<h2>THY Boeing'ten rekor uçak siparişi duyurdu</h2>
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Washington'daki görüşmesinin ardından Boeing'den 225 uçaklık sipariş verdiğini açıkladı. THY'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı açıklamada, 50 adet Boeing 787 Dreamliner için kesin sipariş, 25 adet için opsiyon ve 100 adet 737 MAX için anlaşma, ayrıca 50 adet opsiyon bulunduğu belirtildi. Toplam sipariş 150 kesin ve 75 opsiyonel uçakla 225 olarak kayda geçti; teslimatlar 2029-2034 yılları arasında yapılacak ve filo 2035'e kadar yeni nesil uçaklardan oluşacak şekilde planlandı.
Siparişin zamanlaması dikkat çekti. Erdoğan ile Trump arasındaki görüşmede enerji, F-16 ve F-35 programı, yaptırımlar ve bölgesel konuların yanı sıra Boeing uçaklarının alımına ilişkin gündemin de tartışıldığı belirtiliyordu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'daki bir mitingde Erdoğan'ın Trump'ın oğlu Donald Trump Jr. ile İstanbul'da gizlice görüştüğünü ve Boeing siparişi sözü verdiğini iddia etmişti. Özel, 'Erdoğan, Bana bir randevu ayarlarsanız Trump'la canlı yayında bütün dünyanın önünde Amerika'dan 300 tane Boeing uçağı almanın sözünü veriyorum' dedi.
Muhalefet, THY'nin uçak alımını Erdoğan'ın Washington ziyaretinin bir pazarlık unsuru olarak kullandığını öne sürerken, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın bu hafta yaptığı konuşmada, 'Erdoğan'ın asıl ihtiyacı meşruiyet ve Trump ona bunu verdi' dediği belirtiliyor ve tartışmaları alevlendirdi.

THY, Boeing'ten 225 uçaklık sipariş verdi, 150'si kesin ve 75'i opsiyonel. Sipariş, Erdoğan'ın Washington ziyareti sonrasında duyuruldu ve teslimatlar 2029-2034 yılları arasında yapılacak; filo 2035'e kadar yeni nesil uçaklardan oluşacak. Muhalefet, siparişin siyasi pazarlık unsuru olduğuna dikkat çekiyor ve konuyla ilgili tartışmalar sürüyor.

