MB PPK Özeti: Eylül Enflasyonu ve Yılsonu Hedefi Üzerindeki Baskı, Döviz Mevduatları ve Faiz İndirimi Tartışmaları

MB PPK Özeti ve Enflasyon Riskleri
Merkez BankasıPara Politikası Kurulu’nun (PPK) toplantı özeti, eylül enflasyonunun gıda ve hizmet kalemlerindeki yüksek baskılar nedeniyle beklentilerin üzerinde gelebileceğine dair endişeyi öne çıkarıyor. Özetteki ifadeler, gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemlerindeki baskıların enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıyı sürdürdüğüne ve göstergelerin ana eğilimin bir miktar yükselebileceğini ima ettiğine işaret ediyor.
Geçen yılın ağustos ayında aylık %2,04 olarak gerçekleşen TÜFE’nin, eylülde de bu seviyelerin üzerinde gelmesi ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum, yılsonu enflasyon hedefinin 28,5 olarak revize edilmesiyle birlikte, hedefin tutma ihtimalini zayıflatıyor ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “yılsonu hedefinin tutacağı” yönündeki iddiasını da güçsüzleştiriyor. Özette, eylülde enflasyonun ana eğilimin üzerinde çıkacağı belirtildiği için, 2026 için ilan edilen %16 enflasyon hedefi ve OVP’nin ana öngörüleri ile hedeflerinin de geçersiz kalabileceği vurgulanıyor.
Hane halkları ve reel sektörün Enflasyon konusundaki güveni de azalmaya devam ediyor. MB’nin Eylül anketine göre, bir yıllık enflasyon beklentisi hane halklarında %54 olurken, reel sektörde bu beklenti %38 olarak kaydedildi. Anketteki bu fark, MB ve OVP’nin hedeflerinin sanayici, reel kesim ve halk tarafından karşılık bulmadığının somut göstergesi olarak değerlendiriliyor.
PPK özeti, enflasyonun ağustos ayında beklentilerin üzerinde gelmesine rağmen ekimde yeni bir faiz indirimi kararının siyasi baskılarla alındığına dair spekülasyonları güçlendirirken, 23 Ekim toplantısında yeni bir indirimin tartışıldığına dair piyasa beklentilerini de gündemde tutuyor. Böyle bir adım atılması durumunda politika faizi, mevcut %40,5’tan 38’e inebileceği yorumlarına yol açıyor. Özel sektör ve iş dünyası, yılsonunda faizin %35 seviyesine kadar düşürülmesini talep ederken, yabancı bankacılık kurumları ise risklerin artması ve enflasyonun seyrinin yükselmesi nedeniyle daha sınırlı indirimler öngörüyor.
MB’nin ekimde 100-150 puanlık bir indirimle yetinmesi ya da pas geçmesi durumunda piyasalarda yılsonu enflasyon raporunun ardından aralık toplantısını beklemek gibi seçenekler öne çıkıyor. Ancak birçok analist, eylül enflasyonunun yüksek çıkması halinde ekimde yeni bir indirimin yine siyasi baskılarla yapılabileceği ve bunun döviz talebini hızlandıracağı görüşünü sürdürüyor.
Döviz mevduatları ve KKM etkileri de dikkate değer bir görünüm sergiliyor. Faiz indirimleri ile döviz mevduatlarının dönüşünün hızlandığına ilişkin veriler, 2021’deki kur hareketlerini hatırlatacak şekilde toplam mevduat içindeki döviz payının yeniden %50’nin üzerine çıkmasına yol açıyor. Haftalık Para ve Banka İstatistikleri, 12 Eylül haftasında DTH’nin 240,364 milyar dolar seviyesine yükseldiğini gösteriyor. Bu tutarın 201,554 milyar doları yurt içindeki yerleşiklere ait. Şirketlerin tüzel kişi döviz mevduatları 76 milyar dolar düzeyinde kalırken, bireysel iki kalemdeki artış 122,590 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. KKM uygulaması ve 2021 kur patlamasını hatırlatan bu tablo, toplam mevduat içindeki döviz payının yeniden güç kazanmasına işaret ediyor.
Bu gelişmeler, Merkez Bankası ve OVP ile hedeflere ilişkin güvenin zayıfladığını ve piyasalarda döviz yönelimli hareketlerin yeniden güçlendiğini gösteriyor. 12 Eylül haftasındaki veriler, yeni politik kararlar ve enflasyon akışındaki belirsizlikler ışığında, ekonomi politikalarının yönünün ve hızının belirlenmesini güçleştiriyor.
Gündem

Trump H-1B Başvuru Ücretini 100.000 Dolar Olarak Belirledi ve Altın Kart Programına İlişkin Yeni Karar Verdi

Muğla Köyceğiz'de Orman Yangını İkinci Gününde Devam Ediyor

Diyarbakır hububat üreticileri kuraklık nedeniyle dönüm başına 500-750 lira destek talep ediyor
