Dünya ekonomisinde enflasyonla mücadele sürerken, merkez bankalarının yaklaşan kararları küresel ekonomik seyri yeniden şekillendirecek. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, ABD’nin gümrük tarifelerinin yarattığı belirsizlikler ve Fed’in izleyeceği yol haritası, para politikası gündeminin en kritik başlıklarından biri olarak öne çıkıyor.

Eylül ayında merkez bankaları yoğun bir mesaiye hazırlanıyor. Fed’in yanı sıra Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BoE), Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Avustralya Merkez Bankası (RBA) gibi büyük oyuncuların kararları global piyasalara yön verecek.

ABD tarafında, korumacı ticaret politikasına bağlı enflasyon risklerindeki artış, merkez bankasının karar sürecini zorlaştırsa da piyasalarda Fed’in 9 ayın ardından ilk faiz indirimine gitmesi yönünde beklentileri güçlendiriyor. Fed’in son toplantısında politika faizi sabit tutulmuş ve enflasyonun biraz daha yüksek seyretmesi öngörülmüştü. FOMC üyelerinden Michelle Bowman ve Christopher Waller, toplantıda 25 baz puanlık bir indirimi savunmuşlardı.

Fed Başkanı Jerome Powell ise ağustos ayında Jackson Hole’da faiz indirimine işaret etmişti. Analistler, bazı üyelerin güvercin tutumları ve merkez bankalarından gelen sinyallerin, eylül ayında 25 baz puanlık indirime yönelik ihtimali güçlendirdiğini belirtiyor. Bu adım, hükümetin Fed üzerindeki baskısını da bir miktar hafifletebilir.

Piyasalar, 17 Eylül’de yapılacak toplantıda Fed’in politika faizini 25 bp düşürerek %4,00–%4,25 aralığına çekmesini yüzde 87 ihtimalle fiyatlıyor.

Öte yandan, 3 Eylül’de yayımlanacak Bej Kitap raporu, ABD ekonomisindeki mevcut duruma ilişkin merkez bankası içi görünümü yatırımcılar tarafından yakından izlenecek.

Japonya’da BoJ, Temmuz’daki toplantıda politika faizini oy birliğiyle %0,50’de sabit tutmuştu. BoJ’un Eylül toplantısında da değişiklik yapması zor görünse de yıl sonuna kadar politika faizinde 25 baz puanlık bir artış ihtimali konuşuluyor. BoJ’un enflasyon öngörüleri yükselmiş durumda: 2025 için %2,2’den %2,7’ye, 2026 için %1,7’den %1,8’e ve 2029 için %1,9’dan %2,0’ya yükseltilen tahminler dikkat çekiyor.

Avrupa tarafında ise bölgesel imalat sanayi aktivitesi ve büyüme riskleri sürüyor. ECB, 24 Temmuz’da küresel belirsizliklere vurgu yaparak politika faizini sabit tutarken, BoE 25 baz puanlık indirimi ile %4 seviyesine çekti. Piyasaların beklentisi, 11 Eylül’de ECB’nin ve 18 Eylül’de BoE’nin faiz kararlarının da sabit kalması yönünde.

İsviçre Merkez Bankası (SNB) için de karar dönemi yaklaşıyor; ekonomistler 25 Eylül’deki toplantıda politka faizinin nötr seviyede sabit kalmasını bekliyor. Avustralya’da ise RBA, Ağustos’ta 25 bp’lik indirimi gerçekleştirerek faizi %3,60’a çekti. Temmuz itibarıyla süren gevşeme döngüsünün devam edeceği sinyalleri veren RBA’nın, 30 Eylül toplantısında da benzer bir adım atması bekleniyor. Böylece yıl başından bu yana toplam 75 bp’lik indirime gidilmiş olacak ve Fed’in kararları bu hareketleri etkileyebilir.

Türkiye tarafında ise iç piyasaları yönlendirecek kritik karar 11 Eylül’de TCMB PPK toplantısında açıklanacak. Temmuz’da politika faizi 300 baz puan indirildi ve %43 seviyesine geriledi. TCMB Başkanı Fatih Karahan, 2025 sonunda enflasyon hedeflerini %25–%29 aralığına, 2026 sonunda ise %13–%19 aralığına çekmeyi öngördüklerini söylemişti. Ayrıca, 23 Ağustos’tan itibaren gerçek kişiler için Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında yenileme ve açılış işlemleri durduruldu.

Analistler, bu ay açıklanacak faiz kararı ve politika metninden çıkacak sinyallerin yatırımcılar tarafından yakından takip edildiğini belirtiyor. Geçtiğimiz ay alınan kararlar ve yapılan düzenlemeler, ekonominin odağında yer almaya devam ediyor.