THY'den Boeing'e rekor sipariş: 225 uçakla filo yenileniyor

<h2>Filistin'e Destek için Eyüpsultan Meydanı</h2>
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazze'deki insanlık dramına dikkat çekmek için Eyüpsultan'da düzenlenen ve Filistin için dayanışmayı amaçlayan mitinge katıldı. Özel, Netanyahu'ya savaş kahramanı denildiğini ve Gazze'yi boşaltacağı yönündeki iddiaların arkasında yatan politik hesapları eleştirdi; Gazze'nin önündeki hidrokarbon yataklarına çökmek isteyen yaklaşımı da hatalı buldu. Trump'ın İsrail'e açık destek vermesinin, Filistin'e yönelik zulmü büyüten bir etken olduğuna dikkat çekti ve bu tutum karşısında kayıkçı kavga ile randevu arayanların bu zulme engel olamayacağını belirtti.
İstanbul Eyüp'te Fetih duasının kabul edildiği topraklar olarak vurgulanan semt-i Mukaddes'in kalbinde bulunmaktan duyulan millet vicdanını ve dayanışmayı ifade eden Özel, 710 gündür Gazze'de devlet eliyle sürdürülen soykırıma karşı duruş çağrısı yaptı. Gazze'de 65 bin Filistinli'nin hayatını kaybettiğini, 165 bin yaralı ve gazi bulunduğunu; 147'si çocuk olmak üzere çok sayıda Filistinli'nin açlıktan öldüğünü vurguladı. Birleşmiş Milletler'in kıtlık ilanına dikkat çekti, yardımların engellendiğini ve yardım dağıtım sıralarında uzaktan keskin nişancılarla çoğu çocuk ve kadın için temel gıda ararken evlatlarını bekleyen annelerin ve babaların bulunduğunu hatırlattı. Sumud Filosu'nun Gazze'ye doğru ilerlediğini ve dün Girit açıklarında saldırıya uğradığını aktardı.
Dünya genelinde tepkilerin yükseldiğini anımsatan Özel, İngiltere, Fransa, Kanada, Avustralya gibi ülkelerin de dahil olduğu 150'den fazla ülkenin iki devletli çözümü savunmaya başladığını belirtti. Sumud için yürütülen uluslararası çabaları desteklemek amacıyla Sosyalist Enternasyonal'de üst düzey çalışmalara devam edeceklerini söyledi; Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya kararlı olduklarını belirtti.
Çok tartışılan konulardan olan İsrail ve Trump ilişkilerine değinen Özel, Netanyahu'ya savaş kahramanı denilmesini ve Gazze'nin boşaltılmasıyla hidrokarbon yataklarına yönelik planları eleştirdi. İsrail zulmüne karşı ortak duruş sergilemezlerse Filistin'in kardeşi olamayacaklarını ifade etti ve Türkiye'de 719 gündür iktidarı uyarıyor olduklarını belirterek, İsrail ile ticareti kesmeye yönelik çağrılarına rağmen kayıtsız kalındığını hatırlattı. Türkiye'nin İsrail ile ticaretinin 2024 yılında İsrail'e en çok ihracat yapan beşinci ülke olduğuna dair eleştiriyi hatırlattı; Filistin için yapılan eylemlerin yasaklandığına ve yürüyüşlerin izin verilmediğine değindi.
Bogota Bildirgesi ile ilgili olarak Türkiye'nin imza atmaması eleştirildi; İsrail'in uluslararası alanda meşrulaştırılmasına karşı daha kararlı adımlar beklediğini söyledi. Meclis'te tüm muhalefetin birlikte hareket etme çağrısını yineledi; Filistin'e destek için birlikte hareket etmek üzere bütün genel başkanlarını ziyaret etmek ve Filistin'e destek adına ortak adımlar atmak için çağrılar yaptı. Erdoğan'dan herhangi bir adım gelmemesi nedeniyle Trump'a karşı eleştiri yapılmadığının altını çizdi.
Türkiye'den Trump'a yönelik jest olarak vergilerden 150 milyon doların kaldırıldığı ve Boeing siparişleriyle randevu karşılığı bir pazarlık yapıldığı iddialarını anımsatarak, bu tür adımların ülkenin kaynaklarını boşaltmaması gerektiğini söyledi. Erdoğan'a seslenerek Trump'ın fiili tutumunu eleştirmek ve Netanyahu'nun savaş suçlusu olduğunu ifade etmek için adımların atılmasını talep etti. Trump'a karşı çıkmanın ve İsrail zulmüne karşı ortak duruş sergilenmesi gerektiğini vurguladı; Filistin halkının yanında durmaya devam edeceğini belirtti.
Bu mitingin amacı Filistin'e destek olmak ve Türkiye'nin dış politika meselelerinde Filistin yanlısı bir tutum sergilemesini teşvik etmek olarak açıklandı. Özel, Filistin için dayanışmanın sürdürülmesi gereken bir mücadele olduğunu ve Sumud ilkesi doğrultusunda Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceklerini ifade etti.

Özgür Özel Eyüpsultan’da Filistin’e Destek mitinginde Gazze’deki insani kayıplara dikkat çekti ve dayanışma çağrısı yaptı. Trump ile Netanyahu’yla ilgili eleştirilerini ifade ederek, İsrail zulmüne karşı daha kararlı bir duruş ve Erdoğan yönetiminin bu konudaki tutumunu sertçe eleştirdi. Sumud Filosu ve uluslararası tepkiler bağlamında Filistin’e destek için daha güçlü adımlar çağrısında bulundu.

