<h2>Türkiye Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde Altın Madalya</h2>
Erkekler 10 metre havalı tüfek takım finalinde Türkiye, Almanya’yı 2-0 mağlup ederek şampiyon oldu.
Yusuf Dikeç ile Mustafa İnan arasında gerçekleşen mücadelede ilk ayakta Dikeç, Alman rakibi Paul Fröhlich ile karşı karşıya geldi ve 17-15'lik skorla Türkiye'yi 1-0 öne geçirdi. Ardından Mustafa İnan da rakibini mağlup ederek galibiyeti ve altın madalyayı garantiledi.
Bu zaferle Türkiye, Avrupa sahnesinde bir kez daha adını zirveye yazdırdı.

Türkiye, Erkekler 10 metre havalı tüfek takım finalinde Almanya’yı 2-0 yenerek Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde altın madalyayı kazandı. İlk ayakta Yusuf Dikeç, Paul Fröhlich’i 17-15 yenerek 1-0 öne geçti; ardından Mustafa İnan rakibini mağlup ederek galibiyeti garantiledi.

Türkiye Havalı Silahlar Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde Altın Madalya Kazandı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan Kış Lastiği Kullanma Zorunluluğu İle İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Daha önce 1 Aralık-1 Nisan tarihleri arasında geçerli olan kış lastiği uygulamasında yeni tarihler belirlendi. Uygulama artık 15 Kasım’da başlayacak ve 15 Nisan’a kadar sürecek.Karara göre şehirler arası kara yollarında yolcu ve eşya taşımacılığında kullanılan taşıtlar için her yıl 15 Kasım ile takip eden yılın 15 Nisan tarihleri arasındaki 5 aylık dönemde kış lastiği kullanımı zorunlu olacak.

Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğle kış lastiği zorunluluğunun başlangıç tarihi 15 Kasım’a çekildi ve 15 Nisan’a kadar uzatıldı. Şehirler arası kara yollarında yolcu ve eşya taşıyan taşıtlar için beş aylık dönemde kış lastiği kullanımı zorunlu olacak. Tebliğde yapılan değişiklik yürürlüğe girdi.

Kış Lastiği Zorunluluğu 15 Kasım-15 Nisan Aralığında Uygulanacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye ile ABD arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı'nın imzalandığını açıkladı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile 6 yıl aradan sonra bir araya geldi. Görüşmenin ardından taraflar arasında bazı anlaşmalar imzalandı.Bayraktar, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki köklü ve çok boyutlu ortaklığı nükleer enerji alanında daha da derinleştirecek yeni bir süreci başlattık" ifadelerini kullandı. Görüşme sonrası ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte liderlerin huzurunda Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı'nı imza altına aldık. Anlaşma kapsamındaki çalışmaların önümüzdeki dönemde her iki ülke için de karşılıklı fayda üretmesini diliyorum.

Erdoğan ile Trump Beyaz Saray’da bir araya geldi; Türkiye ile ABD arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı imzalandı. Bayraktar, mutabakatın nükleer enerji alanında ortaklığı derinleştireceğini belirtti.

Türkiye ile ABD arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı imzalandı

<h2>CAATSA nedir ve kapsamı</h2>
CAATSA, Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act ifadesinin kısaltmasıdır ve Türkçe’ye 'ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası' olarak çevrilmektedir. 2 Ağustos 2017’de ABD Kongresi’nde kabul edilen yasa, özellikle Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi ülkelere karşı yaptırım mekanizması sunarken, bu ülkelerle önemli ticari işlem yapan üçüncü ülkeleri de hedef alabilmektedir.
CAATSA kapsamında toplam 12 farklı yaptırım seçeneği bulunmaktadır. Bu yaptırımlar şu şekildedir:
<ul>
 <li>Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi</li>
 <li>Mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi</li>
 <li>ABD mali kuruluşlarından kredi sağlanmaması</li>
 <li>Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi</li>
 <li>Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan işlem yapma izni verilmemesi</li>
 <li>Yaptırım kapsamındaki kişi ve kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması</li>
 <li>Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması</li>
 <li>Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme veya kredi transferlerinin engellenmesi</li>
 <li>Yaptırım kapsamındaki kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması</li>
 <li>ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye veya borç alışverişi yapmasının yasaklanması</li>
 <li>Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD’ye giriş yasağı getirilmesi</li>
 <li>Aynı işlevi üstlenen üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması</li>
</ul>
ABD, Türkiye’nin Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve bazı üst düzey yöneticilerini yaptırım listesine almıştır. Halen yürürlükte olan başlıca yaptırımlar şu şekilde sıralanmaktadır:
<ul>
 <li>SSB’ye ABD’den ihracat lisansı verilmesinin yasaklanması</li>
 <li>ABD finans kuruluşlarının SSB’ye 12 ayda 10 milyon dolardan fazla kredi sağlamasının engellenmesi</li>
 <li>SSB’nin uluslararası finans kuruluşlarından kredi almasına ABD’nin karşı çıkması</li>
 <li>ABD İhracat-İthalat Bankası yardımlarının yasaklanması</li>
 <li>SSB Başkanı ve diğer üst düzey isimlere vize kısıtlamaları ve mal varlığı blokajı uygulanması</li>
</ul>
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın alması CAATSA yaptırımlarını devreye soktu. Donald Trump döneminde yaptırımlar ertelenmiş olsa da Joe Biden yönetimi sürecinde CAATSA uygulamaları başlatıldı. Bu yaptırımlar, yasadaki 231’inci maddeye yani Rus savunma sanayiiyle "önemli ticari işlem" yapılması gerekçesine dayandırıldı.
CAATSA yaptırımları, Türkiye-ABD ilişkilerinde halen kritik bir başlık olarak masada duruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD yönetimi arasındaki temaslarda bu konunun sık sık gündeme geldiği biliniyor. Resmi olarak kaldırıldığına dair bir karar henüz açıklanmasa da ABD Başkanı Donald Trump yaptırımların kaldırılabileceğini açıkladı.

CAATSA, Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasasıdır ve Rusya, İran ile Kuzey Kore gibi ülkeler için yaptırımlar içerir. Türkiye, Rusya’dan S-400 satın alımı nedeniyle CAATSA kapsamına alınmış ve Savunma Sanayii Başkanlığı ile ilgili bir dizi yaptırım uygulanmaktadır. Halen süreç ve kaldırılma yönünde net kararın açıklanmadığı belirtilse de Trump döneminde ertelenen yaptırımlar, Biden yönetimiyle yeniden gündeme gelmiştir.

CAATSA yaptırımları: Türkiye’nin S-400 alımı sonrası ABD ile ilişkilerin kilit başlığı

Rekabet Kurulu, çevrim içi müzik akış hizmetleri pazarında faaliyet gösteren Spotify hakkında soruşturma açılmasına dair açıklama yayımladı.Açıklamaya göre, Spotify’ın müzik eserlerini çalma listelerine ekleme, bu listelerin sıralanması, görünürlük ve öneri algoritmalarında hak sahipleri arasında ayrım yapıp yapmadığının inceleneceği kaydedildi.Ayrıntılar ilerleyen saatlerde paylaşılacak.

Rekabet Kurulu, Spotify hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma, Spotify’ın çalma listeleri, sıralama, görünürlük ve öneri algoritmalarında hak sahipleri arasında ayrım yapıp yapmadığını inceleyecek. Ayrıntılar ilerleyen saatlerde paylaşılacak.