Ek olarak, Eylül ayında Rusya Merkez Bankası (CBR), İsveç Merkez Bankası (Riksbank), Macaristan Merkez Bankası (MNB), Polonya Merkez Bankası (NBP) ve Çekya Merkez Bankası (CNB) kararları da gündemde olacak.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o4edc7385-8b91-4fb1-b598-05717c7accce.webp

Fed'den 9 ay sonra ilk kez faiz indirimi bekleniyor

Küresel piyasalarda risk iştahı hafiflediği bir hafta geride kaldı; gözler şimdi ABD’de açıklanacak tarım dışı istihdam verisi ve ADP istihdam raporunda. Fed Başkanı Jerome Powell’ın Jackson Hole konuşmasındaki güvercin mesajları son haftaya pozitif bir başlangıç yaptırsa da yatırımcılar, belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin etkisini sürdürdüğünü görüyor. Trump’ın Lisa Cook’u görevden alma girişimi de gündemin yeniden odak noktalarından biri oldu.

Trump, Cook’un bir veya daha fazla mortgage sözleşmesinde yanlış beyanlarda bulunmuş olabileceğine dair yeterli gerekçe olduğunu öne sürerek görevden alınmasını savundu. Cook ise yasal yollardan hakkını savunacağını belirtti ve Washington’daki federal bölge mahkemesinde davayı açtı. İlk duruşmada, görevden alınmanın geçici olarak durdurulmasına ilişkin karar çıkmadı. Analistler, konunun yatırımcıların dikkatinde olduğunu ve iki farklı görüşün öne çıktığını belirtiyor: Bir yanda Trump’ın iddialarını Fed’e baskı aracı olarak görenler, diğer yanda herhangi bir usulsüzlük olduğunda görevden almanın yerinde olduğuna inananlar.

Gelecek dönemde Fed başkanlığı için aday tartışmaları da hızlandı. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in, Fed başkanlığı için 11 güçlü aday olduğunu söylemesi ve İşçi Bayramı’ndan sonra mülakatların başlayacağını belirtmesi gündemi şekillendiriyor. Gölge Fed tartışmasının piyasalardaki risk iştahını nasıl etkileyeceği ise merak konusunu koruyor.

Fed’in politika yoluna ilişkin belirsizlikler Powell’ın açıklamalarıyla bir miktar azalsa da para piyasalarındaki fiyatlamalar, eylül ayında 25 baz puanlık bir indirim ihtimalinin yaklaşık yüzde 86 seviyesinde olduğunu gösteriyor.

Öte yandan, önümüzdeki hafta açıklanacak tarım dışı istihdam verileri, yatırımcıların Fed’in gelecekteki adımlarına yön verecek ipuçlarını aramasına yol açacak. Koruma odaklı politika söylemleri sürerken, büyümeye yönelik endişeler azalıyor ve ikinci çeyrek verileri ekonominin gücünü göstermeye devam ediyor.

ABD ekonomisine dair son veriler, büyümeyi destekleyen göstergelerle geldi. İkinci çeyrekte GSYH yıllıklandırılmış bazda yüzde 3,3 arttı; geçen ay yayımlanan öncü veride yüzde 3 büyüme öngörülmüştü. İlk çeyrek ise yüzde 0,5 daralmıştı. Kişisel tüketim harcamaları Temmuz’da yüzde 0,5 artarken, çekirdek PCE enflasyon göstergesi yıllık bazda yüzde 2,9 ile son 5 ayın en hızlı artışını kaydetti. Ticaret açığı Temmuz’da yüzde 22,1 artarak 103,6 milyar dolara çıktı.

Tüketici güveni de hafif geriledi ve Michigan Üniversitesi’nin ölçümüne göre Ağustos’ta güven endeksi 58,2 oldu. Nvidia’nın ikinci çeyrek sonuçları ise dikkat çekti: Gelir yıllık bazda yüzde 56 artışla 46,7 milyar dolar olurken, veri merkezlerinden elde edilen gelir de güçlü kaldı. Ancak piyasa değeri açısından Nvidia’nın hisseleri haftalık bazda geriledi.

 ABD tahvil piyasasında hafta genelinde alıcılı bir seyir izlendi ve 10 yıllık getiriler yaklaşık yüzde 4,23 seviyesinde haftayı kapattı. Emtiada altın, ons fiyatı faiz indirme beklentileriyle yaklaşık yüzde 2,2 artışla 3.448 dolar seviyesine çıktı. Gümüş ve Brent petrol de haftayı yükselişlerle tamamladı. Dolar endeksi ise haftayı hafif bir artışla 97,8’den kapattı.

New York borsasında ise hafta genelinde satış baskısı belirginleşti: S&P 500 yaklaşık yüzde 0,1, Nasdaq yaklaşık yüzde 0,35 ve Dow Jones yaklaşık yüzde 0,19 geriledi. Nvidia ise haftayı yaklaşık yüzde 2,1 düşüşle tamamladı.

