Fransa’da Kamu Borcu ve Hükümet Krizi: Bayrou’nun Azınlık Koalisyonuyla Gelen Düşüş Tehlikesi

Fransa’da ...
Fransa’da son yıllarda görülen kısa ömürlü hükümetler, yüksek kamu borcu sorunuyla birleşince siyasi krizin derinleşmesine yol açtı. Bayrou’nun kurduğu azınlık koalisyonu, düşüş tehdidiyle karşı karşıya. Macron’un 2022’de yeniden cumhurbaşkanı seçilmesiyle başlayan yeni hükümet serüveni, Elisabeth Borne, Gabriel Attal ve Michel Barnier’nin dönemlerinin sırasıyla 1 yıl 7 ay, 8 ay ve 3 ay sürmesiyle simgeleşti. AA muhabiri, ülkede 2024’te yapılan seçimlerden sonra yaşanan süreci ve hükümet krizlerini derledi. Macron, aşırı sağın oylarını yükselttiği 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından parlamentoyu feshedip erken genel seçime gitti. Haziran ve Temmuz 2024’te yapılan iki turlu seçimlerde Macron’un partisi oy kaybetti; muhalefetteki aşırı sağcı Ulusal Birlik RN ile Sosyalist Parti PS oylarını artırdı, ancak hiçbir parti ya da ittifak mecliste salt çoğunluğu elde edemedi. Solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakının en çok sandalye elde ettiği seçimler, Fransız tarihinin en parçalı meclis tablosunu çıkardı ve mecliste 3 ana blok oluştu: aşırı sağ, sol ve merkez sağ. Ayrıca Macron, parlementoda sahip olduğu nispi çoğunluğu kaybetti. Anayasa gereği dilediği kişiyi başbakan atama yetkisi olan Macron, geleneklere uygun olarak en çok milletvekili olan parti ya da gruptan başbakan atamak yerine meclisin en küçük partisi olan Cumhuriyetçilerden ılımlı bir isim olan Michel Barnier’yi 5 Eylül 2024’te başbakan olarak atadı. Barnier’nin kurduğu azınlık hükümetinde seçim galiplerinden kimse yer almadı; Barnier, “seçimin kaybedenlerinden” oluşan bir koalisyon hükümetine başkanlık etti. Bu durum, Fransa’nın yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor olması ve güçlü yürütmenin inşa edildiği 5. Cumhuriyet düzeninde azınlık hükümetinin göreve gelmesi anlamına geliyordu. Barnier hükümetine muhalefet büyük tepki gösterdi; Macron’u “mağlup” çıktığı sandık sonuçlarını yok saymakla ve ülkeyi siyasi istikrarsızlığa sürüklemekle suçladılar. Ancak seçimlerden yaklaşık iki ay sonra Barnier hükümetine karşı gelen sol ittifak baştan itibaren karşı çıkarken, aşırı sağcılar gensoru önergesi sunmayarak hükümete örtülü destek verdi. Kamu borçlarıyla darda olan ve 2025 bütçesinin onaylanması seçimler nedeniyle geciken ülkede Barnier’nin ilk zorlu sınavı bütçe tasarısına ilişkin görüşmelerdi. Barnier’nin 40 milyar avro tasarruf ve 20 milyar avro vergi artışı öngören bütçe tasarısında solcular ve aşırı solcularla uzlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine solcular ve 3 aydır hükümete örtülü destek veren aşırı sağcılar Barnier’ye karşı gensoru önergesi sundu. Mecliste 4 Aralık’ta yapılan güven oylaması 311 milletvekilinin oyuyla Barnier hükümetinin sonunu getirdi; Fransa’da 1962’den sonra ilk kez bir hükümet muhalefetin gensoru önergesiyle düşürülmüştü. Barnier hükümetinin düşmesi Fransa’da bir süre hükümetsiz kalacağı endişesini artırdı; Macron’a yönelik istifa çağrıları da yükseldi. Ancak Macron, görev süresinin dolacağı 2027 yılına kadar istifa etmeyeceğini yineledi. Yeni bir ismin başbakanlık koltuğuna getirilmesi için yaklaşık iki hafta süren siyasi parti liderleriyle görüşmeler sürerken, mecliste en fazla sandalye sahibi olan solcu NFP ittifakı hükümet kurmaya hazır mesajı verse de Macron’un tercihi yine aşırı sağın “hayır” demeyeceği merkez sağcı bir isimden yana oldu. MoDem üyesi François Bayrou, 13 Aralık 2024’te başbakanlık koltuğuna getirildi. 23 Aralık’ta Bayrou’nun kurduğu yeni hükümetin de aşırı sağcıların onayını aldığı iddia edildi. Son haftalarda sosyal medya kullanıcılarının ve muhalefetin 2026 bütçesiyle ilgili talepleri yükselirken Bayrou’nun bütçe çıkmazı nedeniyle düşürülen selefi Michel Barnier ile aynı kaderi paylaşabileceği söylentileri yayıldı. Bayrou da bazı resmi tatillerin kaldırılması ve yaklaşık 43 milyar avro tasarruf yapılmasını içeren 2026 bütçesinin görüşülmesi öncesi hükümeti güven oylamasına götüreceğini açıkladı. Meclis 8 Eylül’de yapılacak güven oylamasında aşırı sağcılar ve solcuların oluşturduğu muhalefet, hükümeti düşürmek için oy kullanacağını bildirdi. AB üyesi ülkeler arasındaki 2024 yılında Fransa, kamu borcunun GSYH’ya oranı açısından en yüksek üçüncü ülke konumunda bulundu; yüzde 113 ile. Aynı dönemde bütçe açığı yüzde 5,8 ile AB içinde en yükseklerden biri. Hükümet, kamu borcunu çevirmek için tasarruf tedbirleri uygulamaya çalışıyor fakat hazırlanan bütçe taslağı muhalefet tarafından “kemer sıkma politikaları” olarak eleştiriliyor. 2025 bütçesi Ulusal Meclis’te onaylanamadı; görüşmeler hâlâ uzlaşıya varmıyor. Hükümet düşmesi olasılığıyla karşı karşıya kalan Bayrou’nun muhalefetin desteğini almak için ikna çalışmaları sürüyor; 8 Eylül oylamasına yaklaşıldıkça 3 seçenek netleşiyor: yeni bir başbakan atamak, erken genel seçimlere gitmek veya istifa etmek. Macron’un istifa etmesi beklenmiyor; görev süresinin dolacağı 2027 yılı yakın. Ancak iktidar kanadı daha kolay bir Meclis tablosu ve daha hızlı uzlaşmayı umuyor. Bayrou hükümetinin düşmesi halinde en güçlü seçenek, Macron’un yeni bir başbakan ataması olarak öne çıkıyor. Kulislerde üçüncü kez merkez sağ bir isimle ilerleme ihtimali tartışılıyor; Savunma Bakanı Sébastien Lecornu’nin adı sıklıkla masada. Merkez solun koalisyon desteğini almak da ihtimaller arasında bulunuyor. Kamuoyu yoklamaları da tansiyonu yansıtıyor. Birçok ankete göre meclisin feshedilerek erken seçime gidilmesi yönünde görüşler ağır basıyor. Elabe’nin BFMTV ve La Tribune Dimanche için yaptığı 30 Ağustos anketi, olası erken seçimleri öngörüyor: RN yaklaşık %31 ile birinci, solcu NFP ittifakı %23,5 ile ikinci çıkıyor; Macron’un iktidar ortakları ise 2024’e kıyasla yaklaşık 7 puan gerileyerek %14’e iniyor.
Son Güncelleme:2 Eylül 2025 09:38