Türkiye'ye Transfer Olduktan Sonra Vatandaşlık Alıp Bizden Biri Olan Yabancı Futbolcular

Türk futboluna yıllardır süren yabancı akını, sahada olduğu kadar hikayelerde de büyük yankılar yaratıyor. Kulüplerimiz transferde cesur adımlar atarken, bazı oyuncular Türkiye'ye kök salacak kadar bağ kurdu ve vatandaşlık yoluyla bizimle bütünleşti. İşte dikkat çeken ve yıllar içinde gerçekten 'bizden biri' haline gelen bazı isimler.
Sead Dost: Novi Pazar'da doğdu; bugün Sırbistan sınırları içindeki bu şehirden İstanbul'a uzanan yolu, İstanbulspor'da başlayıp Beşiktaş'a ulaştı. Sead Dost adını alan bu oyuncu, Türkiye'de uzun yıllar oynadıktan sonra vatandaşlık aldı ve artık Türk futbolunun bir parçası. Fevzi'ye attığı geri paslar ve uzun kariyeri hatıralarda kaldı.
Lorke Lorke/Nobre Nobre/Mert Nobre: Lorke Lorke türküsünü 'Nobre Nobre' olarak değiştirecek kadar Türkiye'de iz bıraktı. Ardından adını Marcio Nobre'den Mert Nobre'ye dönüştürdü. Fenerbahçe, Beşiktaş, Kayserispor, Mersin İY, Gençlerbirliği, Erzurumspor gibi birçok kulüpte forma giydi; gittiği her şehirde bizden biri olduğunu kanıtladı.
Muhammet Yavuz (Okocha): Pek bilinmeyen adıyla Muhammet Yavuz. Okocha Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı almasını yıllar sonra anlatıyordu: 'Nijerya ve Türkiye, futbol sevgisi konusunda hemen hemen aynı. Bunun için Türk vatandaşlığı almaya karar verdim; kimlik almaya gittiğimde bana Türk ismi seçmemi söylediler. Uzun bir düşünceden sonra Muhammet Yavuz ismini aldım.' Fenerbahçe'nin Nijeryalı yıldızlarından biri olarak da öne çıktı; İstanbulspor forması giydi ve Deniz Uygar adını taşıyan oyunculuk deneyimini Ebru Gündeş'in klibinde gösterdi.
Didier Six/Dündar Siz: 1970'lerin başında futbola başlayan Fransız sol kanat oyuncusu, 1987-88 sezonunda Galatasaray'da oynamak için İstanbul'a geldi. Türkiye'deki atmosferden etkilenince Türk vatandaşlığına başvurdu ve kabul edilince 'Dündar Siz' adını aldı. Ancak ülkede sadece bir yıl kaldığı için kısa sürede yeniden kendi kimliğine döndü.
Dobrowski/Kaan Dobra: Çarkıfelek'te Mehmet Ali Erbil'in en çok kullandığı isimlerden biri olan Dobrowski, zamanla Kocaelispor'daki performansıyla adından söz ettirdi ve bu süreçte Kaan Dobra adını benimsedi. Beşiktaş'ın 100. yıl şampiyonluğunu yaşarken adından çok konuşuldu.
Vederson (Gökçek Vederson): Fenerbahçe forması giydiği dönemde Ankara’da başlayan yolculuğu, Beşiktaş ve diğer Türk kulüplerine uzandı. Ankaraspor, Osmanlıspor gibi eklerle ilerlerken Türk olmayı tercih etti ve Melih Gökçek'in soyadını alarak 'Gökçek Vederson' oldu. Türkiye’deki kariyeri boyunca birçok kulüpte öne çıktı.
Aurelio: Brezilyalı yıldız Aurelio, Trabzonspor’a transfer olduğunda yanındaki arkadaşlarıyla Türkiye’ye geldi ve burada kalıcı oldu. Trabzonspor ile Fenerbahçe formalarını giydi; A Milli Takım forması da giyen nadir isimlerden biri olarak Türkiye’de efsaneleşti.
Richard Kingson/Faruk Gürsoy: Ganalı kaleci Richard Kingson, genç yaşlarda Galatasaray altyapısına katıldı ve A Takım’a kadar yükseldi. Türkiye’de vatandaşlık kazanınca dönemin başkanı Faruk Süren’in adıyla ve Ergun Gürsoy’un soyadıyla 'Faruk Gürsoy' kimliğiyle Türk pasaportu sahibi oldu.
Balili/Atakan Balili: Kudüs’te doğdu, Hapoel Tel Aviv’de futbola başladı. İstanbulspor, Kayserispor ve Sivasspor formalarını giydi ve kısa sürede takımının yıldızı oldu. Türk-İsrail ilişkilerinin gerildiği günlerde Türk bayrağı ile pozlar vermesiyle tanındı. 2007 yılında işlemleri tamamlanan Atakan Balili adını aldı ve 'Bana gösterilen yakın ilgi ve dostluk Türkiye’yi, Türk bayrağını sevmeme neden oldu. Sonunda nüfus cüzdanıma kavuştum' dedi.
Bu öyküler, bazı isimlerin sadece sahadaki performanslarıyla değil, Türk toplumu içinde kazandıkları kimliklerle de nasıl bütünleştiğine güzel birer örnek koyuyor. Türkiye’nin futbol sahnesi, bir yandan yetenek avuturken diğer yandan kapsayıcılığın da simgesi olmaya devam ediyor.
Son Güncelleme:24 Ağustos 2025 21:30