Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü, Türkiye'de özellikle yoksul kesimde beslenme eksikliği nedeniyle pek çok sağlık sorunu bulunduğuna dikkat çekti ve okullarda en az bir öğün ücretsiz okul yemeği verilmesini talep etti.

ANKA Haber Ajansı'na yeni eğitim-öğretim yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, özellikle ortanın altında gelirli ailelerin çocuklarında yetersiz beslenmeden kaynaklı fiziki ve zihinsel sorunlar yaşandığını belirtti.

Okullarda bir öğün yemeğin öğrencilere ücretsiz verilmesi gerektiğini ifade eden Üzümcü, şu sözleri kaydetti:
"Okullarda zil çalacak ama bu arada çocuklarımızın da karnı zil çalıyor. Dünyada birçok ülkede devletler ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki öğrencilere sağlıklı, dengeli en az bir öğün yemeği ücretsiz veriyor. Biz bunu her platformda dile getiriyoruz. Bu uygulamanın olduğu ülkelerde erken yaşta okuldan ayrılmalar, kopmalar engelleniyor, çocukların konsantrasyonu artıyor ve çocuk yaşta evliliklerin sayıları da azalıyor."

"Ülkemizde özellikle yoksul kesimde beslenme eksikliğinden kaynaklı birçok sağlık sorunu yaşanıyor. Gelişim bozukluğu, bodurluk, zeka seviyesinde gerilik gibi birtakım problemler olduğunu biliyoruz ve gözlemliyoruz. Bunların önüne geçmek adına okullarda en azından bir öğün ücretsiz okul yemeği verilmeli. Acilen uygulanması gereken bir konu."

"Okul gıdası uygulaması devam etmeli." Okul kantinlerine de değinen Üzümcü, "Okul gıdası uygulaması devam etmeli. Bu da okul çağındaki çocuklarımızın gelişimi açısından önemli bir uygulama. Çocuklarımızın güvenli gıdaya, dengeli beslenecek gıdalarla buluşturulması konusunda önemli bir adım" dedi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o6e73529f-2ade-41ca-99e8-3cb079816752.webp

Yeni eğitim-öğretim yılı için ücretsiz okul yemeği çağrısı: En az bir öğün ücretsiz verilsin

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, iktidarın laik, çağdaş ve bilimsel eğitim vizyonunu hedef alan adımlarını eleştiriyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve başlar başlamaz dile getirdiği kız okulları açılmalı önerisinin bugün fiilen hayata geçtiğini vurguluyor. Meslek liselerinin çatısı altında sadece kız öğrencilerin kabul edildiği 8 ortaokulun açılmasını eğitim sistemimiz açısından bir kırılma noktası olarak görüyor. Bu uygulamanın siyasetin tercihinin doğrudan yansıması olduğunu belirtiyor: kız okulları açmak Anayasa’ya meydan okumaktır.

Anayasa ve yasalar, karma eğitimin temel ilke olduğunu açıkça gösterir. Anayasa’nın 10. maddesi eğitimde cinsiyet temelli ayrımcılığı önler; 42. maddesi eğitim hakkını güvence altına alır ve laikliği şart koşar; 2, 24 ve 174. maddeler ise laikliği devletin değişmez niteliği olarak tanımlar. Bakanın hangi yetkiye dayanarak böyle bir düzenleme yaptığı sorusu karşısında cevap açıktır: hiçbir dayanağı yoktur; bu girişim AKP’nin siyasi ajandasına dayanmaktadır.

Bu zihniyetin istismar vakalarında utanmadan küçüğün rızasından bahsetmesi ise kabul edilemez.

Aylin Nazlıaka, karma eğitimin pedagojik tercihin ötesinde toplumsal barışın, eşit yurttaşlık bilincinin ve kadın-erkek eşitliğinin güvence olduğunun altını çizdi. Kız ve erkek çocukların aynı sınıflarda eğitim görmesinin yalnızca öğrenmeyi değil, eşit yurttaşlık bilincini de güçlendireceğini söyledi. Karma eğitimin kaldırılmasının gerici bir politika olduğu ve demokrasi ile toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik bir saldırı olduğuna işaret etti. Kız çocuklarını ortaokul çağında toplumdan koparmak, onların geleceğini ipotek altına almaktır.