Özgür Özel: Netanyahu savaş suçlusudur; Filistin'e destek için meydanlarda kararlı duruş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York'ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğinde konuştu. Diplomasiden güvenliğe, ekonomiden teknolojiye pek çok alanda kutuplaşmanın yaşandığı mevcut ortamın Türkiye-Amerika dayanışmasını her zamankinden daha kritik ve vazgeçilmez hâle getirdiğini belirtti. Ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin güvenlik, ticaret, yatırımlar, enerji ve eğitim gibi pek çok alanda çeşitlenerek derinleştiğini ifade etti.
Başkan Trump’ın 2. döneminde yönetimin her kademesi ile temaslarımızın yoğunlaştığını, kurumlarımız arasındaki yapıcı diyalogun hız kazandığını söyledi. Yıllara yayılan samimi dostluk sayesinde gündemimizdeki bazı pürüzlerin giderilmesi yönünde karşılıklı irade olduğunun altını çizdi.
İkili ilişkilerin Gazze krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Suriye başta olmak üzere coğrafyamızdaki gelişmelere dair istişarelerle sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. Büyükelçi Barrak’ın bu olumlu atmosfere samimi gayretleriyle önemli katkısı olduğunun altını çizdi; ikili ticaret hacmini 100 milyar dolara yükseltme ve karşılıklı yatırımları artırma iradesinin olduğunu belirtti. Washington DC’de perşembe günü Trump ile bir araya gelmeyi öngördüklerini ifade etti.
İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılığın dünya genelinde endişe verici boyutlara ulaştığını belirten Erdoğan, Türkiye’deki ve Amerika’daki Müslüman topluluklarının güvenlik ve özgürlüklerini korumanın önemini vurguladı. Amerika’nın inanç hürriyeti konusundaki eski örnek konumunun bu özelliğinin zayıflamamasını dilediğini ifade etti; nefret söylemlerine karşı herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.
Terörle mücadele konusuna da değinen Erdoğan, ülkenin menfaati doğrultusunda yürütülen kararlı mücadeleyi sürdürme mesajını verdi. Türkiye’yi uzun yıllardır meşgul eden terör belasıyla mücadelede kararlı olduklarını ve FETÖ ile mücadeleyi hukuk ve demokrasi zemininde sürdürmeye devam edeceklerini belirtti. Ne sınırlarımız içinde ne bölgemizde teröre hiçbir şekilde taviz yoktur ifadelerini tekrar etti. Amerika’da Türkiye aleyhine kampanyalar yürüten lobilerin varlığını işaret etti ve bu odakların kimlere taşeronluk yaptığını bildiğini, baskılara asla boyun eğilmeyeceğini söyledi. 
Bizi doğruları cesaretle dile getirmekten hiçbir güç, hiçbir lobi, hiçbir dezenformasyon faaliyeti alıkoyamaz sözlerini vurgulayarak, birliğin ve dayanışmanın önemine değindi. Farklılıklarımızı mesele etmek yerine ortak değerler ve endişeler etrafında kenetlenmemiz gerektiğini belirtti. Bu bağlamda Türk-Amerikan toplumunun dayanışma içinde hareket etmesinin zaruret teşkil ettiğini ifade etti. Konuşmasını, birlik ve dayanışmayı daim kılacak olan kararlı adımların atılması temennisiyle sonlandırdı.

Erdoğan, kutuplaşmanın arttığı küresel dönemde Türkiye-Amerika dayanışmasının kritik ve vazgeçilmez olduğunu vurguladı; güvenlik, ticaret, enerji ve eğitim gibi alanlarda işbirliğinin derinleşmesini beklediklerini belirtti. Trump ile temaslar yoğunlaşıyor ve ticaret hacminin 100 milyar dolara yükselmesi hedefiyle yatırımların artırılması kararlaştırıldı; Washington DC'de bir görüşme planlanıyor. Ayrıca İslam düşmanlığına ve kültürel ırkçılığa karşı mücadelede Türk-Amerikan topluluklarının dayanışmasının önemine dikkat çekti, FETÖ ile mücadeleyi sürdüreceğini ve teröre karşı kararlı duruşu tekrar vurguladı.