Rekabet Kurulu Spotify hakkında soruşturma başlattı

<h2>TBMM'de MASAK'a Anlık Müdahale ve Hesap Dondurma Yetkisi Geliyor</h2>
1 Ekim'de başlayacak yeni yasama yılıyla birlikte MASAK'ın yetkilerinde düzenleme yapıldığı iddia ediliyor. Yeni yasa, şüpheli işlem olarak görülen banka hesaplarına anında müdahale edilmesini öngörüyor ve hesaplar üzerinde hızlı kararlar alınmasını mümkün kılıyor. Yeni Şafak'tan Uğur Duyan’ın haberine göre, Türkiye’nin de üyesi olduğu FATF’nin yeni düzenlemeleriyle kara paranın önüne geçilmesi için önemli adımlar atılacak.
Bu düzenleme kapsamında kaynağı belirsiz durumda kalan ve kişinin ya da kurumun maddi gücü ile mali göstergeleri aşan hareketlilikler için anlık izleme sistemi devreye alınacak. Banka hesaplarındaki olağandışı işlemlerin doğrudan takibe alınmasının ötesinde, hesaba anında el konulması ya da dondurma işlemlerinin yapılması için gerekli hukuki zeminin oluşturulması planlanıyor.
Meclis açıldıktan sonra FATF’ın kara para ile mücadele için açıkladığı yeni kriterler Türkiye mevzuatına eklenecek. MASAK’a yeni teknolojilerin yardımıyla saniyeler içinde şüpheli işlemlere müdahale etme yetkisi verilecek ve mali denetimin kapsamı bankalar ile finans kuruluşları aracılığıyla yapılan işlemlerde genişletilecek. Kaynağı belirsiz kalan işlemler, maddi güç ve kredi notu gibi temel ölçütler göz önüne alınarak finansal olarak açıklanması mümkün olmayan ya da olağandışı görülen tüm işlemler doğrudan takibe alınacak.

TBMM'de 1 Ekim'de başlayacak yeni yasama yılıyla MASAK'a yeni yetkiler verilmesi ve şüpheli banka hesaplarına anında müdahale ile hesap dondurma seçeneklerinin hukuki zemin kazanması planlanıyor; FATF kriterleri Türkiye mevzuatına entegre edilecek ve finansal denetim kapsamı genişleyecek.

TBMM'de MASAK'a Anlık Müdahale ve Hesap Dondurma Yetkisi Geliyor

<h2>81 ilde ruhsatsız silah taşıyanlara yönelik operasyonlar</h2>
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 81 ilde ruhsatsız silah taşıyan şahıslara yönelik operasyonlarda 2 bin 82 şüpheli hakkında işlem yapıldığını, 1 bin 867 adet silah ele geçirildiğini bildirdi. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
Son 1 hafta içinde 81 ilde ruhsatsız silah taşıyan şahıslara yönelik düzenlenen operasyonlarımızda; 766 adet ruhsatsız tabanca, 428 adet kurusıkı tabanca, 649 adet av tüfeği, 24 adet uzun namlulu silah olmak üzere toplam bin 867 adet silah ele geçirildi. 2 bin 82 şüpheli hakkında işlem yapıldı.
Bu kabine dönemimizde düzenlenen operasyonlarımızda toplam 139 bin 878 adet ruhsatsız tabanca, 39 bin 665 adet kurusıkıdan çevrilme tabanca, 65 bin 315 adet ruhsatsız av tüfeği ve 3 bin 745 uzun namlulu silah olmak üzere toplam 248 bin 603 adet silah ele geçirildi. 278 bin 564 şüpheli hakkında işlem yapıldı.

81 ildeki operasyonlarda 2,082 şüpheli hakkında işlem yapıldığı ve 1,867 silahın ele geçirildiği bildirildi. Son 1 haftada 766 ruhsatsız tabanca, 428 kurusıkı tabanca, 649 av tüfeği ve 24 uzun namlulu silah olmak üzere toplam 1,867 silah kaydedildi. Kabine döneminde 278,564 şüpheli hakkında işlem yapıldı ve 248,603 silah ele geçirildi.

İçişleri Bakanı Yerlikaya: 81 ilde ruhsatsız silah taşıyanlara yönelik operasyonlarda 2 bin 82 şüpheli hakkında işlem yapıldı, 1 bin 867 silah ele geçirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde düzenlenen İklim Zirvesi'nde Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki hedeflerini ve politikalarını açıkladı. Konuşmasında emisyon azaltımı, yenilenebilir enerji kullanımı ve uluslararası işbirliği konularındaki kararlılığını vurguladı.
Erdoğan, emisyon ticaret sistemi kurma, yeşil finans stratejisini uygulama ve ulusal yeşil taksonomi oluşturma çabalarının sürdüğünü söyledi. Politikalar enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, atık, tarım ve ormancılık olmak üzere yedi sütun üzerinde yükseliyor. İkinci ulusal katkı beyanı tüm sektörleri ve sera gazlarını kapsayacak şekilde belirlendi.
Kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payı %60'ın üzerine çıktı.
2035 yılında 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlanması ve emisyonların 643 milyon tona düşürülmesi hedefleniyor. Yenilenebilir enerji payını ve enerji verimliliğini artırırken sanayide düşük karbonlu teknolojilerin yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu yıl itibariyle toplam kurulu güç içinde yenilenebilir enerji payı %60'ın üzerine çıktı.
Demiryolu yatırımlarına öncelik veriliyor. Elektrikli araç üretimi başta olmak üzere altyapıyı hızla güçlendiriyor, demiryolu yatırımlarına öncelik veriyoruz. 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda kilit sektörlerimizi dönüştürmeye devam edeceğiz. Bu hedefleri gerçekleştirmek için uluslararası finansman erişim ve teknoloji alanındaki işbirlikleri elzemdir.
Sıfır atık hareketinin iklim değişikliği ile mücadelemizde kritik rolü olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Su verimliliği seferberliğimiz ile küresel düzeye taşınan eşim Emine Erdoğan'ın himayesindeki sıfır atık hareketinin iklim değişikliği ile mücadelemizde kritik rol oynadığını da belirtmek isterim. 2026 yılında ev sahipliği yapmayı hedeflediğimiz 31. COP Taraf Devletler Konferansı'yla bütün bu çabalarımızı temenni ediyoruz.

Türkiye, İklim Zirvesi'nde 2035 için 466 milyon ton emisyon azaltımı ve 643 milyon tonluk toplam emisyon hedefini açıkladı; net sıfır hedefi için 2053 yılı planlarını belirledi. Yenilenebilir enerji payını yüzde 60'ın üzerine çıkarma, enerji verimliliğini artırma ve demiryolu ile altyapıyı güçlendirme taahhütlerinde bulundu. Sıfır atık hareketinin kritik rolü vurgulandı ve COP 31 için 2026’da ev sahipliği hedefi dile getirildi.

Erdoğan: Türkiye’nin İklim Hedefleri Net Sıfır İçin Yol Haritasını Belirledi ve Yenilenebilir Enerji Payını Artırdı

Mücadele karşılıklı sayılarla başladı. Polonya, 16-10 öne geçerek aldığı ardışık sayılarla farkı açtı ve seti 25-15 kazandı; böylece 1-0 öne geçti.İkinci sete ay-yıldızlı Türkiye ilk sayıyı alırken maç Polonya'nın 11-7 öne geçmesiyle devam etti. Milli takım pes etmedi ve üst üste bulduğu sayılarla farkı 2'ye indirdi (18-16). Mola sonrasında Polonya üstünlüğünü sürdürdü; fark 1'e inse de (22-21) Polonya son bölümde hata yapmadı ve seti 25-22 kazanarak durumu 2-0 yaptı.Üçüncü sette karşılıklı sayılarla başlayan oyun 6-6'ya geldi. Polonya ardından 3-0'lık seriyle kontrolü ele geçirdi ve orta bölümde 16-11 üstünlük kurdu. Türkiye farkı 2'ye indirebilse de (19-17) Polonya'nın etkili hücumlarını engelleyemedi ve Polonya seti 25-19 kazanarak maçı 3-0 elde etti; yarı finale yükseldi.Dünya Şampiyonası'nda Polonya yarı finalde İtalya ile karşılaşacak. Milli takımda sakatlığı bulunan Efe Mandıracı bu müsabakada görev alamadı.