Bugün açılan kız ortaokulları, uzun süredir süren bir planın parçasıdır; imam hatiplerin yaygınlaştırılması, 4+4+4 eğitim sistemi, MESEM yoluyla çocuk işçiliğinin meşrulaştırılması ve zorunlu eğitimin fiilen delinmesi gibi adımların amacı laik ve karma eğitimi tasfiye etmektir. Bakan, eğitimin karma olmasını zorunlu kılan bir düzenleme yok gibi konuşsa da Anayasa ve yasaları yok saymaktadır. Haklar pazarlığa açık değildir; haklar tercihe tabi değildir.

Ankara’da merkezi bir okul üzerinden yürütülen kampanya da; tek kız ortaokulu söylemleriyle Cumhuriyet’in kazanımlarına meydan okumaktır. CHP, bugün bu yaklaşımı eleştiriyor ve karma eğitimin Cumhuriyet’in temel kazanımlarından biri olduğunun altını çiziyor. Laik ve bilimsel eğitim Türkiye’nin geleceğidir.

Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz. CHP, laikliği, eşitliği ve karma eğitimi sonuna kadar savunacaktır. Anayasa’yı çiğneyemezsiniz, laik eğitimi ortadan kaldıramazsınız; karma eğitime yönelik her girişime karşı duracağız. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o11211ad8-0835-483e-abc4-fe18d0822b74.webp

CHP'li Nazlıaka'dan kararlı çağrı: Karma eğitime yönelik girişimlere karşı net duruş

Okullarda yeniden forma dönemi başlıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2025-2026 eğitim-öğretim yılından itibaren devlet okullarında tek tip forma uygulamasını hayata geçireceğini duyurdu.

Peki, bu formalar nasıl olacak? Artık okul forması zorunlu olacak ve serbest kıyafet politikası sona erecek. Forma üzerinde özel işaret, baskı veya desen bulunmayacak. Belirlenen okul kıyafeti, okulun internet sitesinde yayımlanacak. Kıyafetler dört eğitim-öğretim yılı geçmeden değiştirilmemeli.

Tgrthaber.com’dan Ceyda Altun’a konuşan Aile Danışmanı ve Çocuk Gelişim Uzmanı Gülsu Arpacı, yeni döneme ilişkin görüşlerini paylaştı. Serbest kıyafet politikası kaldırılmasının nedenlerine değinen Arpacı, “Sosyal eşitlik ve ayrımcılığın önlenmesi, aidiyet duygusunun güçlendirilmesi, okul disiplininin sağlanması ve düzenli bir eğitim ortamının korunması yer alıyor” dedi.

Arpacı, ayrıca şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu karar, eğitim ortamlarında hem bireysel hem de toplumsal dinamikleri dengelemek için alınmış bir karar olarak değerlendiriyorum.”

Kaynak: Tgrthaber.com

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o7621b434-4dc9-4c48-a7fc-3c03638b3f77.webp

Okullarda Tek Tip Forma Dönemi Başladı: Yeni Kıyafet Kuralları Neler Getiriyor?

Ulusal Meclis'te beklenen karar çıktı. 163 üyenin hazır bulunduğu oylamada 115'i yasa tasarısının lehine oy kullandı.

Yeni yasa, ders saatlerinde öğrencilerin cep telefonu ve akıllı cihazlarını kullanamayacağını öngörüyor; engelli öğrenciler ve özel eğitim ihtiyacı olanlar ile acil durumlar için istisnalar tanınacak.

Yasa, 2026 yılının Mart ayında başlayacak yeni eğitim-öğretim döneminde yürürlüğe girecek.

