Frankfurt’ta gerçekleştirilen Avrupa Sistemik Risk Kurulu (ESRB) 9. Yıllık Konferansı’nın açılışında Christine Lagarde konuştu. Finansal sistemin hızla değiştiğini vurgulayan Lagarde, jeopolitik parçalanma, iklim değişikliği ve dijital dönüşümün finans sektörünü yeniden şekillendirdiğini belirtti.

Lagarde, “Geçmişte Avrupa’nın finansal sistemi bankaların hâkimiyeti altındaydı; riskleri tespit etmek çoğunlukla bankaların bilançosunu dikkatli bir şekilde okumak anlamına geliyordu. Bu dünya değişti. Avrupa’nın banka dışı finans sektörü hızla büyüdü.” diye konuştu. Banka faaliyetlerinin, yeni oluşumlar ve fintech platformları gibi yeni katılımcılarla giderek daha fazla iç içe girdiğini söyleyen Lagarde, “Bankalar ile banka dışı finans kuruluşları arasındaki çizgi belirsizleşti.” ifadesini paylaştı.

Sabit (stabil) kripto paraların, bir referans varlığa karşı istikrarlı değer sağlama vaadiyle ihraç edildiklerini hatırlatan Lagarde, şu anda kripto ekosistemiyle bir köprü kuran ve kripto varlık ticaretini kolaylaştıran bir araç olarak kullanıldıklarını, aynı zamanda bir değişim aracı olarak hizmet verme hedefini taşıdıklarını belirtti.

Bu tür faaliyetler yeni görünebileceğini ancak denetleyici ve düzenleyici kurumlar açısından bilinen riskleri yeniden gündeme getirdiğini söyleyen Lagarde, en belirgin riskin likidite olduğunu vurguladı. Riskli varlıklara yatırım yapanların kısa vadede ve nominal değerde geri ödeme vadeden kurumların yarattığı zorlukları bildiklerini ifade eden Lagarde, bu tür kuruluşların geri ödemeleri hızlı karşılayabilmesi için yeterli likiditeye sahip olmalarını sağlamaları gerektiğini ve ESRB’nin belirli türde para piyasası fonları konusunda alarm verdiğini kaydetti.

Lagarde, AB Kripto Varlık Piyasaları Yönetmeliği ile sabit kripto paralar konusunda riskleri ele almanın amaçlandığını belirterek, “İlk olarak, sabit kripto para ihraç edenler AB yatırımcılarının varlıklarını her zaman nominal değerde geri almalarına izin vermelidir. İkincisi, stabil kripto para ihraç edenler banka mevduatlarında önemli miktarda rezerv bulundurmalıdır.” dedi.

Sistemde, bir AB kuruluşu ile AB dışı bir kuruluşun birlikte ihraç ettiği çoklu ihraç planlarında bazı boşluklar olduğuna dikkat çeken Lagarde, bu durumların AB mevzuatının AB dışı ihraççıyı kapsamayabileceğini ifade etti.

“Tehlikelerin farkındayız ve bunları önlemek için bir kriz beklememize gerek yok. Bu nedenle şimdi somut adımlar atmalıyız. Avrupa mevzuatı, bu tür programların, diğer yargı bölgelerindeki sağlam eşdeğerlik rejimleri ve AB ile AB dışı kuruluşlar arasında varlık transferine ilişkin güvencelerle desteklenmedikçe AB’de faaliyet gösterememesini sağlamalıdır.” dedi.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o37eb8f40-6a71-4222-a979-9488f8507799.webp

Avrupa Merkez Bankası’ndan sabit kripto para uyarısı

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) açıklamasına göre 2025'in ilk yarısında sigorta sektörü büyümesini sürdü, bilanço yapısı ve finansal dayanıklılığı güçlendirdi.

Toplam aktif büyüklüğü yüzde 56 artışla 2,9 trilyon liraya çıktı. Aynı dönemde özsermaye büyüklüğü de yüzde 58 artışla 324,1 milyar liraya yükseldi ve sektörün sermaye gücünü pekiştirdi.

Güçlü sermaye yapısı, sigorta şirketlerinin risklere karşı dayanıklılığını artırarak ekonomik dalgalanmalara karşı daha esnek hareket etmelerini ve uzun vadeli yükümlülüklerini güvenle karşılamalarını sağladı. Bu durum hem yeni yatırımların önünü açtı hem de sektörde sürdürülebilir büyümenin temellerini oluşturdu.

Özsermayedeki büyüme, yatırımcı güvenini pekiştirmenin yanı sıra sektörün uzun vadeli finansal istikrarına da katkı sağladı; sermaye verimliliğini artırdı ve yeni yatırım stratejilerinin geliştirilmesine zemin hazırladı.

Bilanço gücünün yanı sıra prim üretiminde de ivme kaydedildi. Yılın ilk yarısında toplam prim üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 artışla 576,3 milyar liraya çıktı.

Hayat dışı branşların toplam içindeki payı yüzde 86 olurken hayat ve bireysel emeklilik branşlarının payı yüzde 14 olarak gerçekleşti. Hayat dışı segmentte trafik yüzde 23, sağlık yüzde 22 ve yangın/doğal afetler yüzde 16’yla en yüksek prim üretimine sahip alanlar oldu.

Mevcut dönemde yatırım gelirleri, teknik karlılığın üzerindeki baskıları önemli ölçüde telafi etti. Ancak faiz oranlarında beklenen düşüş gerçekleşirse, yatırım gelirlerinin bu katkısı göreceli olarak azalabilir. Bu nedenle sektörde sürdürülebilir karlılığın temeli, yatırım gelirlerine kıyasla teknik faaliyetlerden elde edilen karın güçlendirilmesine dayanıyor. Doğru fiyatlama, etkin hasar yönetimi ve sağlam rezerv politikalarıyla desteklenen teknik kar, uzun vadeli ve istikrarlı karlılığın ana belirleyicisi olmaya devam ediyor.

TSB Başkanı Uğur Gülen, "Sigorta sektörü, aktif büyüklüğünü 2,9 trilyon liraya çıkararak yalnızca finansal istikrarını güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda ekonomimize uzun vadeli ve sürdürülebilir kaynak sağlamaya devam etti." ifadelerini kullandı.

Gülen, güçlü bilanço yapısı ve artan sermaye gücüyle sektörün sigortalılar ve yatırımcılar için güven ortamını pekiştirdiğini belirtti; "Bu sayede bireylerin ve işletmelerin risklerini daha etkin yönetmesine, ayrıca ülke ekonomisinin dayanıklılığının artmasına katkı sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemin temel önceliği, sigortalılık oranlarını yükseltmek ve sektörün ekonomiye katma değerini artırmak olacak. Dijitalleşme, ürün çeşitliliği ve müşteri odaklı yaklaşımları güçlendirerek daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyoruz."

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o6e66e13d-84c4-469c-9965-6442652d48d4.webp

“finansal-istikrar” ile ilgili sonuçlar

Avrupa Merkez Bankası’ndan sabit kripto para uyarısı

Sigorta Sektörü İlk Yarıda 2,9 Trilyon TL Aktif Büyüklüğe Ulaştı