Polonya, Dünya Şampiyonası çeyrek finalinde Türkiye'yi 3-0 yenerek yarı finale yükseldi; setler 25-15, 25-22 ve 25-19'a ulaştı. Türkiye'de Efe Mandıracı sakatlığı nedeniyle maçta görev alamadı; Polonya yarı finalde İtalya ile mücadele edecek.

Polonya, Dünya Şampiyonası'nda Türkiye'yi 3-0 yenerek yarı finale yükseldi

Dönerin Almanya'da tescillendiği yönündeki iddialar gündeme geldi. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yaptığı “Türk usulü döner” tescil başvurusu, Almanya’nın itirazı üzerine reddedildi. Bunun ardından bazı çevreler, Almanya’nın döneri “Söner” adıyla tescillediğini öne sürdü.Uluslararası Döner Federasyonu (UDOFED) Genel Başkanı Mehmet Nezif Emek, iddiaları yalanladı. Emek, “Ortada bir dava yok. TSG denilen Geleneksel Özellik Garantili Ürün tescil başvurusu var; bu başvuru 2022’de yapıldı, 2024’te onaylandı. Karardan sonra Avrupa’daki dönercilerde 11 itiraz geldi. Basit bir tescil konusu. Hak kaybı ve hak kazandıran bir şey değil.”UDOFED açıklamasında, konuya ilişkin sadece geleneksel ürün tescili taslağının bulunduğunu ve herhangi bir dava ya da “dönerin sahibi” gibi bir sonuç doğuracak bir durumun söz konusu olmadığını belirtti.

Türkiye’nin AB’ye yaptığı Türk usulü döner tescil başvurusu Almanya’nın itirazı nedeniyle reddedildi; bazı iddialar Almanya’nın döneri 'Söner' adıyla tescillendiği yönündeydi. UDOfed bu iddiaları reddetti ve konunun basit bir tescil meselesi olduğunu söyledi. Başvurunun 2022’de yapıldığı ve 2024’te onaylandığı, Avrupa’da 11 itirazın geldiği kaydedildi.

UDOFED'den açıklama: Almanya'nın döneri 'Söner' adıyla tescillendiği iddiaları reddedildi

<h2>Seçimlerin ana aktörleri</h2>
KKTC’de 19 Ekim’de düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri için artık dört haftadan kısa bir zaman kaldı. Öne çıkan iki aday, mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile muhalefetteki Tufan Erhürman ve ikisi de Kıbrıs Türk toplumunun geleceğini, Türkiye’nin adadaki ağırlığını, Rum tarafıyla süregelen olası müzakerelerin seyrini ve ekonomik çıkmazlardan çıkış yollarını kendi perspektiflerinden savunuyor.
Seçim havası Lefkoşa’nın dar sokaklarında, kahvehanelerde televizyonlardan yükselen tartışmalarla, pazarlarda hayat pahalılığından yakınan konuşmalarla hissediliyor. Halk, 19 Ekim’de yapılacak oy için hangi adayın ekonomide fark yaratacağını, Türkiye ile ilişkilerin nasıl şekilleneceğini ve Rum tarafıyla müzakerelerin nasıl ilerleyeceğini sorguluyor. Ancak birçok kişi görüşlerini açıklamaktan çekinirken, adada dışarıdaki baskı ve endişelerin de etkili olduğu görülüyor.
<h2>Gündemdeki ana eksenler: Türkiye, ekonomi ve bağımsızlık</h2>
Seçimler için 8 aday başvuruda bulunsa da, UBP ile DP ve YDP koalisyonunun ortak adayı Ersin Tatar ile CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman öne çıkıyor. Sokak röportajlarında belirginleşen ilk tema, Türkiye’nin seçim sürecindeki ağırlığı. İnsanlar, bağımsız bir yönetim ve kendi iradelerini ortaya koyma isteğini ifade ederken, güvenlik garantileri bağlamında Türkiye’nin varlığına olan ihtiyacı da dile getiriliyor. Orta yaşlı bir seçmen, Erhürman’ın Türkiye ile sınırları zorlaması gerektiğini savunsa da Türkiye olmadan Güney Kıbrıs’ın ciddi bir tehdit haline gelebileceğini belirtiyor. Başka bir katılımcı ise, Türkiye’nin hangi aday olursa olsun belirleyici faktör olabileceğini, fakat Türkiye’nin yine de Güney Kıbrıs’tan daha tercih edilebilir olduğunu ifade ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar dönüşünde yaptığı açıklamalar da gündemin dışında kalmıyor. Erdoğan’ın açıklamaları, KKTC’nin bağımsız yargı üzerinden seçimlerin yapılacağına ilişkin bir mesaj içeriyor; bazı seçmenler Erdoğan’ın tarafsızlık mesajını, son anda Tatar’a oy yönlendirebileceği biçiminde değerlendiriyor. İç politikada güven kaygıları ve ekonomik sıkıntılar da bu tartışmaların odak noktalarını oluşturuyor. Bazı katılımcılar, dış ilişkileri Türkiye’nin belirlemesi yerine iç işlerin kendi yürütmesi gerektiğini savunuyor; ekonomik tabloyu yürütmenin sorumluluğunda olan hükümetin etkisiyle açıklıyorlar. Değişim talebi, Erhürman’ın daha yeni bir vizyon sunduğu yönünde yorumlanırken, Tatar’ın mevcut durumla ilişkilendirilen kırıcı görüşler nedeniyle eleştirilmesi dikkat çekiyor.
<h2>Toplumsal dinamikler ve iletişim</h2>
Orta yaşlı bir kesimin talepleriyle genç nüfusun kaygıları bir araya geliyor. Özellikle gençler, enflasyon ve geçim sıkıntılarının altını çizerken, yolsuzluk ve kayırmacılık konularını da seçimlerin belirleyici unsurları olarak görüyor. Göçmen kökenli gençler özelinde ise siyasetçilerden beklenti değişiyor; eski kuşakların dinlediği geleneksel söylemlerin yerini yenilikçi bir yaklaşıma bırakması gerektiği düşüncesi öne çıkıyor. Siyasette yeni yüzlere duyulan talep ve mevcut partilerin yüzleşmek zorunda kaldığı güven sorunları, seçim atmosferinin belirleyici unsurları arasında yer alıyor.
<h2>Medya ve kamuoyunun analizi</h2>
Kıbrıslı Türk gazeteciler, seçim atmosferini anlamaya çalışırken Türkiye’nin rolünü merkezde görüyor. KKTC gazetecilerinin vurguladığı ana tema, hangi aday seçilirse seçilsin, Ankara ile ilişkilerin işleyişinin ve gerek iç politikada gerekse ekonomide Türkiye’nin etkisinin nasıl şekilleneceği soruları oluyor. Rum medyası ise başmüzakereci konumundaki Cumhurbaşkanı’nı ve olası müzakere senaryolarını yakından izliyor. Özellikle Erhürman’ın Ankara ile daha uyumlu bir diyalog kurabildiği yönünde bir beklenti oluşurken, Tatar’ın seçilmesi durumunda mevcut statükonun korunabileceği değerlendirmeleri öne çıkıyor. AB’nin arabuluculuk rolünün çözüm için önemli bir araç olabileceği yönünde de analizler paylaşılıyor. Rum basını, tarafların güvenlik endişelerini aşarak karşılıklı güven inşası gerektiğini vurguluyor.

KKTC’de 19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde iki ana aday Tatar ve Erhürman ön planda. Türkiye’nin adadaki ağırlığı, ekonomi ve yaşam maliyetleri ile Rum tarafı ile müzakerelerin seyrine ilişkin kaygılar baskın konular olarak öne çıkıyor. Yerel medya ve Rum basını, adayların Ankara ile ilişkilerini ve çözüm sürecine potansiyel etkilerini yakından analiz ediyor.