Ülkede milletvekilleri, veliler ve öğretmenler akıllı telefon kullanımının öğrencilerin akademik başarısını olumsuz etkilediğini ve ders çalışmaya ayırabilecekleri zamanı azalttığını savunuyor.

Muhalefetteki Halkın Gücü Partisi Milletvekili Cho Jung-hun, tasarının sunumu sırasında yaptığı konuşmada, "Öğrencilerin beyin gelişimi ve duygusal olgunluğu üzerinde akıllı telefon bağımlılığının son derece zararlı etkilerine dair ciddi bilimsel ve tıbbi kanıtlar mevcut." dedi.

Güney Kore Eğitim Bakanlığı verilerine göre, ülke nüfusunun yaklaşık dörtte biri telefon bağımlısı yaşıyor. Bu oran, 10-19 yaş aralığında yüzde 43’e çıkıyor; araştırmalara göre gençlerin üçte birinden fazlası, sosyal medyada geçirdikleri zamanı kontrol etmekte zorlanıyor.

Güney Kore, telefon yasağını kanunlaştırırken Fransa, Finlandiya, İtalya, Hollanda ve Çin'de de çeşitli düzeylerde öğrencilerin telefon kullanımına kısıtlamalar getirilmişti.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o2ed91abe-afc3-48f8-bd94-893c385efd98.webp

Güney Kore'de Okullarda Ders Saatlerinde Cep Telefonu Kullanımı Yasaklanıyor

İstanbul'da İstinye Üniversitesi’nde görev yapan akademisyen Cahit Üstün hakkında öğrencilere yönelik taciz ve psikolojik şiddet iddiaları gündeme geldi.

Kız öğrenciler, Üstün’ün kendilerine attığı iddia edilen taciz içerikli mesajları sosyal medyada paylaştı. Instagram üzerinden kaybolan mesajlar şeklinde iletilen mesajlarda, 'Bikinili fotoğrafın var mı?' gibi talepler yer aldığı ve bazı öğrencilerin bu mesajlar nedeniyle tacize maruz kaldıkları ileri sürülüyor.

Bu mesajlar sosyal medyada paylaşıldıktan sonra üniversitede soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Açıklamada, 'Okulumuzda görev yapan akademisyen Cahit Üstün'ün öğrencilere karşı uyguladığı taciz ve psikolojik şiddet ortaya çıkmıştır' ifadesi yer aldı. Bu durum, üniversitelerde kadınların ve LGBTİ bireylerin haklarını savunması için şiddetsiz, tacizsiz bir kampüs kurmanın ne kadar önemli olduğunun altını yeniden çizdi.

ÇİTÖK talebini bir kez daha yinelerken, bahsi geçen şahsın eğitimden ve eğitim hayatından men edilmesini talep edildi. Şiddetsiz kampüsleri hep beraber kuracağız. Birlikte kazanacağız!

Ayrıca iddiaların, 'Bana bir şey olmaz, sizin öğrencilik hayatınız biter' gibi söylemlerle iktidarın cezasız politikalarından beslendiğini gösterdiği öne sürüldü. Tartışmada İstanbul Sözleşmesi’nin iptali ve kadınların beyanlarının dinlenmemesi, kadın katillerinin cezasız bırakılması gibi konuların da dile getirildi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o52dd2f36-3d6e-4f04-b0d9-d0033964acc4.webp

“eğitim politikaları” ile ilgili sonuçlar

Yeni eğitim-öğretim yılı için ücretsiz okul yemeği çağrısı: En az bir öğün ücretsiz verilsin

CHP'li Nazlıaka'dan kararlı çağrı: Karma eğitime yönelik girişimlere karşı net duruş

Okullarda Tek Tip Forma Dönemi Başladı: Yeni Kıyafet Kuralları Neler Getiriyor?

Güney Kore'de Okullarda Ders Saatlerinde Cep Telefonu Kullanımı Yasaklanıyor

Taciz İddiaları Gündemde: Akademisyen Cahit Üstün’ün Kız Öğrencilere Attığı Şok Edici Mesajlar Ifşa Edildi