Takvimde yeni hafta için bakış açısı şu başlıkları içeriyor: Salı S&P Global ve ISM imalat PMI’leri, çarşamba Fed Beige Book raporu, üretici siparişleri ve dayanıklı tüketim malı siparişleri, Perşembe ADP istihdam raporu, dış ticaret dengesi ve işsizlik başvuruları; Cuma ise tarım dışı istihdam ve işsizlik verileri olacak. Not olarak, New York borsası İşçi Bayramı nedeniyle pazartesi işlem görmeyecek.

Avrupa tarafında ise ECB’nin para politikası toplantısının tutanakları ve Lagarde’ın konuşması yakından izleniyor. Tutanaklar, enflasyon hedefi olan yüzde 2’ye ulaşmış olsa da küresel ticaret ve jeopolitik risklerin görünüm üzerinde baskı kurduğunu gösteriyor. Ayrıca AB, savunmaya yönelik yeni bir mali kaynağa talep konusunda kayda değer adımlar atıyor.

Bölgede Fransa’da hükümetin güven oylaması yaklaşırken, Almanya’da güven endeksleri ve enflasyona dair veriler piyasaların odak noktaları arasında. Avrupa’da enflasyon ve işsizlik verileri çerçevesinde Lagarde’ın konuşmasıyla birlikte volatilite artabilir.

Asya’da, Trump’ın Çin’e yönelik açıklamaları ticaret dinamiklerini yeniden gündeme getirirken bölgede makro veriler kırılımlar yaratıyor. Japonya’da enflasyon beklentileri istikrarlı seyrederken hizmet enflasyonu Ağustos’ta bekleneni altında kaldı. Çin tarafında ise büyümeyi canlandırmaya yönelik teşvik mesajları sürüyor; Güney Kore Merkez Bankası politika faizini yüzde 2,50 ile sabit bıraktı.

Türkiye’de ise geçen hafta satış ağırlıklı bir görünüm hakimdi; BIST 100 endeksi yüzde 0,74 düşüşle 11.288,05 puandan kapandı. AA Finans’ın yaptığı beklenti anketleri çerçevesinde Ağustos ayı tüketici enflasyonu ve 2025 yılı ikinci çeyrek GSYH verileri merakla bekleniyor. Dolar/TL haftayı yaklaşık yüzde 0,5 artışla 41,14’ten tamamladı. Gelecek hafta Türkiye’de büyüme, enflasyon ve dış ticaret üzerinde odaklanılan veriler ve Hazine nakit dengesi yakından izlenecek.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o888dfa08-2cce-4479-a60a-d0308aa6225f.webp

ABD’de Tarım Dışı İstihdam Verileri ve ADP Raporu: Piyasalar Yeni Odakta

Sony, Popüler oyun konsolu PlayStation 5’in ABD’deki fiyatını 21 Ağustos’tan itibaren 50 dolar artıracağını duyurdu.

Global Pazarlama Başkan Yardımcısı Isabelle Tomatis, artışın “zorlu ekonomik koşullar” nedeniyle alınan bir karar olduğunu belirtti.

Yeni fiyatlar şu şekilde uygulanacak: Standart PS5 549,99 USD, PS5 Digital Edition 499,99 USD, PS5 Pro 749,99 USD. Aksesuar fiyatlarında değişiklik olmayacak; zam kararının yalnızca ABD pazarını kapsadığı belirtildi.

Fiyat artışının gümrük vergileri ve küresel piyasalardaki dalgalanmalar nedeniyle gerçekleştiği ifade ediliyor. Sektörde yalnızca Sony değil, Nintendo da kısa süre önce Switch modellerinin fiyatlarını artırmıştı.

Uzmanlar, oyun konsollarında “zam döneminin kalıcı hale geldiğini” vurguluyor. BBC’ye konuşan sektör yazarı Christopher Dring, “Artık oyun konsollarının zamanla ucuzladığı dönem sona erdi” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de PlayStation 5’in dijital sürümü şu anda 35-37 bin TL bandında satılıyor. ABD’deki fiyat artışının ardından, ithal olarak Türkiye’ye getirilen modellerin maliyetinin de yükselebileceği ve dolayısıyla fiyatların artabileceği öngörülıyor. Döviz kuru ve gümrük vergilerindeki değişikliklerin de etki yapması muhtemel. Bu durum, konsole almak isteyen tüketicilerin bütçesini daha da zorlayabilir.

https://junkyard.sfo3.cdn.digitaloceanspaces.com/n1/images/o2c9cf7e3-1854-42cd-92e6-468f762517d4.webp

“küresel ekonomi” ile ilgili sonuçlar

Fed'den 9 ay sonra ilk kez faiz indirimi bekleniyor

ABD’de Tarım Dışı İstihdam Verileri ve ADP Raporu: Piyasalar Yeni Odakta

Sony ABD Fiyat Artışı ve Türkiye Etkisi