KKTC Seçimleri: Tatar ve Erhürman’ın Vizyonları, Türkiye’nin Rolü ve Ekonomik Endişeler Ön Planda

<h2>Gündem 2026 Asgari Ücretine Kayıtlar</h2>
2026 yılı yaklaşırken asgari ücret gündemi hareketlendi. Sosyal Güvenlik Uzmanı İsa Karakaş, Dünya gazetesindeki köşesinde asgari ücrete dair tahminlerini paylaştı ve “Asgari ücret yine açlık sınırının altında kalacak” dedi.
2025 yılında yüzde 30 zamla 22.104 liraya yükselen asgari ücretin 2026’da ne kadar olacağı merak konusuyken Karakaş şu değerlendirmeyi yaptı: açlık sınırı şu anda 27 bin TL’yi aşmış durumda ve Türk-İş’in açıkladığı bekâr bir işçinin yaşam maliyeti ise 34.981 TL’dir. Bu rakamla mevcut asgari ücret arasındaki fark bugün itibarıyla 12.877 TL’dir. Yani bu rakamın yüzde 63’üne denk gelmektedir.
Karakaş, 2026 asgari ücretine dair görüşünü şu sözlerle paylaştı: “Yeni asgari ücretin 2026 Şubat ayında işçilerin cebine gireceği düşünüldüğünde farkın çok daha açılacağı aşikardır. Yeni asgari ücretin de çalışanların sadece zorunlu gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamayacağını ortaya koymaktadır. Lafın özü şimdiden bir rakam söylemek doğru olmasa bile yeni asgari ücretin işçinin cebine gireceği 2026/Şubat ayında Türk-İş tarafından açıklanacak açlık sınırı altında belirleneceğini söyleyebiliriz.”

İsa Karakaş, Dünya Gazetesi köşesinde 2026 Şubat’ta yürürlüğe girecek asgari ücretin açlık sınırı altında kalacağını söyledi. 2025’te 22.104 TL’ye yükselen asgari ücret ile 34.981 TL’lik açlık sınırı arasındaki fark 12.877 TL olarak duyuruldu ve bu farkın yüzde 63’e denk geldiği ifade edildi. Karakaş ayrıca yeni ücretin sadece temel ihtiyaçları karşılamayacağını belirterek, 2026 Şubat’ında açıklanacak açlık sınırının altında kalınacağını öne sürdü.

İsa Karakaş: 2026 yılında asgari ücret açlık sınırının altında kalacak

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TELE1 hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı.Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile soykırımcı Netanyahu'nun kıyaslandığı cümlenin bir televizyon kanalında alt bant yazısı olarak kullanılması hakkında soruşturma başlatılmıştır” ifadesini kullandı.Tunç, şu ifadeleri kaydetti: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her zaman zalimin karşısında, mazlumların ve mağdurların yanında duran; adalet çağrısının öncüsü olan bir liderdir. Gazze'de insan haklarını hiçe sayarak bebekleri, kadınları ve masum sivilleri katleden Netanyahu'nun adı ile Sayın Cumhurbaşkanımızın aynı cümlede zikredilmesi; Cumhurbaşkanlığı makamına, devletimize ve aziz milletimize açık bir saygısızlıktır. Vicdanla, adaletle ve insanlık onuruyla asla bağdaşmayan bu çirkin algı operasyonları, Sayın Cumhurbaşkanımızın sadece milletimiz için değil tüm insanlık için sürdürdüğü onurlu mücadeleyi asla gölgeleyemeyecektir.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TELE1’e karşı soruşturma başlatıldığını açıkladı. Erdoğan ile Netanyahu’nun kıyaslandığı ifadeye ilişkin haberin alt bant yazısı nedeniyle soruşturmanın başlatıldığı belirtildi. Tunç, Erdoğan’ın mazlumların yanında duran bir lider olduğunu vurguladı ve Gazze’deki insan hakları ihlallerine dikkat çekti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç TELE1’e Soruşturma Başlatıldığını Açıkladı

Gümüş, son 14 yılın zirvesine çıkarak altın karşısında güç kazanıyor. Dünya gazetesinden Şeyde Karaca’nın haberine göre gümüş, 2025 başından bu yana yüzde 43.1 değer kazandı.
Gümüş, 2011 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. 2025 Ocak’tan bu yana yaşanan yükseliş, gri metalin uzun vadeli kazanç potansiyelini gündeme taşıyor. Türkiye’de 22 Eylül 2025 itibarıyla gram gümüş fiyatı yaklaşık 58,19 TL olarak kaydedildi. Gümüşün değerinin artması, gümüş zengini ülkelerin de kazançlarını artırdı; küresel üretimde Meksika zirvede yer alıyor.

Gümüş, 14 yılın zirvesine ulaştı ve 2025 başından bu yana yüzde 43.1 değer kazandı. Türkiye’de gram gümüş fiyatı 58,19 TL’ye çıktı. Meksika, küresel üretimde zirvede konumda.

Gümüş 14 yılın zirvesine çıkarken altının tahtını sallıyor

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Avrupa Birliği (AB) ve Serbest Ticaret Anlaşması bulunan ülkeler dışındaki ülkelerden yapılacak hibrit ve elektrikli araçlar da dahil binek otomobil ithalatına yeni ek vergiler getirildi.
Geçiş süreci nedeniyle karar bugünden itibaren iki ay sonra yürürlüğe girecek.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak, AB ve Serbest Ticaret Anlaşması bulunan ülkeler dışındaki ülkelerden yapılacak binek otomobil ithalatında;
konvansiyonel ve hibrit (plug-in hariç) otomobiller için %25 veya minimum 6.000 ABD Doları/adet'in yüksek olanı, plug-in (haricen şarj edilebilir) otomobiller için %30 veya minimum 7.000 ABD Doları/adet'in yüksek olanı, elektrikli otomobiller için %30 veya minimum 8.500 ABD Doları/adet'in yüksek olanının ek vergi olarak uygulanacağı belirtilmiştir.
Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, yerli üretimin payını korumak ve sektördeki istihdamı güvence altına almak amacıyla ithalat politikalarının güncellendiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, otomotiv sektörünün katma değeri, ihracattaki rolü ve istihdam üzerindeki etkisi nedeniyle bu sektörün stratejik konumda olduğu, küresel ticaret trendleri ve artan korumacılık eğilimleri dikkate alınarak gerekli tedbirlerin alındığı kaydedildi.
Bu çerçevede, artan ithalat baskısına karşı yerli üretimin pazardaki payını ve istihdamı korumak amacıyla ilgili kurumlarla yapılan istişare ve koordinasyon sonucunda bu düzenlemenin hayata geçirildiği vurgulandı. Düzenlemenin yayımlanmasının ardından, geçiş süreci için karar iki ay sonra yürürlüğe girecek ve aynı zamanda yayımı takip eden altmışıncı gün uygulamaya girecektir. Bakanlık, üretici ve tüketici faydasını gözeterek otomotiv piyasasındaki küresel eğilimleri dikkate alacak şekilde politikaları geliştirmeye devam edecektir.

Cumhurbaşkanı Kararı, AB ve FTAs bulunmayan ülkelerden getirilen binek otomobillere ek vergi getiriyor. Konvansiyonel ve hibrit araçlar için %25 (veya min 6.000 USD/adet), plug-in hibritler için %30 (veya min 7.000 USD/adet), elektrikli araçlar için %30 (veya min 8.500 USD/adet) ek vergi uygulanacak. Karar, iki ay içinde ve yayımlanmasını takip eden 60. gün yürürlüğe girecek; Ticaret Bakanlığı yerli üretim ve istihdamı korumaya yönelik bu tedbiri açıkladı.