Erdoğan: Türkiye-Amerika dayanışması, müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde derinleşiyor

<h2>Güncel karar ve etkileri</h2>Resmi Gazete'de bugün yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile ABD menşeli bazı ürünlerde uygulanan ek vergiler kaldırıldı. 2018'de Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlükte olan ve ABD menşeli ürünlere ek vergi getiren düzenleme artık yürürlükte değil. Artık binek otomobil, kozmetik ve cilt bakım ürünleri, yaprak tütün ile alkollü içeceklerin ithalatında ek vergi uygulanmayacak.<h2>Gülru Gezer'in değerlendirmesi</h2>Eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede bu adımı Türkiye ile ABD arasındaki ticaret ve gümrük vergilerine ilişkin görüşmelerin sürdüğü bir dönemde iyi niyet göstergesi olarak gördüğünü belirtti. Gezer, ABD'ye yönelik bu adımın karşılıklı anlayış için mesaj niteliğinde olduğunu ifade etti; Trump'ın Hindistan ve Çin'e ilave vergi koymasının küresel ticaret gerilimini artırdığını söyledi.<h2>Görüşün önemi ve rekabet</h2>Gezer, özellikle binek otomobillerde ek vergilerin kaldırılmasının Trump'ın dikkatini çekebileceğini vurguladı. Elektrikli araçlara uygulanan ek gümrük vergilerinin Çinli araçlarla rekabeti zorlaştırdığını belirten Gezer, bu verginin kaldırılmasıyla Türkiye'nin Çin'den gelen araçlarla da rekabet edebilecek hâle geleceğini ifade etti. Bu adımın taraflar arasında Türkiye'ye de en az zarar getirecek bir ticari formül veya anlaşma için bir ön adım olarak görülebileceğini söyledi.<h2>Brunson Krizi ve geçmişteki gerilimler</h2>2018'de ABD ile ilişkilerin Rahip Andrew Brunson krizi nedeniyle gerildiğini hatırlatan Gezer, Türkiye'nin bu dönemde ABD'ye karşı ek vergi ve gümrük önlemleri uygulamaya başladığını anımsattı. Brunson'un serbest bırakılmasıyla ilişkiler normalleşmeye başlasa da uygulanan vergiler kademeli olarak kaldırıldı veya azaltıldı; otomobil, alkollü içecek ve bazı lüks ürünler için vergiler normal gümrük tarifelerine döndü. Ancak ABD'nin Türkiye'den ithal ettiği çelik ve alüminyuma yönelik ek vergileri daha uzun süre yürürlükte kaldı. İlişkilerin normalleşmesiyle bu yaptırımlar gevşetildi.<h2>Güncel durum ve tarife değişiklikleri</h2>Trump'ın yeniden başkan seçilmesiyle Türkiye'ye ek tarifeler yüzde 15'e çıktı. Türkiye'den ABD'ye yönelik ek tarife uygulamaları bu dönemde uygulanırken, 2025 Temmuz ayında Türkiye'nin çelik ve alüminyum ürünlerine yönelik ek tarife oranı yüzde 15 olarak belirlenmiştir.

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile ABD menşeli bazı ürünlerde ek vergiler kaldırıldı; binek otomobil, kozmetik ve cilt bakımı ürünleri, yaprak tütün ve alkollü içeceklerin ithalatında ek vergi uygulanmayacak. Eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer, bu adımı Erdoğan-Trump görüşmesi öncesi iyi niyet göstergesi olarak değerlendirirken, Trump'ın Hindistan ve Çin'e ek vergi uygulamalarının küresel ticaret gerilimini artırdığına dikkat çekti. 2018 Brunson Krizi ve sonrasındaki gerilimler bağlamında, 2025 Temmuz'da Türkiye'ye yönelik ek tarifelerin yüzde 15'e yükseldiği ve tarife politikalarının yeniden şekillendiği ifade ediliyor.

ABD menşeli bazı ürünlerde ek vergilerin kaldırılması Erdoğan-Trump görüşmesi öncesi iyi niyet mesajı olarak değerlendirildi

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen 22’nci Olağanüstü Kurultayı’nın açılış konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek olmasını kastederek, “Trump’ın yanına gidilecekse karşısına geçilecekse, karşısına dikilinecek. Filistin meselesi konusunda ağız dolusu açık açık konuşulacak.” dedi ve “Filistin’in bu ülkenin milli meselesi olduğu ve kırmızı çizgisi olduğu Trump’a haykırılacak.” sözlerini sarf etti. Perşembe günü Amerika'da yapılacak görüşmeden önce çarşamba günü akşam yapacağımız 56’ncı mitingimizde parti bayrakları yerine hep taşıdığımız Türk bayraklarının yanına Filistin bayraklarımızı alarak, tüm partimizi, tüm partilileri Filistin ile dayanışan herkesi, tüm siyasi partileri Eyüpsultan'da Filistin Büyükelçiliği’nin önünde dayanışmaya davet ediyoruz.

