Nilüfer Apartmanı davasında 9 kamu görevlisi ve dönemin belediye başkanı Hasan Tümer hakkında dava açıldı

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Şubat depremlerinde Nilüfer Apartmanı'nın yıkılması sonucu 56 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak, aralarında dönemin Odabaşı Belediye Başkanı Hasan Tümer'in de bulunduğu 9 kişi hakkında 'bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçlamasıyla dava açtı. Savcılık, sanıklar için 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Müşteki avukatı Hasan Hüseyin Aşkaroğlu ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Nilüfer Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili ihmalin cezalandırılması için hukuki mücadelenin süreceğini belirtti. Olay, 6 Şubat'ta Antakya'nın Odabaşı Mahallesi'nde yıkılan Nilüfer Apartmanı ile ilgili olarak gerçekleşti ve 56 vatandaşımız hayatını kaybetti. Soruşturma kapsamında şu kişiler hakkında dava açıldı: - Müteahhit Murat Fuatoğlu - Şantiye Şefi ve Statik Proje Müellifi Süleyman Sürmeli - Yapı Denetim Şirketi Yetkilisi Ayhan Karan - Proje ve Uygulama Denetçisi Bülent Seküçoğlu - Uygulama Denetçileri Mehmet Haşim Eraslan ve Eşref Taner Özkaya - Kontrol Elemanları Süleyman Çağan ve Döndü Türker - Zemin Etüt Raporu Hazırlayıcıları Erkan Alpaslan ve Evren Gümüş İddianamede ayrıca dönemin Odabaşı Beldesi Belediye Başkanı Hasan Tümer'in yanı sıra 8 başka kamu görevlisinin de adı bulunuyor: - Eski Başkan Vekili Atıf Yeşil - İmar ve Şehircilik Müdürü Nursel Aydın - Fen İşleri Müdürü Kemal Kadıoğlu - İmar ve Şehircilik Müdür Vekili Nuriye Elçin Eryetli - İnşaat Teknikeri Arif Murat Elçi - İnşaat Mühendisi Mehmet Bük - Sağlık Memuru Ekrem Karabacak - Makine Mühendisi İbrahim Burak Keser İddianameyi kabul eden Hatay 5. Ağır Ceza Mahkemesi, ana dava dosyası ile bu 9 kamu görevlisine ilişkin dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Birleşen dosyada, kamu görevlileri 16 Ekim'de ilk kez hakim karşısına çıkacak. Müşteki avukatlarından Aşkaroğlu, süreci şu sözlerle değerlendirdi: 'Elim deprem felaketinden hemen sonra sağlıklı bir soruşturma yürütülebilmesi ve delillerin kaybolmasının önüne geçebilmek için sürecin takipçisi olduk. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, kamu görevlileri hakkında soruşturma izni talep etmiş; Hatay Valiliği ise bu izni vermemiştir. Ancak Adana Bölge İdare Mahkemesi’nin kararıyla soruşturma izni verilmesi sağlandı. Bu gelişmenin ardından tamamlanan soruşturma, birleştirme talepli iddianameyle Hatay 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve dosya birleştirildi. Hukuk mücadelemiz, adaletin tecellisi için daha geniş bir perspektiften benzer ihmal ve sorumlulukların da araştırılmasını gerektirmektedir.'