Ah Dedem Zamanında Şurdan Bir Arsa Alsaydı… Eskiden Mülk Sahibi Olmak Gerçekten Kolay mıydı?

Dedelerimizin zamanında emlak işleri ne kadar da farklıymış, değil mi? Pek çok kişi 'Ah dedem, o zamanlar şuradan bir arsa alsaydı şimdi köşeyi dönmüştük!' diye hatırlar. Peki, gerçekten de eskiden mülk sahibi olmak bu kadar kolay mıydı? Hadi birlikte bakalım.
Paranın değeri.
O zamanlar para sadece parça parça bir anlam taşımazdı; altın gibi değerliydi. Şimdiki gibi cep delik cepken delik durumda olmazdı. Belki de bir maaşla bir arsa alınamıyordu; fakat o dönemin asgari ücretiyle bile bankadan kredi çekip ömür boyu borçla uğraşmadan, birkaç yıllık birikimle bir ev sahibi olunabiliyordu. Paranın alım gücü bugünle kıyaslanamazdı; birikim yapmak o dönemde daha ulaşılabilir bir hedefti.
Nüfus ve şehirleşme.
O zamanlar nüfus bugün gibi patlamamıştı; her yer dolup taşmazdı. Kentsel yoğunlaşma yavaş ilerlediği için arazi bol, talep ise şimdiki kadar yüksek değildi. İnsanlar şehir merkezini terk etmek yerine geniş alanlara yayılırdı; bu da arsa ve ev fiyatlarını makul seviyelerde tutardı. İstanbul gibi büyük şehirler bile günümüzdeki kadar hareketli değildi.
İnşaat maliyetleri.
Şu anda bir ev inşa etmek için gereken demir, çimento, işçilik ve nakliye masrafları neredeyse uzaya fırlamış durumda. Oysa eskiden malzemeler daha ucuzdu; işçilik masrafları daha düşüktü. Bürokrasi de bugünkü kadar karmaşık değildi. Bu, ev yapımını bugün olduğundan çok daha hesaplı kılıyordu. Dedenizin bir arsa alıp üzerine kendi evini yapması o dönemde büyük bir servet gerektirmezdi.
Kredi ve borçlar.
Bugün ev sahibi olmanın neredeyse tek yolu bankalar olsa da, eski günlerde kredinin tam olarak yaygın olmadığı veya çok daha farklı bir yapıda olduğuna tanık oluruz. Aile içi destek ve birikimle kendi kendine ev sahibi olmak daha yaygındı. Kredi faizleri ve uzun vadeli borçlar, o günün gündeminde pek yoktu; bu da borç yüküne girmeden konut edinmeyi mümkün kılıyordu.
Gelir ve fiyat dengesi.
Günümüzde asgari ücretle bile kira ve konut masrafları yük olurken, geçmişte gelir düzeyi ile ev fiyatları arasında bugün olduğundan çok daha uyumlu bir ilişki vardı. Birkaç yıllık maaş birikimiyle ev almak, 20-30 yıl süren kredi borçlarına mahkum değildir.
Kentleşme ve altyapı.
Şehir merkezlerine yakın olmak her yerde belirleyici bir zorunluluk değildi. Kentleşme hâlâ planlı ve kontrollü ilerliyordu; bu da arsa değerlerini şu anki kadar hızlı yükseltmiyordu. İnsanlar, sakin ve uygun fiyatlı yerlerde ev sahibi olabiliyordu.
Dünya ve teknoloji etkisi.
Bugün teknoloji ve globalleşme emlak piyasasını derinden etkiliyor: internet siteleri, yabancı yatırımcılar ve küresel krizler. Eskiden emlak piyasası daha çok yerel dinamiklerle hareket ediyordu; bu da spekülatif artışları azaltıyordu. Yani her şey daha lokal düzeydeydi.
Sonuç.
Özetlemek gerekirse, dedenizin zamanında bile arsa sahibi olmak deyim yerindeyse daha farklı bir hikayeydi. Günümüzde ise borç yükü ve uzun vadeli planlar olmadan bir mülk edinmek daha zor olabiliyor. Ancak bu zorluklar, geçmişin daha sakin, daha planlı ve daha dayanışmacı yapısına dair ipuçları da veriyor.
Son Güncelleme:1 Ocak 1970 00:00
Finans

Taksit Cazip Gelebilir Ya Sonrası? Taksitli Alışverişte Bilmeniz Gereken 10 Gerçek

Dr. Hakan Özerol Yanıtlıyor: Enflasyon Hedefleri Neye Göre Belirleniyor?

Güney Doğu Asya’nın Yükselen Ülkesi Malezya’nın Para Birimi “Ringgit” Hakkında 10 Bilgi