Kurultayın açılış konuşmasını yapan Özel, “AK Partili bir bakan yardımcısını Yargı Kolları Başkanı olarak İstanbul’a atadı. Bu yapı marifetiyle karanlık bir süreci 9 Ekim 2024’ten itibaren hep birlikte yaşamaya başladık. 30 Ekim'de Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'in tutuklanmasıyla başlayan süreçte bu saldırılara karşı ya teslim olacaktık ya da direnecektik. Biz teslim olmadık. Sizlerle beraber ayağa kalktık ve mücadeleye başladık. Meydan okuduk. Bu bir savaş ilanıdır dedik. Savaş ilan edilmiş bir yapı. “Ne yaparsa biz de onu yapacağız, mücadele edeceğiz, boyun eğmeyeceğiz, teslim olmayacağız” dedik. Erken seçim istedik. Cumhurbaşkanı adayımızı 23 Mart'ta ön seçimle belirleyeceğimizi, partimizin yetkili kurullarındaki görüşmeler ve kararlar sonucunda ilan ettik. Karşımızdaki karanlık yapı planladığı, tasarladığı darbe girişiminin takvimini öne aldı. Ekrem Başkanımızın ön seçim adaylığını açıkladığı gün diplomasını iptal etmek için mahkemeye başvudular. Günler sonra 19 Mart günü, yani 23 Mart'taki ön seçimimize dört gün kala Ekrem Başkan’ımızın diplomasını iftar sofrasında iptal edip, sahur vakti harekete geçererek, evine saldırarak Türkiye siyasi tarihinde görülmemiş şekilde kendisine gözaltı yaptılar. 4 günlük gözaltı süresinden sonra milletin oy kullanacağı, Cumhuriyet Halk Partililerin oy kullanacağı sandıklara partiye kayyım atama niyetiyle engel olmaya çalışırken kendisinin gözaltında olduğu için ve tutuklanma tehdidiyle 23’ündeki ön seçimimizi fiilen, siyaseten ve hukuken olanaksız kılmaya çalıştılar. Her şey düşündükleri gibi gitti. Tasarladıkları gibiydi. Ama bir tek şeyi hesap edemediler: Cumhuriyet Halk Partisi’nin geri adım atmayacağını, yılmayacağını ve 2 milyon üyesinin yanında esas bu ülkeye sandığı getiren parti olarak millete, onun kararına sığınacağını hesap edemediler ve bu çağrıdan sonra 96 yaşındaki teyzemin iki bastonla ilçe binasına gidip oy kullanacağını, 3 aylık karnındaki bebekle annelerin sandık başlarına koşacağını hesap etmediler. Ve 15,5 milyon vatandaşın Cumhuriyet Halk Partisi’nin dayanışma sandıklarına gideceğini, dünya siyaset tarihinin rekorunu kıracağını, Türkiye siyasetinin akışını değiştireceğini hesap etmediler. O gün bu çağrıya uyanlara, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten emaneth sandık ile bir darbeyi püskürtenlere, Türkiye'nin önünü açanlara selam olsun. Her birine ayrı ayrı helal olsun.”

“Trump yönetiminden icazet almış bir darbedir.” Darbeler her zaman tank ile tüfek ile yapılmaz. Bu darbe selefi niyetleri olanların ve ailelerinden halef arayanların demokratik yollarla gelebilecek haleflerine yaptığı bir darbedir. Tüm darbeler doğası gereği iktidara yapılır. Bu darbe bugünün iktidarı tarafından bir sonraki iktidara yapılan darbedir. Trump yönetiminden icazet almış bir darbedir. Ne diyorlardı? “İmamoğlu dış güçlerin adamıdır.” Soruyorum bugün, Trump kimin yanındadır? Trump kimin gelmesini istemektedir? Kim Trump'ın oğlu ile gizli gizli iş tutmaktadır? Buradan milletimize ilan ederim ki Cumhuriyet Halk Partililer milletin adamı, milletin evladı, milletin çocuklarıdır. Tayyip Erdoğan Trump'ın adamıdır, Trump'ın ekibidir.”

