Sabır Taştı: Manifest Kızları Sistematik Tacize ve Linçlere İsyan Etti

Taciz ve ifşa gündeminin bir an olsun dinmediği bu haftalarda, Manifest Mina'nın erkek arkadaşı Anıl Emre Daldal'ın da gündeme gelmesi, ilk günden bu yana düzenli olarak eleştiri oklarının hedefi olan Manifest kızlarının yeniden gündemde kalmasına yol açtı. Manifest kızları, kurulduğu günden beri karşı karşıya kaldıkları taciz, nefret suçu, iftira, hakaret ve cinsiyet temelli baskıları içeren bir mesaj yayımladı. Buyurun birlikte inceleyelim. Son dönemde Türkiye'nin en çok konuşulan isimleri arasına giren kızlar, şöhretin dezavantajlarıyla tanışmış; hayatımıza aniden girip milyonların kalbini kazanmışlardı. Önce Manifest Mina'nın yıllar önce attığı tweetler gündeme getirildi ve Mina üzerine yoğun eleştiriler başladı. Ardından Sueda'nın BLACKPINK hakkında yaptığı yorumlar tepki çekince, ona da bir linç hareketi yükseldi. Özel hayatları didik didik araştırılırken, bazı kesimler tepkilerini sertleştirdi; kirli çamaşırları ortaya dökme operasyonları hız kazandı ve arkası kesilmedi. Taciz ve ifşanın gündeme damgasını vurduğu sanat camiasında, kızların duruşu netleşti. Birçok ünlünün ifşaları ortaya çıktı ve Manifest Mina ile şarkıcı sevgilisi Anıl Emre Daldal da bu dalganın içinde yer aldı. Bir süre sessiz kalan Mina, sonunda Manifest kanalından Anıl Emre Daldal ile ilişkisini bitirdiğini duyurdu. Aynı açıklama Daldal tarafından da paylaşıldı. Gündem, kadınların yaşadığı taciz ve suskunluk ya da karşılaştıkları kabusları aydınlatmaya çalışırken, Mina ve Sueda'nın ayrı Manifest grubunun ayrı ayrı linç edildiği gerçeği kızların sabrını zorluyor. 'Birlikte hepimizin durduğu yer çok net' diyen Manifest, kurulduğu günden bu yana 'her gün ve her çevreden maruz kaldıkları zorbalık, baskı, hakaret, iftira, cinsiyet ayrımcılığı, aşağılanma, sistematik linç denemeleri ve son dönemde ortaya çıkan şiddet ve nefret suçlarının her türlüsünü yaşadıklarını' belirtti ve isyanlarını dile getirdi. 'Kadın tacizinin konuşulduğu bu süreçte bile, aylardır herkesin gözü önünde ülkenin en büyük organize tacizlerinden birini yaşayan bir kadın grubunun hedef gösterilmesi, tacizciler yerine tacize uğrayanların suçlandığı bir tabloya dönüşüyor' ifadelerini kullandılar. Oldukça haklı bir noktaya vurgu yapıldı...