AB ve Serbest Ticaret Anlaşması bulunmayan ülkelere yönelik binek otomobil ithalatında ek vergi uygulaması

Cumhurbaşkanı kararıyla, 2018 yılında ABD menşeli bazı ürünlerin ithalatına uygulanan ek vergiler kaldırıldı. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla yürürlüğe girdi ve 1567, 474, 3283, 4458, 2976 ile 4067 sayılı kanunların ilgili maddeleri çerçevesinde alındı. Kararla birlikte alkollü içecekler, otomobiller, makyaj malzemeleri ve yaprak tütün de ek vergi yükümlülüğünden muaf tutuldu.Ticaret Bakanlığı, ABD menşeli bazı ürünlerin ithalatında ek mali yükümlülüklerin kaldırılmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 2018’de ABD’nin çelik ve alüminyum ürünlerine getirdiği ek vergilere karşı Türkiye’nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları çerçevesinde tedbirler aldığı hatırlatıldı. Sürecin, iki ülke arasında DTÖ bünyesinde sürdürülen paneller ve müzakereler çerçevesinde değerlendirildiği belirtilirken, “Olumlu ilerleyen müzakereler ve danışmalar sonucunda ABD menşeli bazı ürünlerdeki ek mali yükümlülükler sona erdirilmiştir” ifadelerine yer verildi. Bu adımın, taraflar arasında ticari ilişkilerin normalleşmesine katkı sağlaması hedefleniyor.Ticaret Bakanlığı ayrıca otomobil ithalatına ilişkin de yeni bir düzenleme açıkladı. Buna göre, Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye ile serbest ticaret anlaşması bulunan ülkeler dışından getirilecek binek otomobillere ek mali yükümlülük uygulanacak. Uygulanan ek vergiler, aracın tipine göre değişiklik gösterecek.

2018'de ABD menşeli bazı ürünlere uygulanan ek vergiler kaldırıldı. Karar alkollü içecekler, otomobiller, makyaj malzemeleri ve yaprak tütünü için muafiyet getiriyor. Ayrıca otomobil ithalatında AB ülkeleri ve Türkiye ile serbest ticaret anlaşması bulunan ülkeler dışından getirilecek araçlara ek mali yükümlülük uygulanacak ve bu yükümlülük aracın tipine göre değişecek; bu adımlar, ticari ilişkilerin normalleşmesini hedefliyor.

ABD Ürünlerinden Ek Vergiler Kaldırıldı; Otomobil İthalatında Yeni Düzenleme Başladı

AFAD'ın internet sitesinde yer alan bilgilere göre merkez üssü Ege Denizi olan 4,8 büyüklüğünde bir sarsıntı kaydedildi. Depremin derinliği 8,99 kilometre olarak belirlendi.

AFAD'ın açıkladığına göre, Ege Denizi merkezli 4,8 büyüklüğünde deprem kaydedildi ve derinliği 8,99 kilometre olarak belirlendi.

AFAD: Ege Denizi merkezli 4,8 büyüklüğünde deprem kaydedildi; derinlik 8,99 kilometre

<h2>Türkiye, Hollanda'yı 3-1 yenerek çeyrek finale yükseldi</h2>
Türkiye, başkent Manila'da devam eden şampiyonanın son 16 turunda Hollanda ile karşılaştı. Setler 27-29, 25-23, 25-16, 25-19'luk skorla 3-1 galip geldi.
Salon: SM Mall of Asia Arena. Hakemler: Sinisa Ovuka (Bosna Hersek) ve Wensheng Luo (Çin).
Türkiye: Bedirhan Bülbül, Murat Yenipazar, Efe Mandıracı, Mert Matic, Adis Lagumdzija, Mirza Lagumdzija (Berkay Bayraktar, Can Koç, Ahmet Tümer).
Hollanda: Berkhout, Van Der Ent, Tuinstra, Ahyi, Plak, Koops (Jorna, Korenblek, Wiltenburg, Wijkstra, Meijs, Klok, Bak, Keemink).
Milliler, çeyrek finalde Polonya-Kanada maçının galibiyle karşılaşacak.

Türkiye, Manila'daki son 16 maçında Hollanda'yı 3-1 mağlup ederek çeyrek finale yükseldi. Setler 27-29, 25-23, 25-16, 25-19 olarak sonuçlandı. Milliler, çeyrek finalde Polonya-Kanada maçının galibiyle mücadele edecek.

Türkiye, Hollanda'yı 3-1 yenerek Manila'da çeyrek finale yükseldi

ABD Merkez Bankası Fed’in faiz indirimi kararının ardından altın yatırımcılarının bakış açısı değişti. Dalgalı bir seyir izleyen altın fiyatlarında kararın ardından tahminler yukarı yönlü revize edilmeye başlandı. Yatırımcılar altın fiyatları ne olacak sorularının yanıtını arıyor; Citibank’ın altın tahmini gündemde yer alıyor.
Fed’in faiz indiriminin ardından altın fiyatlarında hareketlilik olması beklenirken güvenli liman olarak görülen altın ters köşe yaptı ve beklenen hareketlilik gerçekleşmedi.
Haftanın son gününde altın fiyatları ne oldu? 19 Eylül Cuma itibarıyla Gram Altın 4855 TL, Çeyrek Altın 8091 TL, Ons Altın 3648 dolar, Yarım Altın 16181 TL, Cumhuriyet Altını 32263 TL.
Ekonomistler ve çeşitli kurumlar yılın sonuna yaklaşılırken altın fiyatı tahminlerini revize etmeye başladı. Citibank, altın için üç aylık fiyat tahminini yükseltti; ons başına 3600 dolardan 3800 dolara çıktı. Banka, altında yükselişin devam edeceğini öngördü ve küresel ekonomide sert bir yavaşlama yaşanması durumunda ons fiyatının 4000 doları test edebileceğini vurguladı.

Fed'in faiz indirimi sonrası altın için yön belirsizliği sürerken Citibank'ın tahmini yükseldi ve ons için 3800 dolar hedefi öne çıktı. Gün sonunda Gram Altın 4855 TL, Ons Altın 3648 dolar seviyesinde; Citi küresel ekonomide yavaşlama olasılığını işaret ederek onsun 4000 dolara yaklaşabileceğini belirtti.

Fed'in Faiz İndirimi Sonrası Citibank'ın Altın Tahmini Yükseldi, Ons İçin 3800 Dolar Hedefi

Ko Shin Moon & Mabel Matiz iş birliğiyle 5 Eylül 2025'te yayımlanan Perperişan şarkısı dikkatleri üstüne çekmeyi başarmıştı. Şarkıyla ilgili tartışmaların ardından Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Matiz’in Perperişan şarkısı için mahkemeye dilekçe vermişti. 18 Eylül 2025 itibarıyla şarkıya erişim engeli getirildi.
Ünlü şarkıcı Mabel Matiz konuya ilişkin ilk açıklamasını yaptı. Şarkı halk edebiyatı geleneğine öykünerek, metaforlar üzerinden bir aşk hikayesini anlattığını ifade etti. Dinleyenlerin çok farklı anlamlar çıkarabildiğini ve şarkı sözlerinin kendisiyle doğrudan bağdaşmadığını belirtti. "Herkese selamlar, Sofrada bereket, sokakta selamet, insanda dürüstlük ve daha niceleri gibi dertlerimiz varken, başka bir derdimiz yokmuş gibi günlerdir yazdığım şarkı sözleri sosyal medyada konuşuluyor. Kasıtlı, son derece art niyetli ve aklıselim biri tarafından algılanması imkansız olacak şekilde bambaşka bir yerlere çekiliyor. Şaşkınlıkla izliyorum. 100’ü aşkın eserin söz yazarı olarak, ilk ve son kez, Perperişan şarkısı özelinde kafaları biraz netlemek gereğini görüyorum. Şarkılarım her zaman hayatın pek çok alanından ilham almış ve hayatın kendisini anlatmıştır. Bu şarkıyı yazarken halk edebiyatı geleneğine öykünerek, muzip bir anlatım tarzı kullanılmıştır. Misal, kuş dediğin yuva da kurar göklere de uçar. Artık nereden almak istersen. Sadece bir noktayı son derece net olarak ifade etmem gerekir ki, şarkıda geçen "toy bebe", "kelek / ham / hayattan derslerini almamış ruh" manası taşımaktadır. Benim bu hikayenin neresinde olduğumun yorumunu ise sizlerin temiz kalplerine bırakıyorum. En kadim kültürel değerlerimiz arasında olan "ozanlık" gereği, bunun şahit olanı ve anlatıcısı da olabilirim. Son olarak, kamu düzeni ve genel sağlığımızın alt tarafı bir şarkıdan bozulacak kırılganlıkta olmadığına inanmak istiyorum. Bu algı yaratma çabaları arasında, zihni ve kalbi rencide olan ne kadar sevenim varsa her birine yürekten sarılıyorum," dedi.