“Ahlaki üstünlük bizdedir, psikolojik üstünlük bizdedir, çoğunluk enerjisi bizdedir.”

“Ekrem Başkanımız 186 gündür, belediye başkanlarımızın kimi 326 gündür kimi daha az sürelerde tutuklu. Ortada iddianame yok. Delil yok. İddialar var, aksi söylendiğinde arkasında durabilen yok. İlk gün belki Türkiye basın tarihinin en büyük kampanyasıyla, ‘560 milyarlık bir yolsuzluk operasyonu’ diye sabahleyin bülten yayınlayanlar, İBB’nin altı yıllık bütçesinin yüzde 72’si personel gideri olarak görüldüğünde çabalarıyla ilgili bütün çabalarıyla 490 milyar lira olduğunu duyunca bir daha bu lafı ağzına alamadılar. Bu salondaki insanlara İBB'den bin 301 cep telefonu dağıtıldığını söylediler. “Bir tanesini ispat edin istifa ederiz” dedik. Arkasında duramadılar. Ekrem İmamoğlu’nun lüks araçlarını görüntülediler, MHP’li milletvekilinin çıkınca tekzip bile yayınlamadılar. Küçücük özür bile dilemediler. Her gün bir başka iftirayı, biz çürütmekten onlar atmaktan geri durmadılar. Bundan 186 gün önce Tayyip Erdoğan ‘Göreceksiniz, bir ay olmadan birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar.’ demişti. Buradan Erdoğan’a soruyorum: 186 gün geçti, biz buradayız. Beraberiz. Yüz yüzeyiz. Göz göze… Peki, dananın kuyruğu nerede? Turpun büyüğü nerede? Ahtapotun kolları nerede? Buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum: İnsan içine çıkamayacaktık. 186 gündür Türkiye'nin dört bir yanında ve İstanbul'un dört bir yanında 55 eylem yaptık. 55 eyleme fiilen katılanların sayısı 10 milyonu aştı. Biz milletin içindeyiz, milletin arasındayız. Siz neredesiniz? Tarih önünde kayda geçiririm ki, bu süreçte kim haklıysa, kim ahlaklıysa millet onun arkasında durur, duruyor, duracaktır. Ahlaki üstünlük bizdedir, psikolojik üstünlük bizdedir, çoğunluk enerjisi bizdedir. Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir.”

“En düşük emekli maaşı sekiz çeyrek altın alıyordu, bugün sadece iki çeyrek altın alabilmektedir.”

“İl Başkanlığımıza kayyım atandığında borsa yüzde 6 düştü.”

“Tüm siyasi partileri Eyüpsultan’da Filistin Büyükelçiliği’nin önünde dayanışmaya davet ediyoruz.”

(SÜRECEK)

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen 22’nci Olağanüstü Kurultayı’nda Erdoğan’ın Trump ile görüşmesi üzerinden eleştirel bir duruş sergiledi ve Filistin meselesinin Türkiye’nin milli meselesi olduğunu vurgulayarak, Trump’a karşı net konuşulması çağrısında bulundu; çarşamba akşamı Eyüpsultan’da Filistin Büyükelçiliği önünde dayanışmaya tüm partileri davet etti. Konuşmada 19 Mart darbe girişimi olarak gördükleri süreç, yolsuzluk iddiaları ve belediyelere yönelik kayyım atamalarıyla ilgili sert ifadeler kullanıldı ve CHP’nin milletin kararına dayanacağı vurgulandı. Ayrıca Erdoğan-Trump ilişkisinin ülke politikalarını etkileyeceği iddia edilerek, Türkiye’nin merkezi siyaseti milletten aldığı güçle sürdüreceği belirtildi.

