Haftada 4 Gün Çalışıp 3 Gün İzin Yapmak Mümkün mü? Yeni Çalışma Modeli Araştırmasından İlginç Sonuçlar

Bir araştırma, haftada dört gün çalışma ve üç gün izin yapmanın üretkenlik ve verimlilik üzerinde olumlu etkiler yarattığını gösterdi.
Boston College araştırmacıları, 6 ülkeden 141 şirketi kapsayan bir çalışma yürüttü. Çalışmada 2.896 çalışan; tükenmişlik, mesleki tatmin, fiziksel sağlık ve ruh sağlığı gibi dört temel kriter incelendi.
Sonuçlar, çalışan sağlığında iyileşmeler yaşandığını ve işte verimin arttığını gösterdi. Baş yazarı Wen Fan şu yorumu paylaştı: “Çalışanların sağlığında ciddi iyileşmeler saptadık. Şirketlerin de üretkenlik ve kârlılık bakımından kazançları oldu. Araştırma bittikten sonra katılımcıların yüzde 90’ı dört gün çalışma modelini sürdürmeyi seçti.”
Araştırmanın bulguları, 2.896 kişi üzerinde öncesi ve sonrası verilerin analiziyle tükenmişlik, iş tatmini, ruh sağlığı ve fiziksel sağlıkta iyileşmeler olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Nature Human Behaviour’da yayımlanan şu ifadeler dikkat çekiyor: “Hem şirket düzeyinde hem de çalışan düzeyinde çalışma saatlerindeki azalmalar refah kazanımlarıyla ilişkili; birey düzeyindeki azalmalar ise refah artışlarını daha belirgin kılıyor. Bu ilişkinin aracılığını üç temel faktör destekliyor: iş becerisinde iyileşme, uyku problemlerinde azalma ve yorgunlukta azalma.”
Sonuçlar, gelir kaybı endişesi olmadan uygulanabilen dört günlük çalışma haftalarının refahı güçlendirdiğini gösteriyor.
Küresel bağlamda Çin’de “996” denilen çalışma düzeni hâlâ yaygın; sabah 9’dan akşam 9’a, haftada altı gün mesai birçok sektörde normal karşılanıyor. Hindistan’da da teknoloji ve finans başta olmak üzere talep yüksek; uzun mesailer, küresel talepleri karşılamak için adeta zorunluluk hâline geliyor. Profesör Fan, “Çin, Hindistan, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde çok çalışmak bir prestij unsuru olarak görülüyor” diyor.
Japonya’da ücretsiz fazla mesai o kadar yaygın ki, aşırı çalışmadan ölümü ifade eden özel bir terim bile var: Karoshi. Ülkenin iş piyasası uzmanı Hiroshi Ono’ya göre iş, sadece bir görev değil; toplumsal bir ritüel olarak da algılanıyor. Erken işe gidip geç çıkmak, yapılması gerekenler nedeniyle değil, bağlılığı göstermek için yapılan bir davranış. Kolektif kültür bu etkileşimi güçlendiriyor; izinler ve yeni baba hakları genelde kullanılmıyor. Erkek çalışanlar bir yıla kadar izin hakkına sahip olsa da çoğu bu hakkı kullanmıyor, çünkü iş arkadaşlarına yük olmak istemiyorlar.
Profesör Fan, kendi araştırmaları ve benzer çalışmaların, fazla çalışma kültürünün hâkim olduğu ülkelerde bile bakış açısını değiştirebileceğini düşünüyor. İzlanda’da iş gücünün yüzde 90’ı ya daha kısa sürelerle çalışıyor ya da haftalık iş günlerini azaltabiliyor. Tokyo’da dört gün çalışma sistemine geçiş için projeler hazırlanıyor. Güney Kore’de ise bu yılın sonbaharında benzer bir uygulamanın denemesi başlayacak.
Son Güncelleme:1 Ocak 1970 00:00