Perperişan şarkısı, Ko Shin Moon ile Mabel Matiz’in iş birliğinde 5 Eylül 2025’te yayımlandı ve kısa sürede tartışma konusu oldu. 18 Eylül 2025 itibarıyla şarkıya erişim engeli getirildi ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı mahkeme dilekçesi verdi. Mabel Matiz ise şarkının metaforik dilini savunarak, sözlerin kendisiyle ilgili olmadığını ve kamu düzeniyle ilgili endişelerin bu içerikle ilişkili olmadığını vurguladı.

Mabel Matiz’in Perperişan Şarkısına Erişim Engeli Getirildi ve Sanatçı Açıklama Yaptı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, DEAŞ terör örgütüne üye olan, terör örgütüyle iltisaklı sözde yardım kuruluşlarına finans sağlayan ve sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yapan 51 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda son iki haftadır yürütülen operasyonlar sonucunda çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyal ele geçirildiğini bildirdi. “DEAŞ terör örgütüne üye olan, terör örgütüyle iltisaklı sözde yardım kuruluşlarına finans sağlayan, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yapan 51 şüpheli, jandarmamız tarafından yakaladı.”
Operasyonlar Adana, Adıyaman, Amasya, Ankara, Antalya, Balıkesir, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Iğdır, Isparta, İstanbul, İzmir, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Konya, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat ve Zonguldak’ta iki hafta süresince gerçekleştirilmiş ve çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyal ele geçirildi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, DEAŞ örgütüne üye olan, örgüt propagandası yapan ve örgüte finans sağlayan 51 şüphelinin jandarma operasyonlarıyla yakalandığını açıkladı. Operasyonlar iki hafta süresince Türkiye genelinde yürütüldü ve çok sayıda örgütsel doküman ile dijital materyal ele geçirildi. Şüphelilerin Adana, Adıyaman, Amasya, Ankara, Antalya, Balıkesir, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Iğdır, Isparta, İstanbul, İzmir, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Konya, Mersin, Muğla, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat ve Zonguldak’ta yakalandığı belirtildi.

İçişleri Bakanı Yerlikaya: DEAŞ’a üye olan, finans sağlayan ve propaganda yapan 51 şüpheli yakalandı

<h2>Küresel Emeklilik Raporu 2025 ve Türkiye’nin Yeri</h2>
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre dünyada son on yılda yaşam beklentisi artış gösterdi. Bu artış sağlık hizmetleri, beslenme ve genel yaşam koşullarındaki iyileşmelerle açıklanıyor. Örneğin 2021’de doğan bir bebeğin 1950’de doğan bir bebekten ortalama 25 yıldan fazla yaşaması bekleniyor.
<h3>Küresel Emeklilik Raporu 2025</h3>
Global Citizen Solutions tarafından hazırlanan rapor 44 ülkeyi kapsıyor ve bu ülkelerin emeklilik programları ile yaşlı vatandaşlara tanınan hakları karşılaştırıyor. Rapor, Amerika ve Avrupa’nın tüm programların üçte ikisinden fazlasını içerdiğini, Asya ve Afrika’da ise emeklilikler için cazip seçeneklerin çeşitlendiğini ortaya koyuyor.
<h3>En cazip ülkeler</h3>
Raporun öne çıkan ülkeleri Portekiz, Mauritius, İspanya, Uruguay ve Avusturya oldu. Bu ülkeler yaşam kalitesi, vatandaşlık, aile birleşimi, vergi avantajları, güvenlik ve finansal erişilebilirlik gibi kriterlerde en yüksek puanı aldı ve 2025 yılında emekliler için en çekici küresel destinasyonlar arasına girdi.
<h3>Türkiye’nin sıralaması</h3>
Rapora göre Türkiye 44 ülke arasından 33’üncü sırada yer aldı; Türkiye’nin puanı 78.84 olarak kaydedildi.
<h3>Ekonomi Endeksi ve başvuruya erişilebilirlik</h3>
Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Ekonomi Endeksi'ndeki en belirleyici faktör, vize almaya hak kazanmak için gereken gelir şartıdır. Bu bileşen toplam puanın yarısını oluşturur ve bir emeklinin bir programa ne kadar erişilebilir olduğuna işaret eder.” Ayrıca Kuzey Makedonya, Nikaragua, Filipinler, Panama ve Türkiye gibi ülkelerin, düşük veya esnek gelir eşikleri uygulayarak mütevazı emeklilik maaşları veya sınırlı birikimleri olanların başvuruya hak kazanmasına olanak tanıdığı belirtiliyor.
<h3>BM’nin yaşam süresi verileri</h3>
BM verilerine göre dünyada son on yılda yaşam beklentisi artış gösterdi. Bu artış sağlık hizmetleri, beslenme ve genel yaşam koşullarındaki gelişmelerle açıklanıyor. Örneğin 2021’de doğan bir bebeğin 1950’de doğan bir bebekten ortalama 25 yıldan fazla yaşaması bekleniyor.

Global Citizen Solutions'ın Küresel Emeklilik Raporu 2025, 44 ülkeyi kapsayarak emeklilik programları ve hakları karşılaştırdı. Türkiye, 44 ülke arasında 33. sırada yer aldı; Portekiz, Mauritius, İspanya, Uruguay ve Avusturya ise en yüksek puanlara sahip olarak öne çıktı. Rapor, vize için gereken gelir şartının ekonomide en belirleyici faktör olduğunu ve düşük veya esnek gelir eşiklerinin başvuruya erişimi kolaylaştırdığını vurguluyor.

Küresel Emeklilik Raporu 2025: Türkiye 33. sırada; Portekiz, İspanya, Uruguay ve Avusturya öne çıktı

Türkiye’de işverenlerin oyunlarından biri çalışanların maaşının yarısını banka aracılığıyla ödemek, diğer yarısını da elden vermektir. İşverenler istihdam maliyetinden kaçınmak için bu yönteme başvurabiliyor; fakat ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler. Sosyal Güvenlik Uzmanı İsa Karakaş milyonlarca çalışanı uyarıyor. Bordro hilesiyle maaşınız eksik yatıyor olabilir. Yaşanan mağduriyeti mahkemeye taşıyan bir çalışana Yargıtay’dan emsal karar çıktı.
Karakaş, bu uygulamanın hem vergi kaçırma hem de SGK primlerinden kaçma amacıyla kullanıldığını belirtti. Bu durum milyonlarca çalışanın eksik maaş almasına yol açabilir. Çalışanların eksik bordrolama ve eksik SGK’ya bildirimi nedeniyle başta emeklilik maaşları, işsizlik maaşları, rapor paraları, kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer tüm alacaklarının eksik ödenmesi söz konusu olmaktadır.
Çalışanların eksik bordrolama ve eksik SGK’ya bildirim nedeniyle başta emeklilik maaşları, işsizlik maaşları, rapor paraları, kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer tüm alacaklarının eksik ödenmesi söz konusudur.
Yargıtay’ın kararına göre, imzalanmış ücret bordrosunda yer alan fazla mesai saatleri işçi açısından bağlayıcı kabul ediliyor. İşçinin, bordroda belirtilenden daha fazla çalıştığını ileri sürmesi halinde bunu yalnızca yazılı delillerle ispatlaması gerekiyor. Aksi halde, bordroda görünen süreler geçerli sayılacak. Ayrıca bordroda ödenmiş gibi gösterilen fazla mesai ücretleri, gerçekte hesaplanan alacaktan tahsil edilecek. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatlamak zorunda. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ise kesin delil niteliğinde. Fazla çalışmanın ispatı konusunda ise iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğinde.
Bordronun hileli olması durumunda; hileli bordro üzerinden; fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil tahakkukları ve bunun yanında ek ödeme adı altında yapılan diğer tüm ödemelerin hesaplanmasının yanlış olduğu belirtilmektedir. Ancak gerçek ücretin tespitinden sonra, gerçek ücret üzerinden hesaplanmasının elzem olduğu vurgulanmaktadır.