Özgür Özel: Filistin için net duruş ve Eyüpsultan’da dayanışma çağrısı; Trump-Erdoğan ilişkilerine eleştirel duruş

Altın fiyatları, Fed'in politika faizi 25 baz puan indirdiği açıklamasının ardından düşüş kaydetti. 18 Eylül Perşembe itibarıyla gram altın 4860 TL, çeyrek altın 8103 TL, ons altın 3654 dolar ve yarım altın 16207 TL seviyelerinde işlem gördü. Fed kararından bir gün önce gram altın fiyatı 5 bin TL'ye yaklaşmıştı. Fed Başkanı Jerome Powell ise enflasyon ve istihdam üzerinde risklerin devam ettiğini belirtti.İktisatçı Mahfi Eğilmez, X hesabından altın neden düştüğünü iki nedene bağladı: (1) Fed'in faiz indirimi beklentisi bir süredir vardı ve altın talebi bu beklentiyle gereğinden fazlasına yükselmişti; faizler indirildiğinde bazı yatırımcılar kar realizasyonu yaparak satışa geçti. (2) Faiz indirimi ekonomide canlanma beklentisini güçlendirdi ve yatırımcılar daha yüksek riskli varlıklara kaydı; bu da altın fiyatını düşürdü. Ayrıca dünyada Trump, Putin ve Netanyahu'nun işbaşında olduğu ve aşırı sağın yükselişe geçtiği bir ortamda beklenmedik risklerin ortaya çıkma olasılığı bulunduğundan, altın fiyatı bir süre sonra yeniden yükselişe geçebilir.Bununla birlikte Fed kararının ve Powell'ın açıklamalarının piyasalarda yarattığı hareketlilik sürüyor.

Fed'in faiz indirimi sonrası altın fiyatları düştü. Mahfi Eğilmez iki nedeni açıklad: kar realizasyonu ve riskli varlıklara yöneliş. Gelecek dönemde riskler sürerse altın yeniden yükselişe geçebilir; Powell ise enflasyon ve istihdam risklerinin devam ettiğini belirtti.

Fed'in Faiz İndirimi Sonrası Altın Düşüşü: Mahfi Eğilmez İki Nedeni Açıkladı

Devlet kanalı VTV’ye konuşan Lopez, ABD ordusunun Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine ilişkin görüşlerini paylaştı. Eylül ayında her gün ve dünkü gece istihbarat uçakları ile tankerlerin havada yakıt ikmali yaptığı bilgisini aktaran Lopez, Ağustos ayında Venezuela’ya karşı istihbarat ve keşif operasyonlarının üç katına çıktığını belirtti.ABD’nin uçuş planlarını bildirmemesi nedeniyle hava kazaları konusunda endişeli olduklarını ifade eden Lopez, Silahlı Kuvvetler’in her türlü olasılığa hazırlıklı olduğunu vurguladı.Lopez ABD uçaklarının Karayipler bölgesi ve Venezuela’ya yakın bölgelerde istihbarat uçuşları yaptığını savundu. Hangi bilgiyi topladıkları kendilerine ait bir konu; biz ise kendi iç istihbarat süreçlerimizi yürütüyoruz. Hazırlıklıyız ve her uçuşa bireysel veya toplu olarak müdahale edebiliyoruz; ne yaptıklarını biliyoruz. Karayipler’deki konuşlanmalarının savaş çıkarma niyeti taşıdığını biliyoruz.Milis güçlerinin ülke çapındaki askeri eğitim programlarına değinen Lopez, Maduro’nun talimatıyla her cumartesi eğitimlerin devam edeceğini ve milislerin ABD’nin olası saldırganlığına karşı hazır tutulacağını söyledi.ABD Başkanı Donald Trump daha önce Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatını imzalamıştı. Ağustos ayı sonlarında ABD Venezuela kıyılarına USS Gravely, USS Jason Dunham ve USS Sampson savaş gemilerini göndermişti.Venezuela Devlet Başkanı Maduro ise bu gelişmelere karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıkladı. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ise ülkesinin ordusunun Venezuela'da rejim değişikliği operasyonuna hazır olduğunu söyledi.

Lopez Karayipler'deki ABD hareketliliğini ve Ağustos ayında artan istihbarat operasyonlarını bildirdi. Maduro yönetimi milis güçlerini seferber ederek eğitimleri sürdürürken Venezuela, olası ABD saldırılarına karşı hazır olduğunu belirtti; ABD ise bölgeye gemi göndermiş durumda. Trump'ın talimatları ve Hegseth'in rejim değişikliği hazırlığı açıklamaları tansiyonu yükseltti.

“Trump” ile ilgili sonuçlar