Drone Kubbesi Tasarımı, Klasik Hava Savunmasının Katman Mantığını Çok Düşük İrtifa Bandına İndirdi

SAHA İstanbul'un SAHA Sohbet serisinin üçüncü bölümünde MKE Genel Müdürü İlhami Keleş Ukrayna–Rusya çatışmasıyla sınanan harp gerçeklerini ve EBU yaklaşımını temel alarak inşa ettikleri yeni savunma mimarisini ayrıntılarıyla paylaştı.
Keleş II. Dünya Savaşı'ndan bu yana konvansiyonel orduların bu ölçek ve yoğunlukta çarpışmadığını hatırlatarak teknolojik üstünlük kadar sistemin sürdürülebilirliğinin belirleyici olduğunuyo vurguladı.
MKE'nin, yüksek performansın yanı sıra lojistik, idame ve maliyet boyutlarını kapsayan bütüncül bir dayanıklılık tasarımını esas aldığını vurguladı. Ukrayna sahasındaki kırılmanın sofistike ve pahalı platformların kısa sürede tükettiği ekonomik/lojistik kaynaklar ile çok sayıda, erişilebilir ve idamesi kolay sistemlerin sahadaki kalıcılığı arasındaki farkı görünür kıldığını söyledi.
EBU ilkesinin yalnızca bir maliyet düşüncesi olmadığını, operasyonel sürdürülebilirliğin çekirdeği olduğunu belirtti. İnsansız sistemler ve dronlar sahayı yeniden şekillendirirken savunma katmanlarının da aynı rasyonalitede tasarlanması gerektiğini vurguladı.
Keleş etkisi kanıtlanmış basitlik üzerinden güvenilirleşmiş ve maliyet/ölçek avantajıyla yaygınlaştırılabilir çözümler formülünün MKE'nin kurumsal karar prensibi haline geldiğini ifade etti.
Drone Kubbesi tasarımının klasik hava savunmasının katman mantığını çok alçak irtifa bandına indirdiğini işaret eden Keleş merkezde komuta-kontrol bulunacağını radar ve optik/videotracking zinciriyle hedef tespiti ve tahsisi yapıldığını belirtti. İlk temas yaklaşık 10 km’de soft-kill ile deneniyor; tehdit devam ettiğinde 3 km’de yeni 35 mm çözümünün dakikada 1100 atışla devreye girdiğini, 1000 m’de 20 mm, 500–800 m’de 40 mm ve 30–300 m’de 12,7 mm ile ardışık angajmanların tamamlandığını açıkladı. Mimari Türkiye’nin mevcut radar ve C2 altyapılarıyla modüler entegrasyon için tasarlandığı için sabit tesis güvenliğinden mobil konuşlanmaya kadar farklı senaryolara uyarlanabiliyor.
Söz konusu performansın canlı olarak gösterileceği canlı demo için Eylül ayında Karapınar’da yabancı heyetlerin atış yapacağını söyledi.
Kamikaze/FPV ve dronlardan özel mühimmat bırakma uygulamalarında en kritik unsurun tapa emniyeti olduğuna vurgu yaparak tapa emniyetinin patlatmak için değil patlatmamak için olduğuna değindi ve doğru koşullarda patlatılacağını söyledi.
MKE'nin kamikaze ve dron-bırakmalı mühimmatlar için güvenli tapa yaklaşımını standarda bağladığını belirtti. Fiber-optik ve lazer güdümlü kamikaze çözümlerinde karıştırmaya dayanıklılık tasarımının ilk şart olduğunu ifade etti. Sivil üreticilerle patlayıcı entegrasyonları sürerken MKE’nin kendi mühimmat ailesinin de aynı güvenlik felsefesi ile olgunlaştırıldığını belirtti.
Deniz boyutunda 76 mm deniz topunun millîleştirilerek Deniz Kuvvetleri’ne teslim edildiğini ve parçacıklı mühimmat tanıtımının da yapıldığını ifade etti; Türkiye’nin ilk deniz topu ihracatının Endonezya’ya gerçekleştirildiğini aktardı.
