Fransa'da siyasi istikrarsızlık borç krizini tetikliyor

Fransa'da yaklaşan siyasi belirsizlik, 8 Eylül’e dair hükümet değişikliği ihtimalinin finansal piyasaları nasıl etkileyebileceğini gündeme taşıyor. Ülkenin ya da Avrupa’daki finansal sistemin sarsılmasına yol açabilecek bir borç krizinin doğması ihtimali masadaki konulardan biri haline geliyor.
Avrupa’nın önde gelen pek çok ekonomisinin borç sorunları, tahvil satışlarını tetikleyen dinamikler olarak karşımıza çıkıyor. Borçlanma maliyetlerinin yükselmesi, hükümetlerin harcamalarını kısıtlayabilir ve bütçe dengelerini bozabilir; bu da kamu finansmanı üzerinde baskıyı artırıyor.
Fransa’nın kamu maliyesini kontrol altına almaktaki başarısızlığı, Ukrayna savaşı, küresel ticarete yönelik baskılar ve büyümenin zorluklarıyla birleşince, tahvil piyasaları tarafından cezalandırılıyor.
Banka sektöründe de yankılar sürüyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un erken seçim kararına paralel olarak geçen yıl görülen siyasi gerilim, bu yıl da gölgesini sürdürürken BNP Paribas, Societe Generale ve Credit Agricole’in hisseleri son bir haftada yaklaşık %8 geriledi. Bu düşüş, toplu piyasa değerinden yaklaşık 15 milyar avroya denk geliyor; CAC 40 endeksindeki kaybın yaklaşık beşte birini oluşturuyor.
Son 12 ayda Fransa tahvillerinin Almanlara karşı risk primi 40 baz puandan 80 baz puanın üzerine çıktı; bu seviye 2012 borç krizi sonrası gördüğümüz en yüksek seviyelerden biri olarak öne çıkıyor.
Fransa’nın büyümesinin 2025 yılının ikinci çeyreğinde yalnızca %0,1’de kalması, yüksek borç yüküyle birleşince durgunluk riskini daha da artırıyor.
Ekonomistler, siyasi belirsizliğin kredi talebini yavaşlatabileceğini ve temerrüt risklerini yükseltebileceğini ifade ediyor. Carrefour’un CEO’su Alexandre Bompard da belirsizlik ortamının ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor.
Fransa’nın kamu borcu yaklaşık 3,2 trilyon avroya ulaşırken bunun euro bölgesinin toplam borcuna oranı yaklaşık %20’ye denk geliyor.
Sağ partilerin Brüksel’in kemer sıkma politikalarına karşı yükselen eleştirileri, borç krizinin çözümü için gereken mali disiplinin siyasi olarak uygulanmasını zorlaştırıyor.
İşsizlik %7,4 civarında seyrederken stagflasyon benzeri bir tablo ortaya çıkıyor. Bu yılın ilk yarısında Fransa’nın faiz ödemeleri 52 milyar avroyu buldu; bu rakam eğitim bütçesinin neredeyse yarısına tekabül ediyor.
2026’da sadece borç faizine ödenecek miktarın 120 milyar avroya çıkması bekleniyor; bu da ülkenin toplam vergi gelirlerinin yaklaşık %15’ine denk gelen bir paya tekabül ediyor ve borç yükü hızla artıyor.
Uzmanlar, Fransız bankalarının ucuz değerlemelerine rağmen siyasi istikrarsızlığın yatırımcı güvenini zayıflattığını belirtiyor. Beş başbakan değişimi, iki yıl içinde ve parlamentodaki zorluklar, piyasalarda uzun vadeli belirsizliği artırıyor.
Fransa’nın bütçe açığıysa %5,5 seviyesinde seyrediyor; Avrupa Birliği’nin bütçe kuralları ise açığın en fazla %3 olması yönünde net bir hedef öngörüyor.
Son Güncelleme:6 Eylül 2025 09:32
Dünya

ABD Başkanı Trump: Venezuela askeri uçakları bizi tehlikeye sokarsa vurulacaklar

Essen'deki meslek lisesinde öğretmene yönelik bıçaklı saldırı: Saldırgan öğrenci yakalandı

Almanya yüksek gelirli çalışanlardan emeklilik için daha fazla katkı payı alınacak
