
Bir dönemde hayat gerçekten sınıfa göre yazılıyor gibiydi. Özellikle lise ya da ortaokul yıllarında, sahip olmanın hayalini kurduğumuz pek çok şey vardı. Peki, o gözlerimizi parlatan ama elimizden kaçan nesneler neydi?
Birlikte hatırlayalım.
Sahip olamadığımız şeyler karşısında hissettiğimiz duygu çoğu kez farkı derinleştiriyordu. İşte sıklıkla karşılaşılan örnekler:
- Markalı ayakkabılar ve parlak spor kıyafetleri vitrinlerde göz kırpardı.
- Yeni bir telefon ya da tablet, arkadaşlar arasındaki sohbetin olmazsa olmazıydı.
- Kaliteli defterler, kalemler ve kırtasiye ürünleri, küçük bir lüks gibi görünürdü.
- Okul gezileri, konserler ya da yaz kampı gibi etkinlikler aile bütçesinin sınırlarını gösterirdi.
- Modaya uygun montlar ya da aksesuarlar, sınıf içinde "kim daha yeniyi taşıyor" sohbetlerinin merkezi olurdu.
Bu farklar sadece maddi durumla sınırlı değildi; arkadaş grupları, sınıf içindeki konumlar ve sosyal etiketler de etkisini gösterirdi. Böyle anılar, kim olduğumuzu ve geleceğe bakışımızı şekillendirdi.
Hadi kendi anılarımızı paylaşalım. Siz hangi eşya ya da deneyimle fakirliğin iliklerine kadar hissettiniz? Sizin için en çarpıcı an hangisiydi? Yorumlarda buluşalım!
Son Güncelleme:1 Ocak 1970 00:00