Eğitim-Bir-Sen'den Yeni Eğitim-Öğretim Yılı İçin Net Talepler: Öğretmen Memnuniyeti Ülkenin Geleceğini Şekillendirir

Bir milyonu aşkın eğitim çalışanını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşmesi sürecinde taleplerin kamu işvereni tarafından yeterince dikkate alınmaması nedeniyle yeni eğitim-öğretim yılı maalesef buruk bir başlangıç yapıyor.
Eğitim-Bir-Sen, bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor: Öğretmenlerin işlerinden duydukları memnuniyet ya da memnuniyetsizlik, doğrudan eğitimin niteliğini ve dolayısıyla ülkenin geleceğini etkiliyor. Öğretmenlerin umutsuzluğa kapılmaması ve kaliteli hizmet sunabilmesi için onlara iyi bir eğitim sistemi, iyi bir çalışma ortamı ve yeterli imkanlar sağlanmalıdır. Mevcut koşulların, onları “mutsuz mecburlar” haline getirme riski taşıdığı göz ardı edilmemeli; sorunların çözümü ve beklentilerin karşılanması için kararlı adımlar atılmalıdır.
“Öğretmen atamaları ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmalıdır” ilkesinden hareketle, enflasyonun alım gücünü aşındırdığı ve sabit gelirlileri zorlaştıran günlerde eğitim çalışanlarının ücret kayıpları telafi edilmeli; enflasyona ezdirilmeyecek iyileştirmeler hayata geçirilmelidir. Eğitimin niteliğini artırmak ve okullar arasındaki eşitsizlikleri gidermek, derslerin boş geçmemesi ve kadrolu öğretmenlerin görev yapması için hayati öneme sahiptir. İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta ve yeterli aday bulunmasına rağmen bu ihtiyaç karşılanamamaktadır. Bu tablo, “önce eğitim” vizyonuyla çelişmektedir.
Öğretmenler için kalıcı çözümler talep edilmektedir: Öğretmen atamaları, ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmalı ve ücretli/contract öğretmenlik uygulamasının olumsuzlukları son bulmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik, anayasal hakları sınırlamamalı; aile bütünlüğünü bozmayacak şekilde planlanmalı ve mesleğin itibarını zedelememelidir. Tüm sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir; kalıcı bir düzenleme beklenmeden, sözleşmelilere de kadrolu haklar tanınmalıdır. Bu uygulama tamamen kaldırılmalı ve kadrolu istihdam yerine, insan haklarına ve çalışma ahlakına uygun olan ücretli öğretmenlik yaklaşımı son bulmalıdır.
Okulların yardımcı personel ve ödenek sorunu da önemli bir meseledir: Okulların zorunlu harcamalarını karşılayabilecek doğrudan bir ödeneğe ihtiyaç vardır. İŞKUR’un İşgücü Uygulama Programı ise kalıcı çözümler sunmuyor; bu haliyle okulların personel ihtiyacına yeterince yanıt verememektedir. Her okula münhasır ödenek tahsis edilmeli; yardımcı personel ihtiyacı doğrudan karşılanmalı veya uygun kaynak aktarımı sağlanmalıdır.
Proje okulları konusunda da reform gereklidir: Proje okulları ve bu okullara öğretmen, yönetici atama ve görevlendirme esasları, amaç ve hedef bütünlüğüne uygun olarak, nesnel, eşit, adil ve erişilebilir kriterlere dayalı biçimde yeniden düzenlenmelidir.
Deprem bölgesindeki sorunlar da acil çözümler bekliyor: Bölgedeki eğitim kurumu ihtiyacı karşılanmalı; altyapı ve kapasite güçlendirilmelidir. Bölgedeki mevcut öğretmenler ile yeni atanacakların konutlarına ulaşımı güvence altına alınmalı ve görev sürekliliği sağlanmalıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, yeni eğitim-öğretim yılının umut dolu gelişmelerle geçtiği, verilen vaatlerin somut adımlarla karşılandığı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’na, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün aynı zamanda eğitimin sorunlarının da çözümü olduğunu bir kez daha hatırlatıyor ve gerekli adımların hızla atılmasını talep ediyoruz.
Son Güncelleme:6 Eylül 2025 14:31