Sinemaseverler için 15 Ağustos Cuma günü vizyona giren filmleri derledik. Bu hafta, nostalji ve yeni hikâyeler bir arada; sevilen yapımlar yeniden sinema salonlarını sallarken, yepyeni yapımlar da perdeyi aydınlatacak. İşte bu haftanın öne çıkan filmleri:

Cevahir ile Ulvi: aşk mı, para mı? sorusunun peşinde, beklenmedik bir telefon çığlığı onları maceraya sürükler. Cevahir’in eski sevgilisi Sonat, ünlü silah kaçakçısı Sırrı’nın hiç tanımadığı oğlu Uras’ı bulmaları karşılığında yardım ister. İkili Uras’ı tam intihara kalkışacağı anda kurtarır ve yola koyulur. Cevahir hem maddi kazanç hem de Sonat ile eski bağları yeniden canlandırma umudundadır. Ancak Ulvi’nin yol boyunca yaptığı büyük hata, tüm planlarını altüst eder. Artık başlarını beladan en az zararla atmanın yollarını aramak zorundadırlar.

Karadeniz’in terk edilmiş bir dağ köyünde geçen bu film, küçük kızlarını ani bir trafik kazasında kaybeden bir ailenin yıkıcı yas sürecine odaklanır. Anne Canan, kızının hâlâ hayatta olduğuna inanırken, baba Levent kendi acısıyla başa çıkmaya çalışır. Fakat evde geceleri esrarengiz sesler, ıslıklar ve kendi kendine hareket eden eşyalar baş göstermeye başlar. Evin içinde, kızlarının bedeni biçiminde ruhani bir figür belirirken gerçek ile kâbus arasındaki çizgi tamamen silikleşir. Aile, bu doğaüstü kabusun tam ortasında kendi acısıyla yüzleşmek zorunda kalır. Film karanlık atmosferiyle izleyiciyi içine çekiyor; psikolojik korku deneyimini derinleştiriyor.

Aşk Sokakta: İdil’in evleneceği gün aldatıldığını öğrenen genç kadının hikâyesi, şok içinde gelin arabasına atlayıp uzaklaşmasıyla başlar. Ardından yaşanan bir kaza hafızasını siler ve kendine geldiğinde yolunun gizemli bir yabancı olan Rüzgar ile kesiştiğini görür. İkili sokak sokak dolaşarak İdil’in kim olduğunu ve geçmişine dair gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır. Hafıza kaybı, geçmişin izleri ve yeni tanışılan Rüzgar arasındaki duygusal bağ, film boyunca çözülecek bir bilmece gibi ilerler. Romantik komedi dinamikleriyle umut ve duygu dolu anlar vaat eder.

Arabeskin unutulmayan kadın seslerinden biri olarak tanınan Bergen’in hayatını anlatan bu biyografik drama, Belgin’in çocukluk yıllarından başlayıp konservatuarda yükselişe uzanan bir yolculuğu aktarır. Adana’ya taşınan ve sahnelerde yükselen bir kariyerin arka planında, evlilikteki zorluklar, kezzap saldırısı nedeniyle bir gözü kaybetmesi ve sahnelere dönmesiyle gelen başarısı; ardından trajik bir silahlı saldırı ile hayatının son bulması… 30 yaşında hem bir kurban hem de arabesk kraliçesi olarak anılan Bergen’in öyküsü, toplumsal cinsiyet dinamiklerini ve müzikle yoğrulmuş acılı bir sanatçı portresini derinlemesine inceler.

Yaz Işığı, sanatla uğraşan genç bir ressam olan Erdem’in içsel yolculuğunu anlatır. İstanbul’dan memleketi Çanakkale’ye dönmeye karar veren Erdem, Bozcaada’daki eski arkadaşı Arda’nın sergisine tanık olur ve bu karşılaşma, geçmişte bıraktığı hayat ve hayallerle yüzleşmesini sağlar. Doğal güzelliklerle bezeli bu atmosfer, bireyin kendini bulma sürecini nazik ve duygusal bir dille işler. Geçmişle barışmak, sanatla yeniden bağ kurmak ve doğanın şifalı etkisi bu yolculuğun temel taşlarını oluşturur.

Hutch Mansell, Rus mafyasıyla girdiği kanlı hesaplaşmanın üzerinden dört yıl geçtikten sonra hâlâ 30 milyon dolarlık borcunu kapatmak için uluslararası suç örgütlerine yönelik suikastlar yürütmektedir. Bu yaşam tarzı ona fiziksel olarak diriltiyor ama eşi Becca ile ilişkisini zedeliyor. Ailesini korumak için kardeşi Harry ile birlikte çocukluğunun tek tatil durağı olan eski lunapark kasabasına giderler. Burada ufak bir tartışma, yozlaşmış lunapark yöneticisi ve karanlık emelleri olan bir şerifi de işin içine çeker. Aile hedef haline gelince Hutch, geçmişte bıraktığını sandığı ölümcül becerileri yeniden sahaya sürmek zorunda kalır. Aksiyon, mizah ve aile teması bir arada yükselir.

Işık, Berlin’de yaşayan Engels ailesinin evine hizmetçi olarak giren Suriyeli Farrah’ın gelişiyle başlayan drama-komedi karışımı bir yapımdır. Farrah’ın varlığı, önce aileyi yeniden bir araya getirir gibi görünse de, karanlık geçmişi ve kendi sorunlu kaderi gün yüzüne çıktıkça her şey altüst olur. Ailenin Farrah’ın gerçekte kim olduğuna hükmetmesiyle yaşananlar, eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmeyi gerektirir. Hizmetçilikle başlayan bir dokunuşun hayatları nasıl dönüştürebileceğini etkileyici bir şekilde betimler. Bu film, kültürel çatışmaları ve aidiyet arayışını derinlemesine irdeler.

The Godfather: Part II, Francis Ford Coppola’nın yönettiği ünlü Godfather serisinin ikinci halkasıdır; ilk filmin epik devamı olarak unutulmaz bir sinema deneyimi sunar. Film, Michael Corleone’nin suç dünyasındaki yükselişini ve geçmişte Vito Corleone’nin Amerika’ya gelişini paralel şekilde anlatır. Derin karakter analizleri, aile dramı ve güç çatışmalarının iç içe geçtiği bu eser, altı Oscar ödülü kazanmıştır ve sinema tarihinin kalıcı yapıtaşlarından biri olarak kabul edilir. 15 Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de yeniden sinemalarda gösterime girerek, yeni izleyicilerle buluşma imkanı sunuyor.

Eşsiz çeşitlilikteki bu vizyon takvimi, her türden izleyiciye hitap eden zengin bir deneyim vaat ediyor. Etkileyici görseller, güçlü performanslar ve sürükleyici hikâyelerle sinema salonlarına akın etmek için daha nice neden var.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o662ea964-cfb5-476f-b3bc-bf839cb88e29.webp

“yaz işığı” ile ilgili sonuçlar

Bergen, Aşk Sokakta, Geniş Aile 5: 15 Ağustos Cuma Günü Hangi Filmler Vizyona Giriyor?