İşverenler maaşı yarı banka, yarı elden ödeyerek bordro hilesi yapıyor; SGK primleri ve vergiden kaçınmayı hedefliyor. Karakaş, bu uygulamanın milyonlarca çalışanı etkileyebileceğini belirtiyor ve emeklilik ile işsizlik maaşları gibi alacaklarda eksikliklere yol açabileceğini vurguluyor. Yargıtay kararı ise imzalı bordrodaki fazla mesai saatlerini bağlayıcı kabul ediyor; çalışanın iddiasını ispatlaması gerektiği ve hileli bordro durumunda gerçek ücret üzerinden hesaplama yapılmasının gerekliliğini ortaya koyuyor.

Bordro Hilesiyle Maaşların Banka ve Elden Ödenmesi Uygulamasına Yargıtay’dan Emsal Karar ve SGK Uyarısı

Başvuru dönemi 16 Eylül-15 Ekim tarihleri arasında çevrimiçi olarak yapılacak ve başvurular genclikhizmetleri.gov.tr adresinden alınacak.
Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ÜNİDES, üniversite topluluklarının gençlerin gelişimine yönelik projelerini destekleyerek genç ofislerle iş birliğini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Program, afet yönetimi, aile ve değerler, bilim ve teknoloji, çevre ve iklim, gönüllülük, istihdam ve girişimcilik, uluslararası gençlik çalışmaları gibi 11 temel politika alanını kapsamaktadır.
ÜNİDES kapsamında 2025-2026 döneminde yerel projelere 75 bin lira, ulusal projelere ise 125 bin lira kadar destek sağlanacak.
Program kapsamında 2024-2025 döneminde 855 bin gence ulaşıldı.
Geçen yıl dört dönemde toplam 5.278 proje başvurusu alındı; bu projelerden 3.400'ü desteklenirken toplam bütçe 226 milyon 600 bin lira olarak tahsis edildi. Desteklenen toplulukların toplam üye sayısı ise 855 bin 676 oldu.

ÜNİDES programına başvurular 16 Eylül-15 Ekim arasında çevrimiçi olarak yapılacak. Program, üniversite topluluklarının gençlik projelerini destekleyerek yerel ve ulusal iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyor; 11 politika alanı bulunuyor ve 2025-2026 döneminde yerel projeler için 75 bin, ulusal projeler için 125 bin TL’ye kadar destek verilecek. 2024-2025 döneminde 855 bin gence ulaşıldı, dört dönemde toplam 5.278 proje başvurusu alındı ve 3.400 proje desteklendi; toplam bütçe 226 milyon 600 bin TL olarak tahsis edildi ve desteklenen toplulukların üye sayısı 855 bin 676 oldu.

ÜNİDES Programı ile gençlik projelerine online başvuru dönemi 16 Eylül-15 Ekim arası

<h2>Giriş</h2>
Türkiye, Ne Eğitimde ne İşte NENİ olan genç ve kadın nüfus oranında yüzde 31,3 ile OECD üyesi ülkeler arasında birinci konumda bulunuyor. OECD ortalaması 14,0 olan bu pay, gençliğin istihdam ve eğitimden kopmaması konusundaki kaygıları artırıyor. 2025 yılında OECD Bir Bakışta Eğitim raporunda Türkiye 18-24 yaş arasındaki NENİ payını 31,3 olarak rapor ederken, üniversite mezunları arasında işsizlik oranı 24,6 seviyesinde takip ediliyor. 
Resmi verilerle görünen tablo ise daha çarpıcı: TÜİK 2025 ikinci çeyrek itibarıyla NENİ konumundaki gençlerin sayısının 2 milyon 550 bine yükseldiğini ve bu sayının üçte ikisini 18-24 yaş arası eğitimli kadınların oluşturduğunu gösteriyor.
<h2>Okullardaki müfredata yeni dersler</h2>
Gündemdeki gelişmelere göre, okullarda müfredata çalışmanın faziletlerini öne çıkaran bir ders eklenmesi öngörülüyor. Bu çerçevede atıl iş gücünün azaltılması amacıyla 2026-2028 Orta Vadeli Programı kapsamında alınacak önlemler arasında, gençlere çalışma ve üretmenin faziletlerini aşılamayı hedefleyen programlar yer alıyor. 2026 ilk çeyreğinden itibaren uygulanması planlanan bu politikalar, günün kurtarılması amacıyla kısa vadeli çözümlerden çok uzun vadeli üretkenlik ve katılım odaklı yaklaşımları benimsemeyi amaçlıyor. 
<h2>Çalışmanın faziletleri ve üretim kültürü</h2>
OVP kapsamındaki hedefler arasında erken yaşlardan itibaren üretim kültürünün aşılanması ve bos gezme yerine üretken faaliyetlere yönlendirilmesi yer alıyor. Okullarda çalışmanın faziletleri dersi eklenerek öğrencilerin örgün eğitim süreci boyunca bu mesajı benimsemesi hedefleniyor. Bu yaklaşımın ana amacı, gençliği toplumsal aidiyet ve refaha katkı sağlayacak şekilde ekonomik yaşama aktif katılımını sağlamak olarak ifade ediliyor. 
<h2>Aktif işgücü programları ve sosyal yardım</h2>
Güçlendirilmiş bir aktif işgücü politikası kapsamında sosyal yardım alan hanelerin yakın izleme sistemiyle sosyal yardım yerine çalışma yoluna yönlendirilmesi öngörülüyor. OVP’de yer alan formüle göre, sosyal yardım sistemi ile aktif ve pasif işgücü programları arasındaki bağlantının güçlendirilmesi hedefleniyor. Böylece aileler ve bireyler iş ve meslek danışmanları aracılığıyla İŞKUR ve diğer istihdam programlarına yönlendirilecek; vasıflı konumda olmayanlar yeniden beceri kazandırma programlarına alınarak sosyal yardımla yaşamlarını sürdürmek yerine işe girmeleri sağlanacak. Takip ve eşleşme uygulamalarıyla özel sektörde ihtiyaç duyulan alanlara geçiş sağlanacak. 
Mevcut veriler açısından 2024 yıl sonu itibarıyla devletten sosyal yardım alan hane sayısı 4 milyon 575 bin olarak açıklanıyor. AK Parti iktidara geldiğinde bu sayı 1 milyon hane idi; dolayısıyla hane başına ortalama dört kişilik nüfus üzerinden sosyal yardımla yaşamını sürdürenlerin sayısının yaklaşık 19 milyon kişiye yaklaştığı belirtiliyor. Bu tablo, Türkiye nüfusunun yaklaşık beşte birinin düzenli olarak devletten sosyal yardım aldığına işaret ediyor.

Türkiye NENİ kapsamında OECD içinde en yüksek paya sahip konumunu sürdürürken 2026-2028 OVP ile çalışmanın faziletleri dersi ve aktif işgücü programları gençleri istihdama yönlendirmeyi hedefliyor. OECD ve TÜİK verileri genç işsizlik ve boşta kalma sorununu ortaya koyarken, OVP bu sorunlara yönelik uzun vadeli üretkenlik odaklı politikalar sunuyor. Ayrıca sosyal yardım alanların yakın izleme sistemiyle istihdama aktarılması ve yeniden beceri kazandırma programlarıyla desteklenmesi öngörülüyor.

