiğini öne sürdü. 
Polat, iddianamede yer alan ve KYOK kararlarına ilişkin örnekleri de dile getirdi. Şöyle ki:
<ul>
<li>22.08.2023 tarihinde Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na yönelik şikâyet hakkında 03.11.2023 tarihinde KYOK kararı verilmiş; 10.11.2023 tarihinde Bakırköy 6.Sulh Ceza Hakimliği’nin KYOK itirazını reddine karar verdiği ifade edildi.</li>
<li>13.07.2023 tarihinde Büyükçekmece Başsavcılığı’na yönelik “Cahil Hadsis Pevezenkler” ifadesi için 23.10.2023 tarihinde KYOK kararı verilmiş; 12.10.2023 tarihinde Bakırköy 5.Sulh Ceza Hakimliği’nin KYOK itirazını reddettiği kaydedildi.</li>
<li>29.05.2023 tarihinde Büyükçekmece Başsavcılığı’na yönelik “Gak si... gavat ne anlatiyon” ifadesi için 07.02.2024 tarihinde KYOK kararı verilmiş; 14.02.2024 tarihinde Bakırköy 6.Sulh Ceza Hakimliğinin KYOK itirazını reddettiği belirtildi.</li>
<li>25.05.2023 tarihinde Büyükçekmece Başsavcılığı’na yönelik “Yaaaa su katılmamış gavursun ekrem bu ne lan o.” ifadesi için 24.04.2024 tarihinde KYOK kararı verilmiş; 12.09.2024 tarihinde Bakırköy 3.Sulh Ceza Hakimliğinin KYOK itirazını reddettiği kaydedildi.</li>
<li>29.05.2023 tarihinde Büyükçekmece Başsavcılığı’na yönelik “Hastır yalancı it” ifadesi için 07.02.2024 tarihinde KYOK kararı verilmiş; 23.02.2024 tarihinde Bakırköy 3.Sulh Ceza Hakimliğinin KYOK itirazını reddettiği belirtildi.</li>
<li>31.03.2023 tarihinde Büyükçekmece Başsavcılığı’na yönelik “Si... git Angus” ifadesi için 29.04.2024 tarihinde KYOK kararı verilmiş; 23.07.2024 tarihinde Bakırköy 6.Sulh Ceza Hakimliğinin KYOK itirazını reddettiği kararı kaydedildi.</li>
</ul>
Polat, daha ağır hakaret ifadelerinin KYOK ile kapatıldığı bir uygulama karşısında, daha hafif ve kaba sözün dava konusu yapılmasının hukuka aykırı olduğunu savundu. Ayrıca bu durumun Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek iddianamenin reddedilmesi gerektiğini vurguladı.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na karşı Serkan Şahin’in şikayetiyle açılan hakaret davasında iddianamenin iadesi talebi avukat Kemal Polat tarafından getirildi. İtiraz, iddianamedeki ifadelerin hakaret unsurlarını karşılamadığı ve KYOK kararlarının tutarsız uygulanmasına dayandırıldı; ayrıca Anayasa’nın eşitlik ilkesine vurgu yapıldı. Olay, KYOK kararlarının uygulamadaki çelişkisini ve davanın adil bir şekilde incelenmesi gerektiğini gündeme taşıdı.

“CHP” ile ilgili sonuçlar