127 mm için Mamak’ta özel bir fabrika devreye alındığını söyleyerek hat tasımının aynı anda birden çok 76 mm ile 127 mm üretimini mümkün kıldığını ve kapasitenin gerektiğinde hızla ölçeklenebileceğini belirtti. Pirana isimli insansız deniz aracı İDA düşük radar izi su jeti tahrik ve 42 mil/saat hızıyla öne çıkıyor. Marmara ve Aksaz testlerinde 3,5 metre hedeflerde yüksek vurma hassasiyeti teyit edildi. TCG Anadolu–TB3 rolü olan Pirana ile 150 km menzilde görev icra edildi. Bir sonraki adım uydu üzerinden komuta olacak. Mimarinin amacı Pirana’yı gerektiğinde akıllı mühimmat gibi kullanıp sürü taktiklerini zorlaştıran reflektör uygulamaları ve radar/optik/anten/itki alt sistemlerine seçici angajmanlar ile platformları kör-konuşamaz-hareketsiz bırakmak.
Savaş başlığı konfigürasyonunun 15 kg ön delici + 50 kg art delici yapıda olduğuna dikkat çekerek batırma yerine misyon dışı bırakmayı hedeflediğini vurguladı.
Gürhan 155 mm hibrit tahrikli topçu sisteminin testlerinin tamamlandığını bildirdi; M60 ve M113 modernizasyonlarında elektrikli güç gruplarının olgunlaştığını söyledi. Hibrit mimari yüksek tork ve eğim performansıyla sahada doğrulanıyor; jeneratör destekli menzil ve daha düşük bakım/idame yükü operasyonel ritmi güçlendiriyor. Konsept uzun menzilli intikallerin araç taşıyıcılarla ve muharebe sahasındaki dinamik manevranın ise düşük izli elektrikli tahrikle yapılmasını öngörüyor.
MKE’nin KBRN maskesi koruyucu kıyafet ve diğer unsurları dron ve robotik platformlara entegre KBRN sensörleri ile tamamlayarak intikal güzergahlarında ve kapalı alanlarda erken uyarı/temizlik kabiliyeti sağladığını vurguladı. Kimyasal ve patlayıcı alanında ise Kırıkkale girişinde 4,7 milyon metrekarelik sahada yaklaşık 15 yeni fabrika içeren 818 milyon dolar ölçeğinde yatırım programının yürütüldüğünü kaydeden Keleş, mevcut tesislerde kapasite artışları ve proses yenilemeleriyle uçtan uca entegrasyon hedefinin olduğunu söyledi.
MKE Genel Müdürü Keleş, MKE’nin artık sadece ürün üreten bir yapı olmadığını teknolojiyi geliştiren ve ihraç eden bir kuruma dönüştüğünü vurgulayarak Azerbaycan, Moğolistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Ürdün başta olmak üzere dost ve müttefik ülkelerde fabrika kurulumları ve teknoloji transferleri yürütüldüğünü söyledi. Türkiye içinde SAHA’da ileri malzemeler ve prototipleme Elmadağ’da enerjik malzemeler ve kuantum sensörler odaklı merkezlerle üniversite–sanayi ekosistemi genişliyor. Amaç teknolojiye sahip olup ürün geliştirme hızını katlamaktan ibaret değil aynı zamanda üretim süreçlerinin standartlarını da kalıcılaştırmak olduğuna vurgu yaptı.
SAHA’yı klasik bir küme tanımının ötesinde Milli Teknoloji Hamlesi’nin endüstriyel tabana yayılan yaşayan bir ekosistemi olarak nitelendirdi ve SAHA’nın başarısının ardında tek tek kabiliyetlerin toplamından daha büyük bir ortak amaç ve birlikte geliştirme kültürü bulunduğunu belirtti. SAHA bir başarı hikayesi olarak nitelendirdi; sahici bir aşk hikayesi olarak da gördüğünü ifade etti.
Bu fuara yetişmeyen projelerin SAHA 2026 takviminde yer alacağını ve EBU yaklaşımının işaret ettiği yaygın konuşlanabilir, idamesi kolay ve ölçeklenebilir kabiliyetleri uluslararası platformlarda sergilemeyi hedeflediklerini söyledi. Hedefin yalnızca yeni ürünler göstermek değil, dayanıklılık ve maliyet-etki odaklı yeni mimarinin ekosistemin tüm paydaşları tarafından paylaşılması olduğuna vurgu yaptı.
Son Güncelleme:30 Ağustos 2025 04:32
Teknoloji

Küresel Girişimcilik Rüzgârı Türkiye’de Esecek: Slush’D İlk Kez İstanbul’da

Uzmanlara göre, NASA'nın 2030'a kadar Ay'a nükleer reaktör kurma projesi "zorluklarla dolu"

Savunma sanayisinde dünyada ilk 100'e 5 Türk şirketi girdi