Türkiye NENİ ile OECD'de birinci konumda; 2026-2028 OVP gençleri istihdama yönlendirecek yeni dersler ve aktif işgücü politikalarını öne çıkarıyor

El Salvador'un Bağımsızlık Günü'nün 204'üncü yıl dönümü için Ankara'da resepsiyon düzenlendi. Resepsiyona çok sayıda bürokrat ve akademisyen katıldı. Törende her iki ülkenin milli marşları okundu.
El Salvador Büyükelçisi Hector Enrique Jaime Calderon, açılış konuşmasını yaparken 15 Eylül'de El Salvador Bağımsızlık Günü'nü andıklarını ifade etti ve bu günün yalnızca ülke için değil, bölgede ortak olan Meksika, Guatemala, Nikaragua ve Kosta Rika gibi ülkelerle paylaşılan bir duygu olduğunu belirtti. Calderon, Mart 2025'te El Salvador ve Türkiye ile İkinci Siyasi İstişareler Toplantısı yapıldığını hatırlattı; ticaretin iki ülke arasındaki bağların güçlenmesinde kilit bir alan olduğunu, iş birliğinin eğitim, kültür, sağlık, erken çocukluk gelişimi, inovasyon, deniz hukuku, uzay teknolojisi ve savunma sanayi gibi birçok alanı kapsadığını ve kısa süre önce imzalanan bir anlaşmanın bunu somutlaştırdığını söyledi. Türkiye'nin El Salvador için vazgeçilmez bir ortak hâline geldiğini belirtti.
İkincil konuşmayı yapan Levent Gümrükçü, El Salvador'un Orta Amerika bölgesinde Türkiye için gerçekten özel bir yere sahip olduğundan söz etti. Büyükelçiliklerin 2020 ve 2022 yıllarında açılmış olması nedeniyle ilişkinin nispeten kısa geçmişe sahip olduğunun düşünülebileceğini; ancak 1884'te El Salvador Devlet Başkanı Rafael Zaldívar'ın II. Abdülhamid'e dostluk bağlarını güçlendirme isteğini ilettiği yılın bu ilişkinin 141. yılı olduğunu vurguladı. O tarihten bu yana ilişkilerin karşılıklı sevgi ve yakınlaşma iradesiyle şekillendiğini, fakat son 5–10 yıl içinde çok daha görünür ve güçlü bir ivme kazandığını ifade etti. Bukele'nin Türk halkının gönlünü kazandığını özellikle vurguladı; 2019 ve 2022 ziyaretlerinin yanı sıra 2022'deki Başkan Nayib Bukele'nin Türkiye'ye yaptığı ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkide dönüm noktası olduğunu söyledi. Ayrıca Bukele'nin yenilikçi yaklaşımı ve Türkçe attığı esprili tweet'lerinin halk tarafından sıcak karşılandığını belirtti.
Gümrükçü, bununla birlikte iki ülkenin ticaret hacminin yaklaşık 25 milyon dolar düzeyinde olduğunu, bunun potansiyelin çok altında olduğuna işaret ederek El Salvador'da Türk şirketinin 1,6 milyar dolar yatırım yapmasının Türkiye için örnek oluşturduğunu belirtti. Bu yatırımın tek seferlik olmadığına dikkati çekerek savunma sanayi, inşaat, turizm ve kültür gibi alanlarda iş birliğinin başlangıcı olacağını söyledi. Önümüzdeki 2–3 yıl içinde ticaret hacminin en az 1 milyar dolara çıkarılabileceğini umduğunu ifade etti. Türkiye için El Salvador'u Orta Amerika ile ilişkilerde bir mücevher olarak gördüklerini ve önümüzdeki yıllarda bu ilişkileri derinleştirme ve çeşitlendirme kararlılığını vurguladı.
Daha sonra El Salvador'u tanıtan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

Ankara'da El Salvador'un Bağımsızlık Günü'nün 204. yıl dönümü için verilen resepsiyon iki ülke ilişkilerinin güçlenmesini öne çıkardı. Calderon ile Gümrükçü, siyasi temaslar, yatırımlar ve ticaret hedefleriyle derinleşen iş birliğini vurguladı; El Salvador'da Türk şirketinin 1,6 milyar dolarlık yatırımı ve ticaretin en az 1 milyar dolara çıkarılması hedefi belirtildi. Ayrıca geçmişten gelen dostluk bağlarına atıfla 2019 ve 2022 ziyaretlerinin yanı sıra 2022 Bukele ziyaretinin dönüm noktası olduğuna vurgu yapıldı.

El Salvador'un Bağımsızlık Günü Ankara'da Resepsiyonla Kutlandı: Türkiye ile İlişkiler Öne Çıktı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Temmuz ayına ilişkin İnşaat Üretim Endeksi istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Temmuz 2025 itibarıyla inşaat üretimi yıllık olarak %24,1 arttı.
İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde bina inşaatı endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %26,2 artış gösterdi; bina dışı yapıların inşaatı endeksi %16,4 ve özel inşaat faaliyetleri endeksi %22,6 arttı.
İnşaat üretimi aylık olarak da %1,9 yükseldi. Alt sektörler bazında ise bina inşaatı endeksi %2,6, bina dışı yapıların inşaatı endeksi %0,3 ve özel inşaat faaliyetleri endeksi %0,2 artış kaydetti.

Temmuz 2025 için TÜİK, inşaat üretiminin yıllık olarak yüzde 24,1 arttığını bildirdi. Alt sektörlerde bina inşaatı +26,2, bina dışı yapıların inşaatı +16,4 ve özel inşaat faaliyetleri +22,6 olarak gerçekleşti. Aylık bazda inşaat üretimi %1,9 artarken alt sektörler sırasıyla bina inşaatı +2,6, bina dışı yapıların inşaatı +0,3 ve özel inşaat faaliyetleri +0,2 artış gösterdi.

TÜİK: Temmuz 2025'te İnşaat Üretimi Yıllık %24,1 Artış Gösterdi

EuroBasket'te iki namağlup takımın finalinde Türkiye ile Almanya karşı karşıya geldi. 12 Dev Adam finali taçlandırmak için büyük özveriyle mücadele ederken, Almanya da namağlup olarak sahaya çıktı.
İlk periyot Almanya 24-22 önde geçti. İkinci periyotta da Almanya oyununu sürdürdü; ancak benchten gelen Alperen sahaya girince maç dengelendi ve devre 46-40 Türkiye üstünlüğüyle tamamlandı. Alperen'in üç faul yapması ise devre içinde olumsuzluk yaşanmasına yol açtı. İstatistiklere göre Alperen 15, Cedi Osman 12, Larkin 9 sayı buldu; Adem Bona ise 8 sayı katkısı yaptı; Ercan Osmani ise henüz sayı kaydetmedi.
Üçüncü ve dördüncü periyotta Almanya üst üste üçlüklerle öne geçti. Cedi Osman'ın sahne aldığı dördüncü periyotta 72-66 ile önde başlayan Türkiye, Larkin'in asisti ve savunmasıyla oyun kurdu; ancak karşı takım son dakikalarda yükselişi sürdürdü. Obst'un ekstra üçlüğü skoru 76-74'e getirirken, Bonga ile Almanya yeniden öne geçti. Kenan'ın akabinde gelen üçlük ve Wagner hücum faulüyle takımımızı ayakta tutmaya çalıştık. Son hücumlarda da sayı bulamayınca karşılaşmada çözülme yaşandı. Son 18,7 saniyede Almanya 86-83 öne geçti, 8,3 saniye kala skor 88-83 olarak belirledi ve maç Türkiye aleyhine sonuçlandı.

EuroBasket finalinde Almanya, Türkiye'yi 88-83 mağlup etti. İlk yarıda Türkiye devrede önde olsa da ikinci yarıda Almanya'nın isabetli üçlükleri farkı kapattı ve maçın sonucunu belirledi. Sonunda Türkiye, son anlarda sayı bulamayınca mağlup oldu.

“Türkiye” ile ilgili sonuçlar