Eğitim Masrafları Aileleri Bunalttı: Okul Çantası 5.800 TL'ye Kadar Çıktı

Yeni bir eğitim-öğretim yılının yaklaşmasıyla artan kırtasiye ve okul masrafları, aileleri bütçelerini zorlamaya devam ediyor.
İzmir'de Eğitim-Sen İzmir Şubeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde kamusal sorumluluğun hatırlatılması amacıyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Eğitim-Sen İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Zeliha Danyeli okudu.
Ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve yaşam maliyetlerindeki yükselişin eğitim giderlerini nasıl artırdığına dikkat çekildi. Danyeli şu ifadeleri kullandı:
"Kayıt ücretleri, zorunlu bağışlar, okul kıyafetleri, servis ücretleri ve kırtasiye ürünlerindeki zamlar, dar ve orta gelirli ailelerin bütçelerini ağır şekilde zorlayıyor."
Açıklamada, ilkokul düzeyinde bir öğrencinin çantasının 2.800–3.800 TL'ye, ortaokul ve lise düzeyinde ise 4.000–5.800 TL'ye kadar çıkabildiği belirtildi. Kırtasiye fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 60'ın üzerinde arttığı ifade edildi; bu artışın resmi enflasyonun çok üzerinde olduğuna vurgu yapıldı. TÜİK verilerine göre Ağustos 2025’te enflasyon yüzde 33 olarak açıklanmasına karşılık eğitim masraflarındaki artışın velilerin üzerinde yarattığı ek yükün katlandığı kaydedildi. Büyükşehirlerde bu rakamların daha da yüksek olduğuna işaret edildi.
"Kırtasiye masraflarındaki artış artık politiktir" denildi basın açıklamasında. Velilerin ağırlaşan eğitim masraflarını karşılamak için ya borçlandıkları ya da diğer temel ihtiyaçlarından fedakârlık yapmak zorunda kaldıkları ifade edildi. Asgari ücretli bir ailenin tek bir öğrencinin kırtasiye masrafını aylık gelirinin yüzde 15–20’sine tekabül ettiği, bu hesaplara servis, yemek ve kıyafet gibi ek giderlerin dahil olmadığının altı çizildi. Kamusal ve eşitlikçi bir eğitim hakkının, en temel düzeyden dahi ailelerin üzerinde ağır bir yük oluşturduğu, bu nedenle çocukların temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda planlama yapmanın bile zorlaştığı ifade edildi. Kırtasiye masraflarındaki artışın sadece ekonomik bir mesele olmayıp aynı zamanda eğitim hakkının eşit koşullarda kullanılmasını tehdit eden bir politika sorunu olduğuna dikkat çekildi. Devlet kamusal sorumluluğunu üstlenmezse, düşük gelirli ailelerin çocukları eksik malzemelerle okula gidecek ve bu durum onların eğitim süreçlerinde geri kalmalarına yol açacaktır."
"Eğitim, ticari bir faaliyet değildir; toplumsal bir hizmettir" diyen Danyeli, kamusal eğitim anlayışının gereği olarak her öğrencinin eşit haklara sahip olması gerektiğini belirtti. En temel okul ihtiyaçlarının dahi fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalmasının çocukların eğitim hakkını fiilen tehdit ettiği, devletin bu hakkı sadece kağıt üzerinde değil, gerçek yaşamda da güvence altına alması gerektiği vurgulandı. Kırtasiye, okul çantası ve diğer eğitim giderleri konusunda kamusal destek sağlanmalı; her öğrenciye eşit, ücretsiz ve nitelikli eğitim imkânı sunulmalıdır. Aksi halde eğitimde var olan eşitsizlikler derinleşecek ve çocukların geleceği piyasanın insafına terk edilecektir. Eğitim, anayasal bir hak olduğuna göre öğrencilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması da devletin asli görevidir. Bugün veliler, en temel masrafları karşılamak için mücadele etmekte; artan enflasyon ve derinleşen yoksulluk koşullarında bu durum milyonlarca aile için büyük bir yük haline gelmiştir. Özellikle ilköğretim çağındaki çocuklar için kırtasiye malzemeleri, okul çantası ve temel ihtiyaçların ücretsiz olarak sağlanması devletin sorumluluğu olmalıdır. Bu adım, velilerin ekonomik yükünü hafifletecek ve her çocuğun eşit şartlarda eğitim almasını sağlayacaktır. Eğitim, hiçbir biçimde piyasa kurallarına terkedilemeyecek kadar temel ve hayati bir haktır; piyasacı eğitim politikaları okulları ticari alana dönüştürmüş ve velileri müşteri konumuna sürmüş durumdadır. Ancak eğitim, toplumsal bir hizmet olarak kalmalı ve kamu hizmeti anlayışıyla herkes için erişilebilir kılınmalıdır.
Eğitim-Sen ayrıca eğitime ayrılan bütçenin en az iki kat artırılması gerektiğini vurguluyor. Bugün kaynak yetersizliği nedeniyle pek çok okul, velilerden bağış adı altında para toplamaya zorlanıyor ve bu da eğitimde eşitsizlikleri derinleştiriyor. Eğitim hakkı, velilerin maddi katkılarına değil, devletin bütçeden ayırdığı kaynağa dayanmalıdır. Bu nedenle bütçenin acilen iki kat artırılması, her okulun ihtiyacı kadar ödenek sağlanması ve bağış uygulamalarının tamamen yasaklanması gerektiği ifade edildi. Böyle adımlar, velilerin üzerindeki yükü hafifletecek ve kamusal eğitim ilkesini güçlendirecektir. Kamusal eğitimin güçlendirilmesi toplumsal sorumluluğun da göstergesidir.
Basın açıklaması, üyelerin bir öğrencinin ihtiyaç duyacağı malzemeleri temsili olarak bir çantaya yerleştirmesiyle son buldu.
Son Güncelleme:5 Eylül 2025 14:30
Gündem

2026 Asgari Ücret İçin Net Tahmin: Erdursun 26.500 TL Yakınında Olabilir

Sahte Belgelerle Şirketleri Ele Geçiren Suç Örgütüne Yönelik Operasyonlarda Tutuklu Sayısı 20'ye Yükseldi

CHP'li Başarır: Müjdat Gürbüz kayyum heyetinden çekildi; il başkanlığı süreci halkın iradesiyle belirlenecek
